resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 22351
    ocak ayında yapması gereken ilk şey oyuncu transferinden önce kendisine iyi bir yardımcı bulmaktır. allah korusun yarın başına bir şey gelse gözü arkada kalmadan takımı emanet edebileceği bir isim yok. ne hasan şaş ne ümit davala ne de levent şahin bu ışığı vermiyorlar, fatih hoca hata yaptığı zaman onu düzeltemiyorlar, ufkunu açamıyorlar.

    beğenmediğimiz ersun yanal kemal özdeş'i yetiştirdi. abdullah avcı erol bulut'u yetiştirdi. 66 yaşındaki fatih terim bugün itibarıyla süper lig'deki en yaşlı teknik direktör, bazı şeyleri gözden kaçırması, futbol mantalitesini yenileyememesi gayet doğal. artık eskisi gibi her şeye yetemiyor. işler daha fazla kötüye gitmeden bugün beraber çalışacağı, yarın emekli olduğu zaman ise koltuğunu teslim edeceği bir isim bulmak zorunda.

    bunu da kimse fatih hoca'ya dayatamaz. böyle bir isme ihtiyacı olduğunu kendisi kabul etmeli ve bu ismi de kendisi seçmeli.
  • 22352
    malesef gazı bitti; eğer önümüzdeki seneyi kurtarmak istiyorsak bu seneyi yakıp terim'i gönderip yerine başarısızlığı üstlenecek bir hoca getirip (tudor, hamza, prandelli vs. ne varsa); sene sonunda tekrar terim'i göreve getirmeliyiz.

    hoca'nın çalışma prensibi bu şekilde yapacak birşey yok; biz terim'siz yapamıyoruz, ama terim ile de uzun soluklu plan yapamıyoruz.. arada reset atmadan olmuyor bu ilişki, kangren olduk kesip de atamıyoruz da, ne olacak böyle bilmiyorum.
  • 22354
    eskiden, saha içinde hırsını görürdük, takıma hırs aşılardı. artık maçları bir mancini edasıyla izliyor. yerine de birini yetiştirmemiş olması, gittikten sonra daha da bocalayacağımız anlamına geliyor. eskiden kötü sonuçta, fatih terim gelirse bu takım canlanır, diyorduk. artık onu da diyemeyeceğiz. ama, artık zamanının dolduğunu ve sezon sonunda veda edeceğini düşünüyorum. çünkü, devre arasında alınacak futbolcu ile olmaz, takımda bir sistem yok. şampiyon dahi olsak kişisel becerilerle olacak.
  • 22355
    beni ilk defa sportif nedenler ile üzen vanım hocamız.
    yeter ki geçmişte yaptığı hatalar ile üzmesin hata kendisinde bunu ne zaman idrak eder bilemem ancak er ya da geç idrak edecektir. sportif nedenler ile de biz galatasaray taraftarını bir kez olsun üzmeye hakkı olsun. henüz bir şey bitmemişken toparlama imkanı da var umarım o toparlama hamlesi gelir. ha gelmese bile canı sağolsun bir sezon değil on sezon sana feda olsun hocam. biliyorum ki hayalin galatasarayı en yükseğe taşımak.
  • 22357
    kendisine bir sezon degil on sezon feda diyenler, galatasaray markasinin terim aşkına bir daha toparlanamama riskinin farkinda mi acaba? bir sezon bile terim aşkına feda edilebilecek halde değil kulübün ekonomisi + ülkenin şu ekonomik durumu. bu sezon yani 2019-2020 sonunda şampiyonlar ligi'ne gidilemezse ve euro üzerinden milyonlar kazanilamazsa, ne terim kalir ne takim zaten. şu tek adama biat kültürü ne lanet bir şeymiş.
    terim'i herkes kadar ben de sevip sayiyorum ama işini düzgün yapmasini bekliyorum. koskoca bir markanin kocaman bir sezonunu çöpe atmasini da kabul etmiyorum. en kisa zamanda toparlanip kötü gidişe nokta koymasini, bunu yaparken de genç oyunculara şans vermesini, taylan gibi yeteneklere forma şansi tanimasini bekliyorum. bu takımın geleceği kimse için feda falan edilmez. istifa çığirtkanligi ne kadar saçmaysa "takim sana feda" arabeskligi de o kadar sacma.
  • 22360
    yıllardır kendisi için bu takımın arsene venger’i , alex ferguson’u olmalıydı diye düşündüğümüz hocamız. alex ferguson’un da arsene venger’in de berbat sezonlar geçirmişliği var. fatih terim de berbat sezon veya sezonlar geçirebilir. fatih terim galatasaray’ı her sene şampiyon olmayacak bu mümkün değil mevcut lig ve toplum yapısı nedeniyle. ondandır ya fatih terim 20 sene kulübün başında kalmalı diye kendimizi kandırmayacağız ya hocanın arkasında dimdik duracağız. taraftar arkasından çekilirse 2 günde yerler hocayı kendisini sevmeyenler.
  • 22361
    öncelikle şunu belirtmekte fayda var, ki dozunu aşan eleştirileri, hele hele hakareti hiç hak etmiyor fatih hoca. bu yüzden lütfen hocayı savunanları 'yalayıp yutan seyirciler', dozunda eleştirenleri - yani doğruları ve gerçekleri söyleyenleri - de galatasaray düşmanı ilan etmesin kimse.

    ben de - göreceli uzun - bu yazımda eleştireceğim hocayı. ama bu demek değil ki 'hoca istifa etsin' diyorum. bunun altını özellikle çizmek isterim. hocanın şu an istifa etmesi demek, içinde bulunduğumuz bu kaos ortamına, daha da büyük yaralar alarak gömüleceğiz demek. zira; hem mustafa cengiz'in geri planda kalan bir başkan profili çizmesi, hem uefa kriterleri, hem de mali durumumuzdan dolayı, orada fatih terim gibi bir tecrübenin ve fatih terim gibi bir figürün olması bizim için elzem. ama... burada koca bir 'ama' var.

    gelelim eleştiri konumuza... aslında birkaç farklı konudan bahsetmek istiyorum, ama ana konu fatih terim olduğu için buraya yazmayı uygun gördüm.

    kimse kusura bakmasın; ama 22 kasım 2019 galatasaray istanbul başakşehir maçı'na kadar süren 41 maçlık, iç sahada yenilmezlik serimizde fatih hocanın payı çok düşük.

    burada tudor sevicilik filan yapmayacağım pek tabii, ama bu iç sahadaki yenilmezlik serisinde iki önemli unsur var;
    1. tudor'un güçlü, baskılı ve tempolu iç saha oyunu
    2. bu oyunla beraber gaza gelen galatasaray taraftarı

    gaza gelen diyorum, çünkü fatih hoca'nın milli takıma gitmesinden sonra girdiğimiz duraklama dönemi ve tudor geldikten sonraki östersund faciası ile taraftarda bir bıkkınlık, bir ümitsizlik hakim olmuştu. ama ligin başlaması ile beraber ilk iç saha maçında takım o kadar iştahlı, o kadar tempolu bir oyun oynadı ki, taraftar olarak hepimiz gaza gelmiştik çünkü yıllardır beklediğimiz oyun işte tam da o oyundu.

    tudor'un tutunamamasının nedeni iç saha değil, dış saha maçlarıydı. içerdeki fenerbahçe maçı hariç. deplasman maçlarında alınan kötü sonuçlardan ziyade, iç sahadaki oyunun yanına yaklaşamayacak bir oyun oynuyor olmamız, taraftar tepkisini de yanında getirdi doğal olarak ve üst üste hatalar yapmaya başladı.

    neyse, asıl konumuza dönelim...

    fatih hoca tudor'un yerine geldiğinde, ki kendisi de söyledi defalarca, galatasaray'ın oyununda büyük değişiklikler yapmadı. hatta iç saha oyununa hiç dokunmadı diyebiliriz, ama dış sağa oyunu için yaptığı ufak değişikliklerle şampiyonluk geldi.

    hocayı eleştirmeye geçen sezondan başlayabiliriz pek tabii, ama yazıyı daha fazla uzatmamak adına bu sezona gelmek istiyorum.

    evet; 9 sezonda 8 şampiyonluk alan, uefa kupasını ülkemize getiren bir hocadan bahsediyoruz. ama bu sene yaptığı hatalar, bana fazlasıyla 2002-2003 sezonu'nu hatırlatıyor.

    o sezon da transferleri kendisi yapmış, yine kendi sistemi olan 4-1-4-1 ile oynamaya başlamıştı. ama elinde de yine kendisinin aldırdığı felipe vardı. safkan, o eski tip 10 numaralardan. sıkıntı büyüktü, zira kendi sisteminde bir 10 numaranın oynayabilmesi için, hagi'nin arkası ve önündeki emre, suat, okan, hakan şükür ve arif erdem gibi beşliye ve k.hakan-ergün / capone-ümit d. gibi bek rotasyonuna ihtiyacı olduğunu unutmuş gibiydi hoca. sistem işlemeyince de çareyi 'koşmuyor' diye eleştirdiği felipe'yi oynatmamakta buldu hoca.

    sistemi değiştirmek yerine, yani felipe gibi bir 10 numaraya göre bir sistem oluşturmak yerine, felipe'yi kenarda tutarak kendi sistemiyle oynamaya çalışması ona bir şampiyonluğa mal oldu.

    ama bjk'nin, yüzüncü yıl motivasyonu olmasa o sezon da şampiyon olacaktık muhtemelen. tıpkı geçen sezon (2018-2019 sezonu) olduğu gibi. bunu kötülük olsun diye söylemiyorum, ama birçoğumuz kendimize bile itiraf edemesek de, kabul etmeliyiz ki fenerbahçe veya beşiktaş yarışın içinde olsaydı, 2018 - 2019 futbol sezonumuhtemelen şampiyon olamayacaktık.

    gelelim bu sezona...

    şimdi burada sevgili dostum kaideyi taciz eden istina'ya bir parantez açmak istiyorum. zira özellikle 2019 - 2020 süper lig cemil usta sezonu'nun başından beri kendisi;
    - sorun belhanda'da değil dedi. linç ettiniz
    - bu takım 4-1-4-1 ve hatta 4-3-3 türevi hiçbir oyunu oynamaz dedi. sorun dizilişte değil dediniz linç ettiniz.
    - bu takım en iyi oyununu 3-1-4-2 ile oynar, zira beklerden dolayı takım ileride yerleşemiyor dedi. 3'lü oynamak için sürekli gidip gelebilecek ciğersiz iki tane bek lazım dediniz linç ettiniz.
    - 3-1-4-2 de geçiş oyununa ihtiyaç duyacağı için zaman lazım, o yüzden bu takım 4-4-2 oynayıp, kompakt kalarak rakibi 2. bölgede karşılamak zorunda dedi. 4-4-2 mi kaldı yıhaaa dediniz, linç ettiniz.

    şimdi bakıyorum, herkes 4-4-2'li, 3-1-4-2'li, 3-4-1-2'li kadrolar kuruyor.

    25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı'nın ikinci yarısına hoca 4-4-2 ile çıktı, seri kırmızı kartla atılana kadar oyunu domine ettik. maç sonu herkes 4-4-2'li kadrolar kurmaya başladı.

    1 ekim 2019 galatasaray psg maçı'na 3-1-4-2 ile çıktık, maç sonu herkes 3-1-4-2'li kadrolar kurmaya başladı.

    örnekleri daha da çoğaltırım. ama konu burada kaideyi taciz eden istisna değil veya hocadan daha iyi futbol bilgisi ve tecrübesi olduğunu iddia etmiyorum.

    ama anlatmaya çalıştığım şey hocanın vazgeçemediği takıntıları. yeri geldiğinde dünyanın en pragmatist teknik direktörü olup kazanması gereken maçı bir şekilde kazanmasını bildiği halde, 2 senedir istediği gibi oynayamayacağını bildiği oyuncularla hala kendi istediği oyunu oynatmaya çalışıyor.

    tıpkı 2002 - 2003 futbol sezonu'nda felipe'yi kenarda tuttuğu gibi, bu sene de seri ve nzonzi'yi kenarda tutuyor. hatta hepimizin hemfikir olduğu bir konu var ki, bu takıntılar yüzünden linnes tribünde oturuyor. elindeki oyuncu grubuna göre bir oyun bulup, o oyunu güçlendirmeye çalışmak yerine, her maç oyuncuları medyanın önüne atıyor.

    arkadaşlar, elimizdeki futbolcuların seviyesi belli. bu oyuncular gerizekalı değil. hocanın istediği oyunu oynayamayacaklarını biliyorlar. ama hoca inatla bu oyunu oynayabileceklerine onları inandırmaya çalıştı, ta ki 1 ay öncesine kadar. inandıramadığını anlayınca da laf arasında 'bu oyuncularla olmuyor'a getirdi hoca bütün basın toplantılarında.

    son olarak da şöyle toparlamak istiyorum...

    bu takım hocanın istediği oyunu oynayamaz. bu mali şartlarda da hocanın istediği oyunu oynayacak takımı kurmamız imkansız. tekrar ediyorum im-kan-sız. ha nasıl kurarsın, uzun vadede, yetiştire yetiştire kurarsın. ama kiralık oyuncular o oyunu oy-na-ya-maz-sın.

    velhasıl, hocayı eleştirdiğim en büyük nokta bu. inatçı ve ısrarcı olması en büyük özellikleri. ama takıntı konusunu artık bırakması lazım. 'benim de hayallerim, hülyalarım var' diyerek, uzun vadede yapılabilecek şeyleri, en kısa zamana sıkıştırmaya çalışarak imkansızlaştırmanın manası yok.

    inat ve takıntılarından sıyrılıp, elindeki oyunculara en iyi oyunu oynatmanın planlarını yapmak zorunda.
  • 22363
    an itibariyle askerlerine olan inancını yitirmiş bir komutan görünümündedir. atladığı çok önemli bir durum var. o askerleri seçen de kendisiydi . bu aşamada topu oyuncularına atması kabul edilebilecek bir hareket değildir.

    sene başında kurduğu takım zaten durağan bir oyun oynayacağı sinyallerini veriyordu . göz göre göre belirli isimlerde ısrar edildi ve bu noktaya gelindi . ilk transfer döneminde bu hataları yaptığı barizken , ara transfer döneminde tekrardan her şeye reset atacağını belirtmesi ve oyuncularına olan inancını yitirmesi , pes etmiş vari konuşması çok üzücü .

    her şeyi geçtim , aynı hataları yapmayacağına nasıl inanalım?
  • 22364
    rezil bir görüntü veren futbol takımını ocak ayından sonra düzelteceğine inanan teknik direktörümüz. bunu ne şekilde yapacak merak ediyorum. transferse transferin feriştahı geçtiğimiz yaz yapıldı. sistemse iki yıldır yapamadığı işi bir ayda nasıl yapacak. takımı en son ne zaman iki maç üst üste vasatın üstünde, amacı belli, düsturu belli top oynadı hatırlayan yok. galatasaray oyuncusu olabilmesi için kırk fırın ekmek yemesi gereken emre taşdemir ile mi, hiçbir şekilde yeterli olmayan ama ne hikmetse yıldız mertebesine çıkarılan ömer ile mi, veliaht prensi selçukla mı, küçük prens ahmet çalık ile mi. cidden nasıl olacak o iş?
  • 22365
    en çok ağrıma giden, 19/20 sezonu için hala iyi oynadığımızı söylemesi.

    hem iyi oynadığımızı söylüyor, hem de transferi işaret edip, taraftar sabredecek diyor. avrupa'da averaj takımıyız artık.

    kimse galatasaray'dan önemli değildir. ve bu oyunu galatasaray'a yakıştırıyorsa, hala çözüm olarak transfer istiyorsa (bu takım 2.5 yıldır onun) lafı dolandırmaya gerek yok. gitsin.
  • 22366
    savunurken de, yererken de had bilinmesi gereken kişilik. kendisini çöp ilan etmek de, berbat futbolumuza kızan taraftarı köpükler saçarak kahve ağzıyla aşağılamak da, hele böyle bir platformda akıl karı değil. cevap niteliğinde, forum tarzı entry'lerle dolar burası o zaman. her zaman söylüyoruz, antu değil burası.

    19-20 sezonuna gelince, bu kadro planlamasını kendisi yaptıysa ceremesini çekmek zorunda. yapmadıysa da veto etti mi merak ediyorum. belhanda'yı satıp kaynak yaratabilirdik, hatta feghouli bile formunun zirvesindeyken sağlam bir teklif varsa yolcu olabilirdi. böylece öyle ya da böyle gözden düşmüş kiralık topçulara veya babel gibi bonservissizlere çökmek zorunda kalmazdık. zaten bu takımın terim takımı olmadığını vurgulayanlar hiç de az değildi. en baştan kurgumuz yanlış, ona uydurmaya çalıştığımız anlayış da yanlıştı. bir kere dinamik topçumuz linnes devre dışı bırakıldı, karar hocanındı. tam içerdeki psg maçına yakın 3-5-2, 5-3-2'ler tasarlarken de sakatlık vurdu, takım fiziksel açıdan da düzelemedi bir türlü. ömer, adem, emre taşdemir kapasitesini zorlasalar dahi derbiler, avrupa maçları, zorlu deplasmanlar büyük tecrübe, dayanıklılık, yetenek ve tekniği aynı anda gerektiriyor. şu haliyle bence geçen iki senede oldukça yıpranan terim'in bu takıma uygulayacağı operasyon çekirge üç sıçrar tadında olsa şaşırmam. sihirli değnek beklemiyorum. ancak takımımızdan istikrar bekleyen biri olarak kalitesi düşük de olsa belli bir şablonu oynamak yerine yeri geldiğinde hiçbir şey oynayamaz hale gelmek sinir bozuyor.
  • 22367
    oynanan futbol ve alınan sportif sonuçlara rağmen halen övgüler ile savunulan teknik direktör. asıl korkutucu olan ise maç sonu yaptığı açıklamaları. tıpkı sözlükteki savunucuları gibi belli ki teknik ekip ve yönetim de dalkavuk ve riyakarlarlarla dolu ve hocaya kimse durumun vahamiyetini anlatmıyor ya da mevcut konumunu korumak adına anlatamıyor.

    mevcut oyun ve alınan sonuçlar içine sinenlerin önceliği galatasaray mı insan gerçekten şüphe ediyor.
  • 22370
    terim eski terim değil. eski terim, başakşehir maçında jimmy'i alır, yunus'u alır, atalay'ı alır ama belhandayı oyuna almazdı. hocanın yorgun olduğunu düşünüyorum. bu yanlış kararları da yorgunluğuna yoruyorum.

    devre arasında seri, nzonzi, mariano, nagatomo ve belhandanın gideceğini düşünüyorum. yerine kimler alınacak bilmiyorum ama bu mali sıkıntı ve scout ekibi ile çok kolay olacağını sanmıyorum. andone ve lyuindama'nın sözleşmelerinin askıya alındığını düşünürsek takımda ciddi anlamda bir boşluk oluşacak. bu boşluğu nasıl dolduracağız aklı yetik arkadaşlarımız yorumlar.
  • 22374
    --- alıntı ---
    "bazı seyircilerin yaptığını, taraftarımız onarabilir. belhanda'nın verdiği reaksiyon yanlış ancak çok kısa süre önce çenesi kırıldığı için 2 ay uzak kalması gerekirken, 15 gün sonra maç oynayan bir adamdan bahsediyoruz."

    "empati yapmak lazım, onu da bazı şeyler acıtmış olabilir. kötü oynuyor, yanlış yapıyor ama yaptığı fedakarlıkları da unutmamak lazım."
    --- alıntı ---

    hocam hala seyirci taraftar ayrımında. bence farkında ama değilse de söyleyeyim; belhandayı ıslıklayan taraftardır, içlerinde ıslıklamayan varsa onlar da taraftardır. şu oynanan futbolu ve ısrarla kötü oynamaya devam eden futbolcuları "seyretmek" için kimse o stadın yolunu tutmaz. yani oradakiler seyirci değil ta-raf-tar!

    bir de paşamızla empati yapmamız lazımmış. 2 ayda dönmesi gerekirken 15 günde dönmüş, fedakarlık yapmış.
    yapmasın hocam. oynatma sen de. kuş mu konduruyor 2 yıldır bu oynanan oyuna? bu kadar yıllık ücret alan adamla da senin benim empati yapabilmem de ayrıca bir komedi ya oraya hiç girmek istemiyorum. biz şirkete hasta gelip de çalıştık ama normal zamanda yaptığımız bir hatayı hasta olduğumuz zamanlarda gelmemiz hatrına kimse de görmezden gelmedi. ayrıca bizim günlük kazancımız belhanda'nın saç tıraşı parası bile etmezken.

    birtakım açıklamalar yapıp kötü oynayan oyuncularını aklama derdine düşmüş hocamız.

    hocam taraftar kötü oynayan babel, belhanda, mariano, selçuk vs görmek istemiyor. kötü de oynasa sahada gayret eden oyuncular görmek istiyoruz.
  • 22375
    --- alıntı ---
    "bazı seyircilerin yaptığını, taraftarımız onarabilir. belhanda'nın verdiği reaksiyon yanlış ancak çok kısa süre önce çenesi kırıldığı için 2 ay uzak kalması gerekirken, 15 gün sonra maç oynayan bir adamdan bahsediyoruz."

    "empati yapmak lazım, onu da bazı şeyler acıtmış olabilir. kötü oynuyor, yanlış yapıyor ama yaptığı fedakarlıkları da unutmamak lazım."
    --- alıntı ---

    gerçekten şunu dediyse eyvah eyvah...

    fatih terim'in alamet-i farikası adalet ve güven aşılamadır normalde ama, birazcık değil, inanılmaz sapmış çizgisinden.

    hocam bu adamın* çenesi kırık, 15 gün antrenman yapamadan çıktığı maç fenerbahçe derbisi. o derbiden önceki 2 maçta seri harikalar yarattı ve sağdan soldan az bir şey internette dolaşıp yorumları okursan, herkesin hep bir ağızdan "işte seri böyle bir futbolcu, formunu buldu, kalitesini ispatladı..." dediğini görürsün.

    ama sen n'aptın? o seri'yi tribüne yollayıp çenesi kırık, zaten sağlam olduğunda bile fark yaratamayan, 2 haftadır antrenmana bile çıkamamış adamı, kondisyonu 45 dakikayı zor geçen lemina ile yan yana derbide sahaya sürdün ve rezil olduk. gerçekten oyun olarak en utandığım derbilerden birini yaşadım ben o gün. pino'nun forvet başladığı kadıköy deplasmanında bile takımımla gurur duymuştum ben, oyun olarak istediğimizi yapamasak da elimizden geleni yaptığımızda fark yediğimiz maçlarda bile ben bu takımı alkışladım. ama sen gidip bile bile lades yaparak başımızı öne eğdirdin.

    şimdi çıkıp allah aşkına fedakarlıktan falan bahsetme. ben ateşim varken, onca işimin gücümün arasında maça gidip destek vermek için bilet arıyorum. çok bıraktım ben boğazımı ali sami yen'de, abdi ipekçi'de. yine bırakacağım belki ama çıkıp da adaletsiz olduğun yerde, doğruları yapmayanların cezalandırılmayı bırak, ödüllendirildiği yerde ben o takımı avazım çıktığı kadar protesto da etmesini bilirim. şimdi senin gözünde ben "seyirci"ysem, sen de saha kenarında maçlara, takıma seyirci olmayı bırak da adaletli, futbola odaklı bir takım izleyelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın