resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 9503
    13 ekim 2014 letonya türkiye maçı öncesi açıklamalarında onur ve tolga'yı savunup, hatalı olmadıklarını söyleyip letonya maçı kadrosunda tolga'yı kesen hoca. madem memnundun, neden kesiyorsun diye sorarlar adama haklı olarak.

    genel olarak değinmek gerekirse galatasaray'ı yüz üstü bırakması sonrası şikeci federasyonun takımı ile tarihte görülmemiş başarısızlıkları yaşaması için çok içten temennilerde bulunmuştum. 2016 avrupa şampiyonası hedefiyle başlanan eleme grubunun 3.maçı sonrasında da -iki hollanda maçını bile görmeden- grubun dibini boylamış durumda. işte galatasaray düşmanlarının yanında duranların hak ettiği de bundan fazlası değil. daha beter olması dileğiyle.
  • 9504
    "7 maçta 21 puan alabilir misiniz, ihtimaldir. tanıyı iyi koymamız lazım, hep beraber bunun üzerine gitmemiz lazım.ben aynı zamanda futbol direktörü'yüm. buna çare bulacak olan kişiyim. hem bu takıma hem türk futbolu'na..." demiş kişi. her şeye rağmen pes etmiyor. o kadar konuşuyoruz, ihanet etti falan diyoruz haklıyız ama insan yine de içinde bulunduğu duruma üzülüyor. hani "dosta düşmana bile iyi dilekler" derler ya. ondan...
  • 9506
    maç sonu yaptığı açıklamaların hepsine bakın; bir aragorn, bir neo, bir leonidas, bir achille..., aklınıza ne kadar savaş filmlerinde kahramanlık yapmış insan var ise, sanki kendisi onlardan biri. abi sanırsın ki birisi bunu 300 kişilik ordunun başına vermiş, bilmem kaç milyonluk pers ordusuyla savaşıyor. olur ya filmlerde, ''bunu yapmalıyım.'', ''ben choosen one'ım.'', ''ben çöllerin gaara'sıyım.'' böyle bir havalarda.

    hâl böyle olunca millette şu algı oluşuyor; abi adam savaşıyor ya. başarmak için uğraşıyor. istifa etmiyor.

    beyler hatırlatayım, filmlerdeki karakterler genelde bedavaya savaşıyor. insanlığı kurtarmak olur, goblinleri yok etmek olur, er ryan'ı kurtarmak olur, son samuraylar gibi onur için olur. para için ork öldüren legolas var mı abi ? ama fatih başkan yıllık 10 milyon türk lirası kazanıyor. ne istifa etmesi amk. adljaskldşaksşldakşsda. çıkmış oraya yüzsüz gibi yok balkanlardan gelen rüzgarlar, sabaha karşı çimlerin üzerine düşen çiğ, bilmem neyin tesadüfü falan filan konuşuyor.

    yine bir argüman bulamadım amk. bu türk lirası bir harika dostum.
  • 9507
    nefretle, sevgisizlikle, ayrımcılıkla, adamcılıkla, şikeyle, siyasetle yürütülen türk futbolunun, milli takımının direktörü. kankasıyla beraber şu anda sadece milli takımı değil, dolaylı olarak türk futbolunu da dibe çekiyorlar beraber.

    96 da hakan şükür 'ün isviçreye attıgı golden, 2002 'de ilhan mansız'ın koreye attıgı golde sokakta bayraklarla gezdiğimiz günlerden nerelere geldik. eskiden milli dava, milli takım diye birşey vardı. şimdi bu takımdan bile nefret ettirdiler. istiyorlar ki, herkes kendi dogrularını dogru bilsin. zorla sevsinler. ya sev ya terket diyorlar. ama zorla güzellik olmayacağı gibi, bu anlayıştan da bir cacık olmaz. elalemi kendinize güldürmeden bırakın şu inadınızı, bırakın bu nefret ortamını.

    fatih terim sen bizim en büyük hayal kırıklığımızsın. değmezdi bence 2-3 sene milli takım hocalığı yapman için...
  • 9510
    milli takımla yaptıklarının amacına uygun ilerlediğini düşünüyor olsa gerek.

    euro2016'yı, '2016'daki eurolar' olarak algılamış olabilir. bu doğrultuda daha 2015 senesine girmeden euro2016'ya veda etmeye hazırlanan bir takım izlettiriyor. kendisi ve yanladığı başkanı ile beraber hangi görevde olursa olsun, yeter ki bundan sonra galatasaray'ın başında olmasın.

    böylesi herkes için daha iyi.
  • 9511
    değil euro 2016, 2018 dünya kupasını bile milli takımın başında göremez.

    bence kalsın, gitmesin. zaten bu saatten sonra gitmeyi kendisine yediremez, düşün galatasaray ile 2 sene şampiyon olmusun, ulan drogba var,sneijder var, melo var, en iyi yerliler senin takımında, sen o takımı bırak ne o milli takımı yükseletecem felan de. yav he he.

    ya onuda boşver benim ahımı alan bir adam ne kadar huzurlu olabilir ? galatasaray taraftarının ahı var hoca, değil cübbeli ahmet gelsin üflesin seni, fetullah gülen gelse bile kurtarmaz, yani geç o işleri. sen git kendi dünyanda yaşamaya devam et, adalet herkese lazım, önce sana fatih terim.
  • 9512
    türk milli futbol takımının başarısız teknik direktörü.
    öncelikle etrafa, gazetecilere saracağına şapkasını önüne alıp düşünmesi lazım, nerede hata yapıyorum ben diye.
    maçta o kadar belliydi ki futbolcuları öncesinde doldurduğu, sinir ve stres hepsinde gözlemleniyordu.
    kendisine tavsiyem günde 1 saat ayna karşısında kendine telkin vermesidir. (bkz: fatih terim adam eder)
  • 9513
    tüpçünün yanında olarak milli takımdaki birlik beraberliğe en büyük darbeyi vurmuştur. milli takıma çağırdığı galatasaraylı futbolcularla beraber tüpçü ve ekibine karşı savaşmışlardı. futbolcusuyla, taraftarıyla ve yöneticisiyle tüpçüye karşı bayrak açmıştı ama şimdi tüpçünün yanında saf tutuyor. haliyle galatasaraylı oyuncular ne büyük bir ihanetin içinde olduklarını hissetmezler mi? onlar nasıl birlik beraberlik ruhuyla sahaya çıksınlar? kim için? aziz türk milleti için mi? güldürmeyin adamı öyle bir millet kalmadı artık.
  • 9515
    zor günler geçiren milli takım hocası. kendisi elit hocalar arasındadır. kaynak da ben değilim. saygısızlık hocanın her maçından önce totemler yapmak, sonrası kahkahalar atmaktır. benzer durumu 15 senedir şikeciler yapmaktayken galatasaray taraftarı ile şikeciler aynı konuda birleşebilmişlerdir. milli davayı unutturanlar utansın. dünya kupası iddiası ile başlayan süreç hocanın ciddi hataları ile bugüne gelmiştir. tff başkanı hoca sınırsız yabancı talep etti demesine rağmen bu talebini kabul ettiremeyen hocanın o an istifa etmesi gerekirdi. hocam devrimyapacaksan yap, yapamayacaksan kendini de sevenleri de üzme.

    skor üzerinden halaya kalkanlara da iki lafım var;

    enerjimizi gelecek için planlasak yeni metin oktay'lar nasıl üretilir üzerinde fikir ve projeler geliştirilse.

    asy arena önünde duran tabeladan nasıl kurtuluruz konusu üzerinde iş modelleri gerçekleştirsek.

    her yıl ödediğimiz 60.000.000 tl faiz yükünden nasıl kurtulabiliriz? yoksa kurtulmamız mümkün değil mi?

    tff'nin bu yapısı ile şikecilerin kucağında olduğunu görüp çözümleri konusunda tartışsak ve kovduğumuz adamı günde 5 vakit düşünüp her hatasında zor durumunda başlığında kahkahalar atmasak.

    fatih hoca maç kaybettikçe hangi sorunlarımız çözülüyor?
  • 9517
    rte baski altina girince çareyi cumhurba$kanligi kolltuguna kaçmakta buldu. kendisi de baski altina girecek ve çareyi federason ba$kanligina kaçmakta bulacaktir. tahminlerim bu dogrultuda.

    hadi rte'nin lobisi kuvvetli, bas bas çikip konu$abiliyor her yerde. sen bu i$i nasil becereceksin fatih efendi? ha, pardon, cümle içinde yazmi$im zaten.

    bayagi bayagi gassaray taraftarinin ahi tuttu i$te. bizi rezil ettin, sira milli takima geldi. 2 maç daha ba$arisiz sonuç alirsan kendin de rezil olacaksin.

    olan yine bize oluyor (ülke puani) ama kimin umurundaki..

    elelamin 21 ya$indaki çocuguna sahip çikacagina, letonyali muhabire ayar verecegine, yedek kulübesinde ceket paralayacagina, çik adam gibi i$ini yap!

    bir tek i$ini yap, yeter!!!
  • 9522
    uzun zamandır sözlüğe yazmıyorum ama bugünyazılır.

    (bkz: fatih terimi anlamak) diye bir başlık açsak keşke de belli bir yaşın üstündeki yazar arkadaşlarımız orda karalasa fikirlerini.

    çok fazla yorum yapmaya gerek de yok fatih terim başında iyi bir başkanolduğunda başarılı olan bir teknik adam. isterseniz geriye doğru karşılaştırmalar yapabiliriz.

    uefa kupası - faruk süren (başarı)
    2. gelişi - özhan canaydın
    3. gelişi - ünal aysal (başarı)
    fiorentina - cecchi gori (başarı)
    milan - galliani *
    euro 96 - şenes erzik (başarı)
    euro 08 - haluk ulusoy/hasan doğan (başarı)
    euro 16 - yıldırım demirören*

    ne zamanki bir başkan çıkar fatih terime tüm yetkileri verir o zaman fatih terim başarısız olur. konsantrasyon problemi yaşadığı çok açık. aysal sahanın içi senin dışı benim demişti hatırlarsanız. şampiyonlar ligindeçeyrek final geldi. bir koltuğa 3-5 karpuz sıkıştırmanın manası yok. sen en iyi bildiğin işi yap önce sonra türk futbolunu kurtarırsın.*

    açıkçası fatih terimde bir ülkenin futbol direktörü ve bir takımın teknik direktörü olarak aynı anda iş yapıcak potansiyelyok. kendisi nasıl takımı demir bir yumrukla yönetmeye çalışıyosa* aynı şekilde birinin de onu öyle yönetmesi lazım. adamda zaten egopaçalardan akıyor sen bide sınırsız yetki verirsen neler yapmaz. zaten görüyoruz.

    otoriteeksikliğinde fatih hoca dağılır, dağıtır bu çok basit bir denklem. tecrübeli , profesyonel bir başkan yada yönetim kurulu ne dersek diyelim, üstünde iyi bir yönetici olursa her zaman başarılı olma şansı vardır, olmuşturda , olacaktırda *

    ah alma geyiklerini de bırakalım. zaten türkiyedeki ortam belli, savaşın eşiğindeyiz. ülkeyi yönetenler belli. fatih terimin o milli takımın başına nasıl geçtiği belli.siz ah etmeseydiniz de başarısız olucaktı zaten, bunu görmek için müneccimolmaya gerek yok.

    neyse kendisinin iticikonuşmaları, saçmayorumları, futbolcu seçimleri vs ile ilgili yorum yaparak kıymetlivaktimi harcamak istemiyorum. umarım bir an önce ayrılır yaptığı işten ve bir vicdan muhasebesi yapar.

    belki sonra tekrar başarılı olabilir bir gün.

    edit: berlusconi -> galliani
  • 9524
    elit teknik direktörlük kariyeri sona ermiştir.

    basına karşı takındığı terbiyesiz tutumdan sonra hiç bir avrupa kulübü kendisiyle çalışmaz.

    türkiye'de de galatasaray'ın kapısından giremez. girse de kendisini o kapıdan sokan yönetimle beraber adnan polat'tan beter kapı dışarı edilir. zira bu taraftar artık kendisini kabul etmeyecek.

    imparatordu, itibarsızlığı seçti. demirören'in pahalı oyuncağı oldu.

    milli takım sonrası adresi televizyon kanalları olur, atamayla federasyon başkanlığı olur, politika olur... ama bir daha iyi bir teknik direktör olarak anılmayacak.
  • 9525
    bu kadarlık adam. altta verdiğim metin her şeyi özetliyor. okumanızı tavsiye ederim.

    --- alıntı ---

    çok uzun zamandır yazıyı sallayıp duruyorum, açtığım tarih, 27 temmuz. inanmazsanız printscreen de koyarım. fatih terim galatasaray’dan ayrılıp, milli takım’a kapak attıktan sonra, ‘zamanı var’ deyip durdum. zamanı bugünmüş.

    yazıyı okumadan önce, bu bloğu da hiç okumadıysan, açık ve net belirteyim, ona göre devam et. fatih terim’i sevmiyorum, hoşlanmıyoruz, hazzetmiyorum. bu hislerim, galatasaray’dan ayrıldığı için değil, 4 sene üst üste şampiyon olurken de sevmedim, uefa kupası’nı aldığı zaman da. benim için pek çok sebebi var, neden sayıp yormak istemiyorum ne seni, ne kendimi.

    sevenlerinin sayısı her geçen gün daha da azalıyor, hatta sevginin nefrete dönüştüğü pek çok insan var. onları her gördüğümde, fatih terim’i neden sevmediğimi daha iyi anlıyorum, verdiğim kararın erken olması beni sevindiriyor.

    galatasaray ilginç bir kulüp. bugüne kadar, ona aldığından daha fazla veren çok fazla isim tanımıyorum. ama her ayrılan, aldığından daha fazlasını verdiğini iddia ediyor. ‘vefa’ muhabbetleri bir türlü bitip tükenmiyor. ayrılıp da sallamayan, laf etmeyen neredeyse yok gibi. insan ister istemez düşünüyor, sorguluyor, ‘ulan acaba doğru mu?’ diye. yakınanlara bir bakıyorsun, ciğeri beş para etmez adamlar. milyonlarca dolar kazandıktan sonra bile, bugün kapılandıkları yerlere galatasaray sayesinde gelmişler. galatasaray konuşmayı bilmeyen adamları gazeteci, yorumcu, teknik direktör, antrenör, yönetici yaptı ama onlar hâlâ sallayıp duruyor.

    fatih terim’in 3. ayrılığında, herkes saflarını tuttu. kimisi ihanete uğradığını düşündü, kimisi terim’e ihanet edildiğini düşündü. bunun sonu asla gelmez de. benim gördüğüm şey, fatih terim’in açık, aleni biçimde galatasaray’ı sattığıdır. o ‘bunu’ dedi, beriki ‘şunu’ dediden söz etmiyorum. aysal haklıymış, terim haklıymış umrumda bile değil. fatih terim’in galatasaray’ı ilk kez satmadığını biliyorum çünkü. 2000 yılında neden gitti, otur sorgula.

    fatih terim, çek cumhuriyeti maçı öncesinde düzenlediği basın toplantısında, ‘ben aslında dostlarımdan korkmalıyım’ dedi. insanın etrafına bunca asalak, bunca yalaka doluştuğunda herkesi dost gibi görüyor olsa gerek. kimsenin kendisini eleştirmediği, herkesin ‘aslansın, kaplansın, büyüksün hoca’ dediği o ‘dostlar’ aslında kalabalığın ortasında yapayalnız, tek başına olduğunun göstergesidir. soran yok, sorgulayan yok, eleştiren yok. bunların hepsi fatih terim’in sözümona dostları. ehh hatrı sayılır derecede taraftar da, böyle düşününce, kendisi bir tür tanrı kompleksinde yaşaması son derece doğal.

    oysa dost eleştirir, yerer, ikaz eder, ‘yapma’ der, ‘bu yanlış’ der. ‘dostum’ dediğin insanlar eğer bunu yapmıyorsa ‘dost’ değildir, olamaz da. 61 yaşındaki bir adamın, önce dost kavramını öğrenmesi gerek ki, kimin dost, kimin düşman olduğunu etraflıca değerlendirebilsin.

    bir milli takım düşünün; biri ırkçılık yapıyor, koluna kaptanlık bandı takılıyor, öteki gazeteci tehdit ediyor hiç yaşanmamış gibi hayat normal seyrinde devam ediyor, biri arkadaşına silah çekiyor, olayın üstü kapatılıyor, ağzına silah dayananın babası konuşunca ‘siz hasta mısınız?’ diye sorgulanıyor.

    her türlü ahlaksızlık, terbiyesizlik, öylesine normalleştirildi ki, bunların hepsinin sıradan olaylar olduğunu düşünmeye başlıyoruz bir süre sonra. ehh haksız da sayılmazlar, ülkeyi hırsızlar, dolandırıcılar, katiller yönetiyor, halkın neredeyse yarısı bu haysiyet yoksunlarının arkasında duruyor, desteğini hiç çekmiyor.

    halen fatih terim’in arkasında duranların da yaptığı tam olarak bu işte.

    fatih terim ‘konuşacağım’ deyip susuyor, desteğe devam ediyorlar.
    fatih terim, şikeyi, ırkçılığı yok sayanlarla kol kola girip imza atıyor, bunlar yine ‘aslan hocam’ diye arkasında durmaya devam ediyor.
    fatih terim, birine silah çekmiş adamı milli takıma alıyor, bunlar halen arkasında.

    bunun adı sevgi değil, bunun adı koşulsuz tapınmadır. fatih terim ne yaparsa yapsın, bunlar o tapınmadan vazgeçmeyecek, destekleyecek, hep haklı bulacak.

    hamasetle, kabadayılıkla, ‘atar’lı tavrıyla, karşısındaki herkesi küçümseyen tavrıyla, faşistlik noktasındaki milliyetçiliğiyle, kompleksli halleriyle, bilimsellikten uzak, eski, köhne fikirleriyle, gücün yanında duran tavrıyla fatih terim, aslında tam da bu ülkenin spor kahramanı.

    şu son cümle, ne kadar birini, bir fikre, yaşadıklarımızı hatırlattı değil mi?

    yeniden dizayn edilen ve çerçevesi çizilen yeni türkiye’ye bir spor kahramanı gerekiyordu, işte seçilen insan da fatih terim oldu.

    oysa fatih terim, piontek olmasa bir bok değildi. tıfıllar hatırlamaz ama piontek denen adam tanju çolak, rıdvan dilmen gibi o dönemin efsane oyuncularını kadroya almayıp, kimsenin adını bile duymadığı hakan şükür’ü kadroya aldı, daha ilk maçında tugay kerimoğlu'na şans verdi, okan buruk’u, abdullah ercan’ı oynatan piontek’ti. ama bu ülkede her yabancıya yapılan piontek’e de yapıldı ve pastanın kaymağını yiyen terim oldu.

    fatih terim, hagi olmasa bir bok değildi. kimbilir hangi ismini bilmediğimiz adamı iteleyecekti ama transferine karşı çıktığı hagi, onu fatih terim yapan adam oldu.

    hep doğru fatih terim. cecchi gori yanlıştı, galliani yanlıştı, ünal aysal yanlıştı, herkes yanlıştı, tek doğru fatih terim’di. yere göğe sığdıramadığı egosuyla herkesi ezmeye çalıştı. kendinden güçsüz olanları ezdi ama ‘mağrur olma padişahım senden büyük allah var’ derler ya, işte herkese dişi kesmedi.

    fatih terim, en büyük yanlışı, kendisini ölesiye seven galatasaray taraftarını karşısına alarak yaptı. elbette halen arkasında duranlar, taparcasına sevenler yok değil ama her geçen gün sayısal olarak azınlık olduklarının onlar da farkında.

    kader arkadaşı yıldırım demirören’le verdiği pozlar, ona yönelen protestolarda göğüs germesi, zaten antipatik olan fatih terim’i, onu sevenler gözünde de dayanılması güç bir adam haline getiriyor.

    fatih terim için deniz bitiyor ve kara görünüyor. elbette bu ülkede, böylesine ilişkileri olan bir adamın işsiz kalması mümkün değil. en kötü başakşehir, hadi bilemedin kasımpaşa, hiç olmadı lig tv yorumculuğu ile yine yolunu bulur ama artık sevgisizlik çemberinde dönüp dolaşır. çünkü fatih terim yapısındaki adamlar, varlıkları güçle doğru orantılıdır. ormanda yaşlanan aslanların, genç aslanlar tarafından infaz edilmesi gibi, o da bir gün yok olup gidecek. camiasını satıp, bugün yanında olduğunu sandığı iktidar, birkaç genç aslanla işini bitirecek ve o gün yanında kimse olmayacak.

    kişisel olarak, başarısızlığı, fatih terim’le gelecek başarıya tercih ederim. bunu söylediğim için çok kişi kızabilir, küfredebilir ama fatih terim ve onun gibi insanlardan hoşlanmıyorum. er ya da geç defolarının ortaya çıkacağını düşünüyorum, tıpkı fatih terim’de olduğu gibi.

    bunları salt başarısız olduğu için filan yazmıyorum, yazmadım da. başarılı olup, olması umrumda bile değil. ne isterse yapsın, nerede ne kadar başarılı olursa olsun ama galatasaray’dan çok ama çok uzak olsun, bir daha yolu asla galatasaray’la kesişmesin.

