resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 31076
    galatasaray'ın yaşayan en büyük efsanesi. hatalar da yapan bir insan aynı zamanda. yalnız galatasaray'in bir değişim içinde olduğunu neden kabul etmiyoruz. takımın yaş ortalaması düşüyor. taraftarın bir çoğunun beklediği gibi transferler yapılıyor. eksik olan bir kaç yerimiz var, onlarında halledilmesi ile gelişime açık bir takım oluşturulacak. terim'in bu takımı geliştirip oyun olarak yükselip yukselecegimizi gösterecek 1 yılı var zaten. o nedenle sezon başında istifa diyerek enerjinizi tüketmenin bir anlamı yok. terim haftaya elense, ligin ilk üç maçını kaybetse de sezonu tamamlayacaktir. ben takımın iyi oynayacağını ve gelişeceğini düşünüyorum, düşünmeyen arkadaşlara da saygı duyuyorum. karşılıklı saygı çerçevesinde, bir sene sonra olup olmayacağını göreceğiz.
  • 31077
    2-3 senedir çok formsuz. bunu kabul etmemek takıma yapılacak en büyük kötülüktür. defalarca yazıldı, takıma transfer olup tank gibi gelen her oyuncu geriye gitti. bugün çok beğendiğimiz berkan, sacha bile 1 ay sonra bu fiziki yeterlilikte olmayacaklar. hoca da biliyor bişeylerin yanlış olduğunu, scott piri’nin gelişi de bundandı ama o da çare olmadı. eksik mevkilerimiz olsa bile eldeki oyuncularımız kaliteli, fiziksel kapasiteleri artarsa ciddi fark olur ama 2 senedir buna çözüm bulamayan hoca avrupa’dan elenmeden buna çözüm getirebilir mi, hiç sanmıyorum.
  • 31079
    bu kafayla devam ederse bir daha bırakın büyük hayalleri süper lig şampiyonluğu bile göremeyecek olan efsanemizdir.
    5 ağustos 2021 galatasaray st johnstone maçında takım iyi oynamadı. sadece psv maçlarına göre daha istekliydi ve rakip bizden çok daha zayıf bir rakipti.
    bu maçta bulduğumuz pozisyonların çoğu ya aytaç'ın sıfıra bile inmeden gelişi güzel ortalarıyla ya sacha'nın kendi bireysel çabalarıyla ya kerem'in ısrarıyla ya da duran topla üretilmiş pozisyonlardı. johstone gibi bir takıma bile bir tane takım halinde organize atağımız olmadı.
    hoca'nın antrenman teknikleri ve oyun felsefesi maalesef artık ümit vermiyor.
    dünyanın transferi yapılsa ne yazar başında iyi bir hoca olmadıktan sonra.
    kendi kurduğu takım için hala değişe değişe değişeceğiz demek ben bu işleri yanlış yaptım demenin farklı bir biçimidir.
    her maç çıkıp futbolculardan veya hakemlerden şikayet etmekte maalesef o çok övündüğümüz hoca'nın karakterinin de artık bir hayli değiştiğini ve onu imparator yapan karakterin dışına ittiğini gösteriyor.
    ilk fırsatta bahanelere sığınan ve hemen çareyi transferden yana bulan bir fatih terim profilini biz hayal bile edemezken kendi kendine bu profili zorla kafamıza yerleştirdi.
    biz seni böyle anmak istemiyoruz hocam.
    pandemiden dolayı seyircisiz maçlar oynanmasaydı eğer belki şu an koltuğunda bile oturmuyordu.
    en çok şikayet ettiği bu durum yani pandemi aslında en çok kendisine yaradı.
    artık ayakları yere basan, açıklamalarını çok daha dikkatli yapan ve adımlarını çok daha sağlam atan bir yönetim var.
    ve bu yönetim görünen o ki kendisine yönetimle suni savaşlar çıkarıp bahane üstüne bahane üreterek tutunacağı malzemeleri vermeyecek gibi görünüyor.
    bu sene maçlar seyircili oynanırsa kendisinin sene sonu gelmeden gideceğini düşünüyorum.
    umarım işler tam tersi gider. hoca yanına iyi bir ekip kurarak kendi fabrika ayarlarına geri döner ve biz tekrar o çok özlediğimiz baskılı, savaşan, inatçı takımı sahada görürüz.
  • 31080
    yaşayan yaşamayan en büyük efsanelerimizdendir kendisi. bazılarımız için babamızdan sonra en çok saygı duyduğumuz 2. erkek bile olabilir. bu denli sevdiğimiz biri yani fatih hoca.

