resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 35401
    kirlenmemiş bir ligimiz olsaydı 2021-2022 sezonunda da en kötü ihitimalle şampiyonluk yarışında olacağına emin olduğum hoca. ne yazık ki balık hafızalıyız, memleketin en büyük sorunu bu.

    fatih terim gönderilene kadar ayan beyan galatasaray'a çekilen operasyonları ne çabuk unutuyoruz? kamuoyunda fenerlisinden, beşiktaşlısına kadar galatasaray'a çekilen operasyonu kabul ediyorken, tff tarafından bizzat ilişkilerimizi hoca bozuyor denildiği bilinirken avrupa'da galibiyete hasret galatasaray'ı namağlup gruptan çıkaran adama küme düşürecek falan deniyor. hayret vallahi.
  • 35402
    hocanın yaptıklarını hiç kimse unutmuyor ama arsene wenger, mourinho gibi hocalar için nasıl ki artık büyük takım çalıştıramaz deniyorsa maalesef efsanemiz için de aynısı geçerli.

    geçmişte yaptıklarını baz alıp hareket edeceksek eğer selçuk inan ve arda turan gibi veteranlar oyuna girdiğinde de bu oyunculara ve aldıkları paralara küfür edilmemeli. çünkü bu iki oyuncu da bize kupa* ve para* kazandırdı.
  • 35403
    kendisini türk futbolundan çıkarsan makedonya falan oluyorsun. bakın bir romanya bile değil.
    ülke futbolunun kazandığı tüm başarıların altına imzası vardır. ilk ve tek avrupa kupası, kurduğu kadronun dünya üçüncüsü olması, avrupa şampiyonası üçüncülüğü, ulusal ligin açık ara en başarılı hocası olması… saymakla bitmez elbette. zaten konumuz da bu değil. konumuz, koskoca ülkenin başka bir fatih terim çıkaramaması. ama sanırım bizim kaderimiz de bu. böyle insanlar istisnai olarak 100 yılda bir çıkıyor.

    düşünün 12 sezonda 8 lig, 3 türkiye kupası, 4 süper kupa, 1 avrupa kupası. son 25 yılda avrupa’da kupa alan bizden daha düşük bütçeli bir tane bile takım yok. şunun çeyreğini bir yabancı yapsa kulübün tapusunu verecekler hocayı 2. kez avrupa şampiyonu olamadığı için suçluyor.

    fatih terim türk futbol tarihinin en başarılı ve en büyük efsanesidir. her ne kadar uzun süredir iktidar ve koç destekli bir itibarsızlaştırma operasyonu yapılsa da bu gerçeği değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

    zira itibar ne baskıyla ne de parayla satın alınabilir.
  • 35404
    birkac konu var aslinda ic ice gecmis. herkesin de hatalari var.

    oncelikle hocanin en buyuk hatasi dunya futbol trendine uymaya calismak oldu. dunyaya hukmeden pas futbolunu oynamaya calistigi 4 sene boyunca potansiyelinin cok asagisinda kaldi. gelen 2 sampiyonluk, son haftada 1 golle kacan bir sampiyonluk ve pandemi olmasa belki de sampiyon tamamlanabilecekken (9 maclik efsane seri) covid nedeniyle ritm kaybiyla biten kotu bir sezon sonu iceren bu 4 sene, aslinda gecmis dikkatli incelenip okundugunda kesinlikle basarisiz degildi. ben hocanin 3. doneminde basarili bir 4 sene gectigi kanaatindeyim, kaldi ki cok kucuk ayrintilar olmasa 4 yilda 3 sampiyonluk gibi muthis bir sekanstan soz edecektik.

    ancak tum bu basarilara ragmen hoca bir sekilde avrupadaki cagdas futbolu elindeki yetersiz takimla oynamaya calistigi icin keyif alinmakta zorlanilan bir futbol izledik. tabi bu donemde kiralik disinda bir oyuncu alamiyor olusumuz da bizi etkiledi. bonservisi elinde yasli topculara mahkum kaldik, yonetimin elindeki parayi yonetememesi nedeniyle forvetsiz uzun sureler gecirdik. butun bunlara ragmen 4 yillik surenin neredeyse tamami yarismaci ve sampiyonluk iddiasi suren bir takim olarak gecti. bu basari asla kucumsenmemeli.

    ama hocanin bir sekilde takimin konsantrasyonunu ozellikle icak ayina kadarki surecte yuksek tutamamasi, lakayit oynanan onlarca mac, temposuz bir takima donusmemiz, pres ve şuttan bihaber gecen yillar taraftari da yipratti. her ne kadar basari olsa da hepimiz 2011-2012 senesindeki gibi bir takim istedigimizden yakindik. son senede ise genclesme adi altinda zaten kirilgan olan takim iyice parcalandi.

    hocanin suçu bana kalirsa pas oyununda israrci olmakti evet. ama yonetimin sucu daha buyuktu. hoca yonetimin de istegiyle cok genc bir takim kurup onlari belirli bir seviyeye getirmeye calisirken en azindan 1 transfer sezonu daha gorebilmeliydi. saptadigi eksiklikleri giderecek zamani ve firsati olmaliydi. gecen 4 basarili senenin hatrina hocanin 1 senelik kredisi olmaliydi. bu kredinin saglanmamasi bizi bugune getirdi. bugun onumuzde bazi secenekler ve yeni baslangiclar var. yeni baslangiclarin icinde fatih hoca da bir opsiyon. ama ben artik bu kadar birbirini kirmis uzmus iki tarafin biraraya gelmesine karsiyim. ben eminim ki hoca bugun baslasa, giderken yine basarili bir sekans birakacaktir arkasinda. ama artik iyice birbirini yipratmak uzerinden ilerleyen ve toksikleameye baslayan bu iliski hem hocaya, hem takima, hem taraftara hem de tarihe zarar vermeye basladi. daha once de demistim. ben hocayla bir kez daha hayal kurup sonra onlarca basarinin yaninda olumsuz gececek bir dönem sonrasi bir kez daha ayrilik yasamayi kaldiramam artik. hocayi cok seviyorum ama bugun onumuze bakma zamani. hocadan ne alacagimizi, hocanin ne verecegini ve en sonunda basimiza ne gelecegini cok iyi bilirken bir kez daha bunlari yasayip sevinci de kizginligi da en uclarda yasadigimiz bir bipolar donemi daha kimseye cektirmeyelim.

    hocam artik heykelinin dikilip onunde poz verecegi guzel bir toreni hak ediyor. gonlunu alip, iade-i itibari yapilip her daim danisilacak bir akil hocasi olarak kulupte onursal bir goreve getirilip guzel bir son yazmaliyiz. ama hocaya tekrar esofmanlarini giydirirsek hikayenin sonunda herkes uzulecek. cunku biz severek ayrilmayi bilmeyen bir ortadogu toplumuyuz.

    o nedenle hocanin adi artik gundemden kalkmali. cunku seni cok seviyorum hocam.
  • 35405
    başarılarını falan geçtim, kendisini hep şu durumlarda hatırlayacağım;

    sezon 2011-2012; bir önceki sezonda rezalet bir sezon yaşamış galatasaray. her deplasman tribününde cimbom kümeye tezahüratının duyulduğu 2010-2011 sezonu. ne oynanan oyun, ne de elimizdeki kadro ümit verici. elimizde bir tek arda var, o da tüm seneyi hemen hemen sakat geçirmiş ve tribünlerle de arası iyi değil. sinema kapatması falan dillerde. yani nerden baksak kaotik bir takım. rakiplerinden biri 2008’den sonraki en dominant sezonunu oynamış ve yeni transferlerle lige ambargo koymanın peşinde. diğer rakibi de portekiz milli takımı kıvamında bir kadro yapılanmasına gidiyor. o sıralar lizbon sokaklarında beni görseler, apar topar beni de alıp getirecekler. tamam, fenerbahçe gibi efektif bir kadroları yok ama bizden her türlü iyiler. zaten bir önceki malum sezonda her iki maçta da yenmişler. değil derbi galibiyeti, doğru dürüst derbilerde gol bile atamayan, her yönüyle güçsüz, sahipsiz ve umutsuz bir galatasaray takımı var elimizde.

    bir geldi, pir geldi. yıllardır derbi galibiyeti görmeyen takım, tüm sezon sadece 1 kere, o da süper final’de yenildi. o maçta da sanırım yenildik diye üzülen olmamıştır. öyle bir futbol oynuyorduk ki parçalıyorduk her takımı resmen. tüm kadroyu baştan aşağı yenilemiş ve en gözde oyuncusunu transferin son günlerinde göndermiş ve yeni bir takım olmasına rağmen, kısa sürede tüm oyıncular birbirine alışmış ve son 20 senenin en iyi galatasaray’ının mimarı olmuştu.

    sonraki sezonlardaki başarıları saymıyorum bile ama şike sezonundan muzdarip olmasına rağmen devre arasında 10 milyon euro’ya sow’u getirebilen ezeli rakibine karşılık, asgari ücret + yol + yemek karşılığında geri getirilen necati ile şampiyonluk yaşattı, hem de ezeli rakibinin sahasında. bu olay 100 yılda bir yaşanırdı, ona nasip oldu, diğer başarıları gibi..

    2. kısım 2017-2018 sezonu;

    geçtiğimiz iki sezonda oynanan rezalet futbol, sayısız futbolcu ve teknik adam sirkülasyonu. taraftar yine takıma küsmüş, yönetim zaten tartışmalı, üstelik kadro yine kötü. üstelik rakiplerin sadece fenerbahçe ve beşiktaş değil artık, başakşehir de bangır bangır gelmiş. beşiktaş zaten son 2 sezonun şampiyonu, başlarında şenol güneş var, kadroları tarihin en iyi kadrosu olarak nitelendiriliyor. fenerbahçe yine bildiğimiz fenerbahçe. bir sürü yıldız ve yıldız adayını kadroya katmış, üstelik başlarında takımı daha önce şampiyon yapmış sir aykut kocaman var. başakşehir ise malum. hiç anlatmayayım verilen desteği.

    baştan aşağı yine kadroyu değiştirmişiz. alışık olmadığımız şekilde takımın başında bir önceki sezondan kalma tudor var. bu kez istikrar demişiz. meyvesini de almışız aslında. en azından ilk 7 8 hafta ): sonrası bildiğin çöküş. çöküş diyorum çünkü takım yine derbilerde gol bile atamıyor, alakasız şekilde fark yiyor ve bazı maçlarda 3-0 yenilmemize rağmen bu maç nasıl 10-0 bitmedi yav diye evreni sorguluyorduk. üstelik deplasmanlarda da varlık gösteremez olmuştuk. fırtına gibi başlanılan sezonda bir anda kendimizi üçüncü sırada bulmuşuz. gidişattan memnun değil taraftar. maçlara gelip tribünleri dolduruyor ama en ufak bir bocalamada teknik adam ve yönetimi istifaya davet ediyor. kazan yine kaynıyor yani.

    bu kez hiç alışık olmadığımız şekilde devre arası geliyor “nerede kalmıştık” tweet’i ile. ha küstü ha küsecek denilen taraftar bir anda birlik beraberlik mesajı vermeye başlıyor, bu birlik ve beraberlik en son kurtuluş savaşında görülmüştür. o derece yani. geldikten sonra ilk icraatini, haftalardır galip gelemediğimiz deplasman maçlarının birinde yapıyor. ard arda oyuncu değişiklikleri yapıp kayseri’yi 1-3 yeniyoruz mesela. başımızda tudor olsa 4-2 falan biterdi o maç sanırım neyse. sezon boyu gol bile atamadığımız derbiler bizim için korkulu rüya olmaktan çıkmış, bırak mağlup olmayı, gol bile yememişiz. bir tek trabzonspor maçında 90+ bilmem kaçta endirekt vuruş olması gereken yerde tek vuruşla andromeda galaksisinden gelen şutta kalemizde golü görmüşüz. öyle gol mü olur aq. o yüzden saymıyorum bile.

    kadıköy deplasmanından istediğimizi almış, trabzon’a 2 defa yağlamış, beşiktaş’a işte böyle her sene böyle tarifesini uygulamış ve son yıllarda 2 farklı yenilsek sevinecek duruma geldiğimiz başakşehirspor maçında, başakşehiri sami yen’in çimlere gömmüştür.

    takım kadrosu zaten diğer rakiplerine göre gerideydi ama ndiaye’nin de gitmesiyle daha da daralan bir kadroyla mücadele etmek zorunda kalmış, ndiaye’nin yerine, tudor’un fazla masraf çıkarıyor deyip neredeyse florya’da yemek bile vermediği donk’u monte etmiştir. fernando’nun da uzun süren sakatlığı sebebiyle çoğu maçta selçuk - donk orta sahasıyla takımı çıkarmıştır. o donk ikinci yarının yıldızlarından biri olmuştur her nasılsa.

    son yılların en çekişmeli geçen sezonunda rakiplerinin önünde kupayı kaldırmış, iki senelik beşiktaş’ı ait olduğu üçüncülüğe geri göndermiş, fenerbahçelilere “bizi terim’in hegolamaımshdjdından kurtar bizi başkanım” dedirtmiştir. psikolojik üstünlüğü tekrar lehimize döndürüp ivmelenen rakiplerini demotive etmiştir. mayıs’lar bizimdir sloganını taraftar tekrar hatırlamıştır.

    diğer başarılarını yazmaya gerek duymadım ama bu şampiyonluklar benim için çok önemli çünkü ikisinde de fecaat geçen sezonlardan sonra kazanılmış şampiyonluklar olması ve ivmelenen rakiplerini ait oldukları yere gönderilmesi açısından önemlidir.

    bazen kendisi hakkında saçma sapan, futbolun hiçbir ilkesine uymayan öyle şeyler söyleniyor ki, bunu yazmak istedim. rakip takımların başında imparator’un başarısının çeyreğini yapabilen bir hoca olsa istanbul’un dört bir tarafında heykeli dikilecekken, bir takım sosyal medya seyircisinin kendisine bu derece tavırlı olması çok üzücü. bu da bizim ayıbımız olsun ne diyeyim…
  • 35407
    galatasaray taraftarını büyük bir bölünmeye götüren kulüp efsanemiz. ben son yıllarda yönettiği takimi ve oynattığı futbolu beğenmeyen biri olarak hocayı takımda görmek istemiyorum. bunun alt sebepleri de var. en başta gelen sebeplerden biri hocanın teknik heyette liyakata önem vermemesi. bu o kadar büyük sorun ki kimse korner veya serbest vuruş olduğunda heyecan bile yapmıyordu. üstelik (o meşhur istatistikciler bunu paylasmazlar) kazandığımız kornerden dönüp kalemize gol oluyordu.

    ayrı ayrı entrylerde yazdım. belirlediği oyun sistemine uygun oyuncuları almayıp aldıkları ile de başarısız oldu. bunu açarsak 8 milyona alınan luyindama'nin defanstan pasla çıkmakta berbat olduğunu gördük ama buna rağmen defanstan pasla çıkmaktan vazgeçmedik. luyindama'nin iyi olduğu dönem ise önünde fernando yanında da mariano vardı. dikkati çekerim ikisi de kendi transferleri değil. omar sakatlandı ve çok talihsiz bir sakatlıktan yerine yine taktigine uymayan birini transfer etti. alt yapıdan geçici bir çözüm arayışı hiç olmadı. sergen bile şu anda rıdvan, ersin gibilerle beşiktaş'ın elini güçlendirdi. mesela ömer bayram'da ne buldu hiç anlayamadım. sol bek performansından memnun değildi ki orta sahaya çekti kendisini ama geçtiğimiz sezon başı patrick'e tek alternatif onu yaptı sol bek olarak. süleyman luş, emir tintiş gibi gençlere hiç guvenmedi. taylan'in vasat altı ortasaha performansına rağmen bartuğ'a o mevkide hiç şans vermedi. marsilya maçı son dakikaları alkislatmak için hariç. bu da bana göre kim yaparsa yapsın çok samimiyetsiz hareket. kendi elit seviyesinde hocalardan kaçı bu şekilde yapıyor bir bakmak lazım. o çocukların çoğu menajer oyunlarına rağmen kalabilirlerdi eğer baba gibi gördükleri figürden süre alabilselerdi.
    babel aldırıp 6 ayda onyekuru'ya geri döndü bunun maliyetini bile söylemeye gerek yok. kadro mühendisliği çok kötü biri fatih hoca. barış alper, yunus, soso, emre kılınç hatta oğuzhan varken morutan'ı transfer ettirdi. körün bile gördüğü ortasahada hem as hem rotasyon problemi varken o mevkiye sadece berkan ve cicaldau transferi yaptı ve tek ön libero taylan kaldi. çok iyi biliyorum hoca gedson falan da istiyordu ama o zaman morutan istemeyecekti bu kadar basit. bütçesi sınırsız kulüp değiliz. 3 tane yabancı sağ bek vardı ama hiçbiri bir mariano (hocanın ihtiyacı olan) performansı veremedi. tank gibi gelen mustafa özgüvenini kaybetmiş, güçsüz birine döndü. madem mustafa gibi birini istemiyordu niye aldırdı? hocam cornelius bulmak da zor değildi. tüm bunlara rağmen her sezon ocak ve temmuzu sırayla telaffuz etmekten bıkmadı. bir kere de (selçuk da bunu vole röportajında itiraf etti) oyuncuları ortaya attı söylediği sözle. baba gibi görülen fatih terim'in son döneminde bunu da yaptığını gördük. arda transferine hiç girmiyorum ki rahmetli mustafa cengiz ile koca göbekli bir futbolcu için ters düştü. inat etti 6 sonra aldırdı. bunun bana mantıklı açıklamasını yapabilecek bir kişi bile çıkamaz.

    başkanlarla kavgalarını saymıyorum zaten. bir ikisinde haklı olunur ama hepsiyle de kavga mı edilir? bana göre çoğunda hoca hatalıydı. mesela, burak elmas'a hocayı sırtından vurdu diye topa tutanlara sorum şu: istemediği bir teknik direktör için o kadar transfer yapıp bonservis öder miydi? burak elmas da bizim gibi hocaya inandi ancak kendi de kısa süre sonra pişman oldu tıpkı diğer başkanlar gibi.

    yukarıda bir nevi hocayı istemeyen biri olarak sebeplerini özellikle de son dönemdeki hatalarını yazdım. tabi bu benim bakış açım ancak yazdıklarımın çoğu rasyonel gerçekler. hocayı tekrar takımda görmek isteyen renktaşlar gerçekten son dönem memnun eden neler vardı da tekrardan takımda görmek istiyorsunuz?
  • 35409
    beşinci döneminin başlamasını galatasaray camiasının bazı şeylerden ders alması için desteklemediğim efsanedir.

    ancak seveni-sevmeyeni, isteyeni-istemeyeni şunu bilsin ki beşinci dönemi mutlaka başlayacaktır. umarım başlamasına gerek kalmayacak kadar başarılı dönemlerden geçeriz fakat bu konuda yine galatasaray camiası yüzünden umudum sıfır.
  • 35413
    pek beğenilmeyen dördüncü döneminde, 2 şampiyonluk ile 2 kupa almış, fenerbahçe'yi kadıköy'de iki kez yenmiş, bir puanla şampiyonluk kaçırmıştır. x antrenör bu istatistiklerle guardiola ilan edilirdi. kaldı ki kötü olarak adlandırılan sezonlarıdan birisinde pandemi var, diğerinde de uefa'da gruptan lider çıkmak var. burada sorsanız küme düşürecektir. lol.

    acilen beşinci döneminin başlaması gereken efsane. hem galatasaray'ın hem de türkiye futbolunun en büyüğü.
  • 35416
    illa siyah ve beyazdan oluşmuyor dünya. eleştirenler illa fatih terim kötü demiyor. onun başarılarını kimse inkar etmiyor. galatasaraylılığını kimse sorgulamıyor. yıllar itibariyle istediği transferler büyük ölçüde yapılmışken oyun kalitesinin yükselmemesinden söz etmek onun geçmişine ihanet, sövgü değil sadece galatasaray’ın geleceği adınadır. şahsım adına temennim onun en tepede, yani başkan olmasıdır. en tepede olmasını isterken hocalıkta geriye gittiğini ifade etmek ona ama daha önemlisi galatasaray’a ihanet değildir. aşın artık şu iyi-kötü, seviyor-sevmiyor, siyah-beyaz sığlığını. beni bu gereksiz ve ergen kavgaları değil, takımımızın 2022-2023 sezonunda yapacakları, yaşatacakları ilgilendiriyor.
  • 35417
    kendisine kesinlikle saygı duyulması gereken hoca. galatasaray'ın en başarılı hocası ve efsanesi.

    ama kendisine yapıldığı düşünülen kötü laflara tepki gösterilirken kendisi üzerinden galatasaray'a yapılan saygısızlığa tepki gösterilmemesi de genlerimizle alakalı sanırım. tek adama olan aşkın insanların gözünü kör etmesi bu ülkenin kaderi galiba.

    hayır, kendisi olmasa da galatasaray 3. takım veya trabzonspor ayarında bir takım olmayacaktı. sen bunu diyerek fatih terim galatasaray'a hiçbir şey katmamıştır diyen kişilerle aynı zihniyette olduğunu gösteriyorsun.

    fatih terim galatasaray'a geldiğindeki şampiyonluk sayıları ile galatasaray'ı 3. büyük yapıyorsan o zaman o gelmeden önceki 10 yılda galatasaray'ın 4 şampiyonluk alarak zaten ivmeyi kendi lehine çevirdiğini de görmezden gelemezsin. üstelik bu dönemde çok büyük avrupa başarıları da görmüşken.

    fatih terim'in hakkı önemli de derwall'in, mustafa denizli'nin, feldkamp'ın, ali uras'ın falan önemli değil mi?

    galatasaray başka hocalarla şampiyonlar ligi yarı finali oynadı, gruplara ilk kez kaldı, çeyrek finaller, top 16'lar oynadı.

    lucescu, nasıl kadrolarla şampiyonlar ligi başarıları ve şampiyonluk gördü. eminim ki şampiyon olduğu sene gönderilmeyip uzun yıllar arkasında durulsa şu an hem bu kulübün daha çok kupası olurdu hem de avrupa'da daha başarılı olurdu.

    yani galatasaray sandığınız gibi terim'siz bir hiç olan takım değil. taraftar sayısının artmasındaki tek etken de uefa kupası değil. uefa kupası ve süper kupa ile fatih terim evet zirveyi görmüştür ama bunun en azından 15 yıllık da bir altyapısı vardır. sizin sandığınız gibi fatih terim trabzon'a gitse orda da uefa kupası alacak falan değildir.

    fatih terim'e saygı beklerken galatasaray'ı küçümsemek tek adam aşkının gözleri kör etmesinden başka bir şey değil.
  • 35419
    1987 senesinden beri teknik direktörlük yapıyor fatih terim.

    bu süreçte, yaşı ve meslek hayatı yettiği sürece kendisini yalandan da olsa bir kez eleştir(e)meyen kişiler bugün yine haldır haldır 5.dönemi için algı oluşturmaya çalışıyor. işte can tango, ali naci küçük, levent tüzemen, harun muslu, nevzat dindar ve aklıma gelmeyen diğerleri.

    bu gerçekten de normal bir durum değil. eğer hocaya yakınlıklıkları nedeniyle, duygusal bakıp böyle bir talepleri oluyorsa hata yapıyorlar. itici duruyor. yok karakterleri böyleyse, hocaya farklı yabancıya farklı tarife açıyorlarsa o daha kötü. kendileri adına üzgünüm.
  • 35420
    ben önümüzdeki sene takımın ligde oynayacağı 36 maçın tamamında , en kötü 35 inde saha kenarında takımın başında olabilecek hoca istiyorum. beşiktaş’ın şampiyon olduğu sezonda uzun süre takımın başında olmaması şampiyonluğa, geçen sene takımın başında olmaması neredeyse küme düşme hattına ilerlememize sebep oldu hoca’nın. tff, mhk, tahkim kadar kendisinin de hataları var. yeter artık. sevgi, saygı sonsuz ama yeter. galatasaray’ a hizmet etmek için illa saha kenarında olmasına gerek yok.

    galatasaray efsanesi teknik direktör.
  • 35422
    2011-2012'deki oyun yapısına geri döneceksin bugün mesai bitmeden geri gelsin.

    ama adam zehirlenmiş, kanına girmiş birileri. 4-1-4-1 diye sikimsonik bir dizilim ve pas oyunu denen lanet şeyle kandırmışlar hocayı. adam geçmişini unutmuş, avrupa'da tırsarak değil gümbür gümbür oynarak başarılı olduğu zamanları dahi unutmuş. merkez orta saha özellikli kanatlarla ligin içinden geçtiği 4-4-2'yi çıkarmış aklından.

    yarın gelse yine başlayacak, 4-1-4-1 diye sayıklamaya, pas pas diye hepimizi bayıltmaya.
  • 35423
    hangi başarılı avrupa takımında kenarda bir baba figürü aranıyor. hangi avrupa takımı futbolu bırakmış birini önce abilik yapsın diye takıma alıyor sonra iyi hocalarla çalıştı deyip yardımcı antrenör olsun diyor.

    çok çağ dışı çok arabesk argümanlarla gündemde tutulan teknik adam.

    benim için dönemi kapandı.

    galatasaray'a gayet iyi hizmet etmiş her zaman iyi hatırlanacak kulüp efsanelerinden.

    ama bitti.
  • 35424
    terim olmasa galatasaray bugünkü durumuna gelemezdi. o olmasa bu olur demek birçok zaman anlamsız ama bu durumda net. 96 yılı öncesi galatasaray'in 10 sampiyonlugu vardı. son 26 yılda ise 12 sampiyonluk var ve bunun 8 tanesi tek bir hocaya ait. ve bu 26 yılda 10 yıl takımı çalıştırmış, geriye kalan 16 yılda sadece 4 şampiyonluk var ki, 2006 ve 2008 şampiyonlukları mucizedir. tabiki terim galatasaray'dan büyük değildir, terim ve galatasaray birlikteliği ikisi tarafi da büyütmüştür. 2+2=5 yapmıştır bu birliktelikte. heykeli bir gün kulübün önüne dikilecektir.
  • 35425
    fatih terim transferden anlamaz, fatih terim taktikten anlamaz, başka var mı anlamadığı bir şey? he, italyanca mesela. ondan da anlamaz. ama kalan herkes klavyenin ardından öyle bir anlıyor ki bunlardan. yani ağzım açık kalıyor anasını satim.

    2021-2022 sezonunda oturup scout ekibiyle bir transfer listesi hazırlamışlar. bu doğrultuda da tutar veya tutmaz geleceğe yönelik transferler yapmışlar. tarihinin en garabet sezonunu geçiren galatasaray'da geleceğe yönelik yapılan transferleri 1 sene içinde eleştirmek de ne yazık ki içinde bulunduğumuz coğrafyanın mutsuzluğundan kaynaklı sanıyorum. 2 kelime ingilizce bilmeyen adamlar, hocanın italyancasıyla dalga geçiyor. neden? burası böyle bir ülke çünkü. imkansız bir ülkenin takımıyla, imkansız bir kupa kazanmıştır. bu ülkede futbol konusundaki bütün parametrelerin 1 numarası kendisidir ve bu çok net bir şekilde tartışmaya da kapalıdır.

    sözün özü geri dön hocamm*
App Store'dan indirin Google Play'den alın