fatih terim ekolü

• 1

  dunya futbol tarihinde yerini almis ekoldur.
  
  surekli hucumdur. surekli baskidir. en iyi savunma hucumdur bu ekolde. mağlubiyeti asla kabul etmemektir. saha içinde galibiyete olan hırs o kadar yüksektir ki duygulara hakim olunamaz.
  
  oyuna 90 dakika hukmetmektir. takim gerektiginde aktif dinlenme yapar.
  
  bu ekolde galatasaray futbol takımı sahaya 11 kişi çıktığı sürece eksiği yok demektir.
  
  bu ekolde rakip kim olursa olsun biz kendi fubolumuzu oyanayacağız diye sahaya cikilir.
  
  final macina bile cift forvet cikilir bu ekolde. rakibe korku kendi oyuncusuna guven verir.
• 2

  (bkz: böyle bir şey yok ama olabilir de)
• 3

  (bkz: korkusuz olmak)
  (bkz: kendi futbolunu kabul ettirmek)
  (bkz: hücum futbolu)
  (bkz: bam bam bam)
• 4

  defansında oynayan egemen'e, bekir'e, hasan ali kaldırım'a bakmadan hala salak salak barcelona taktiği uygulamaya çalışan türk futbolu'nun ekol olabilmek için tek şansıdır.
• 5

  savunmaya çalışmak yerine hücumu düşünmek üzerine kuruludur. pek çok açıdan bakıldığında evet bir ekoldür. sistemli değildir ancak sonuca gider. bizim halkımıza, futbolcumuza, anamızın ligine vs. daha uygun bir anlayıştır. şahsen 90 dakika oyun disiplininden taviz vermeyen, sağlam ve garanti oynayan, hep kısa paslarla hücuma çıkan bir türk takımı hayal edemiyorum. belki ileride o günler de gelecek. kim bilir.
  
  edit: yorumların genelinden de anlaşılacağı üzere psikoloji ön plandadır. aslanlar gibi... cesur... korkmadan, yılmadan, bitmeden, tükenmeden...
• 6

  sistem olarak esnektir. bir çok diziliş uygulanabilir ama sabit olan bir şey vardır o da ilk öncelik hücumdadır.
• 7

  carlo ancelotti ile paralel bir oyun anlayışına sahipler. hangisi, hangisinden aldı veya ikisi kimden aldı orasını bilmiyorum.
• 8

  dogaclama tadi olan bir oyun yaklasimidir. belli taktiksel duzen olsa da hic bir zaman kati kurallar icerisinde hareket etmez oyuncular. ozellikle oyuncular turk olunca ortaya cikan tam bir kaostur. o yuzden rakip takimlar taktiksel olarak seni cozse bile her an ne yapabilecegi belli olmayan bir takimla karsi karsiya gelirler.
• 9

  taktik dizilişin, rakamların, oyuncuların hiçbir farkı yoktur. sadece ceşitli özellikler barındırır.
  
  - sürekli hücüm dusunen bir yapı,
  - sürekli pres yapan bir takım,
  - saha içinde defans, orta saha ve hücüma liderlik yapabilcek birer oyuncu,
  - bitiriciliği yüksek bir forvet,
  - çoşku, tempo,
  - kaybettiğinde bile gurur duyulacak bir takım,
  - ve en önemlisi cesaret !
• 10

  pasa dayalı olmadığı iddia edilen futbol ekolüdür. o zaman sizi aykut kocaman'ın 3 ön liberolu bilimsel pas futboluna alalım. sözlükte aykut kocaman'ın futbol aklını beğeniyorum diyenler vardı da o yüzden yani. ayrıca gayet de pasa ve sonuca odaklı bir sistemdir fatih terim futbol ekolü. sürekli yan pas, geri pas yaptığımız kabız futbol anlayışını kimse hatırlamıyor sanırım.
• 11

  "sürekli savunmaya çalisarak yeniliyoruz, yenileceksek de bari hücum ederek yenilelim" felsefesi üzerine kuruludur. "en iyi defans oynamaktir" sözünden hareket eder.
• 12

  öncelikle duyguların, yüreğin, cesaretin, mücadelenin ve azmin ön planda olduğu futbol anlayışıdır.
  
  ayrıca her zaman genç bir türk futbolcuyu takıma monte ederek yetiştirme gayesindedir. türk futboluna ve galatasaray'a kazanç sağlamak ister.
• 13

  benim arkadaşlarla oyun oynarken çekinip yapamadığım fakat fatih terim'in gerçek hayatta ve çok önemli kulvarlarda korkmadan uyguladığı ekoldür. takım tam anlamıyla uygulayabilmeye başladığı anda izlemesi büyük zevk verir.
• 14

  tehlikeli bölgede suat'in adaminin belli oldugu taktikdir. aslan gibi cikip oynamayi gerektirir.
• 15

  en önemli silahı karşı taraftan bakınca bir türlü anlaşılamaması olan ekol.
• 16

  dünyanın en heyecan verici ekolüdür tartışmasız. takımın ilk ve tek hedefi hücumdur, geri vites yoktur. zaten bizim genlerimizde disiplin ve sisteme uyum gibi özellikler bulunmadığından türk takımları için tek geçerli sistem de budur. kaos sistemi de denebilir, sporcular kendi görevlerine körü körüne bağlı değildir. maç içinde topçular özellikle yetenekli olanları sorumluluk alırlar. aslında hoca tam olrak bunu istemez ama bir takımda birden fazla türk oyuncu olunca yapacak başka birşey kalmaz. zaten türk oyuculardan istisnalar hariç kendilerine verilen görevi eksiksiz yapmalarını beklemek büyük bir hatadır.
  uzun lafın kısası hoca türk milletinin özelliklerini en iyi bilen bir kaç kişiden biridir ve bu özellilere en uygun sistemi geliştirmiştir; ancak bu demek değildir imparator herhangi bir takımı alman disiplininde oynatmasın
  ver bayern i terim'e diğer takımlar ikincilik için kapışırlar. 10 senede en az iki kere şampiyonlar ligi şampiyonu olur.
  
  (u: ulan harbiden bayern'in başında fatih hoca olsaydı çıktıkları iki finalide kazanırlardı be!)
• 17

  türk futboluna yerleşmiştir. coşkulu futbol oynuyoruz biz yeaa diye hiddink'e saydıranlar vardı. coşkulu futbol değil o fatih terim felsefesi aslında. millet şimdi görmüyor ama fatih terim bunları kafamıza kazımış ve türk futbolunda çığır açmıştır. hiddink, lucescu, avcı bunları beğenmem nedenimiz aslında fatih terim felsefesini aramamız onlarda.
• 18

  (bkz: bam bam bam bam)
• 19

  fatih terim ekolü, takımın real madrid' le madrid' de oynayacak olsa bile takımına inanmaktır... öyle ya da böyle sonuç ne olursa olsun pes etmeyeceğini bilmektir, hepsinden önemlisi güvenmektir, sonuna kadar...
• 20

  (bkz: fatih terim futbol okulu)
• 21

  kaybederken bile gurur duyulacak bir ekoldur.
  
  (bkz: 9 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı)
• 22

  fenerli yavşakların rüyalarında gördüğü ekoldür, fakat cenazelerine aykut kocaman ekolü gider.
• 23

  başarıya ulaşma yüzdesi türkiye'de çok yüksek olan, uluslararası arenada da belli bir seviyenin üstünde kabul edilebilecek, ancak 1990'lı yılların başından 2000'e kadar olan dönemki haliyle 2010'lu yıllarda seyreden arasında büyük farklılıklar bulunan ekoldür.
  
  - 1996-2000 dönemindeki fatih terim ekolü, fizik-kondisyon değeri çok yüksek olan orta saha oyuncuları ile rakibe ceza yayı çevresinde başlayan bir pres uygulanması, pres sonrası rakibin pas hatasına zorlanması ve hızlı atağa çıkarak çok sayıda pozisyon ve gol bulmaya yönelikti. bu şekilde galatasaray çok gol atıyor, ancak forvet oyuncuları ile defans tandemi arasındaki mesafe uzadığı için çok da pozisyon veriyordu.
  
  - 2000'li yılların ikinci döneminde ise gerek italya'dan edindiği deneyim, gerekse de milli takım ve galatasaray dönemlerinde takım kurgusu çok daha farklı. öncelikle takım, eskisi kadar önde basmıyor, daha doğrusu, kazanma planını tam saha pres üzerine yapmıyor. zaten bunun için ne fizik-kondisyonu uefa kupasını kazanan takım kadar yüksek bir orta saha var, ne de fatih terim'in takımı bu kadar öne süren bir oyun planı. takım artık rakibe orta saha yayı üzerinde kısmi pres uyguluyor, eğer rakip çabuk paslaşabiliyorsa kendi ceza yayı çevresinde takım halinde alan savunması yapıyor, kontra atağa çıkamıyor, set oyunu oynuyor ancak set oynarken stoperler hariç tüm takım ileri çıkıyor ve rakibi kalesinde boğabiliyor, ancak bu sefer de kontra yediğinde sadece stoperlerle savunulan bir kalesi oluyor. eğer santrforlar rakibi boğabilecek kadar kondisyonlu değilse, yani elmander gibi değil de burak gibiyse, rakip kontraya daha rahat çıkıyor.
  
  hangi terim ekolü daha iyidir yargılamak bize düşmez, haddimiz değil. ancak gerçek tek şey terim'in ne olursa olsun hücumu düşündüğü gerçeği.
  
  zaten bir kural hiç değişmez,
  
  futbolculuğunda hücum oynayanlar teknik direktörken defansif oynatırlar,
  futbolculuğunda defansif oynayanlar teknik direktörken ofansif oynatırlar.
• 24

  en iyi savunma yapma oyunu oynamaktır şeklinde özetlenebilecek olan, sahadaki 11 kişinin topun hareketine göre dizilimini bozmadan kayması esasını uygulatan ekol. oynadığın oyundan zevk alma felsefesini de ciddi şekilde benimsemiştir.