kendisini severiz, sayarız, ama geçmişini unutmamak lazım. metin oktay'ın bizzat transfer ettiği, babasından emanet aldığı fatih terim de geçmişinde hatalar olan bir isim. her zaman sinirli, agresif ve kavgacı bir sporcu olmuş imparator.
"galatasaray kaptanı fatih, adana demirspor kaptanı erol'a kafa vurdu ve dişini kırdı..."
https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small "galatasaray kaptanı fatih antalyaspor maçında gördüğü kırmızı karttan sonra hakeme tükürdü..."
https://pbs.twimg.com/...jpg&name=900x900 "galatasaray ve milli takım kaptanı fatih fenerbahçe maçından sonra karaliç'i tokatladı..."
https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small bunlar gibi bir çok örnek bulabiliriz. zaman zaman bu karakterini teknik direktörlüğü dönemlerinde gördüğümüz imparator, sadece saha içinde değil, saha dışında da benzer olaylar yaşadı.
"galatasaraylı fatih gündüz aktuğ'u dövmek iddiasıyla aranıyor"
https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small hatta bir maçtan sonra bir emniyet mensubuna saldırdığı gerekçesiyle ceza aldı.
https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=small fatih terim gerek futbolculuğunda, gerek teknik direktörlüğünde bu ve benzeri bir çok olay yaşadı. belki hatalarını gördü ve düzeltmeye çalıştı, belki yaş aldıkça sakinleşti, belki hala yukarıda saydığım bazı olayları bir hata olarak görmüyor bile. bilemem. ancak, bir çok insanın tüm bu olaylar yüzünden geçmişte (belki hatta bugün bile) fatih terim'i galatasaray'a yakıştıramadığını biliyorum. yine de biz sayfanın diğer yüzüne de bakalım.
yazının başından beri fatih terim'den "imparator" diye söz etmem herhangi bir ima ya da kinaye içermiyor. kendisi galatasaray için çok emek harcamış, eriştiği başarıların yanı sıra galatasaray'a bir futbol kimliği kazandırmış birisi. bugün "galatasaraylıların sevdiği, istediği oyun" gibi ifadeler ile yüksek baskılı, bol pozisyonlu, rakibi ezen agresif hücum futbolunu anlıyorsak, bunda kendisinin payı büyük. zaten tüm bunlar sayesinde değil mi bu kredi? kendisi galatasaray düşmanları ile aynı safa geçip milli takıma gittiğinde bile bu yüzden küsmeden üzülmedik mi? muhteşem dönüşüne, "nerede kalmıştık?" sorusuna bu yüzden bu kadar sevinmedik mi?
şimdi, tüm bunları neden yazdım? olası arda turan transferini istemeyen biri olduğumu peşinen söylemek isterim. tek amacım hocayı anlamaya çalışmak. sanırım hoca arda turan'da biraz kendisini görüyor. onun da şans verildiğinde böyle katkılar sağlayabileceğine inanmak istiyor belki de. ama hocanın atladığı bir şey var. arda, aynı fatih terim gibi tüm bu olayların benzerlerini, saha içi tartışmalarını, hakeme saldırıları gerçekleştirdi, politize oldu, davalık oldu hatta daha ötesine geçip hüküm giydi. peki bizim galatasaraylılar olarak teşkil etmek istediğimiz örnek bu mudur? fatih terim'i bir istisna olarak değil, bir kural olarak mı var etmeliyiz? metin oktay'ın emaneti bu mudur? yüz binlerce galatasaraylı çocuğa vereceğimiz mesaj "ne yaparsan yap, ne suç işlersen işle, ne kabahatin olursa olsun önemi yok" mu olacak? işte tam olarak buna karşıyım. ben bir galatasaraylı olarak arda turan'ın galatasaray'ın kapısından girememesinin bir örnek olmasını isterim. ya siz?