    benim bütün eleştirilerimi bir kenara bırak; galatasaray’ın başındayken yabancı kuralını eleştirip, kader ortağına imzayı attıktan sonra ağzını açmamasını, ‘bunlarla uğraşacağım’ dediği adamlarla el ele kol kola gezinmesini, arkadaşlarına silah çeken adama kol kanat germesini, para uğruna tayyip erdoğan gibi bir herifle pozlar vermesini eğer içine sindiriyorsan, sen de ciğeri beş para etmez şahsiyetsizin tekisin. haybeye okudun demektir bu yazıyı. bu yazıyı yazdığım için sen bana küfret yine ama şunu bil ki, bir gün sen benden daha fazla küfredeceksin fatih terim denen adama.

    letonyalı maçından önce gazeteci soruyor; ‘korner çalışıyor musunuz?’ diye, fatih terim yanıt veriyor, “yok gol yemek için çalışıyoruz” diye. türkiye insanı balık hafızasıyla meşhurdur. bundan 5 yıl önce bir boşnak gazeteci soruyor, “istifa edecek misiniz?” diye ve fatih terim yanıt veriyor, “hele bir siz dünya kupası'na gidin de benim ne yapacağımı ajanslardan öğrenirsiniz” diye.

    bunu iki sebepten yazdım. biri aradan yıllar geçse de, işler kötüye gittiğinde, küstahlaşıyor ve o tavrı benim, kendisinden nefret sebebim. diğeri ise, bazı arkadaşlar 'gazeteci dalga geçmek için sordu' türünden savunmalar yaptı, gazeteci her soruyu sorar. fatih terim'in derdi, soru değil, işlerin boktan gitmesinden kendini uzak tutmak. ilk değil yani!

    ulan daha yeni yazdın diyenler için yazı şurada. hep aynı şeyleri düşündüm fatih terim için ve bundan sonra da hep aynı şeyleri düşeneceğim. çünkü o meşhur ‘şark kurnazı’ tabirinin futbol dünyasındaki yansımalarından biri. hadi bakalım, galatasaraylılar yanıt versin, fatih terim şike için ne dedi? hiç ağzını açtı mı, konuştu mu? verebilecek yanıtınız yok değil mi?

    gerilimle, kaosla, hamasetle, nefretle, ‘haydi aslanlar’ vs. demekle bu işler yapılmıyor. futbol ya da başka bir spor fark etmez; bilimsellikten, gelişmeleri takip etmekten, kendini yenilemekten, uzaksan, rakibini küçük görmüyorsan, aşağılamıyorsan ve kendini dağların tepesinde görmüyorsan başarılı olabilirsin ama ‘her şeyi ben biliyorum’ tavrıyla 90’larda ezbere alınmış ve artık geçerliliği kalmamış yöntemlerle sadece ‘ben yaptım’ demekle olmuyor. sonuç ortada, ülke insanının nefretini kazanmış bir milli takım ve alınan sonuçlar, oynanan futbol.

    ama işte, tam olarak yeni türkiye’nin profili bu. nefreti cazibe merkezi haline getirip, ‘ya bendensin, ya karşıdan’ diyerek, sevenlerin gözünde kendini tapınılası bir mit yaratıp, diğerlerini gözden çıkartmak.

    fatih terim benim için değil ama pek çok galatasaraylı için ‘imparator’du. şimdi o çok sevdiği insanlar da kendisiyle dalga geçmeye, kendi oluşturduğu nefret çemberinin içine girmeye başladı. bütün varlığını satsa o sevgiyi bir daha yaşayamayacak ve onu yiyip bitirecek şey de, o sevgisizlik ve nefret olacak, ektiklerinin karşılığında.

    umuyorum milli takım’ın başında ölene kadar kalır, çünkü hep dediğim gibi benim milli takımım galatasaray. ay yıldızı değil sarı-kırmızıyı seviyorum. ait olduğu yer galatasaray değil, yıldırım demirören’lerin, göksel gümüşdağ’ların, şansal büyüka’ların yanı. mutlu olduğu yerde kalsın ama asla bizim mutluluğumuzun içine dahil olmasın. galatasaray şampiyon olup, başka teknik direktörlerin adını haykırırken, yıldırım demirören, bilal erdoğan, tayyip erdoğan, acun ilıcalı gibilerinin teknik direktörlüğünü yapsın.

    kader ortaklığınız daim olsun, yolun bir daha galatasaray’dan geçmesin. pisliğinizde boğulmanız dileğiyle....

    --- alıntı ---

    ilgili link: http://linkis.com/blogspot.com.tr/Hbry0
App Store'dan indirin Google Play'den alın