resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 17103
    kanımca, 3 ekim 2018 porto galatasaray maçında elindeki kısıtlı malzeme ile en iyisini yapmıştır.
    santrfor eksikliğinin bu denli bizi zorlayacağını tahmin etmek zor değildi zaten.
    dönüp dönüp aynı şeyleri yazmayayım diyorum. ama benim bir kabahatim yok.
    zira dönüp dönüp aynı noktaya geliyoruz.
    eksiklerimiz barizdi. her şeyi geçtim sadece bir santrfor alınmış olsaydı geçtiğimiz yaz, 3 ekim 2018 porto maçımız çok farklı olurdu.
    sen kendini üzme aslan hocam.
    elindeki kadroyla en iyisini yapmaya çalışıyorsun.
    iyi ki varsın.
  • 17104
    yahu hala hocaya veyahut oyuncu başlıklarına sövülüyor. adam en doğru şekilde oynattı oyuncular da oynadı. 3 tane karşı karşıya atılamayan pozisyon var. akhisar maçını da böyle verdik. bitirici yok işte. bu tecrübesiz yönetime güvenip gomis’i satma riski hocanın elinde çok net bir şekilde patladı, şarapneller bizi parçalamaya devam ediyor.

    (bkz: 3 ekim çarşamba porto galatasaray maçı)
  • 17108
    maç esnasında kamera sürekli hocayı gösterdi. hoca neler yaşadıysa bire bir yaşadım. seni çok iyi anlıyorum hocam. kaçan gollerden sonra cildirdi, şaşkına döndü, delirdi. en son artık hareketleri resmen ''ben mi çıkayım oynayayım?'' der gibiydi. hoca daha ne yapsın ya, daha ne yapsın? adama stoper almassınız alt yapıdan çıkarır oynatır, santrfor almazsınız eren ile idare ederken sakatlanır, yerine sinan'ı koyar, yapacağı tek şey olarak. yani bu hoca daha ne yapsın? çıkıp kendi mi oynasın, tüm mevkilerde.

    (bkz: 3 ekim 2018 porto galatasaray maçı)
  • 17109
    3 ekim 2018 porto galatasaray maçında doğru olanı yaparak sinan'ı santrafor oynatmıştır. bundan sonraki maçlarda da henry ile garry'nin yerlerini değiştirirse bir diğer doğruyu bulacaktır.

    lig, kupa, şampiyonlar ligi; fark etmez. deplasmanlarda oynamamız gereken oyun budur. sakin, kontrollü ve rakibi hataya zorlayarak. topun sürekli bizde kalmasının hiçbir anlamı yok. anadolu takımlarına, kendi evlerinde topu bırakmak ve alan daraltıp önde baskıyla onları hataya zorlamak en makul çözümdür. umarım hep böyle yaparız.
  • 17112
    hocayı bu sene hatalı gördüğüm her maçta eleştirdim istisnasız, 3 ekim 2018 porto deplasmanında ise bir hocanın yapabileceği en iyi hazırlığı ve etüdü yaparak takımı maça çıkartmıştır.

    kadro belli yedekler belli, bence kendi yapabilecekleri kümesi düşünülünce ben bu sezon kendisinden ilk defa çok ama çok memnun kaldım.

    ha duran toptan gol yeme sorununu çözecek olan kim babam mı derseniz evet doğru çözecek olan hoca ama bu maç özelinde bunu sadece hocaya yıkmak haksızlık.
  • 17121
    3 ekim 2018 porto galatasaray maçında bir deplasman takımı nasıl oynaması gerekiyorsa galatasaray'ımızı öyle oynatan büyük hocamız.

    artık türkiye ligi dahil tüm deplasmanlarda böyle oynatmalı .. sakatlık olmadığı sürece orta sahada donk fernando ikilisi bozulmamalı.. önlerine de n'diaye ile orta sahamız avrupa'nın geçilmesi en zor orta sahalarından biri olacaktır.
  • 17123
    (bkz: 3 ekim 2018 porto galatasaray maçı).

    galatasaray'daki 4.dönemine başladığından beri ilk kez bu maçta taktik antrenörlüğü yapmıştır. zaten maç başından beri kameralara yansıyan görüntüleri de sürekli taktik disipline göre hareket ettiğini gösterdi. fazlasıyla çıldırması, sürekli sağıyla soluyla konuşması, muslera aut atışı kullanırken dahi eliyle 3 4 gibi işaretler ile serzenişte bulunması bu durumu destekler nitelikte. keza maç sonunda da oyuncularının büyük bir taktik anlayış ortaya koyduğunu söyledi.

    neden ilk defa diyorum kısaca onu da anlatmaya çalışayım. geldiğinden itibaren kendi takımı olmaması, kazanmamız gereken oyuncular vurgusu, şu seneyi bir atlatalım da söylemleri derken 17-18 sezonu bitti. yeni sezona da gomisti, forvetti, yeri gelir linnes oynar yeri gelir mariano ifadeleri, belhanda'nın durumunun iyi olması hasebiyle oynuyor olması, feghouli gibi kazanılması gereken oyuncular, dinlenerek oynayacaklar gibi meselelerle başladık. deplasman fobisi gibi psikolojik vurgular, galatasaray her yerde oynar gibi anlayışlar derken taktik-teknik bu işin neresinde diye sorduğum çok oldu.

    aklıma hemen euro 2008 geldi. arda'yı sonradan oyuna sokarak turnuvaya ısındırma hareketi, biz bitti demeden bitmez, son dakikaya kadar savaşmak, sakatlanan oyuncular, kan ter içinde kalan terim gömlekleri derken taktik konuşamadan yarı finale gelmiştik. ve ne tesadüftür ki yine turnuvada ilk kez almanya maçını* izlerken terim'in sahada ne yapmak istediğini net bir şekilde görüyorduk. belki de turnuvada en derli toplu oynadığımız maçtı almanya maçı ve yine ne tesadüftür ki bir kez daha ortada net bir plan varken turnuvaya veda ediyorduk.

    taktik teknik ile ne kastettiğimi de açıklamak isterim. zira terim'in taktik planlardan yoksun sahaya çıktığını düşünmüyorum. lakin sahada takımın neyi yapmaya çalıştığını ve yapabildiğini/yapamadığını göremediğimiz maçlar için bu tabiri kullanıyorum. altını çizeyim. sonra taktik maktik yok bam bam bam gafletine düştüğüm sanılmasın.

    camiayı bir araya getirme, kenetleme gibi taraftar temelli yaklaşım gayet güzel işledi. terim'in background'u ve taraftara yönelik tavrı, kısacası karizması bu iş için yeter ve artardı bile. sahada oynanmasını istediği oyunu özetlerken "yenilirken bile taraftarın gurur duyacağı bir takım yaratmak" ifadesi de bu pr'ın meyveleriydi. ben ise terim'i 3-5-2'yi tersten oynatan adam olarak hatırlamak isterim. zira bugün klopp'un üzerine koyarak yeni bir anlayış inşa etmesi, terim'in 2-5-3'ünün modern yorumudur bana göre. terim'in kanat beklerinin hücuma katılması, uçurtma kanatlar istemesi ve en önemlisi önde baskı olarak piyasaya sürdüğü -şimdilerde gegenpressing- taktik anlayışının akademik bir versiyonudur klopp tarafından uygulanan. tabi terim alaylı olunca dünya futbol literatürüne kazınmamış olabilir. üstelik kibri ve egosu akademinin sınırlarını aşıyor olsa bile...

    mariano'yu linnes'e yem ederken de kendi kanat bek anlayışını gözümüzün içine sokuyor, 4-5 kanat oyuncusu olan bir takıma henry'i de getirerek uçurtma kanatlardan bir dünya yaratıyor kendine. üzerine sos ise önde baskı yapabilecek hücumcularla çalışamıyor oluşu. bu nedenledir belki de bilinmez ama 4. terim dönemi psikolojik savaş şeklinde geçiyor henüz benim için. nerede kalmıştık tweeti ile başlayan ağır, uzun, okkalı psikolojik savaş dönemi...

    derken porto maçının ilk düdüğüyle rakibi nasıl analiz ettiğini kabak gibi görüyoruz. "bir mesaj olacak bu maç" demişti basın toplantısında saatler evvel. tam da mesajı nasıl vereceğini bulmuş gibi oynadı takım. bir kere porto'nun orta sahası ile yakın oynayan hücum hattının merkezi kapatarak oynaması ve merkezden oynamaya çalışan takımlara karşı şok baskı ile fırsatlar yaratması analizi harikaydı. lakin önemli olan analiz değil, bunun önlemini nasıl aldığındır. bunun için ise topu dolaştırdığı yere özellikle dikkat etmiş terim. genelde diagonal paslar, tempoyu yavaşlatarak hızlı kanatların önüne hızlı servisler... örneğin ilk tehlikeli atağımızda top linnes'e döndüğünde evelemeden gevelemeden onyekuru'nun önüne doğru topu uzaklaştırdı ve sinan'ın defans oyuncusuna nişanlamasıyla plan sekteye uğradı. yalnızca birkaç sefer gördük ortadan oyun kurma halini. üstelik bunlardan bir tanesi fernando önderliğinde ve enfesti. yani porto'nun hataya zorlayan baskısını kırmıştık maç boyu.

    maç öncesi terim nagatomo'nun tek başına kanadını domine edeceğini ön görmüş olsa gerek ki ilk yarı boyunca sağ kanatları corona bedelini ağır ödetiyordu az daha. ancak ikinci yarıda bunu gören terim kademeli anlayış ile corona'nın etkinliğini de azalttı ve zaten corona da oyundan çıkmak durumunda kaldı. maç içerisindeki bir diğer oyun okuma kabiliyeti ise selçuk'un oyuna girmesidir. donk'un sarı kartından ziyade savunma arkasına şandel atılacak toplara ihtiyaç vardı ve bu değişiklik bir taşla iki kuş vurmak demekti.

    fakat yediğimiz gol defans dalgınlığı değil bir organizasyon eksikliğidir bana göre ve terim'in maçtaki iki ciddi hatasından biridir. dikkat ederseniz kornerde yarı alan yarı adam paylaşımı vardı. golü atan marega'nın adamı önce nagatomo gibiyken nagatomo'nun alan savunduğunu gördük. arkadaki maicon suçlu desem, o da adam savunuyor gibi görünmüyordu. maicon'a alan verilmiş gibiydi. yani kısacası marega'nın adamı belli değildi ve cezayı kestiler.

    ikinci hata orta sahadan fernando'nun alınması ve yunus'un oyuna girmesi. dakikalar 85 de olsa maçın 90 dakikasında taktiğin işlemesi önemli. orta sahayı sadece selçuk'a bırakarak son 7-8 dakikayı zayi etti terim. doldur boşalta geçilecekse bile yunus'un ne işi vardı. ben bu değişikliği hiç anlayamadım ve zaten sahadaki yansımaları da hiç hoş olmadı bana göre. taraftar da kaçan maça yanıyordu ve son 8 dakika ahlar vahlar arasında geçip gidiyordu.

    maç sonunda çok çok üzgünüm derken, hakemin bile geçen sene yaptığı hatayı analiz ettikleri bir maçta ortaya koydukları taktiksel antrenörlüğün boşa gitmesine yanıyordu terim. tıpkı almanya maçındaki gibi ilmek ilmek dokumuştu ve bunu sahada da görünce hevesi iki kat artmıştı. ancak kaderin cilvesidir ki; iki maçtan da, sonuç olarak boynu bükük fakat mottosu gibi taraftarın gurur duyacağı takım yaratmış olma ruh hali ile ayrılıyordu...
  • 17124
    https://twitter.com/.../1048117448531234816

    albayrak böyle komik bir açıklama yapmış, beceremediniz işte çok net. ama ben bunu başka taraftan ele alacağım.

    transferin son haftası bunlara güvenerek riskli iş yapan terim'de de hata var. cenk ergün'ü savunmamakla beraber, geldiği gibi transfer komitesini kovduruyorsa son hafta güvendiği adamlar tecrübesiz mustafa cengiz ile abdürrahim albayrak oluyorsa olmaz o iş zaten. böyle de üstüne komik açıklamalarla kafanı ütülerler.
  • 17125
    3 ekim 2018 porto maçına takımını çok iyi hazırlamış hocamızdır. ancak duran toplardaki başarısızlığımız sonucu gol yedik. zaten bekliyordum. sürpriz olmadı.

    üzülerek söylüyorum ki bam bam bam oynayan bir takımımız yok. yani bu ne demek ? elindeki kadro buna müsait değil. takımı yöneten, uzaktan şut tehditi olan hagi yok. kafa toplarında etkili, son vuruşu etkili olan hakan şükür yok. popescu gibi üst düzey bir stoperi yok. oyunu karşıya yıkacak futbolcuları yok. bu durumda da bam bam oynayamıyor. elinde tam bir kontra atak takımı var. sinan'ı da ileri uca koyarsa takım komple bu tanıma uyuyor. ki porto maçı da bize bunu gösterdi. özellikle deplasmanlarda bu mantaliteyle oynarsak başarılı olacağız gibi. onyekuru ile rodri'yi aynı anda takıma koymalı. ndiaye ile birlikte bir anda rakip kaleye gitmeliyiz. elinde üst düzey bir 10 numara ve pivot, top saklayan yerden ve havadan iyi oynayan forvetin olmadıkça set hücumu unutmamız lazım.

    muslera topu alıp takımın yerleşmesini falan bekliyor. bu tip durumlarda takımı iyi takip edin. top %90 rakipte kalıyor. oyunu karşıya yıkmaya çalıştığımız her maçta başarısız olduk. bu sezon haddini bilerek oynaması gereken bir galatasaray var. hoca takımı elindekilere göre oynatmalı. kendi mantalitesinden birazcık da olsa uzaklaşmalıdır. porto maçı buna örnektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın