resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 23501
    fatih terim yıllardır duygularıyla hareket eden bir insan oldu. kazandığı başarılarda da bu duygu yoğunluğunun etkisi var. arda turan konusunda da her zaman olduğu gibi duygularıyla hareket ediyor. senelerdir fatih terim'in alametifarikası olan futbolcuların sahada bir asker edasıyla savaşmasını sağlayan bu duygusal yoğunluğa 'evlatçılık' demek bana nankörce geliyor.

    emre çolak, engin baytar, semih kaya, onyekuru hayatlarında tek iyi performansı bu adamın yönetimi altında gösterirken 'fatih terim babamızsın', arda turan'ı evladı gibi görüp geri dönmesini isteyince 'evlatçı'.

    kabul edin arkadaşlar fatih terim hep buydu. duygularını hep zirvede yaşayan, aklının ve mantığının önüne koyan bir adamdı. örnek verecek olursak, ergin ataman'la aralarındaki temel fark da bu duygusal yoğunluktur. ergin hoca sakin kalmayı başarabilen, aklını duygularının önüne koyabilen bir adam.

    edit: (bkz: duygularım darmadağın anlayamazsın)
  • 23502
    galatasarayın büyük başarılara imza atmış hocası.
    tekrar söylemek gerekirse galatasarayın teknik drektörü, başka bir deyişle galatasarayın çalışanı.
    kendi keyfine göre müşterilerinin istemediği bir adamı sırf kendi isteğiyle almamalı bence alamaz da.
    egosu ile kulübün seçilmiş yöneticilerini eleştirmemeli, galatasarayı tümden yönetmeye talip ve istekliyse maaş alan tarafı bırakıp başkanlığa aday olması gerekir.
  • 23503
    hocanın son haftalardaki özellikle de son günlerdeki hal ve tavırları ünal aysal-fatih terim gerginliği ve istifa dönemini aklıma getiriyor.
    çok garip durumlar.
    arda turan mevzusunda ben kimseden istemedim diye vurgulayarak konuşması, onyekurunun numarasını ben bilmeden bilenler vardı demesi falan bunlar hiç hoş açıklamalar değil. bir de arkasından çözeceğim bulacağım vs diyor.
    yani en basitinden yönetimi hedef almamış olsa bile neden galatasaraydaki açığı kamerada söylüyorsunuz ki? durum aynı lise müdürünün istiklal marşında önce "birileri wc de sigara içiyormuş onları bulacam" vs demesine benziyor. e bu müdürü gülünç duruma düşürürdü o zamanlar biz "bulursun bulursun ehü ehü ehü" yapardık, sistemde açık yaratmak bize haz verirdi adeta, çocukluk işte.

    ne bileyim arkadaşlar hoca son dönemde bir garip. bir zorlu tiviti atıp bizi gazlıyor, aha diyoruz yönetim futbolcu taraftar diyoruz, pat!! karakterini yitirmiş vasıfsız yaşı geçmiş hayattaki en büyük birkaç başarısından biri galatasarayda oynamış olmak olan bir topçu için iç karmaşa çıkıyor.
    hakkımızda hayırlısı.
  • 23505
    artık hakikaten arda’ymış, selçuk’muş, zorlu’ymuş vs bunları bırakıp da saha içine kanalize olsa ne kadar iyi olacak. bu takımın sahaya konsantre olmuş bir teknik direktöre ihtiyacı var. sene başı alınan emre mor, nzonzi, falcao, andone, babel, seri, taylan, jimmy gibi oyuncuların tamamından sıfıra yakın verim alındı. bu bir rastlantı değil. fatih hoca lütfen artık bırakınız bu bomboş olaylarla vakit ve enerji kaybetmeyi. bu konularla biz galatasaray sevenleri de üzmeyi. takımı seviyoruz, saçma sapan polemikler, işimizi ve konsantrasyonumuzu negatif etkiliyor hepimizin.

    arda denen zampara sizin milli takım kariyerinizi mahvetti. imajınızı yerle bir etti.
    milli forma ile para ve alacak konularını aynı masaya koydu. insanları, milli takım izleyen milyonları rencide etti. lütfen geçiniz. arda turan yaptıkları ve yapmadıklarıyla kendi hayatını kendisi mahvetti.
    bunun rehabilitasyonunu bu kulüp yapmamalı. bu kulüp değil arda’nın saçma sapan hayatının sorumlusu. bunun yükümlüsü biz seyirci veya taraftar da değiliz, başkan da değil, fatih hoca siz de değilsiniz. yönetim veya takım arkadaşları da değil. arda’nın kendisi. bunun sorumluluğunu alsın. alamıyor, bununla yaşayamıyorsa da tedavi olsun psikolojik olarak. yaptıklarının götürüleriyle başa çıkmaya çalışsın.
    terbiyesizliğin, yozluğun, görmemişliğin, cahilliğin, utanmazlığın da bir yaptırımı olmalı bu ülkede. hadi arda bir kaç defa tanıdıklarıyla hukuku atlattı. ama galatasaray kültürünü alt etmemeli. bu bize yakışmaz. aman fatih hocam nolur dikkat!
  • 23506
    son yaptığı açıklamalarla mustafa cengiz'e en hafif tabiriyle ayıp etmiş teknik direktör. kulübün başkanı son sözü söylemiş konuyu uzatmanın ne anlamı var? birde ''ben olsam öyle demezdim'' diyosun. tamam sen deme hocam. galatasaray başkanı ne diyeceğini sana mı soracak? hem ne dedi adam? arda'nın karakteri bize uygun değil mi dedi? ki diyebilirdi. arda 3 senedir top oynamıyor neden alalım mı dedi? ki diyebilirdi. adam çıktı gündemimizde yok dedi. yalan mı? arda gündemimizde mi? sen bu konuda ne dedin? şahsen ben anlamadım. istiyor musun istemiyor musun? çocuk gibi laf gevelemek yerine daha net olursan böyle olaylar yaşanmaz canım hocam.

    bu arada sivas'tan 10 puan fark yiyen, şampiyonlar liginde 1 golü olan, sahada futbol adına hiçbir şey ortaya koyamayan takımın arda turan'la da işi olmaz. böyle devam edersen liseliler mustafa cengiz'i devirip kendi adamlarını getirdiğinde ilk işleri seni kovmak olacak. işte o zaman katar'da bir takımın başına geçip arda'yı da alırsın, selçuk'la belhanda'yı da oynatırsın.
  • 23507
    antrenman sahasında gazetecilerle röportaj yapıyor. arda konusunda ben yeterince net açıklama yaptım diyor. hiçbir gazeteci de nasıl net, neresi net, istiyor musunuz istemiyor musunuz diye soramıyor. madem net neden hala gelecek-gelmeyecek diye konuşuluyor. koskoca galatasaray'ın ve fatih terim'in daha önemli bir işi yok mu da biz haftalarca arda'yı konuşuyoruz ayıp yahu. istiyorsa da söylesin, istemiyorsa da söylesin.

    galatasaray 10 puan fark yemiş. takımın geleceğini dizayn edeceğiz güya falan. ama yine arda konuşuluyor ve ortada net bir şey yok. çok ilginç ve yazık.
  • 23508
    arda turan konusuna neden bu kadar kafayı taktığını anlayamadığım teknik direktörümüz.

    yani gerçekten tek problemimiz arda mı? ne kadar gereksiz işlerle meşgul oluyoruz. adam futbolu bırakmış, iki senedir halı saha maçına çıkmışlığı bile yok.

    bir el öpmeyle; galatasaray formasını giyip, milyon euro'ları cukkalamak bu kadar kolay mı yani? bu adam senin babanın cenazesine bile gelmedi be hocam. bir başsağlığı tweeti bile atmadı.

    bırak hocam artık şu çöp tenekesi yüzünden yönetimle takışmayı, taraftarı üzmeyi. bizim düşünmemiz gereken; ikinci yarıda nasıl bir hücum planı ile oynamalıyız, defansı nasıl düzeltmeliyiz, fenerbahçe medyasına nasıl karşılık veririz vs. olmalı.
  • 23510
    hakkında yıllarca konuşabiliriz. hatta bu konuşmaların sonunda bir yere varamayacağımızın da tahmini zor değil. fakat tüm formsuzluğuna rağmen it gibi kendisinden korkuyorlar. bunun sebebini gözardı edemeyiz. tüm yanlış, eksik ve inatçılığına rağmen fatih terimli galatasaray'ın neler yapabileceğini, zannediyorum bizden daha iyi biliyorlar arkadaşlar.

    https://twitter.com/.../1214196040804507649
  • 23511
    futbolculuk döneminde bildiğim kadarıyla şampiyonluk görememiş, galatasaray’da yaptığı teknik direktörlük görevinde ise 9 sezonda 8 şampiyonluk görmüş efsane. “teknik taktik bilmiyor sadece gaz var” laflarını şampiyonluklar, kupalar, avrupa kupaları vs. başarılarından sonra hala kurabilenlere şaşıyorum doğrusu. son olarak fatih terim galatasaray’ı iyi oynattığı zaman şampiyon galatasaray’dır. fatih terim galatasaray’ı kötü oynattığı zaman bu sefer şampiyonluğun en büyük favorisi galatasaray’dır.
  • 23512
    maalesef ki kibrinin takıma ve kendisine zarar verdiğini fark edemeyen teknik direktörümüz.
    daha önce kendisi hakkında "kendisine ceza vermek isteyen pdfk üyelerine istediklerini altın tepside sunan hoca" gibi eleştiri yapmış, ne ali koç trollüğümüz ne de başka takım taraftarlığımız kalmıştı.
    ortada hiçbir sorun yokken transferi söz konusu olan bir futbolcu için* kendisinin söylediği bir laf üzerinden başkan mustafa cengiz'in gündemimizde yok açıklaması egosunu öyle bir örselemiş ki çıkıp başkan hakkında "ben olsam o cümleyi kurmazdım" diyor. niye; çünkü hocamızın lafının üstüne kimse laf söyleyemez.
    yahu hocam, takımın başkanı mı olmak istiyorsun? ortada problem yokken sırf son lafı ben söylerim diyebilmek için halihazırda içeriden ve dışarıdan saldırı altında olan başkana arda turan yüzünden niye laf sokuyorsun?
    ben arda turan'dan nefret etmem ama sevmem de ama mevcut performans grafiğinde takıma zerre faydası olmayacak bir futbolcu için problem çıkartılmaz. malum medya organları; faruk süren'inden, duygun yarsuvat'ından ünal aysal'ına kadar hepsine koşa koşa gidip röportaj almışlar, sırf galatasaray'ı karıştırabilmek adına. ne sebeple? takımın başkanı transferi söz konusu olan bir futbolcu hakkında takımın teknik direktörünü referans gösterip bir söz söyledi ve takımın hocası bu lafı beğenmedi diye. insaf be!
    körü körüne savunabilirsiniz ama söylemleri galatasaray'a zarar verdiği anda ben de eleştirimi yaparım.
    şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve sorun; bu açıklamanın ne gereği vardı? bir tane mantıklı sebep söylerseniz eyvallah deyip bu entry'i sileceğim.
    halbuki tek cümleyle kendisini arda turan transferinden vazgeçirtebiliriz.
  • 23513
    takvimler sekiz nisan bin dokuz yüz seksen dört yılını göstermektedir, iki ezeli rakip galatasaray ve fenerbahçe şampiyonluk için çekişirken, hayati önem taşıyan bir maça çıkarlar. beraberlik iki takımada yaramamaktadır. o dönemlerde ortalığı kasıp kavuran bir trabzonspor gerçeği vardır. iki puanlık sistemle işleyen lig maratonunda, kendi sahasında döve döve de olsa kazanan trabzon takımı, deplasmanlarda stratejiyi bir puan üstüne kuruyor ve sağlam defansı, kalecisi, kötü saha şartlarınında yardımıyla bu planları tutuyordu. o yılı yine zirvedeki takımlar içinde en çok berabere kalan ekipti. bin dokuz yüz yetmiş dört yılında galatasaray takımına katılmış olup, kısa sürede oynadığı futbol ve takımına olan aidiyeti ile imparator lakabını alarak kaptanlığı yükselmiş fatih terim bu süreçte hiç şampiyonluk yaşamamanın verdiği gerginliği yaşamaktadır o tarihlerde. fırsat artık ayaklarına kadar gelmiştir şampiyonluk için, fenerbahçe'ye vurup geçecek, zirveye bir adım daha yaklaşacaktı galatasaray. iviç'in oynattığı göze hoş gelen fantastik futbol, galatasaray'ı bir adım öne çıkarıyordu bu dev maç öncesi. üç beş iki olarak oynattığı taktikte özellikle sağ açık öner kılıç'tan sağ bek çıkarması, öner'in dönemin önemli atleti abeba bikila'ya benzetilmesi, maç boyunca sağ kanatı şimendifer gibi kullanıyor olması, sol beke'de artık bitti denilen trabzonspor'dan transfer edilen çaycı lakaplı ahmet ceylan'ın müthiş performansı, iviç'in oynattığı futbola fiyaka katıyordu. trabzon'un o süreçteki yoğun başarısında karadeniz takımlarının da fazla olması etkendi. birkaç yıl önce galatasaray'ın şampiyonluğa tam yaklaştığı anda, trabzon'a yatan zonguldakspor, o dönem büyük tepki görmüştü, zonguldakspor'a istanbul'da oynanan her maçta sert bir şekilde tribünler tarafından hatırlatılıyordu. gelelim maça, henüz birinci dakikada dönemin yıldızlarından mirza seydiç'in attığı golle adeta bir sıfır önde başlarız maça. maç boyunca baskı devam eder, ali çoban, tarık hosiç, seydiç yüzde yüz goller kaçırır, fenerbahçe orta sahayı bile doğru düzgün geçemez. metin ve seydiç'e yapılan iki penaltıyı görmezden gelen yusuf namoğlu, olmayan bir pozisyonda yere düşen müjdat'a faul çalar. kalemizde de bir saatli bomba vardır haydar. daha önceleri orta sahadan atılan bir serbest vuruşta bursasporlu sedat üçten gol yemişliği vardır. topun başına o vakte kadar fenerbahçe'de bir varlık gösteremeyen suat karaliç geçer, tribünde herkeste bir dejavu oluşur, karaliç'de bursaspor kökenlidir, altı önce haydar'ın yediği o absürt gol aklımıza gelir, top çok uzun mesafeden direkten dönüp kafasına çarpıp içeri girmiştir bursaspor maçında, bildiğimiz bütün duaları ederiz ama haydar kapattığı köşeden topu içeri alır. o vakte kadar oley çeken tribünler bir anda susar. fenerbahçelilerde abartı bir sevinç oluşur sahada. yine sağlı sollu ataklar olur ama bir birin üzerine yatar fenerliler. samanlık yanmış fareye de kalmamıştır. karaliç tuhaf hareketlerle sevinirken maç sonu, seyircide tempolu bir şekilde "vur, vur, vur, vur" sesleri duyulur. aslında haydar'ı tokatlamaya hazırlanan imparator bu davete icabet eder ve karaliç'e okkalı bir tokat atar, yıllardır beklediği şampiyonluk yine kaçmıştır. uğursuzluk yaftası üzerine iyice yapışır, artık kademeli olarak isyan başlar ve devam eder. bir maçta hakeme tükürür, bir maçta birkaç maç önce fenerbahçe maçını satmış olan adanademirsporlu erol togay'a adana'da üç sıfır kaybedilen maç sonrası, erol'un onu kışkırtacak laf söylemesiyle kafa atar, ağzını burnunu dağıtır. evet asi, agresif bir imparatorumuz var ama tarihe bakıldığı vakit ne yaptıysa galatasaray için yaptığını görürüz. var ol imparator.
  • 23516
    sayesinde hangi spor programını açsam arda turan'ın galatasaray'a transferi konuşuluyor. ne kadar fenerli, beşiktaşlı yorumcu varsa, ellerini ovuşturarak, arda'nın büyük futbolcu olduğunu, galatasaray'a çok faydalı olacağını anlatıyor.
    ah be hocam! kibrin, egonun böylesi sana da zarar. sırf kameraların önünde elini öptü diye bitmiş bir futbolcuyu niye galatasaray'ın başına bela etmeye çalışıyorsun.
  • 23517
    ferguson’un otobiyografisini okuyanlar hemen hatırlayacaktır; sir takımının psikoloji ve motivasyonunu yukarı çekmek, aynı zamanda da rakiplerin psikolojisini bozmak amacıyla yaptığı bilinçli davranışları orada çok güzel anlatmakta. hatta bu konuyla ilgili yazdığım bir yazıda ilgili kısımları aktarmıştım, altta sadece yazının ilerisinde fatih terim özelinde değineceğim kısmı yazacağım:

    “sıra dışı numaralar yapmaya çalışıyordum. artık klasikleşmiş, sezonun ikinci yarısında tempomuz ve azmimiz yükselecek sözüm de bunlardan biriydi. carlo ancelotti’nin 2009 kışında bunu çözdüğünü gördüğümde şaşırmıştım. aşağı yukarı şöyle bir cümle söylemişti: alex united’la sezonun ikinci yarılarında daha güçlü olduğunu söylüyor ama biz de öyleyiz. gerçekten bunu her sene yapardım. sezonun ikinci yarısını bekleyin derdim ve işe de yarardı. bu sözler oyuncularımızın zihnine işlediği gibi, rakipler için de sürekli zihinlerini kemiren bir korku unsuru olurdu. onların gözünde manchester united sezonun ikinci yarısı bir işgal ordusu, bir cehennem azabı haline gelirdi.“

    şimdi buraya kadar tamam. ferguson’un nasıl zeki bir adam olduğunu her haliyle ortaya koyan bir davranış yaptığı. bir de bizim tarafımıza bakalım. fatih terim geçtiğimiz gün bir röportaj verdi. bu röportajda çok önemli bir kısım dikkatimi çekti, yine aynen aktarıyorum o kısmı:

    galatasaray'da hep ikinci yarılar farklı oldu. benim en büyük güvenim şu, beraber çalışma imkanımız var. avusturya'ya neredeyse genç takımla gittik. onun acısını da çektik. haftada 3 maç da oynamayacağız. daha diri, daha beraber çalışmış her şeyi iyi anlamış bir takım olacağız. yeni yılı kutlarken son maçımızdan sonra fazla da bir şey söyleyemedik ama baktığımızda galatasaray'ın nasıl oynaması gerektiğinden bazı işaretler, örnekler gördük diyebilirim.”

    anahtar cümle:“galatasaray’da hep ikinci yarılar farklı oldu.”

    baştaki ferguson demecine ne kadar benziyor değil mi?

    işte kurt teknik adamlık böyle bir şey. bazen rezil bir performans sergilersin ama yaptığın küçük bir hareketle her şey değişir. burada hocanın verdiği demeci çok değerli buluyorum. arda konusu bu kadar gündem olmasaydı rakipleri de epey baskıya alacak bir açıklama diyebilirim. kritik bir psikolojik hamle.

    bazen hocayı çok yeriyorum ama bu konuda da kimse övmeyince özellikle belirtme ihtiyacı hissettim. böylesi önemli bir demecin, psikolojik hamlenin dikkat çekmemesi üzücü bir şey.

    hepiniz fatih terim düşmanısınız. *

    şaka tabi canım...
  • 23519
    yedi düvele ve malesef istisnasız birlikte çalıştığı galatasaray başkanlarına karşı savaşan teknik direktörümüz.

    kendisine kesintisiz destek vermek gibi bir durum söz konusu olamaz. kesintisiz desteklenecek tek bir şey var o da galatasaray.

    fatih terim sık sık güc ve ego zehirlenmesi yaşayan bir insan. yapılacak en kötü şey onu kesintisiz desteklemek, şakşakçılığını yapmak olur.

    fatih terim yapıyorsa bir bildiği vardır...

    bu cümle fatih terim'in lanetidir. 2020 yılında selçuk inan'ı galatasaray 11'ine musallat eden, arda da arda diye tutturmasına sebep olan ve camianın huzurunu katır tepmişe döndürendir. linnes'e lisans çıkartmayandır. her hafta aynı şeyi yapıp farklı sonuç bekleten, koca bir ilk devre 4-1-4-1'in en saçma halini taraftara izletendir. hasan şaş gibi, ümit davala gibi yeteneksiz yardımcı hocaları takımın ayağına pranga yapandır.

    fatih terim'in her şeyden çok eleştiriye ihtiyacı var.
    fatih terim'den çok fatih terimciliğin fatih terim'e bile faydası yok ki galatasaray'a olsun.

    bu adamı alkışladığımız kadar yapıcı şekilde eleştirmeliyiz de. aksi taktirde kariyeri bitmek üzere.
  • 23520
    yedi düvele karşı savaşan don kişot'umuz, pardon teknik direktörümüz.*

    fatih hoca, dördüncü döneminde fazlasıyla sıkıntıya rağmen başarılı oldu ama başarıya giden yolda hem kendini hem de takımı motive edebilmek için hep bir düşman ve kaos yaratmayı ihmal etmedi. her ne kadar rakipleri gerçekten organize ama amatör ve profesyonel bir kötülük çabasına da girişse başarılı ve motive olmak için bir düşmana ihtiyaç duyuyorsanız bir yerlerde eksiğiniz var demektir.

    iki sezondur oynanan kötü futbolun üstünü hoca sezon içinde kaos ve tff, federasyon, kulüpler birliği ile, sezon sonunda da başarılarıyla bir güzel örtmeyi başardı. fazlasıyla mevcut olan özgüven ve kredisi de başarıları ile daha da arttığı için hiç eleştirilemez ve sorgulanamaz, her kararına güvenilir bir otorite haline gelmiş oldu ki, bana kalırsa bu durum hocanın fazlasıyla hakkıdır.

    ancak, her zaman zirvede kalamıyorsunuz ve bazen dibi görebiliyorsunuz. nitekim, iki sezondur başarı gelmesine rağmen oynanan kötü futbol, eleştirilmeyen ve sorgulanmayan koşulların etkisiyle iyice hızlanarak dibi gördü. dibi gördükten
    sonra da haliyle eleştiriler başladı ve bu eleştirilerden herkes nasibini alsa da neyse ki asıl odak nokta "kötü futbol" oldu.

    fatih terim 2019-2020 sezonunda da saha dışı megaleler edindi ama sezon başında ali koç ile girdiği polemik*, bir önceki sezonki kadar etki yaratmadı, hatta olumsuz etkiledi. oyuna yönelik eleştirilerin iyice yükselmesiyle de fatih hoca dördüncü döneminde ilk kez oyuna odaklandı ve 28 aralık 2019 galatasaray antalyaspor maçı ile bu konuda bir adım attı. ayrıca, atmış olduğu zorlu twitiyle istediği motivasyon ortamını da oluşturdu.

    baktığımız zaman, bana kalırsa eleştirilemez ve sorgulanamaz olmak hemen hemen her insana olabilecek gibi fatih hoca'ya da iyi gelmedi. çünkü, zirvede bile olsanız, bu sizin mükemmel olduğunuzu göstermiyor ve geliştirmeniz veya düzeltmeniz gereken şeyler oluyor. mesela, fatih terim'in en çok eleştirildiği sezonlardan biri efsanevi 1999-2000 sezonudur.

    bu yüzden, yıkıcı değil ama yapıcı ve doğru eleştiriye ve bu eleştiriyi en başarılı olduğu zamanda bile yapacak gerçek arkadaş, yoldaş ve taraftarlara her teknik direktör gibi imparator fatih terim de ihtiyaç duyuyor.
  • 23522
    yedi düvele, galatasaray başkanlarına, galatasaray “seyircisine” karşı savaşan teknik direktörümüz.

    arda’yı galatasaray başkanı ve taraftar istemiyor diye istiyor, selçuk’u taraftar istemiyor diye oynatıyor, taylan antalyalı‘yı taraftar istiyor diye oynatmıyor.

    dosta korku düşmana güvenveriyor.
    evlatları koruyup, “seyirci” yi aslanların önüne atıyor.

    ferguson ikinci yarı daha iyi olacağız derken ilk yarının bitmesini bekliyordu. fatih terim daha ilk yarının yarısı gelmeden ikinci yarıyı işaret ediyor, futbolcuların gözünde psikolojik olarak ilk yarıyı bitiriyor. ilk yarıda rakiplerin gözünü açıyor, bitik takım görüntüsü çiziyor.

    böyle kurt teknik adamlık olmaz.
  • 23523
    insanlara yaranılmayacağının en büyük kanıtı. insanları sırtında taşırsın da bir gün indirirsin o gün senden kötüsü yoktur. işte 2019-2020 sezonunda fatih terim'in yaşadığı budur.
    kendisi kurt hoca falan değil rakipler de gitmesin diye her gün dualar ediyor. aynen. neyse sekiz şampiyonluğu üç farklı takımda evlatçılık yaparak gaz vererek kazandı.
  • 23524
    kendisini eleştiren insanlar fatih terim'in başarısız olduğunu söylemiyor. aksine yaptığı hatalardan dem vuruyor. fakat sözlük genelinde fatih terim'i eleştiren herhangi bir yazıdan sonra direk yazarlar nankörlük ile suçlanıyor.
    demokrasinin ve ileri toplumların bizden en büyük farkı eleştirilebilme ve bunu tolere etmedir. hatalarından ders alıp, yapıcı eleştirileri kendisi için avantaja çevireceğine aksine daha fazla öfkelenmek tam türk tipi bir davranış.
    galatasaray'ın ortak menfaatlerini düşünen aklı selim herkes çıkarımlarda bulunuyor ve bunun için çabalıyor. galatasaray sözlük gibi kalbur üstü bir platformda her yazarın yazdığı entry çok önemli ve değerli. fatih terim başlığında olumsuz yazılan her yazıdan sonra insanları nankörlükle suçlamak bana göre bu sözlüğe yakışmıyor.
    hocanın koyu bir fanı, aşığı, yaptığı her hamleyi koşulsuz kabul edebilirsin. bu diğer insanların hocayı eleştirmeyecek ve kabul edeceği anlamına gelmiyor.
    galatasaray başkanları ile hocanın problemlerini anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum. buna hangimiz itiraz edebiliriz. sene başından beri hoca saha ile değilde dışarısı ile ilgilenmeyi kendine misyon edindi. cellat gibi bekleyen, ceza vermek için ellerini sıvazlayanlara malzemeyi verdi ve bir çok ceza aldı. bunun böyle olacağını hepimiz tahmin edebiliyorken hoca bu duruma nasıl kayıtsız kaldı.
    sahaya çıkan onbirler, forma adaleti konusunda ki sıkıntılar hepimizin malumu. bunları görmezden gelip sineye çekmek hocayı ileri değil geri götürecek. ben yaptım oldu diyip kestirip atmak hocaya yakışan bir davranışta değil.
    her galatasaray taraftarının efsanesidir fatih terim. metin oktay'ın hikayeleriyle büyümüş bir nesil olarak gözlerimizin önünde büyüyen bir efsane oldu fatih terim. gelecekte fatih terim belkide metin oktay'dan daha büyük bir efsane olacak. fatih terim galatasaray'ın ortak değeridir. sen çok sevebilirsin ama diğer taraftarlarda fatih terim'e saygı duyuyor. bunu sakın unutma sevgili sözlükdaşım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın