11609
"göklerden gelen bir karar" sonucunda darağacına yollanmak istenen, kulüp tarihimizdeki en başarılı hocamız, bana göre de kulübün en önemli yaşayan efsanelerinden. şimdi efsanemiz diye başlayınca bazı arkadaşlar riekerink'in yerine kendisini isteyeceğimi akıllarından geçirebilirler, öncelikle o konuda bir aydınlatmada bulunayım, reiekerink bey diyeceksiniz arkadaş! riekerink ile ilgili hangi yorumlarda bulunduğumu biraz zahmet edip bulabilirsiniz, ilk çıktığı maçtan itibaren arkasındayım bir taraftar olarak..
konuya dönecek olursak, pazar gecesi yayınlanan beyaz futbol adlı modern zamanların cümbüşünde, programın genel goy goy havasının dışında, çok da sık rastlamadığımız bir şekilde, ciddi bir şekilde fatih hoca hakkında kara propaganda yapılacağının sinyali verildi. nitekim durum aynen böyle gelişti ve pazartesi gecesi yayınlanan derin futbol programı, baştan sona fatih terim'i karalama üzerine kuruldu. 2007 ve 2008'lerde ergenekon davası başladığında, taraf gazetesi yazarı olarak rasim ozan kütahyalı kanal kanal dolaştı ve vatansever askerlerimizi, gazetecilik kisvesi altında ordumuza yalan belgelerle kumpas hazırlayan mehmet baransu'nun belgelerini, tabir-i caizse bağıra çağıra, daha mahkemeler yapılmadan doğruymuş gibi anlatıp, türk insanının bu davalarda yargılanan insanları suçlu görmesini sağlayanların başında yer aldı. adı geçen bu şahıs dün yayınlanan programda da, fetö kapsamında tutuklanan ismail demiriz'e gönderme yaparak, fatih terim hakkında bir fetö soruşturması açılabileceğinin sinyalini verdi. peki bunu yaparken kaba saba bağrışmalar dışında ortaya bir belge koyabildi mi? tabii ki de hayır. kendisine göklerden gelen emirleri bir güzel yerine getirdi. konuya rasim ozan ile giriş yapmamın sebebi de, kendisinin siyasi altyapısı olmadan bu tür işlere girişmeyecek birisi olmasından dolayıdır. rasim'in o hal ve tavırları, fatih terim'in siyaseten istenmediğinin en büyük kanıtıdır.
gelelim esas oğlan ahmet çakar'a. kendisine verilen listeyi kim vermiş ise, hocayı bir güzel yanıltmış. prim listesini açıkladığı anda, o listenin çek cumhuriyeti ve izlanda ile oynanan grup elemesi maçlarına ait olduğunu hemen hatırladım. peki ahmet çakar ne yaptı? bu listenin, bütün eleme maçlarına ait olduğunu iddia ederek burak yılmaz, mehmet topal, gökhan gönül, hayrullah akyüz vs. gibi oyunculara verilen veya verilmeyen primleri, programda uzun bir süre skandal gibi anlatıp, durdu. program geç saatlerde yayınlandığı için o kısmı izleyip de uyuyan insanların aklında "vay be terim'i görüyor musun, resmen haksızlık yapıp, adam kayırmış" düşüncesine hasıl oldu. bir kere bu yolla çok güzel bir fatih terim karalaması yapmış oldu. yalnız sinan engin'in primlerin son iki maça ait olduğunu söylemesiyle ahmet çakar'ın da yüzünde bir anda soğuk bir terleme belirdi, önce ne söyleyeceğini şaşırdı, sonrasında da o maçın kadrosunda bulunmuş, ama hiç oynamamış olan oyunculara verilen primler üzerinden fatih terim'i kötülemeye devam etti.
benim de kendime ait bir öngörüm var bu konu hakkında. ertem şener ve rok bu primlerin son iki maça ait olduğunu biliyordu ve bunu bilmeyen ahmet çakar'a, bilinçli olarak bu karalamayı yaptırdılar. sonra da "biz de bilmiyorduk, doğrusu iki maçmış" diye kısa bir açıklama yaptılar. rok'un siyaseten nereye bağlı olduğu ve mevcut düzende oradan izinsiz hiçbir şey yapamayacağı ortada. peki ya ertem? hani şu fem dershanelerinde okuduğu için gururlu olduğunu söyleyen sıvacı arkadaş, o niye böyle bir şeyi yaptı derseniz, mevcut siyasi düzende fetö isimli yapılanmayla geçmişte bağı olmuş olan kişiler, başlarına bir şey gelebilir korkusuyla hareket ediyor ve sıvacı ertem misali "babam gibi seviyorum" dediği fatih terim'e yapılan karalamanın baş aktörlerinden biri oluyor.
sinan engin ve abdülkerim'in ise dünkü programda yapılan bu karalama ile hiçbir alakaları yoktu. zaten yapı olarak da böyle insanlar değil ikisi de. özellikle de abdülkerim durmaz... şahsi kanaatime gelecek olursam, futbolculara verilen prim miktarı türkiye şartlarında fazla, ama hukuksuz bir olay yok ortada. federasyonun onayında geçmiş, vergisi alınmış, banka aracılığı ile yatırılmış bir primden bahsediyoruz. o kadroya giren her futbolcu da bunu alma hakkına sahip olur, kimse de bir şey diyemez. prim miktarlarının yüksek olduğu doğru, fakat bu ülkenin siyasi ikliminde gösterişe yönelik her şeye harcanan para yüksek, sosyal gelir dağılımı her daim adaletsiz olacağı için bunu yadırgasam da değiştirmek mümkün değil. alan kişiler biraz da hayır yapsa demekten başka bir şey gelmiyor elimden. zira terim gidip şenol güneş de gelse prim miktarları aynı olacak. bu kişiye bağlı olan bir durum değil. ülkece böyle istiyoruz, zengin bir dar tabaka, güçlükle geçinen epey geniş halk yığınları ve bu fakir halkın zenginlere her şeyi reva görüp, kendi yaşamlarını umursamamaları.. sorun bundan kaynaklanıyor. bunun da fatih terim ile alakası çok sınırlı.
yani prim falan hikaye arkadaşlar. şecaat arz ederken merd-i kıpti sirkatin söyler diye bir laf var. kişi kendini överken, aslında övünmemesi gereken huylarıyla övünür gibi bir anlamı var. rok'un fatih terim'i karalarken ismail demiriz'den bahsetmesi, fatih terim'in 15 temmuzdan sonra 20 gün ortalarda görünmediğini vurgulaması, buna karşılık arda turan'ın 16 temmuz'da rte'ye sahip çıktığını vurgulaması gibi pek çok detay, fatih terim'in fetö ile ilişkilendirileceğini göstermektedir. bu noktada fatih terim'in de fetöcü ilan edilmesiyle galatasaray'ın uefa kadrosundaki çoğu kişi fetöcü olduğundan, başarımız da sorgulanmaya açık hale gelecek ve itibarsız hale getirileceğiz. fenerbahçe'nin şike mevzusundan dolayı sarsılan imajını, bizi de aşağı çekerek dengelemeye çalışacaklar. fatih terim gibi cemaatle uzaktan, yakından alakası olmayan standart bir türk milliyetçisinin buna alet edilmek istenmesinin en büyük hedefi bence budur. bunu da rok gibi, damarını kessen sarı - kırmızı akacağını iddia eden galatasaraylılara yaptırarak haklı bir görüntü kazandırmaya çalışacaklar.
bunlar benim tahminlerimden ibaret. ama şunu unutmayalım, fatih terim milli takımdan gittiği anda, ali dürüst'ün de federasyondaki etkisi azalacak ve galatasarayımızın haklarını savunan bir ekip kalmayacak. onlardan kalan boşluğu da pek tabii ki şike sevdalısı sarı lacivertli arkadaşlar dolduracaktır. diyeceğim şu ki, fatih hoca bize çok büyük başarılar kazandırdı, galatasaray da onun başarı kazanmasına, yurt dışına çıkmasına ön ayak oldu, yeri geldi ansızın çekip, gitti, tekrar geri döndü, dördüncü yıldıza uzanan hikayeyi başlattı. aziz yıldırım çok sinsi bir adam ve şike davasından dolayı düşmüş olduğu içler acısı halin intikamını mutlaka alacaktır. eğer bugün fatih terim'i böyle saçma sapan bir şeye kurban verirsek, yarın öbür gün özellikle de şikeli sezondan sonra kazandığımız tüm kupaları şaibeli hale getireceklerdir. özetle fatih terim galatasaray spor kulübü'nün sarı öküzüdür ve elinden geldiğince sahip çıkılmalıdır.