(bkz:
#1369957)
kendisi adına oldukça talihsiz bir entry girmiştir.
epic fail derecesinde yanlışlarla, hatalı çıkarımlarla dolu bir entry. kafamda canlandırdığım extensor imajı yerle yeksan oldu. sosyolojiden, psikolojiden, siyasi tarihten, en kötüsü de tribün kültüründen bu kadar habersiz olduğunu görmek üzücü. şimdiye kadar hep övgü dolu mesajlarla andık kendisini ama bu sefer olmamış. dost acı söyler minvalinden bir şeyler karalayacağım. insanın en zayıf anı 'oldum ben artık' dediği andır, böyle zamanlarda insan, özgüveninin gereksiz yere artmasından dolayı hatalar yapar.
bir kere 'kıro', kırdan köye göç etmiş kişi anlamına gelmez. kürtçe'de erkek evlat demektir. toplumsal hafızamızdaki anlamı kötüdür, insanları aşağılamak için kullanılan, faşizan bir söylemin aracı haline getirilmiş bir kelimedir. başında kır var diye kırdan türetilmiş bir isim sanmak da çok üzgünüm ki cahilliktir. 'karda yürürken postallarından kart kurt sesi çıkıyor diye kürt adını almışlar, onlar aslında dağ türkü' söylemini hatırlattı bana nedense.
ikincisi hababam sınıfının fenerli olması tamamen rating kaygısındandır, popüler kültürün dayatmasıdır, o zamanlar fenerli olmak popülerdi, hababam sınıfı da fenerliydi, başkası olsa sırıtırdı. bu kadar basit bir olay üzerinden koca galatasaray camiasını ve taraftarlarının kahir ekseriyetini köyden gelmiş kıro, cahil insan olarak nitelendirmenin ne anlamı var? 14 sene şampiyon olmadığımız dönemde de galatasaraylı sayısı çoktu bu memlekette, şampiyonluk maçında birbirinin üstüne çıktı insanlar, mecidiyeköy sokaklarında iğne atacak yer yoktu. bir senede mi üredi bu insanlar? geri gelelim başarıya endeksli bu sporda 14 sene başarı elde edemezsen geri planda kalırsın, taraftar sayında az olarak görülür. nasıl ki bundan 3 sene önce galatasaraylılar piyasada yoktu(!), nasıl ki kombineler bile satılmıyordu, şimdi kombine almak istesen alamıyorsun. o zamanlarda da fenerbahçe/trabzon tahakkümü altında ezilen galatasaraylılar da kendilerini açık etmiyorlardı.
galatasaray bu topraklarda yüz yıldır geniş kitlelerce destekleniyor, velev ki başarısızlık döneminde ilgi kesintiye uğramış olsun. galatasaray'ın taraftarı yoktu, sonra kırdan istanbul'a kırolar geldi, cimbom avrupa'da başarılı olunca milliyetçi olan bu insanların hepsi galatasaraylı oldu. hayatımda duyduğum en saçma sapan şeylerden biri oldu bu. avrupa zaferleri insanları etkilemiştir, galatasaray'ımıza olan sempatiyi arttırmıştır bu doğru, lakin bunun esas sebebi milliyetçilik değildir. bu minvalde fatih terim'in kurt(!) işareti yapmasının da bir ilgisi yoktur.
* galatasaray'a sempati duyulmasının esas sebebi, osmanlı özelinde doğu toplumunun batı karşısındaki 500 yıllık psikolojik ezikliğidir, aşağılık kompleksidir. galatasaray, finalde arsenal'i yendiği zaman buhara'dan beyrut'a; şam'dan saray bosna'ya kadar bütün islam kentlerinde bayram havası yaşanmıştır. dahası meksika'dan tutun da, güney amerika ve uzak asya'ya kadar bütün bir coğrafyada da bu zafer, ezilen halkların batı'ya galebe çalması olarak addedildi ve oralardan selamlandı istanbul ve galatasaray'ın büyük zaferi. bu süreçte de salt fakir/cahil kesim değil toplumun bütün tabakalarından insanlar galatasaraylı olmaya başladı. milliyetçi insanlar da bu bağlamda gönüllerini bizden yana kaydırmışlardır ama emin olun ülkü ocaklarına galatasaray bayrakları filan asılmadı. dahası güneydoğu'da başta diyarbakır olmak üzere bütün şehirlerin galatasaray'ın kalesi olması milliyetçilik tezini de çürütür.
ayrıca galatasaray'ın başarı ivmesi yakaladığı dönem olan 80lerin sonu, 90ların başını da kırdan istanbul'a göçün yoğun olmasıyla ilişkilendirmek de hatalı bir yaklaşımdır. istanbul dediğimiz yer tarihi boyunca hep göç almıştır, bizans'tan tutun osmanlı'ya kadar. kanuni sultan süleyman'ın bu göçle ilgili yaptırımları bile olmuştur. ayrıca cumhuriyet döneminde istanbul'a göç yoğun olarak 1950-1980 arasını kapsar. 1980lerin sonu diye, yoğun bir göç hareketi yoktur tarihte. istanbul'un nüfüsu 50-80 arası dönemde 3 katına çıkmıştır, ondan sonraki dönemlerde o kadar yoğun olmamakla birlikte göç almıştır, geri gelelim 90lar ile beraber tersine göç kavramı da literatüre girmiştir.
derwall de galatasaray'ın insanlar tarafından tercih edilmemesine üzülmemiştir emin olun. başarısızlıkla geçen uzun yıllar sonrası, galatasaraylıların yeterince destek olmamasından şikayet etmiştir en fazla. dünyada hiçbir spor adamı, çalıştıkları kulübün insanlar tarafından tercih edilmesi kaygısı taşımaz, destek görmemesi endişesi taşır.
bir de galatasaray tribünlerinde arabesk bestelerin okunmasının sebebi olarak, kendi ifadesiyle galatasaray taraftarının bu kırdan gelmiş, cahil, kıro insanlardan müteşekkil olmasından ileri geldiğini söylemek de akıl tutulmasından, tribün olayına uzak olmaktan başka ifadesi yoktur. dünyadaki bütün tribünlere hakim olan gruplar vardır ve tribünlerdeki beste olayına da bunlar yön verir. galatasaray tribünü özelinde tayfa dediğimiz adamlar galatasaray tribününe hakimdir ve onlar ne isterse o söylenir, aksi bir tezahürat yükseldiğinde bu adamlar susturur, kendi istediklerini söyletirler. bu hakim grupta 100-200 kişiden müteşekkildir, geri kalan binlerce insan mecburiyetten eşlik eder. arabesk besteler söyleniyor diye, bütün bir galatasaray taraftarını kıro olarak nitelendirmek vicdansızlıktır. bu tayfa denen garabet, basketbol tribünlerine de sirayet etmeden önce basketbol maçlarında basketbolun ruhuna uygun olarak takımın nasıl desteklendiğini bilseydiniz, en azından galatasaray taraftarının genel profili üzerinde daha sağlıklı düşüncelere sahip olabilirdiniz.
dipnot olarak da, hababam sınıfındaki çocukların hiçbiri kentli değildi, özbeöz anadolu çocuklarıydı, babaları tarafından okusunlar, adam olsunlar diye büyük şehire gönderilen fakat kent hayatına asla adapte olamamış, haylaz gençlerden oluşan bir topluluktur. kadın öğretmenlerine aşk şiiri yazdıktan sonra okuldan kovulacaklarının açıklanacağı toplantıya anadolu'nun dört bir yanından gelmiştir aileleri. çalışkan ahmet'in tarihi ayarından sonra da özlerini hatırladıkları için mahçup olmuşlardır, kentli olsalar siklerine bile takmazlardı, aşağılamaya devam ederlerdi.
falan filan işte.