    fakat 3 senedir oynanan oyun zevk vermiyor kimseye. güzel anılarımız çabuk unutulur bu memlekette. olmuyor hocam, yavaştan geç başkanlık vs mevki düşüncelerine. florya'yı çekip çevir. gönlüm razı değil sana bunları derken ama cidden artık takım zevk vermiyor...

    seni böyle eleştiriyorsak bunun sebebi sensin. bize fatih terim seviyesini sen yaşattın. şimdi nerelerdeyiz allah aşkına sen söyle hocam?
  • 31081
    kötü oyun oynatıyor bize hoca. 18/19 başından beri bak iyi oynadık diyebileceğim maç sayısı 10 en fazla. bence bu durumun en büyük sebebi de pas oyununa fazla takması. bir kere geriden pasla çıkamıyoruz. bu durumu 19/20 sezonunda lemina'yı stoperlerin sağına mariano'yu kanat bekine, seri'yi de registaya çekiğimiz 5 6 maçta çözdük sadece. sonra fenerbahçe'yi başka bir oyunla yenince ondan da vazgeçtik. bazı kronik sorunlara çözüm bulamıyor. duran toplardan tehlike yaratamıyoruz. yeterli pas opsiyonu oluşturamıyoruz. bence takım savunmamız iyi, ama 17/18 fenerbahçesi gibi delicesine bireysel hata yapıyoruz. bir de hocayı en çok bozan şey de 5. oyuncu değişikliği hakkı oldu. sanmıyorum ki bu yeniliğe daha kötü cevap veren başka hoca olsun.

    bence birkaç kilit çözücü adam almamız şart. yetenekli gerekirse koşmayan feghouli tarzı. üzgünüm ama böyle. hoca eğer pas oyununda ısrar edecekse bize yoktan var edecek oyuncu lazım. çünkü üretemiyoruz. ama dün bu takım ilk defa birbiri ile oynadı. muslera saçma sapan hata yaptı, 10 kişi kaldık vs.

    ne trömsöler, östersundslar görüp şampiyon olduk. takım daha oturacak. eksikler de dolacak. her şeyi geçtim, 2019'da millet abdullah avcı'dan ders alsın, 2021'de sergen yalçın'dan ders alsın derken son hafta buraların havası malum. hoca ile iddiaya girilmez. yanlışlar dolu. ama toplanacak.
  • 31084
    "galatasaray takımı sahaya 11 kişi çıkıyorsa eksik yoktur" sözünün sahibi hoca.

    artık her yenilgiden sonra daha gelenler olacak, daha değişecek, eksik çok diyor. evet haklı ama kaç oyuncu transfer edildi, değişen tek şey görmedim.
    kadro kalitesi kötü, ona bir şey demiyorum ama kadro kalitesiz olsa bile takımın bir oyun planı olur, ne oynamak istediği konusunda bazı işaretler verir. haa futbolcular kötüdür, yapmak istenileni bir türlü yapamazlar, anlarım.

    dün bir pozisyonda babel sol açıkta ayağında topla bekliyor, yanındakiler de öyle bekliyor , kimse ne yapması gerektiğini , nereye hareketleneceğini, nereye pas opsiyonu yaratıp nereye cıkacagını bilmiyor.. herkes babel'in ne yapacağına bakıyor..
    bunlar bana bir işaret gibi geliyor, oyun planı; oyuncu refleksiyle , oyuncu ezberiyle, ipucu verir.

    3 yıllık projeksiyon güzel ama başarıyla beraber olmalı, proje takımı değiliz , zaten buna tahammülümüz de olamaz maddi manevi. böyle giderse bu yönetimle de aran bozulur 3 vakte kadar, çünkü senden başka her şey ve herkes suçlu, bir tek sen her şeyi doğru yapıyorsun.
  • 31086
    5 ağustos 2021 galatasaray st johnstone maçı sonrası basın toplantısında, yani henüz ligin başlamadığı, transfer sezonunun bile bitmediği, ikisi içeride olmak üzere üçüncü resmi maçın da kazanılamadığı bir günde ocak ayını telaffuz etmiş teknik direktör. içinde bulunduğu umutsuz mental durumu özetlemesi açısından kritik bir vurguydu. her ne kadar mustafa muhammed özelinde söylemiş olsa da aynı toplantıda bireysel hatalarını tekrarlayanların yerine başkasının koyulacağını da ifade etti, yani önceki senelerde olduğu gibi, isim vererek yahut vermeyerek henüz sezonun başında bütün oyuncularını tehdit etmiş oldu.

    böyle bir mental durum ve ruh hâline sahip bir yönetici idaresindeki bir işletmede çalışıyor olduğunuzu düşünün; üstelik yaptığınız küçücük hatada bile herkesin önünde size bağırıp çağırabilir, işletmenin bürokratik yapısından kaynaklanan hatalar zincirinin mecburen parçası olduğunuz için sizi günah keçisi ilan edebilir. (yanlış taç > yanlış pas > yanlış kontrol... = yenilen gol) düşünün, ne yaparsınız? kendi adıma konuşmam gerekirse (eğer hagi, drogba, sneijder filan değilsem) sürekli en risksiz tercihleri yaparım, garanti yan pas varken ileriye oynamam; çizgiye yatmış boşta bek varken şut çekmem; yerleşmiş rakibe karşı hazırlık pası yaparken boştaki kaleciye pas vermek varken kalabalığın içine top atmam. çünkü hoca ellerini yana açıp somurtabilir, hakaret hatta küfür edebilir her an, elindeki su şişesini sizden sebep yere fırlatabilir. belli olmaz. ve ilk transfer döneminde kendinizi bin km ötedeki bir anadolu şehrinde bulabilirsiniz.

    2021-22 sezonunun ilk üç resmi maçının bu mental sıkıntılarla geçişine üç buçuk yıldır adım adım tanık oluyoruz. tudor sonrası geldiği 2017-18 sezonunu hatırlayanlar hocanın gerek saha dışı olaylar, gerekse takımına karşı kenarda ne kadar sakin olduğunu hatırlayacaktır. ertesi sezon da kısmen devam eden bu durum bahar aylarında kontrollü ve motivasyon sağlayan bir gerginliğe bırakıyordu yerini yavaş yavaş ama sonraki sezon hatalı transferler, şl hezimetleri ve pandeminin bahaneye dönüşmesiyle tamamen kendisini ve takımını aşağı çeken bir yapıya büründü. 2020-21 sezonu hafızalarda zaten taze; iyi giden oyunu ve kadroyu bozmalar; kötü oyuncu ve oyunlarda ısrarcı olmalarıyla kendi gölgesiyle kavga eden bir hâle geldi. bu süreçte gerek federasyon vb. dış mihrakların, gerekse eski yönetimin bu duruma çanak tuttuğu yadsınamaz fakat hiçbir şey de siyah-beyaz değil. bu ülkede fatih terim gibi bir figürseniz sizinle uğraşılmama, rahat bırakılma gibi bir şansınız olmaz. zaten en başta bu gibi atmosferleri yönetebilme, başa çıkabilme gibi özellikleriniz sayesinde fatih terim olabilmişinizdir. dolayısıyla gelinen noktayı salt iç-dış mihraklara bağlamanın ne anlamlara geldiğini ve ne gibi sonuçlara gebe olduğunu biliyoruz: mesela kendine ve çevrene karşı körleşme...

    fatih hoca'nın bu sezon bir olmama-olduramama psikolojisine çok erken girdiği görülüyor. hazırlık maçları da dahil daha ilk dakikalarda fırçalara, somurtmalara, bağırmalara başlıyor. saha içine, takıma, taraftarlara sürekli negatif basan bir yapıya bürünmüş vaziyette. bir an önce muhteşem bir futbol ve 10 dakikada 3 gol atıp maçı kopartan bir takım istiyor sanki sahada. özellikle takıma yeni katılan ve/ya genç oyuncuların gözleri, içinde bulundukları her pozisyondan sonra hemen kulübeye dönüyor tedirgin bakışlarla. fatih hoca kendisinde mevcut olmayan sabır, tolerans ve desteği taraftardan istiyor. stadyumda en az oynanan futbol kadar kenardaki imparatoru izleyen ve onun hal ve hareketlerine göre tavır alan bir kitleden son derece mantıksız bir istek bu. 3 yıllık planlamadan bahsedip daha 3. dakikada kenarda çıldırmak ciddi mental sıkıntılara işaret ediyor. teknik direktörün kendi çalıştırdığı, hazırladığı takımına ve oyuncularına göstermediği tahammülü taraftar da göstermez. ve eğer tepkisini hocaya gösteremiyorsa oyuncuya gösterir.

    iyi futbol ancak coşkulu, keyifli ve disiplinli ama özgür hissedilen ortamlarda yeşerir; hocanın florya'da ve stadlarda yarattığı atmosfer tam aksi: gergin tempo, tedirgin oyun, az sonra son isteği sorulacak idam mahkumları gibi bembeyaz suratlarından soğuk terler döken oyuncular... durduk yere yapılan 2'li 3'lü değişiklikler; gerekli olduğu bas bas bağıran zamanlarda ısınan oyuncu bile olmaması... neyse teknik-taktik işlerine girmeye niyetim yok. bu hükmen mağlup halet-i ruhiyede, bu gerilim atmosferinde, dünyanın en güncel, en etkili taktiğini de icat etsen, en uçurucu kondisyonerini de getirsen ortaya iyi bi'şey çıkmaz. kara bulutların dağılıp hocanın ve takımın üstünde çiçekler açması için en az 5-6 maçlık bi galibiyet serisine ihtiyaç var, fakat o serinin yakalanması da büyük ölçüde hocanın yarattığı bu mental ve psikolojik atmosferde çok zor.

    allah yardımcımız olsun, meşakkatli bir sezon bizi bekliyor.
  • 31087
    maalesef artık sürekli mazeretlere sığınıyor. ortada hep bir suçlu var ama nasıl oluyorsa ortada sorumluluk alacak hiç kimse yok. hoca farklı zamanlarda farklı maçlardan sonra bazen kendisini bazen takımı bazen oyuncu gruplarını sorumlu tuttu. fakat sıkıntı şu: ortada bir sorumluluk var ama bir yaptırımı yok.

    en üzücü olan ise demeçleriyle gittikçe malum bir şahsa benzemeye başlaması. sürekli ileri bir tarihe gönderme yapmak, o zaman düzelecek demek vesaire...

    ya da şöyle bir demeci var hocanın:
    "size yardımcı beğendiremedik. yardımcılarımdan çok memnunum. galatasaray'da yardımcı antrenör sorunu yok. gelirse bir kişi gelir, o da daha önce galatasaray'a hizmet etmiş biri olması kaydıyla."

    liyakatın içinden geçen bir demeç bu. ne demek galatasaray'a hizmet etmiş biri olması kaydı? liyakat nerede? adam dünyaca ünlü bir antrenör olabilir ama galatasaray'da hizmet etmemişse "istemez" mi? yahu peki galatasaray'da hizmet etme şartını yeni yeni elde etmek isteyenler ne olacak? bu gidişle galatasaray bir güruhun dönüp dolaşıp çalıştığı bir yer mi olacak?

    galatasaray'da yardımcı antrenör sorunu olmayabilir. zaten o yardımcı antrenörlerin ne yaptığını, görev tanımlarını neredeyse kimse bilmiyor. sadece piri var. o da kondisyondan sorumlu olduğundan.

    mesela bu takıma duran top çalıştıran kim? hangi yardımcı bu konuda daha sorumlu?
    mesela bu takıma kontra çalıştıran kim? hangi yardımcı bu konuda daha sorumlu?

    hoca her şeye sen mi bakıyorsun? öyleyse gerçekten yardımcı antrenör sorunu yoktur. aslında vardır. bu adamlar ne işe yarıyor? futbolcular koşarken onları izlemekle mi yetiniyorlar?

    hele son bir mostafa demeci var. ilk geldiği halini özlüyormuş hocam. yahu şaka yapıyor artık bence hoca... bu ne demek hocam? "ben oyuncuyu aldım, ilk geldiği halinden bu duruma getirdim." demek değil mi? bu oyuncular geldikleri halinden geriye gideceklerse, o zaman yüz tane transfer yapsak ne değişecek?

    şu çok net hocam. galatasaray'da bir antrenör departmanı sorunu var. kendin görüyorsun, dilin söylüyor ama kabul etmiyorsun.

    bu kabul etmeme hali ise teşhiste hata demektir, teşhis hatalıysa tedavi nasıl doğru olabilir? tedavi doğru değilse sadece emareleri ve belirtileri çözersiniz. ama sorun hala oradadır. illaki tekrar gün yüzüne çıkar. çünkü meselenin köküne inilmemiş.

    not: tabii ki bunlar sahadaki futbol, fatih terim hocamız'ın açıklamaları sonrası birikmiş çıkarımlardır. çıkarımlarım yanlış olabilir. ortada bir problem bile olmayabilir. yani... evet... bir ihtimal...

    sürekli değişimden bahseden hocamız, maalesef değişime dair hiçbir emare göstermiyor. iki sene önce yazdığım giriler duruyor. hafızaya atmışız. hoca ta o zamanlar değişimden bahsediyordu. oysa hiçbir şey değişmiyor, değişim söylemleri dahil...

    hocam, kendi kendini olumsuzluyor.

    oyuncu tercihleri, oyun tercihi, performansın düşük olması umurumda değil. ben sahadaki performansa ve buna mükabil verilen demeçlere bakarım. ve benim naçizane aklım hiç iç açıcı bir tabloyu çıkarımsayamıyor.

    peki ne yapacağız? eleştireceğiz. yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyleri dile getireceğiz. eleştiri olmadan gelişme ve düzelme olur mu? olmaz. hiç eleştiri olmayan yerde gelişme görülebilir diyorsanız da orada öz eleştiri olduğunu görmezden gelmeyin derim.

    hadi eyvallah.
  • 31090
    (bkz: 5 ağustos 2021 galatasaray st johnstone maçı) son yıllarda avrupada gordugum en beceriksiz takıma karsı bile tek gol atmayı ancak basarmıs, mac basındanki pozisyon dısında baskı kuramamıs bir takımın hocası olmasına ragmen hala iyi oyundan falan bahsedebiliyor.
    buna ragmen hala cıtası yuksek, takımı costuracak, biz eskisini biliyoruz diye kendisinden bir beklenti var.
    maalesef artık bitmistir, bu saatten sonra terim baska takımda basarılı olabilir, galatasaray baska hoca ile basarılı olabilir ama ikisi beraber olmaz. bunu anladıgımızda sanırım bu yılı da kaybetmis olacagız.
  • 31091
    kendisi ile en onemli konulardan bir tanesi burada bile biri kendisini elestirecek entry girmeden once yasayan efsanemiz vs vs demek zorunda hissediyor kendisini. cunku oyle bir topluluk var ki basarısızlıkta onu asla asla suclu gormeyen, basarıyı da tamamen mutevellit sanan. ve bu topluluk kendisinin elestirilmesi durumunda eleştiren kişiyi galatasaraylı olmamaya varacak kadar agır sekilde sucluyor.
    olay sadece bu sezonun uc resmi macında henuz one bile gecememiz degil, buna ragmen sayın hocamızın kendi haric herkesi bundan sorumlu gormesidir.
    bu macta suc pası atan evladı aytacın degil, golu kacıran mustafanın oldu.
    taraftar ıslıkladıgı icin, egosu geregi evladı aytacı sakatlanana kadar 11 de gorecegiz ve artık mustafayı bir daha 11 de zor goruruz.
    psv orta sıra bir avrupa takımı madara oldun, kadroda cok eksik vardı, ilk mactı 7-2 anlasılmaz da ona bile alıstırdın bizi.
    turkiye liginde olsa alanyası, sivası, trabzonu, malatyası, karagumrugu nun tokat manyagı yapacagı, tek bildigi topun arkasında savunma olan takıma 2 pozisyon buldun diye iyi oynadık sanman anlasılmaz.
    o kadar kotu takım ki bizi eleyemez ama olur da bu takıma bile elenmeyi basarırsan artık heralde suc bende ya toparlanacagım ya da istifa edecegim diye bir acıklama yaparsın.
  • 31092
    maalesef hala aklındaki oyunu takıma aktaramamış hocamız. bunun tek sebebi de ya kendisi bunu takıma anlatamıyor ya da yeterince çalıştırmıyor yani antrenmanlar eksik veya yetersiz şekilde yapılıyor. ciddi anlamda ortada bir akıl tutulması durumu var: bu takım yıllardır birkaç maçlık periyotlat dışında rakibi ısıran, pandemi öncesi tribünde, pandemi döneminde tv başında taraftarlara "ulan gassaray bu işte be!!!" dedirten bir oyun anlayışından oldukça uzak. daha doğrusu bu takımın bir oyun anlayışı olduğuna dahi inanmakta güçlük çekiyorum.

    psv maçlarındaki görüntü ve st johnstone kurası sonrası benim rakibimizi yenme ve elememize dair inancım yoktu. şu an derli toplu oynayan herhangi bir takıma (iskoç'undan tutun letonya veya iskandinav takımlarına kadar) diş geçirebilecek veya üstünlük kurabilecek bir görüntümüz yok. bunu üzülerek söylüyorum.

    genç arkadaşlar bilmez, zamanında ali lukunku isminde güiza'dan hallice yetersiz bir forvetimiz vardı ve maçta girdiği pozisyonları cömertçe harcardı. fatih hoca ise maç sonunda kendisi için "önemli olan lukunku'nun bu pozisyonlara giriyor olması" demişti. bugün gelinen noktada ise uzun yıllardır topa düşmana vurur gibi vuran türden ilk forvetimiz olan mustafa muhammed için "o pozisyonu nasıl kaçırır?" diyor.

    diğer bir konu da yapılanma ve yeniden takım kurma konusu. benzer süreçten trabzonspor da geçiyor fakat 5 ağustos 2021 trabzonspor molde maçında benim izlediğim istekli, iştahlı ve pozisyona girme konusunda zorluk yaşamayan ve 3 tane de gol bulan trabzonspor varken kendisinin her fırsatta taraftardan sabır istemesi bana inandırıcı gelmiyor. kendisine 3-4 sezondur sabrediyoruz zaten fakat ilerleme veya iyileşme hiçbir şekilde göremiyoruz.
  • 31093
    eleştirilemez, eleştirilmesi teklif dahi edilemez, düşüncesi yüzünden her geçen gün daha geriye giden, en ufak eleştiriye tahammülü olmayan teknik direktörümüz. seçimlerde sırf fatih terim'in devam etmesi için burak elmas'ın kazanmasına oldukça sevinmiş biri olarak maalesef gelecek görmüyorum. umarım yanılırım fakat fatih terim'in yapmış oldukları, söylemleri beni bu duruma düşürdü. 6 ay önce ligin içinden geçen mostafa modamed ahmed'in ayakta duracak mecali yok, özgüveni kaybolmuş. takımın tamamı fatih hocanın aldırdığı oyunculardan oluşuyor, muslera gibi bir iki örnek dışında, fakat hala futbol anlamında en ufak kıvılcım göremiyoruz, ki muslera gibi sakatken bile üst düzey çalışan bir adam bile geriye gitti. anlayamıyorum nasıl böyle oluyor? takımda ileri giden tek adam olmaz mı? diagne 6 ay önce giderken dünyanın en kötü forvetiydi, ayakta duracak gücü yoktu, 6 ay sonra takımın en diri oyuncusu. yazılacak, üzülecek çok fazla şey var ama, dediğim gibi umarım yanılırım ve yine başarıdan başarıya koşarız.
  • 31095
    şu anki durumumuzu kendisi üzerinden bir benzetme ile anlatmaya çalışacağım.

    iyi yemek iyi ve kaliteli ürünlerle yapılır. hoca uzun zamandır ama şu sebepten ama bu sebepten ortaya çok iyi yemek çıkartabileceği ürün kalitesinin yada ürün uyumunun olmadığını düşünüyor. o yüzden hep en pahalı ve en kaliteli ürünleri alarak en iyi yemeği çıkartabileceğini düşünüyor. ama görüyoruz ki lezzetli yemek çıkartmak için her zaman en kaliteli ve en pahalı ürünlere ihtiyacınız yok. elinizde mermer gibi kobe eti yoksa elinizdeki ortalama bir bifteği iyi marine edersiniz, güzel soslarsınız ve ortaya fena olmayan bir yemek çıkar. bu sanattır. hatta şu an dünya mutfağında çok sevilen yemeklerin büyük kısmı yokluktan malzeme eksikliğinden çıkmadır. elindeki kısıtlı ama temiz ve kaliteli malzemeyle harika bir esnaf lokantası işletebilirsin yada elindeki en iyi malzemeyle michelin yıldızlı restorantın olabilir. ikisinde de iyi aşçılık meziyeti ön plana çıkar.

    fatih hoca önceden elindeki farklı ve uyumsuz malzemelerle çok iyi yemekler çıkartıyordu. belki her seferinde doymuyorduk ama damağımızda harika tadlar bırakıyordu. artık pahalı malzemelerle high class bir yemek sunmaya çalışıyor ancak maalesef ne karnımız doyuyor (başarı) ne de yediğimiz yemekten bir lezzet alabiliyoruz. bunun sebebi de hocanın mesleğine olan iştahı kaybolmuş. mutfaktaki yardımcı elemanları iyi değil. ortaya yeni füzyonlar koyamıyor. yediği yemeği beğenmeyen müşteriyi suçluyor. kendisinin eski müdavimleri de diğer müşterileri suçluyor. biz sadece elimizdeki malzemelerden çıkabilecek en iyi tarifi istiyoruz. eskiden çok iyi yemekler yediniz nankörlük etmeyin diyorlar memnuniyetsiz müşteriye. normal şartlarda yemeğini beğenmediğin yeri bırakır başka yerde yersin. ancak galatasaray bizim evimiz, aşkımız ve gidecek başka yerimiz yok. diyoruz ki eski ustamıza saygımız sonsuz, resmini duvarın en üst köşesine asalım ama ustam artık yemeklerin eski tadı tuzu yok ve yemekler doyurucu değil. bizim de karnımız aç. yediğimiz yemekten de keyif almak istiyoruz doymasak bile.
  • 31096
    sayın hocam aylardır defanstan pasla çıkma planı yapıyorsun, rakipler defans oyuncularına ve kalecine pres yaparak topu kapıyor, bedava goller buluyor. buna rağmen defanstan pasla çıkmakta ısrar ediyorsun. oyuncular hata yapmaya devam ediyor.

    çözüm ne? elbette hata yapanlara bakacağız. luyindama hata yapıyor, 8 milyon euro gömdük ama önemli değil. gönderelim daha iyisini alalım. muslera hata yapıyor? onu gönderemeyiz, eh ne yapalım "bireysel hataya tedbir alamazsınız" demekten başka çare yok. aytaç hata yapıyor, o daha yeni geldi, sahip çıkmak lazım. hata yapmaya devam ederse emre kılınç gibi takımdan keseriz ama şimdilik kredisi var. bakalım hata yapmayan oyuncu kalmış mı, evet marcao hata yapmamış. demek ki oyuncularda hata, hepsinin marcao gibi iyi top kullanmaları lazım ama başaramıyorlar. demek ki teknik heyet olarak bizde kabahat yok.

    temel ingiltere'ye gitmiş, geçmiş sağ şeride tıngır mıngır gidiyormuş. ingiltere'de trafik soldan aktığı için temel'in ters yönden geldiğini gören ingiliz şoförler can havliyle öbür şeritlere kaçıp kornaya asılmışlar. temel buna bir anlam verememiş, usul usul arabasını sürmeye devam etmiş. açmış radyoyu, tam güzel bir şarkı çalarken anonsla bölmüşler: "sayın yolcularımız şu an liverpool otobanında ters yönde giden bir sürücü bütün trafiği birbirine katmaktadır, lütfen dikkatli olunuz" diye.

    temel ingilizce bilmez aslında ama fıkra bu ya, anonsu anlamış. sinirlenip "ulan anons yapacaksanız doğru düzgün yapın, sadece bir sürücü değil hepsi ters yönden geliyor bunların" diye bağırmış arabada. maalesef bizim defanstan çıkış meselesi de giderek bu hesaba dönüyor.
  • 31097
    fatih terim idmanı'na binaen.
    takımımıza yeni katılan oyuncuların fark yaratıp sonra çöküşe geçmesi tesadüf olamaz, bunlara yakında boey vs. de eklenir. iyi devam eden ya da üzerine ekleyenlerin büyük çoğunluğu, ki bir elin parmaklarını geçmez, bireysel olarak kendine önem veren oyuncularımız; kerem, taylan gibi. idmanlarda bir eksiklik olduğu kesin. bunun en açık örneği duran toplar ve koşu mesafeleri. buna oyun şablonumuz (4-1-4-1) ve anlayışımız (pas oyunu/terimball) da eklenince kötü futbol kaçınılmaz oluyor.
    tanım: kötü performansın temel nedeni ve bunun sorumlusu belediye başkanlarını içine alan çalışmanın başkanı :)

    edit: fatih terim'in kariyeri tartışılmaz, uefa kupası, şampiyonluklar vs. tartışılacak olan günümüz futboluna ne kadar ayak uydurabildiği ya da uydurmak istediğidir. son alınan şampiyonluklar dahil oyundan memnun olanlar varsa eyvallah.
  • 31098
    antrenmandan mıdır, taktik anlayışından mıdır bilmem ama futbolcuların büyük kısmının kendisinin antrenörlüğünde geriye gittiği bir gerçek.

    https://twitter.com/...641709376835589?s=20

    ilgili pozisyonun içinde toplu ve topsuz oyunda tempolu şekilde hareket eden oyuncular, yani van aanholt, berkan ve aytaç birkaç ay sonra da bu şekilde hareketli oynayabilecekler mi sizce? çünkü bana sorarsanız bu oyuncular gelir gelmez fatih terim'in müthiş sistemine adapte oldukları için hücumda bu kadar hareketli değiller, tam tersine hocanın herkesin pas vermek için boşta adam aradığı pas futboluna daha adapte olmadıkları için defanstan hızlı çıkıp iyi bir pozisyon üretmişiz. zaten dünkü maçın* 20. dakikasında sonra onlar da diğerlerine ayak uydurdular ve takım alışık olduğumuz mıy mıy futboluna geri döndü. hoca'ysa kabahati muhammed'in altı pastan kaçırdığı golde buluyor. 2. dakikadaki pozisyondan sonra niye muhammed'i bir daha topla buluşturamadı bu takım, ona cevap yok.
  • 31099
    her maç sonu la fontaine masalları anlatan canımız ciğerimiz, galatasaray'ımızın tekbik direktörü, efsanemiz. ancak her güzel şeyin bir sonu var ve umarım bizim de hocayla olan ilişkimizin sonu güzel olur zira bu gidişle pek güzel bir son olmayacağa benziyor. uzun zamandır takımı iyi top oynamıyor. son şampiyonluklarımızda da iyi bir galatasaray yoktu. son 4 sezona bakınca ben çok fazla ışık görmüyorum maalesef. hiçbir maç sonunda sorumluluk benim diyemiyor hocam. hep ya ahmet ya mehmet suçlu oluyor. değişimden bahsediyoruz fakat hoca kendini ve ekibini değiştirmediği sürece istersek messiyi getirelim yine de bir şeyler tam olarak değişmeyecek gibu görünüyor maalesef.
App Store'dan indirin Google Play'den alın