resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 1427
    ikinci dönemindeki kadrosunda bulundurduğu yabancılar;

    mohammed adama sarr (senegal), trevio sergio almaguer (meksika), jorge felipe loureiro (brezilya), fabio pinto (brezilya), christian correa dionisio (brezilya), haim michael revivo (israil), ali mbola lukunku (kongo), abel luis silva xavier (portekiz), frank de boer (hollanda), cesar luis prates (brezilya), gabriel tamas, ovidiu petre, florin bratu (romanya).

    xavier ve de boer tanınan emeklilerdi.bu kadrodan çok şey beklendi.o sezon elindeki kadro ile ligi ikinci sırada tamamlamıştık.sadece unutulmayacak fener derbisi var. 3.döneminde; ligi de yakından tanıdığı için faydalı olacağını umuyorum.

    bu kadro ile başarı bekleniyordu.o dönemin transfer hamlesi ya tutarsaydı.bu sene ise mevkisinde ismi olan adamlar yer alıyor ve alacak.

    özetle bekleyin ve görün.
  • 1428
    ünal aysal ile anlaştıktan sonra;
    "galatasaray söz konusu ise gerisi teferruattır."
    dediği için eleştirilmişti, "hadi lan ordan devre arasında nerdeydin" denildi...
    bakış açısındaki çapsızlığın örneği... devre arasında gelse ne yapabilecekti??

    bize hiç bir şey kazandırmayacaktı ve sene sonunda gönderilecekti ve belki adnan polat hala başımızda olacaktı.
    adam herkesin adnan polat'a mali başarılarından(?) dolayı methiyeler düzdüğü bir ortamda reddetti göreve gelmeyi.

    ve işte şu an galatasaray ve fatih terim adının bir araya gelmesinde maksimum verimin alınacağı zamandayız...
    ve fatih terim galatasarayda...

    devre arasında söz konusu olan adnan polat'ın menfaatleriydi... ve fatih terim bunu çok iyi biliyordu...
    ve ortada galatasaray'ın kazanacağı bir şey olmadığı için kibarca reddetti teklifi...
    ileri görüşlü galatasaray aşığı adam; tekrar hoşgeldin deme ihtiyacı duyuyorum sana...
    inşallah şampiyon oluruz bu sene...

    söz konusu galatasaray'ın menfaatleriyse gerisi teferruattır.
    adnan polat'ın değil.

    (bkz: imparator)
  • 1431
    tekrar gelmesine bende karşıydım fakat ne zaman ki ünal aysal'ın konuşmalarını dinledim, düşüncelerini, fikirlerini öğrendim işte o an anladım ki fatih terim galatasaray için en gerekli teknik direktördür. nedenine gelince ünal aysal tamamen başarıya odaklı bir iş adamı ve direk başarıya gidecek yollara bakıyor. ona göre kulübün mali açıdan düzlüğe çıkması içi tek şart hedefe ulaşmaktır ve o hedefe ulaşmak için ilk önce agresif bir büyüme yapmak gerekiyor. işte tam bu sırada fatih terim'in önemi ortaya çıkıyor, sıralamak gerekirse...

    1. fatih terim'in yerli hocalar üzerinde çok büyük bir etkisi var ve de inanılmaz saygı görüp, seviliyor.. örnek vermek gerekirse türkçe konuşamayan kazım daha fenerbahçe'deyken fatih terim için canımı veririm demişti.
    2. mevcut yabancı sınırı saçmalığı yüzünden yerli oyuncular gereğinden çok daha fazla değer aldığı için ülke genelindeki ve gurbetteki oyuncuların bir çoğunu çok iyi biliyor, tanıyor.
    3. galatasaray'ı en iyi bilen bir kaç futbol adamından biridir. florya'yı, camiyayı ve taraftarın düşüncelerini çok iyi bilir.
    4. kariyerinin kurtarmak adına son şansı olduğu için gereksiz ego triplerine girmeyecekti. onu da şurdan anlıyoruz ünal aysal futbolu tamamen profösyenel yöneticek demiş ve gereken yöneticileri getirmiştir. buda fatih terim'in artık floryada tek adam değil sistemin bir parçası olmayı kabul ettiğini göstermiştir.
    5. galatasaray'ın şuan üzerinde bulunan ölü toprağını atması için fatih terim gibi bir isme gerek vardı. gelir gelmez taraftarda* heyecan yarattı.
    6. oyuncuların transfer tercihinde etkili olmuştur.
    7. milan'da ve fiorentina'da yaşadığı tecrübelerle gereksiz egosunu yapmamaya başladığında üst düzey futbolcuları idare edebilecek bir isimdir. *

    yaşlı oyunculara gelince, fatih terim bi program'da şu an hali hazırda gerek yetenekleriyle gerekse tecrübeleriyle bizi direk başarıya götürecek oyuncular alacağız demişti. şu an için daha genç bir oyuncuyla yola çıkarak şampiyonluk yolunda riske girmek yerine üst seviyede oynayan stresi kaldırabilen tecrübeli ve sağlam bir futbolcuyla yola çıkmak daha mantıklı gelmiştir, saygı duymak gerekir.
  • 1432
    şu ana kadar fazlaca basında yer almayan, işlerini sessiz, sakin ve derinden halletmeye çalıştığını düşündüğüm, yeteneğine kariyerine son derece güvendiğim teknik direktörümüz.

    arkasında kesinlikle durulması gerektiğini düşünüyorum, biz taraftarlar olarak tam destek vermeliyiz. kafası rahat ve stressiz olduğu zaman fatih hocanın neler yapabileceğini hepimiz biliyoruz.

    ilk 5-6 hafta yeni kurulan takım için çok zorlu olacak, uyum sorunları meydana net olarak çıkacaktır. işte o anlarda görev biz taraftara düşmekte. eğer ''aşığız biz bu renklere!'' diyorsak bu yeni oluşumun sonuna kadar destekçisi olmalıyız renkdaşlar.
  • 1433
    mayısta anlaşılmasına rağmen hala sözleşme imzalanmaması, galatasaray tv'de bile söyleşiye çıkmaması kafamda soru işaretleri oluşturmuşken, florya'da sabah 8 gece 12 çalıştığını duyunca rahat bir nefes aldığım hocamız.

    yapılacak çok iş var. önce florya'yı yeniçerilerin elinden alsın, ondan sora düzenli orduyu kurup her türlü mücadeleye gireriz.

    kısa zamanda da galatasaray tv'e çıkıp planlardan, projelerden, yapılacaklardan da bahsetsen hiç fena olmaz hocam.
  • 1434
    kendisinin ikinci gelişini hatırlayanlar bilir. fatih terim hemen hemen her gün televizyona çıkar derdi " teşekkür ettik ona da " yani oyuncuların alınması, gönderilmesi felan her şey bi tek onun ağzından çıkan lafa bakıyordu. o yüzden sürekli ön plandaydı. işler kötü gitmeye başlayınca da savunmak için yine televizyonlara çıkmak zorunda kaldı. tanburacı ve toroğlu olaylarındaki gibi.

    şimdi bakıyorum adamlar televizyona çıkmıyor diye eleştiriyor. eleştiri de demeyelim de rahatsız olmuşlar. bence bu bile fatih hocanın değiştiğinin göstergesi. zaten fatih hoca hiç bir zaman yerinde sayan biri olmadı. herkes dalga geçiyor ingilizcesiyle felan ama düşünün bi kere 50 yaşından sonra adam dil öğrenmeye çalışıyor. bu bile karakterinin bir göstergesi.

    kondüsyon denince türkiye'de akla roland koch gelir daum'un yardımcısı. fatih hoca ne yaptı peki? bu almanlar nasıl böyle dayanıklılar dedi kendi kendine. araştırdı, gitti o amerikalı kondüsyonerleri buldu. sonrası malum.

    benim içim rahat şahsen. fatih hoca asla hatalarına bakıp da onların üzeirne yatmak derdinde olan biri değildir. düşünün yahu şerefli mağlubiyetlerle geçen bi futbolculuk, ülke futbolu. bu adam bizzat içinde yer almış onların. bilemiş yıllar yılı. ikinci sınıf üçüncü sınıf muamelesi görmüş. bu kadar başarının altında yatan da zaten bu ezilmişliktir. fatih hoca hep başarıya odaklandı. hep de başardı.

    yine hatalarından ders almasıyla ilgili örnek verecek olursak. misal ben ikinci gelişinin ilk yılını başarısız olarak saymam. sonuçta bi lucescu ve beşiktaş gerçeği vardı üstüne de federasyon.

    ikinci yılında kısmen başarısız olmuştur. ama öyle denildiği gibi rezalet bir dönem değildir. olimpiyat çilesi, ali aydın vakası hatırlayanlar bilir. işte bu ikinci yılda fatih hoca devre arasında eski veteranları kadro dışı bıraktı ve gençlere ve yeni yabancılara yöneldi. işte tam burada fatih hocanın yenilik arayışı karşımıza çıkar gene. takımı değiştirmek istedi ama tutmadı aşı. hem saha içi hem saha dışı faktörlerden dolayı.

    kısaca söylemek gerekirse fatih hoca'nın etrafta görünmeyip, sessiz sedasız işini yapması da geçmişten ders aldığının birinci derece de kanıtıdır. o yüzden herkes içini rahat tutsun. aynası iş olsun, laf değil. fatih hoca çıkıp anlatınca ne olacak televizyonda felan? adam gündemi işgal etmeden, işine baksın işte daha ne istiyorsunuz? kafası rahat, mis gibi çalışıyor adam gözden ırak, sessiz sedasız. ekranlara çıksa bütün çar çakallar üstüne yüklenecek. adam a değil b dese iki hafta gündemi işgal ederler o sözlerle.

    düşünün yahu ünal aysal neler için eleştirilmeye başlandı, aynısını fatih hoca da mı yaşasın? ben projelerini sahada görmek istiyorum ligler başlayınca, televizyonlardan, radyolardan dinlemek değil. o yüzden bırakalım hoca kafası rahat bir şekilde planlarını yapsın gözlerden uzak. nasıl olsa ligler başlayınca eşşeğin tenasül organından dolayı bile eleştirilmeye başlanacak.
  • 1435
    galatasaray teknik direktörü olarak basın toplantısını merakla bekliyorum. hocam en kısa zamanda bir toplantı yap ve aklındakileri bizlere söyle. teknik direktörümüz olduğuna dair tek dayanak anlaştığımızın açıklanması. giy sarı kırmızı eşofmanlarını ve florya'da basın toplantısı yap. içim rahat ama yinede ufak bir acaba dedirten kuşku yok değil.
  • 1437
    tıpkı skibbe, rijkaard, hagi gibi mustafa, gökhan, servet, hakan gibi adamlarla yola çıkacaksa bu geminin gideceği yer belli. 5.lik, 3.lük, 8.lik. 3 sezondan ders almayıp bu hatayı yapacaksa benim gözümde uefa muefa da kurtarmaz kredisini. çok mu zor şunlara siktiri çekmek? ne yıldızlara siktiri çekti bu kulüp. eşşek yüküyle maliyeti olan adamları kovduk. bu değersizleri mi kovamıyorsunuz?
  • 1446
    takviye olarak kaleci, orta saha, forvet ve bir kanat oyuncusu istediği aşikar olan teknik direktör. merak ettiğim tek konu, orta sahaya (kanada değil) bir mi yoksa iki oyuncu mu istediği. tek oyuncu almak istiyorsa -ya da bütçe buna yetecekse- eminim ki ön libero denen kalaslardan birini alacaktır. benim umudum üretken, dengeli iki oyuncu almak istemesi yönünde olur açıkçası.

    sonuçta that's the football, topa vurmayı bilmeyeni sahada görmek istemem.
  • 1447
    ilk geldigi donemde de taffarel gelene kadar iki yil kalecisiz (hayrettin, mehmet, volkan, mehmet) oynamak zorunda kalan ve biraz da bu sebeple çok gol atan bir takim yaratan kisidir. sonra adama bir kaleci verdiler, ilk sezonunda sampiyonlar liginde grupta ikinci yapti takimi ve o zamanki kurallar geregi gruptan cikamadi, ikinci sezonundaysa uefa sampiyonu yapti. yani adama bir kaleci verin.

    ben de farkindayim mondi varken olmadi bu basarilar ama pozitif dusunmeye calisiyorum, vurmayin hemen.
  • 1450
    yazılı medyada sürekli " hoca, 1 kaleci 1 orta saha ve 1 tane de forvet transferi istiyor." tarzında haberlerini okudukça bizim defansta stoper eksiğimizi gözden kaçırdığına inanamıyorum, inanmıyorum da. zira biz taraftarların çoğu tarafından istenmediği aşikar servet ve gökhan zan ile gene iyi gözle bakılmayan ve zaman zaman bu bölgede görev alan hakan balta ile önümüzdeki sezon boyunca defansta iyi bir görüntü vereceğimiz kaanatinde değilim açıkçası. aslına bakılırsa bu üçlüyle hiç yola da çıkılmaz ya, el mahkum diyelim biz gene. * *

    sevgili hocam, bu bölgeyi aman diyeyim gözden kaçırma, ki kaçıracağına da dediğim gibi ihtimal vermiyorum. bana göre defansın göbeğine de en az bir yerli bir de yabancı tranferi şarttır. sana güvenimiz, itimadımız sonsuzdur imparator.

    ayrıca bir tanım: heyecan insanıdır kendisi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın