3401
tarih 5 ekim 2010... karabükspor'la deplasmanda maç yapacağız. fakat yeşil sahanın üstünde olacakları önemsiz kılmış bir gelişme var. frank rijkaard'ın babası vefat etmiş. kötü haberi almasına rağmen takımı bırakıp gitmek istemeyen rijkaard'ın babasının vefatından daha üzücü, daha yaralayıcı bir gelişme daha yaşanıyor. müsabaka öncesinde ısınmak için sahaya çıkmış oyuncularımızdan 4-5 kişilik bir grubun neşeli hareketleri, galatasaray'a gönül vermiş herkesi derinden yaralıyor.
'bir halatı hep birlikte çekenlerin, birlikte üzülüp birlikte sevinenlerin takımı' galatasatasaray'ın, o kadar yoğun bir acıyı bile paylaşmaktan uzak olmasıydı gönüllerimizi yaralayan. ve beraber üzülmekten aciz insanların, hep beraber sevinmeyi de hak edemeyeceklerini anlamıştık. 2010-11 sezonufaciasının en büyük ipuçlarını o gün görmüş, sezonun geri kalanının nasıl geçeceğini, üç aşağı beş yukarı o gün anlamıştık.
tarih 13 mayıs 2012... galatasaray kitabının üstündeki tozların temizlendiği, tarihi yazan kalemin mürekkebinin yeniden doldurulmaya başlandığı günler... arena'daki şampiyonluk kutlamasında kurulan platforma yöneticilerimiz, antrenörlerimiz, futbolcularımız tek tek çağırılıyor. çağırılma işlemi bittiğinde, sahnedeki coşkuyu, sevinci duraklatan bir şey var. fatih terim el kol hareketleriyle, asabi de bir şekilde birilerini çağırıyor. o anda, şampiyonun onore edildiği o anda, bu kutlu yürüyüşte dizde derman, yürekte inanç olmuş herkesin o sahnede olmasını istiyor. ısrarla malzemecisinden şoförüne herkesi çağırıyor imparator. bir aile fotoğrafı çekilirken ailenin hiçbir ferdinin dışarıda kalmaması hassasiyetini gösteriyor ailemizin babası...
galatasaray başkadır. galatasaray şampiyonluklarını lobi gücüyle, masa başlarında, disiplin veya tahkim kurullarını paylaşarak kazanmaz. galatasaray şampiyonluklarını en iyi oyunculara sahip olarak, en güçlü ekonomisi olan kulüp olarak da kazanmaz. galatasaray şampiyonluklarını severek kazanır. birbirini seven, birbirine bağlı, birbirinin derdiyle dertlenip, hep beraber üzülüp hep beraber sevinebilenlerle şampiyon olur galatasaray. ama baba gündüz'ün koyduğu 'his takımı' sıfatından, ama başka bir şeyden... bu böyledir. galatasaray ne zaman aile olmuşsa o zaman başarmıştır. galatasaray maçlarını, maçın oynandığı stadyumlarda değil florya'da kazanmıştır, florya'da kaybetmiştir.
bu muhteşem eserin sahibi fatih terim'dir. ama sezon başındaki 4-1-4-1'i 4-4-2'ye çevirerek, çok iyi transferler yaparak, hatalarından çabuk vazgeçerek ortaya çıkarmadı bu eseri. o muazzam insan idare becerisini "galatasaray'ın adamı" olma özelliğiyle harmanlayıp bir aile yarattı fatih hoca. birbirini muhtemelen yeni tanıyan 15-20 kişilik bir grup insandan, iyi bir arkadaş grubu ve takım çıkardı. detaycılığıyla her bir zerre üzerinde durdu. o detaycı gayretinin bir yansımasını da şampiyonluk kutlamasında gördük. arkasında koca sezonun emeğinin sembolü olan bir kupa dururken, hala bir yerlere talimatlar verip, herkesin sahnede olmasını isteyen fatih terim...
fatih hoca şampiyonluk gününde dahi o tavrını bozmadı; çünkü hiçbir yerel şampiyonluk onun için son durak değil. 'şampiyonlar ligi kupası arkadayken, aşçısından başkanına, malzemecisiyle, futbolcusuyla hep beraber sevinen galatasaray' onun son durağı.
iyi ki varsın, iyi ki bizsin, iyi ki bizimlesin. allah yardımcın olsun hocam.
'bir halatı hep birlikte çekenlerin, birlikte üzülüp birlikte sevinenlerin takımı' galatasatasaray'ın, o kadar yoğun bir acıyı bile paylaşmaktan uzak olmasıydı gönüllerimizi yaralayan. ve beraber üzülmekten aciz insanların, hep beraber sevinmeyi de hak edemeyeceklerini anlamıştık. 2010-11 sezonufaciasının en büyük ipuçlarını o gün görmüş, sezonun geri kalanının nasıl geçeceğini, üç aşağı beş yukarı o gün anlamıştık.
tarih 13 mayıs 2012... galatasaray kitabının üstündeki tozların temizlendiği, tarihi yazan kalemin mürekkebinin yeniden doldurulmaya başlandığı günler... arena'daki şampiyonluk kutlamasında kurulan platforma yöneticilerimiz, antrenörlerimiz, futbolcularımız tek tek çağırılıyor. çağırılma işlemi bittiğinde, sahnedeki coşkuyu, sevinci duraklatan bir şey var. fatih terim el kol hareketleriyle, asabi de bir şekilde birilerini çağırıyor. o anda, şampiyonun onore edildiği o anda, bu kutlu yürüyüşte dizde derman, yürekte inanç olmuş herkesin o sahnede olmasını istiyor. ısrarla malzemecisinden şoförüne herkesi çağırıyor imparator. bir aile fotoğrafı çekilirken ailenin hiçbir ferdinin dışarıda kalmaması hassasiyetini gösteriyor ailemizin babası...
galatasaray başkadır. galatasaray şampiyonluklarını lobi gücüyle, masa başlarında, disiplin veya tahkim kurullarını paylaşarak kazanmaz. galatasaray şampiyonluklarını en iyi oyunculara sahip olarak, en güçlü ekonomisi olan kulüp olarak da kazanmaz. galatasaray şampiyonluklarını severek kazanır. birbirini seven, birbirine bağlı, birbirinin derdiyle dertlenip, hep beraber üzülüp hep beraber sevinebilenlerle şampiyon olur galatasaray. ama baba gündüz'ün koyduğu 'his takımı' sıfatından, ama başka bir şeyden... bu böyledir. galatasaray ne zaman aile olmuşsa o zaman başarmıştır. galatasaray maçlarını, maçın oynandığı stadyumlarda değil florya'da kazanmıştır, florya'da kaybetmiştir.
bu muhteşem eserin sahibi fatih terim'dir. ama sezon başındaki 4-1-4-1'i 4-4-2'ye çevirerek, çok iyi transferler yaparak, hatalarından çabuk vazgeçerek ortaya çıkarmadı bu eseri. o muazzam insan idare becerisini "galatasaray'ın adamı" olma özelliğiyle harmanlayıp bir aile yarattı fatih hoca. birbirini muhtemelen yeni tanıyan 15-20 kişilik bir grup insandan, iyi bir arkadaş grubu ve takım çıkardı. detaycılığıyla her bir zerre üzerinde durdu. o detaycı gayretinin bir yansımasını da şampiyonluk kutlamasında gördük. arkasında koca sezonun emeğinin sembolü olan bir kupa dururken, hala bir yerlere talimatlar verip, herkesin sahnede olmasını isteyen fatih terim...
fatih hoca şampiyonluk gününde dahi o tavrını bozmadı; çünkü hiçbir yerel şampiyonluk onun için son durak değil. 'şampiyonlar ligi kupası arkadayken, aşçısından başkanına, malzemecisiyle, futbolcusuyla hep beraber sevinen galatasaray' onun son durağı.
iyi ki varsın, iyi ki bizsin, iyi ki bizimlesin. allah yardımcın olsun hocam.