resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 32601
    takım milli araya giderken 3 ekim 2021 çaykur rizespor galatasaray maçında neyin rotasyonunu yaptı anlamıyorum. çıksın anlatsın bana. hatada iki maç oynayamayacaksak bu takım niye gençleşti. 30 milyon euro para harcadık bu takıma. ayrıca morutan ve diagneyle ne alıp veremediği var çıkıp açıklaması lazım. maç sonu flashta ve basın toplantısında dinledim hocayı. bi 30 dakika babeli övdü. alanya maçında geri koşmaya erinip gol yerken 30 metreden izleyen adam başka biriydi demek. onu söylemiyor çünkü. galatasaray takımı 2-2yle 90. dakikaya giriyo diagne ve morutan 90+1de oyuna alıyor. boldrin penaltıyı atsa, hakem faulü verse ya da bolasie çekse düşürse diagneyi bugün ne konuşacaktık allah bilir.
  • 32603
    20-21 sezonunda 1 gol ile şampiyonluk veren takımın ortasahasındaki as futbolcularından emre kılınç kenarda oturken, taylan ve berkan ile lig sonuncusuna karşı maça çıkan teknik direktörümüz.*
    hadi kılınç hata yaptı oynatmak istemedin, orada oynayabilecek morutan, feghouli, atalay ya da genç gustova gibi opsiyonları mevcut.

    hoca hangi ara bu kadar ‘çekingen’ oldu bilmiyorum. çık çatır çatır oyna, iki ön libero ile oynamanın anlamı nedir?

    orta sahayı geçtim, hücumda aynı anda babel ve feghouli ile oynamanın takıma ne gibi faydası olacağını düşünmüş olabilir?

    forvette elinde oyuna girdiği her dakika fark yaratan diagne varken muhammed ile maça başlamak nedendir?

    hadi başladın, 91.dakikaya kadar değişiklik için beklemenin açıklaması nedir?

    takım savunması inanılmaz kötü, her maç kaleye gelen ilk top gol oluyor.
    takım pozisyona giremiyor, girdiğinde gol atamıyor.
    duran toptan gol yiyoruz ama gol atamıyoruz.

    hücumda da savunmada da, takım oyunununda da bireyselde de bu sene beklenen seviyeden çok çok uzağız.
    hoca rezalet bir lig performansı sergiliyor ne yazık ki.
  • 32605
    bekara bosanmak kolaydir. yikmak kolaydir, yapmak zordur.

    bu iki soz ile giris yapmak istiyorum entryme. bir de sunu hatirlatmak istiyorum; sinavlarda sorularda soyle bir ifade olurdu, normal sartlar altinda, yani her seyin ideal oldugu dusunulen ortamda bazi teorik bilgileri uygulayabilirsiniz ve bunu dusunerek sorulan sorulari cozun demekti bu. bazen bizim cozum buldugumuz durumlari buna benzeriyorum. soru 1; lige as forvet olarak hazirlayarak basladiginiz, yazin kendinize ayirdiginiz vakitten kullanarak yatirim yaptiginiz as olarak dusundugunuz forvet ilk hazirlik macinda cok kastirip sakat giriyor, sonrasinda da her ne sebepten olursa olsun formsuz donuyor ve istediginiz pariltiyi gostermiyor. bu sure icerisinde kiralik kontratim 1 temmuza kadar deyip kampa katilmayan, cok inis cikislari olan diger forvetiniz ise formda geliyor ancak transfer donemi boyunca transferi olacak diye istim uzerinde hem verim alarak on elemeleri oynamaya hem de senenin planini yapmaya calisiyorsunuz. ayni zamanda kafanizdaki baskin oyuna cok uygun oldugunu dusundugunuz, potansiyelli yerli bir oyuncuyu da takima kazandirmak istiyorsunuz ama gerek kulubunun tok satici olmasi gerek mali durumlar yuzunden takima katilmasi neredeyse lig acilisini buluyor. bu sekilde olusan havuz icerisinde 3’unu de birbirlerine cok yakin sekilde takima kazandirmak istiyorsunuz ki degisiklik zamanlarinda hic aksama yasanmasin. ancak diger taraftan da ana planin oturmasi icin, cogunlugu yeni ve genc olan oyuncu grubunun beraber oynamasi gerekiyor. yaptiginiz tercihlere oyuncular farkli farkli tepkiler veriyor ve siz istediginiz isigi yakalayana kadar farkli farkli metodlar deniyorsunuz. ayni zamanda disardan bu konularda hem bin turlu haber hem de bunlara farkli tepkiler veren kitle soz konusu. bu problemleri cozerek, 3 oyuncuyu da takima kaynatacak sekilde ligde ve avrupada hic kayip vermeden baskili ve baskin oyunu oturtarak denklemdeki herkesi memnun ediniz.(normal sartlar altinda)

    simdi bu cok bilinmeyenli bir problemin bilinmeyenlerinden birisi. diyelimki bunun gibi belirlenilen butun cozumlere %100’e yakin harika teorik cozumler getirdiniz, reelde daha selamlasirken yaptiginiz bir hareketin yanlis anlasilmasiyla her sey tersine donebilir.

    yahu 4 senedir takimin basinda, 68 yasinda adama empati mi yapacagiz diyorsaniz; empati o adam icin degil bizim pozisyonumuzu dogru tespit edebilmemiz icin onemli. yani su siralarda takimin basinda hamza hamzaoglu da olsa ben ayni satirlari yazacaktim. ayrica empati yapmak da degil bu sadece guven bile belki yeterli olacak. neden guvenelim peki? cunku takimin genel kurul uyeleri tarafindan secilen yonetim kurulu kisa surede hoca degisikligi yapmayacak ve bu surecteki sacma surtusmeler takima ve taraftar arasindaki atmosfere zarar veriyor. bu sebeple. peki cikarlarimiz ne olacak? bu entryde tek cikar galatasarayin cikari olarak varsayilmistir, bundan baska bir cikariniz varsa zaten bu entry sizi ilgilendirmiyor. cikariniz yok da yine durumdan memnun degilseniz; lutfen bir sakin kafayla oturup dusunun. bulunulan sartlar icerisinde en makul cozum nedir?

    yikmak, fesh etmek, dagitip yeni kadro kurmak, oyuncu gonderip, oyuncu almak kolay; yapmak, planlamak, istikrar, takim olmak, kaynatmak, kaynasmak zordur. hele ki bazilarinin guya kendilerince laf soktugu gibi, bodrumda tatil yapmak, torun sevmek kolaydir. her an, gittigin her yerde senden istegi olan bir camianin en goz onundeki kisisi olmak, bunun hakkini vermek, yasina ve kazandiklarina aldiris etmeden altyapi oyuncularinin macini takip etmek, kariyerine yeni baslamis bir grubu takim yapmaya calismaktir zor olan.
  • 32606
    3 ekim 2021 çaykur rizespor galatasaray maçı sonrasında yaptığı basın toplantısında babel ve feghouli'yi övmesinin bence üç mantıklı açıklaması olabilir.

    birinci ihtimal:
    hoca kendi egosuna yenik düşüp ben bilirim havasında,
    milyonların oynatma, faydasız bunlar dediği adamlara çok iyi oynadılar diyerek,
    herkese bakın ben biliyorum siz göremiyorsunuz mesajı vermek.

    ikinci ihtimal:
    taraftarın sinirlerini bilerek zorlayıp kendine bir mağduriyet çıkarma peşinde.

    üçüncü ihtimal:
    bu iki eskilerin yetenekli şimdilerin veteran oyuncularını kazanmadan sezonu pazar - çarşamba tamamlayamayacağının farkında ve ne pahasına olursa olsun babel ve feghouli'yi kazanmanın peşinde.

    her üç ihtimalde de hoca bir kumar oynuyor ve umarım sonuçta galatasarayın kazanacağı bir oyun sonu görürüz.
  • 32607
    son yılların en çok bonservis ödenen kadrosunu kurup başka hocaya emanet etsek ve bu sonuçları alsak muhtemelen 2 hafta önce istifa talepleri arşa yükselirdi. bu durum fatih terim kredisidir, geçmişte topladığı bonusların meyvesidir. zaten bu kadroyu emanet edebileceğimiz çok kaliteli alternatiflerde yoktu elimizde. fakat bu demek değildir ki, hoca iyi gidiyor, hoca doğru bir taktik kurgu yapıyor, doğru kadroyla çıkıyor, antremanlarda iyi çalıştırıyor, rakibi iyi analiz ediyor… maalesef ben genelde başarısız buluyorum. yine de şimdilik kesinlikle istifa söyleminden yana değilim, sadece 3 milyon euro maaş alan herkesin eleştirilebileceğinin, kutsanmaması gerektiğinin altını çizmek isterim. eleştirelim ki sabit fikirli olduğu konularda gönüllü olmasa da bir değişime gitmesi gerektiğini anlasın.
  • 32608
    galatasaray taraftarınca, güncelliği tartışma konusu haline gelen "efsane teknik direktör" . galatasaray ve sahip olduğu tüm değerleri taraftarınca adeta kutsaldır, bir kavram olarak "eleştiri" bir idol olarak "fatih terim" buna dahildir ve pekala yan yana gelebilirler.
    3 ekim 2021 çaykur rizespor galatasaray maçı sanırım 47 senelik taraftarlık süremde(4 yaşında galatasaraylı olduğumu idrak ettiğimi hatırlıyorum) en çok dişlerimi sıkarak ve kapkara bir surat ile izlediğim maç olmuş olabilir. özellikle maç boyunca alpaslan'ın çaresizce defanstan orta sahaya top çıkarma çabaları ve kendisine yaklaşan kimse olmayınca sinirlendiğini ve söylendiğini gözlemlediğimde, teknik ekibin aciziyeti ve eylemsizliği aynı marcao-kerem hadisesinin herkesçe fark edilmesine rağmen müdahale edilememesinin tekrarı gibiydi.
    taraftar kimin oynamasını istemiş, hoca kimi oynatmış mesele değil sahadakiler ne oynamış, hoca ne anlamış bu mesele ve bu mesele gerçekten çok can sıkıcı. hocanın güncelliğinden çok gerçeklerle ilişkisinin tartışılmasının zamanı gelmiş görünüyor.
  • 32610
    hocayı gerektiği zaman eleştiren gerektiği zaman ise hakkını veren biri olarak uygun bir maça denk getirerek sahaya girer ve topa vururum. bakalım kaç maç ceza verecekler? sırf sosyal deney için bunu yaparım. herkes biliyor ki fatih terim yapsa 5 ile 7 maç arası ceza alırdı.

    --- alıntı ---

    sercan dikme: “sergen yalçın'ın pfdk'ya sevkinde disiplin talimatnamesinde 1 ila 3 maç belirtiliyor. benim duyduğum 1 maç ceza alacağı yönünde. sergen hocanın pfdk'ya sevkinde tek madde var. 'sportmenliğe aykırı hareket' yani küfür söz konusu değil."
    (a spor)

    --- alıntı ---
  • 32611
    kendisine ceza verirken, utanmasalar üst limit olayını kaldiracaklarken, başkalarına gelince özür dileyip üste puan verecekler. kurduğunuz düzen, gün gelecek sizin başınıza yıkılacak.
    (bkz: sergen yalçın)
    (bkz: 2 ekim 2021 beşiktaş sivasspor maçı)

    edit: düzeltme ve ekleme.
    yazdıklarimi tekrar düşündüğümde bir hatamı buldum. " kendisine ceza verirken, utanmasalar üst limit olayını kaldiracaklarken" demişim. bunlarda utanma yok ki zaten. " kendisine ceza verirken, fırsatını bulsalar üst limit olayını kaldiracaklarken" demek daha doğru olacak.
  • 32615
    https://tff.org/...246&ftxtID=36182

    kendisi en kısa zamanda, sergen yalçın'ın sivasspor ile oynadıkları maçta atılana kadar ve atıldıktan sonra neler yaptığını analizcilerinden tek tek toplatıp, kı.ıkırık bir ziraat türkiye kupsı maçından hemen önceki lig maçının son 10-15 dksında söylem
    ve zamanlama sırası olarak birebir aynısını (ne bir eksik ne bir fazla) yapsın bence;
    1-) sahaya girip topa vurmak
    2-) hakeme o.ç. demek
    https://streamable.com/etfb54
    3-) atıldıktan sonra telefonla aşağıya talimatlara devam etmek
    4-) maç sonu anında soyunma odasına inmek

    (bkz: 2 ekim 2021 beşiktaş sivasspor maçı)

    dediğim gibi, sergen yalçın ne yaptıysa bire bir aynısını, hatta gözlemcilerin ve raportörlerin gözlerine soka soka yapmalıdır.
    nasılsa sadece takip eden kupa maçında olmayacak, torunlarıyla ilgilenir, fena mı...
  • 32616
    https://youtu.be/HgFuOl9C6rI?t=514

    mehmet özcan'ın haberine göre beklenen taktik değişimine sonunda gidecek olan hoca. zaten söylüyordu kendisi de son zamanlarda ''gol atılamıyor; formasyona bakabiliriz.'' tarzı özetle.

    halil dervişoğlu'nun artık uç elemanı olmaktan ziyade diagne ya da mostafa'yı destekleyecek rolde oynayacağını söylüyor kısaca. eğer bu olursa ve marcao da avrupa'da oynadığı gibi dönerse 2011/12 sezonunda 4-4-2'ye dönüşten sonra takır takır gidişimize benzer maçlar olabilir. hoca 4-4-2'ye geçecek demiyorum; ama gol yollarında yaşadığımız tıkanıklıkları gidermede ciddi işe yarayacaktır.

    umarım haberler doğrudur. diagne ve mostafa alev almışken kesilmeleri çok da mantıklı değil zaten.
  • 32617
    kendisiyle ilgili uzun zamandır git geller yaşadığım hocamız. ama bugün itibariyle düşündüm taşındım ve sonunda arkasında durmaya karar verdim. neden mi? çünkü sanırım kendisini anladım. şöyle ki;

    futbol kendisini oynamanın birçok yöntemi olan bir oyun. hatta yöntemleri iç içe girebilen ama yine de ana mantalitenin sahaya bakıldığında okunabileceği bir oyun. neredeyse her ülkenin kendine has futbol tarzı var mesela. ingiliz futbolu, italyan futbolu, ispanya futbolu, hollanda futbolu, alman futbolu, brezilya futbolu hatta romanya futbolu, izlanda futbolu... bir futbolsever bunların hepsini okuduğunda aklında farklı farklı şeyler canlanacak ama düşünülen tarzlar birbirine yakın olacaktır. türk futbolunun en büyük sorunlarından biri ''türk futbolu'' dendiğinde akla herhangi bir tarz gelmemesidir. benim şahsen türk futbolu dendiğinde aklıma kaos, hakem falan geliyor. diğer saydığım ülkeler ise aklıma saha içiyle ilgili şeyler getiriyor hep. maalesef türk futbolu diye bir şey yok, umarım bir gün olacaktır.

    neyse yukarıda bahsettiğim futbol tarzları kadar belirgin olmasa da 4.fatih terim dönemine kadar ''fatih terim futbolu'' diye bir şey de vardı. 1996-2000 arasında 4 şampiyonluk 1 uefa kupası ile taçlanan, hocanın kendi ağzıyla ''o gegenpress dediklerini biz 96'da yapıyorduk'' şeklinde ifade ettiği, 2011-2013 yılları arasında da 15 yıl geçmesine rağmen bambaşka kadrolarla sahaya koymaya devam ettiği bir futboldu bu. önde pressin belirgin olduğu, rakip ceza sahasına orta sahaların hiçbirini sokmaktan çekinmeyen, bekleri bol bol bindiren, top kaybında pressi de topun arkasına geçişi de çabuk yapan, tepkileri hızlı, temposu yüksek bir futbol. elbette istisnaları vardır ama rakip farketmeksizin fatih hocanın oynatmaya çalıştığı bir futbol... rakip 2000'de arsenal de olsa, 2013'de real de olsa hiç farketmeden galatasaray oyunu her neyse onu oynuyordu. kimseye topu bırakayım hızlı çıkayım, şöyle alanları önce bi kapatayım bir boşluk bulursam değerlendiririm peşinde değildi. dünyanın en büyük takımlarıyla oynadığında bile topa sahip olmaya çalışan, topa sahip olunca da hadi kaleye gideyim yoksa kaybedip atak yerim demeden sabırla oyun kurmak isteyen, topu kaybedince de anadolu takımına yaparmışcasına press yapan bir galatasaray. bu takım evinde chelsea'ye 5lik real'e 6lık falan da oldu, ama avrupadaki en büyük onur nişanelerini de bu mantaliteyle taktı.

    4. fatih terim döneminde ise herhangi bir futbol bir tarafa sahada neredeyse hiçbir şey görmedik. rodriges-gomis performansları ile gelen, muslera, belhanda, feghouli ile gelen şampiyonluklar. elbette hocanın da katkısı vardır şampiyonlukta ama göze hoş gelen, bizi heyecanlandıran bir futbol yoktu. kötü oynamadan, ama iyi de oynamadan, bireysel ayaklarla gelmiş şampiyonluklardı. bakın aslında çok karşıyım bu bireysel, şu oyuncu şampiyon yaptı bu yaptı işine. hoca iyi olmadan topçu da oynamaz, takım da şampiyon olamaz. söylemek istediğim şey fatih hoca bir şey yapmadı topçular yaptı değil yanlış anlaşılmak istemiyorum. sadece bizi bir sistemin şampiyon yapmadığını herkes görmüştür bunu dile getiriyorum. zaten bir sistem şampiyon yapsa o sistem devam ederdi, avrupada da başarısız olsa bile görürdük ne olduğunu. görmedik çünkü sahaya yansıyan bir şey yoktu. hocanın elbette aklında oturtmak istediği bir oyun vardı ama sahaya yansımadı. seri'li lemina'lı covid-19 başlamadan önceki 8 maç bir sistem vardı evet. geriden pasla çıkıyorduk, rakip kim olursa olsun, nerede oynarsak oynayalım geriden pasla çıkıyorduk ve çok iyi, hızlı bir pas oyunu döndürüyorduk, oynadığımız şey göze hoş geliyordu. ancak bu sefer de seri'nin fiziksel özellikleri sebebiyle geçiş savunmasını ve ileride oynayan futbolcuların yaşlı hantal olmaları sebebiyle de karşı pressi düzgün yapamıyorduk. geriden çıkıp, sahanın tamamını örerek pozisyona girmemiz ne kadar güzel olsa da defansif olarak yaşadığımız zaaflar ve covid o oyunu daha fazla izlettirmedi bize. fatih hocanın hatası burdan sonra başladı. seri gitti ama biz geriden pasla çıkmaya çalışmaya devam ettik. taylan çıktı buraya, hatta o çıkmadan bir maç sonunda fatih hoca ''bizim tabi seri gibi bir registamız yok'' açıklaması yaptı ama aynı şeyi oynatmaya devam etmek istiyordu. neyse dediğim gibi taylan orada kısmen oldu ama taylan'ın olmadığı maçlarda biz etebo ile de bunu oynamaya devam ettik. elbette olmadı ve çok acı çektik. belki de sadece bu bir şampiyonluğa mal oldu. orada, 6 numara pozisyonunda oynayan futbolcunun profili hocanın oynatmak istediği sistemde en önemli mevki olmasına rağmen hiçbir zaman önce oraya transfer yapmadık. forvete çok para verdik, durmadan pahalı kanatlar aldık, stoperlere çok para verdik ama fernando gittiğinden beri 6 numaraya kalite transfer etmeden oradan topla çıkmaya çalıştık. orda kim oynarsa oynasın o adamdan hem hücum hem defans hem sırtı dönük top alma hem hızlı ve iyi oyun kurma bekledik. ama tabiki yapabilen neredeyse çıkmadı.

    bazen ikili bazen üçlü oyunu kuruyoruz ama bir gün luyindama'nın hatasından öbür gün taylan'ın bir başka gün berkan'ın hatasından bu oyun kurma işi bize pahalıya patlıyor, ve patlamaya devam da edecek. bu sezon başı kampında gs tv'de ekranlara fatih hocanın alparslanı uyarırken bir cümlesi gelmişti ''alparslan, geriden çıkışlarda bu sene çok dikkat, öyle geçen senelerde olduğu gibi bize önde press falan asla'' tarzı şeyler söylüyordu hoca. diyordu ki yani biz geriden çıkışlarda öyle bir hale geleceğiz ki bize kim press yaparsa yapsın önemsiz. bu yolda başarılı olmak için kur 11'e yaklaşmışken 7 milyon euro'ya oyun kurulumunda luyindama'dan daha başarılı olan genç bir stoper bile transfer ettik. ama gel gör ki yine 4-1-4-1 sisteminin 6 numarası, bu oyunda belki de en önemli adam olan defansif orta saha mevkisine yine kalite transfer etmedik. taylan, berkan ve gustavo eksikleri olan bu mevkide tam istediğimizi bize veremeyecek oyuncular. onca transfer arasından nasıl hoca oraya adam almadı bunu anlamadım. yerde 15 milyon euro bulsak gidip gedson'u alacağız, yine oraya oyuncu öncelik değil. dediğim gibi bunu anlamıyorum ama anladığım bir şey var;

    bence fatih hocanın gerçekten kendine göre rüyaları var. evet ömrü şampiyonlar ligi kupasını görmeye yetmeyecek belki ama yine de onu sadece fatih terim'e değil herkese hayal ettirecek bir oyun oturtmak istiyor. ben bu oyunun ne olduğunu anladım. bu oyun fatih hocanın kafasında mükemmel bir oyun. bu oyunda hem pressi yapacak takım biz olacağız hem de presi kıracak takım. bu oyunda hep topa biz sahip olacağız hem geçiş hücumlarını biz yapacağız. fatih hoca bir sistem oturtmak istemiyor bence. birden fazla oyun sisteminin bir arada olduğu bir tarz oturtmak istiyor. guardiola'nın rakiplerin kaleye otobüs çekmesi sebebiyle takımlarının kaleye doğru koşacak alan bulamamasıyla bozulan barcelona'sını hatırlayalım. o mükemmel oyun bile bir gün çaresiz kaldı. ya da daha doğru ifadeyle o oyun xavi-iniesta'ya muhtaçtı. bayern o oyunun tempolusunu, daha dikine olanını ortaya koydu. barça'nın birazcık altında pas yapan, ama yine de pas rekorları kıran, topla oynama oranı anormal yüksek olan bayern bu futbola tempo ve dikine oynamanın daha fazla denenmesini ekleyince iç içe giren sistemlerin ortaya çıkardığı bir oyun göstermiş oldu bizlere. bence fatih hoca da böyle bir şey arıyor. sahanın tümünü pasla örecek, ama pozisyon gerektirirse geçiş oyunu da oynanacak. press yapılacak ama başarısız olunduğunda geçiş savunması da iyi yapılacak. tiki-taka manyaklığı yok ama bol pas, aman kimse riskli bir şey denemesin yok ama topa sahip olma. yani birçok futbol tarzından neredeyse hepsi.

    ha yapılan transferler buna tamamen uygun mu? değil. zaten bence bu sene yapılan transferlerin bazıları oyuna yönelik ama bazıları da satmaya yönelik. galatasaray bu tarza yönelik transferler yapmamaktan birden hem bu tarza uygun hem de genç transfer yapmaya geçti. bence hepimizce güzel bir geçiş oldu ama daha çok eksikler var. ben hocanın kafasındakini anladığımı düşünüyorum, yapmasını çok zor görüyorum, ama desteklemek istiyorum.
  • 32620
    2011-2012 sezonunda cesitli denemelerden sonra 4-4-2'de karar kilmisti. kenar oyuncularinin biri kenar, biri orta saha oyuncusu idi. kazim gidince engin ve emre colak ile bu oyunun ustune koydu. sonra gitti sneijder'i istemeyip sistemi daha da ileriye goturecegini dusundugu kaka'yi istedi. tadic bile sneijder'in onundeydi meshur listemizde. cunku inandigi bi oyun vardi. bunun icin tadic'i sneijder'e tercih edecek kadar inatci ama sneijder geldikten sonra drogba hamlesiyle oyun sistemini degistirip sampiyonluklar alacak kadar realist bir hocaydi. turk futbolunun en iyi ismi olmasinin disinda dunyadaki sayili hocalardandi. simdi ise 4-1-4-1 belasini basimiza sardi ve 4 sene oldu takim 1 adim ileri itmedi. tam sayisini bilmiyorum ama bu sure zarfinda 50-60 transfer yapildi. artik realist davranmiyor. geriye sadece inandigi ama belki de inadindan vazgecemedigi bir yapi ile devam ediyor. bu da kendisini artik siradan hoca klasmanina indirdi. o da artik jose mourinho gibi mazide kaldi.
  • 32624
    babel değişikliği takıma ne derece olumlu yansıdı?
    her seferinde aynı değişikliği yapıp verim alamıyorsun fakat sen hala aynı ısrarında devam ediyorsun.
    halil çıkmaz. ama eğer çıkıyorsa o pozisyona morutan kayar. böylece forvet arkası olan kendi mevkisinde daha da verimli oynar.
    ikinci yarı oynanan futbol koskoca galatasaray takımı için kara bir lekedir.
    (bkz: 17 ekim 2021 galatasaray konyaspor maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın