galatasaray ve türk futbolunun efsanesi.
biraz uzun ve kendisine yazamadığımı her şeyi yazacağım bir yazı olacak.o yüzden şimdiden vakti olmayan okumayabilir uyarısı bırakıyorum. dün maç esnasında tek başına bir görüntüsü düşmüştü maçın içerisinde, görünce bir an dedim ki hocanın canı sıkkın. herhalde oyundan dolayıdır diye ama ilk kez bu kadar boş baktığını gördüm. sonrasında maçın heyecanı ile kaybolmuştu o yüz ifadesi hocada.
maç sonunda gazeteci arkadaş transfer konusunu açınca hoca soruya cevaben 2 cümle etti ve sonrasında ısrar edilmesine rağmen "uzatmayalım bu kadar yeter" diyerek konuyu kestirip attı.
geçen sezon pandemi ve sakatlıklar vurmasaydı taraflı tarafsız herkes galatasaray'ın şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu söylüyordu. büyük ihtimalle yine geriden gelerek şampiyon olabilirdik. transfer edilen oyuncuların yarısı kiralıktı. hoca scout transferlerini istedi. moder, coulibaly, hauge, kamil vs. tek tek yazamıyorum ama maksimum 2-3 milyonluk transferlerden 1 tane oyuncu dahi takıma katılmadı. sürekli bir oyalama durumu içerisinde sönüp gitti. bu oyuncuların şimdiki durumu belli.
hocanın ilk kez ağzından "grup" lafı çıktı. "taraftara benim sözüm var, gruplara ya da isimlere değil" dedi. bir taraftar oluşumu nasıl olur da bir kulübün transferi hakkında söz sahibi olabilir? nasıl olur da bir yönetim bunu sineye çekip "siz kimsiniz de kiminle görüşüp görüşmeyeceğimize karar veriyorsunuz" diye bir açıklama yapmaz. neden biliyor musunuz? eğer fikriniz aynıysa yapmazsınız. mustafa başkanı seviyorum. iyi niyetinden şüphem yok. beyefendi ve konuşmasını bilen biri. allah acil şifalar versin. fakat nedense hastalık sonrasında onun da gücü yetmiyor belli ki artık aksamalar yaşanmaya başladı. yapılamıyorsa diye bir şey olamaz ne yazık ki. son 2 yılda ortada bonservis ödenerek kaç futbolcu alınmış? ben hesaplamadım ama 2-3 ü geçmez herhalde. hocadan hem başarı bekleyip hem de bu şekilde ilerleyemezsiniz bu adam da yoruldu artık. tam ffp bitecek rahata ereceğiz derken bu hiç olmadı.
hocama gelince, tabii ki hataları ve yanlışları oluyor ama hangimizin babasının yanlışı yok ki. millet bazen abartıyorsunuz diyor bizlere. ne demek "babamız" diye soranlar oluyor. fakat ben 38 yaşındayım fatih terimle tanıştığımda 13 yaşındaydım. 96 yılında galatasaray'ın başına geçti. hayatımın galatasaray ile ilgili son 25 yılında o vardı. şimdi bu adam tüm ömrünü adadığı galatasaray ile beraber 67 yaşına gelmiş. eğrisi ya da doğrusuyla her cephede her insanla galatasaray söz konusu olduğunda lafını esirgememiş, yöneticiler sıcak evinde otururken kendisi ceza üzerine ceza yemiştir. eğer bu ülkede tek sözüyle 30 milyonluk koca bir camia'yı bir araya getirip kenetleyebiliyorsa bu adama "baba" denmezse ne denir?
gelelim bu olay özeline; bu adamı üzmeyin işte kardeşim. bir kere hayatımda ultraslan ile muhattap oldum. ali sami yen'de bir maç için bir arkadaşa bilet lazım oldu o nedenle son dakika bilet ararken tribündeki o zaman ki abilerimden birini arayıp yağmur altında koştura koştura bileti almaya gittiğimde alpaslan dikmen'in elinden biletimizi teslim alıp 5 dk. konuşma şansı bulmuştum. o zamanlardan sonra ua yönünü hiç sevemdiğim şekilde değiştirdi. üniversiteli çocuklardan başka taraflara doğru gitmeye başladı. şimdi de yaptığı açıklamalar ile kendisini başka bir konuma oturttular. sizler kanaat önderi değilsiniz. sizler bir "grup" taraftarsınız. gücünüz sadece tribün desteği ile sınırlı kalmalı, iç işlere karışamazsınız. kimin transferinin yapılacağına karar veremezsiniz. hele ki fatih hoca varken ağzınızı bile açmamalısınız bu konularda.
sonuç olarak fatih hocamı öyle görünce üzüldüm, "ya hoca bırak bu işleri" yazanların nereye varmak istediklerini anlayamıyorum. hoca hep doğru olanı yapar diye bir iddiam yok ki zamanında hatalarını da söylemişliğim vardır. bu adam ne zaman yönetime isim verse, yarın gazetede okuyor. bu seferde açıklamasında "zaten bilmediğiniz bir şeyi söylemiyorum" diyerek bunu da anlattı isimleri söyledikten sonra. böyle transfer mi olur? hocaya nasıl affettirirler bilemem kendilerini ama bir şekilde ara yol bulunmalı. "kaos yaratıyor" diyenler var ki bana bu sefer pek öyle gelmiyor ilk kez sanki kırgın göründü gözüme ya da ben abartıyorumdur.