• 176
    yazdıkları o kadar sığ ve cahilce eleştiriliyor ki gülmemek için kendimi zor tutuyorum. artık adamlar fatih terim'i sevmeyen fenerbahçelidir seviyesine indiler lan hahahaha, bu kadar komik ve zavallı olmayın. adam bir paragraf yazı yazmış, adam gibi anti tezleri içeren bir yazı yazar, öyle cevap verirsin. dediklerinin hangi birisine itiraz edebilirsin? gözünüzde bazı kişileri o kadar çok büyütüyor ve tapıyorsunuz ki, etrafınızda olan insanları kırıyor, bu ortamı ayrıştırıyorsunuz. ayıptır beyler. ben de galatasaraylıyım ve fatih terim'in büyük yanlışlıklar içine girerek galatasaray'ı yüz üstü bıraktığını düşünüyorum. benim için fatih terim budur ve ben böyle diyorum diye beni galatasaray düşmanı ilan edecek olanla sabaha kadar kavga ederim. sen kimsin lan, kimsin, fatih terim'i sevmeyenleri fenerbahçeli olmakla itham ediyorsun? nedir mahlasın?
  • 177
    (bkz: #1352557)

    enfes yazmış, döktürmüş, gerçekleri yazmış, bik bik bik diye öten kuştan bozma galatasaraylıları coşturmuş yazar.

    şu an yazdığı yazıları okuyanların, beğenenlerin, beğenmeyenlerin vs. çok çok büyük bir kısmının fatih terim sayesinde galatasaray' lı olduğunu unutmuştur. kendisi bugüne kadar kaç kişinin yürekten galatasaray taraftarı olmasına vesile olmuştur acaba? klavye başında süslü cümleler kurmak ne kolay amk.

    efsane kimdir? kime denir? neden denir?

    azalarak değil, birden biter umarım.
  • 179
    dün şöyle yazmıştı;

    ''emre, bruma, engin, yekta, aydın vs belki yetenekliler ve fakat umursamazlar, ruhsuzlar. galatasaray da teknik heyet ve yönetim olarak iki senedir rakipleri yerli rotasyonlarını zenginleştirirken bu oyuncuları elden çıkarmayıp üstüne bir de bunlara ödül verir gibi sözleşmelerini iyileştiren bir kulüp! yarın (bugün) fenerbahçe'yi fethiyespor önünde yedek takımıyla göreceğiz ve iki yedek takım arasında nasıl bir kalite farklı olduğu hemen göze çarpacak.''

    #1354140

    bugün;

    (bkz: 4 aralık 2013 fenerbahçe fethiyespor maçı)

    neyse bir dahakine tutar belki.

    *
  • 181
    #1363826
    belki de sözlüğün itiraf kısmına yazmam gerek ilk başta söyleyeceğim şeyi: sözlükte destan gibi yazı yazanlara genelde gıcık oluyorum,hayatlarında ki boş vakit(ler) bu kadar çok mu diyesim geliyor gördüğümde,hayır,zaten tek cümlelik entrylerin adamıyım,sonra extensor'u okuyunca bu düşündüklerime pişman oluyorum.
    işin özü,artık klasikleşmiş bir uzun ve güzel yazı.
  • 183
    (bkz: #1363826)

    --- alıntı ---
    tarihe 1-6'lık bir leke bırakmamış olursun. kim ne derse desin böyle bir lüksü kimsenin yok.

    --- alıntı ---

    yazılarını büyük beğeni ile okuyorum. ama bu kısma katılamıyacağım. 1-6 tarihe bırakılmış bir leke değil ,sadece maç skorudur. maç skorlarına bu kadar takmamak lazım. bizim için leke olacak şey sahada mücadele etmemek, var olan gücünü kullanmamaktır. saha dışında maç ve hakem ayarlamaktır. ne real madride 6-1, nede fenerbahçeye 6-0 yenilmemiz bir leke değildir. sadece ve sadece maç skorudur. ergenler içinde kendini tatmin etme amacı olabilir o kadar..
  • 186
    yazdığı yazıların hemen hemen hepsini beğenirim ama son yazısını biraz ağır buldum. fatih terim'in tarzı biraz risklidir, biraz gaza dayalıdır, biraz haddini bilmemektir ama türk futbolu ne kazandıysa bu tarz sayesinde kazandı. önce dibe batmış milli takımı sonra galatasaray'ı daha sonra fiorentina'yı sonra yine milli takımı sonra dibe batmış galatasaray'ı hep zirveye çıkarmıştır. eğer onun bu korkmayan tarzı olmasaydı o sinmiş, batmış futbolcu grubunu ve camiayı ayağa kaldırıp zirveye çıkaramazdı.

    onun tarzı elde ettiği başarıdan daha yukarısına pek imkan vermediğini şahsım adına söyleyebilirim ama türk futbolunu ayağa kaldırma adına onun tarzına laf eden allah tarafından olmasa bile geçmişi gören, bilen ve unutmamış futbol camiası tarafından çarpılır.

    fatih terim tarzı dibe batmış türk futbolunu zirveye çıkarabilir, mancini ve lucescu tarzı sürekli başarı ve en yüksek başarıyı getirir ama dibe batmış bir takımı zirveye çıkarmaz.

    birisini överken fatih terim gibi birisini yermek pek doğru değildir. cumhuriyet öncesinde mustafa kemal atatürk nasıl ki sinmiş, korkmuş bir milleti ayağa kaldırıp bir ulus yarattıysa fatih terim de aynen öyle ayağa kaldırdı türk futbolunu. bunu inkar edersen ve küçümsersen futbol camiası tarafından çarpılırsın.

    bizim tarihimizde bu ağır yenilgiler birer kara leke olarak geçmiştir, bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur demek saçmadır. eğer dersen onun sayesinde kazandığımız başarılarla da övünmemek lazım.

    evet tarihimizde 6-0'lar, 6-1'ler kötü bir anı olarak kalacaktır ama aslolan kupalardır. uefa kupası gibi, lig şampiyonlukları gibi, çeyrek final gibi, avrupa 3. gibi... sonuçta her takımın tarihinde ağır yenilgiler vardır. mourinho real madrid'in başındayken barça'dan 6 yemişti galiba. sonuçta bu ağır mağlubiyet onun büyüklüğünden birşey götürmez. unutulmasın ki savaşta darbe almayan taraf yoktur. ara sıra birkaç yumruk yiyip nakavt olursun ama genele baktığımızda kazanan sensindir.

    yani istisnalar kaideyi bozmaz.

    bu kadar ağır yazmak yerine fatih terim'in tarzı bizi elde ettiğimiz başarılardan daha fazlasına olanak sağlamaz dersen saygı duyarım. buna ben de katılırım ama bu kadar yermemek lazım.

    (bkz: #1363826)
  • 187
    çoğu konuda bilgili yazar. iyi de yazıyor. bir çoğumuzdan yaşça da büyük.
    ara sıra özelden konuşuyoruz. katılmadığım yazıları olmuyor değil. hatta geçen haftanın en of 2. entry'si kendisi hakkında girdiğim entry. :(
    teknik, taktik üzerine yazdığı yazıları tadından yenmiyor. elbet fatih hoca'yı seviyor ve değer veriyordur. aynı zamanda kendisine kızgın da olabilir. normaldir. sonuçta herkes aynı düşünmek zorunda değil. farklılıklarımız olmak zorunda.
    her yazısında fatih hoca'ya dokunduruyormuş gibi hissediyorum. bu da bana dokunuyor. yazılarında fatih hoca'yı değersizleştirdiğini düşünüyorum. bu benim kuruntum da olabilir. ancak ne olursa olsun yazmalı. zaten bir iki "ofunu verdim karşim"** yazısına kızacak, kırılacak biri değil. :(
    kendisinden ricam yazarken herkesi düşünüp yazmalı. kendisinin yazıları artık yorumdan çok teknik analize döndü. halka açıldı yani. herkesi düşünerek yazması daha iyi olacak gibi.
    klavyesine sağlık.
  • 198
    (bkz: #1369957)

    kendisi adına oldukça talihsiz bir entry girmiştir. epic fail derecesinde yanlışlarla, hatalı çıkarımlarla dolu bir entry. kafamda canlandırdığım extensor imajı yerle yeksan oldu. sosyolojiden, psikolojiden, siyasi tarihten, en kötüsü de tribün kültüründen bu kadar habersiz olduğunu görmek üzücü. şimdiye kadar hep övgü dolu mesajlarla andık kendisini ama bu sefer olmamış. dost acı söyler minvalinden bir şeyler karalayacağım. insanın en zayıf anı 'oldum ben artık' dediği andır, böyle zamanlarda insan, özgüveninin gereksiz yere artmasından dolayı hatalar yapar.

    bir kere 'kıro', kırdan köye göç etmiş kişi anlamına gelmez. kürtçe'de erkek evlat demektir. toplumsal hafızamızdaki anlamı kötüdür, insanları aşağılamak için kullanılan, faşizan bir söylemin aracı haline getirilmiş bir kelimedir. başında kır var diye kırdan türetilmiş bir isim sanmak da çok üzgünüm ki cahilliktir. 'karda yürürken postallarından kart kurt sesi çıkıyor diye kürt adını almışlar, onlar aslında dağ türkü' söylemini hatırlattı bana nedense.

    ikincisi hababam sınıfının fenerli olması tamamen rating kaygısındandır, popüler kültürün dayatmasıdır, o zamanlar fenerli olmak popülerdi, hababam sınıfı da fenerliydi, başkası olsa sırıtırdı. bu kadar basit bir olay üzerinden koca galatasaray camiasını ve taraftarlarının kahir ekseriyetini köyden gelmiş kıro, cahil insan olarak nitelendirmenin ne anlamı var? 14 sene şampiyon olmadığımız dönemde de galatasaraylı sayısı çoktu bu memlekette, şampiyonluk maçında birbirinin üstüne çıktı insanlar, mecidiyeköy sokaklarında iğne atacak yer yoktu. bir senede mi üredi bu insanlar? geri gelelim başarıya endeksli bu sporda 14 sene başarı elde edemezsen geri planda kalırsın, taraftar sayında az olarak görülür. nasıl ki bundan 3 sene önce galatasaraylılar piyasada yoktu(!), nasıl ki kombineler bile satılmıyordu, şimdi kombine almak istesen alamıyorsun. o zamanlarda da fenerbahçe/trabzon tahakkümü altında ezilen galatasaraylılar da kendilerini açık etmiyorlardı.

    galatasaray bu topraklarda yüz yıldır geniş kitlelerce destekleniyor, velev ki başarısızlık döneminde ilgi kesintiye uğramış olsun. galatasaray'ın taraftarı yoktu, sonra kırdan istanbul'a kırolar geldi, cimbom avrupa'da başarılı olunca milliyetçi olan bu insanların hepsi galatasaraylı oldu. hayatımda duyduğum en saçma sapan şeylerden biri oldu bu. avrupa zaferleri insanları etkilemiştir, galatasaray'ımıza olan sempatiyi arttırmıştır bu doğru, lakin bunun esas sebebi milliyetçilik değildir. bu minvalde fatih terim'in kurt(!) işareti yapmasının da bir ilgisi yoktur. * galatasaray'a sempati duyulmasının esas sebebi, osmanlı özelinde doğu toplumunun batı karşısındaki 500 yıllık psikolojik ezikliğidir, aşağılık kompleksidir. galatasaray, finalde arsenal'i yendiği zaman buhara'dan beyrut'a; şam'dan saray bosna'ya kadar bütün islam kentlerinde bayram havası yaşanmıştır. dahası meksika'dan tutun da, güney amerika ve uzak asya'ya kadar bütün bir coğrafyada da bu zafer, ezilen halkların batı'ya galebe çalması olarak addedildi ve oralardan selamlandı istanbul ve galatasaray'ın büyük zaferi. bu süreçte de salt fakir/cahil kesim değil toplumun bütün tabakalarından insanlar galatasaraylı olmaya başladı. milliyetçi insanlar da bu bağlamda gönüllerini bizden yana kaydırmışlardır ama emin olun ülkü ocaklarına galatasaray bayrakları filan asılmadı. dahası güneydoğu'da başta diyarbakır olmak üzere bütün şehirlerin galatasaray'ın kalesi olması milliyetçilik tezini de çürütür.

    ayrıca galatasaray'ın başarı ivmesi yakaladığı dönem olan 80lerin sonu, 90ların başını da kırdan istanbul'a göçün yoğun olmasıyla ilişkilendirmek de hatalı bir yaklaşımdır. istanbul dediğimiz yer tarihi boyunca hep göç almıştır, bizans'tan tutun osmanlı'ya kadar. kanuni sultan süleyman'ın bu göçle ilgili yaptırımları bile olmuştur. ayrıca cumhuriyet döneminde istanbul'a göç yoğun olarak 1950-1980 arasını kapsar. 1980lerin sonu diye, yoğun bir göç hareketi yoktur tarihte. istanbul'un nüfüsu 50-80 arası dönemde 3 katına çıkmıştır, ondan sonraki dönemlerde o kadar yoğun olmamakla birlikte göç almıştır, geri gelelim 90lar ile beraber tersine göç kavramı da literatüre girmiştir.

    derwall de galatasaray'ın insanlar tarafından tercih edilmemesine üzülmemiştir emin olun. başarısızlıkla geçen uzun yıllar sonrası, galatasaraylıların yeterince destek olmamasından şikayet etmiştir en fazla. dünyada hiçbir spor adamı, çalıştıkları kulübün insanlar tarafından tercih edilmesi kaygısı taşımaz, destek görmemesi endişesi taşır.

    bir de galatasaray tribünlerinde arabesk bestelerin okunmasının sebebi olarak, kendi ifadesiyle galatasaray taraftarının bu kırdan gelmiş, cahil, kıro insanlardan müteşekkil olmasından ileri geldiğini söylemek de akıl tutulmasından, tribün olayına uzak olmaktan başka ifadesi yoktur. dünyadaki bütün tribünlere hakim olan gruplar vardır ve tribünlerdeki beste olayına da bunlar yön verir. galatasaray tribünü özelinde tayfa dediğimiz adamlar galatasaray tribününe hakimdir ve onlar ne isterse o söylenir, aksi bir tezahürat yükseldiğinde bu adamlar susturur, kendi istediklerini söyletirler. bu hakim grupta 100-200 kişiden müteşekkildir, geri kalan binlerce insan mecburiyetten eşlik eder. arabesk besteler söyleniyor diye, bütün bir galatasaray taraftarını kıro olarak nitelendirmek vicdansızlıktır. bu tayfa denen garabet, basketbol tribünlerine de sirayet etmeden önce basketbol maçlarında basketbolun ruhuna uygun olarak takımın nasıl desteklendiğini bilseydiniz, en azından galatasaray taraftarının genel profili üzerinde daha sağlıklı düşüncelere sahip olabilirdiniz.

    dipnot olarak da, hababam sınıfındaki çocukların hiçbiri kentli değildi, özbeöz anadolu çocuklarıydı, babaları tarafından okusunlar, adam olsunlar diye büyük şehire gönderilen fakat kent hayatına asla adapte olamamış, haylaz gençlerden oluşan bir topluluktur. kadın öğretmenlerine aşk şiiri yazdıktan sonra okuldan kovulacaklarının açıklanacağı toplantıya anadolu'nun dört bir yanından gelmiştir aileleri. çalışkan ahmet'in tarihi ayarından sonra da özlerini hatırladıkları için mahçup olmuşlardır, kentli olsalar siklerine bile takmazlardı, aşağılamaya devam ederlerdi.

    falan filan işte.
  • 200
    (bkz: #1369957)

    turkiye yakin tarihini manipule etmek ve halkin hafizasina istedigi sekilde bu tarihi yerlestirmekte cok iyi oldugu icin, bunun yaninda resmi basilan tarih kitaplarinda bile - ozellikle futbol tarihi- daha ilk cumleden 3 hata karsiniza cikarken yazdigi bu yaziyla cok da elestirilmemesi gereken yazar. anlasilabilir ve anlayisla karsilanmasi gereken bir hata yapmis: hafizaya ve tarihi yazdigini iddia edenlere inanmak.

    ortalama herhangi bir besiktaslinin kurulus tarihini 1903 sanmasi, hakki yeten'i centilmen oldugu icin efsane oldugunu sanmasi, fenerbahcelinin takimini pazar ligi sampiyonlugu kazanmis oldgunu sanmasi cok daha vahim durumlardir.
    besiktaslilar kurucularinin kim oldugunu bilmez ve galatasarayla hic ilgisi yok der. hatta bize fransiz takimi derler. ne yazikki kurulus yili eger 1903 ise, o yildaki bjk (bereketiko jimnastik kulubu) kurucularinin galatasaray lisesi oldugundan belki olene kadar haberi olmayacaktir. bu bahsettiklerim temel tarih bilgisi olmali her kulup icin. ancak maalesef turkiyedeki 3 buyuk kulupten bunu bilen tek takim galatasaray.

    simdi extensor'in yaptigi hataya gelirsek bu olani, oldugu sekilde ogrenememekten kaynaklanan bir yorum hatasi. belki ben de bilgi konusunda noktalari birlestirmeye calissaydim ve yorumumu buna gore yapsam ayni hatayi yapardim, sizler de yapabilirdiniz. ben bu konularda bilginin ustune, yorumda noktalari birlestirmeyi tercih ederim acikcasi.

    ayrica bu kotu yorum canini sikmasin, herkes kandirilir hayati boyunca ve bazen o kandirildigi bilgiyi kendindekilerle birlestirip ortaya koydugunda bu gibi durumlarda kalabilir. onemli olan bilgiyi kovalamak.

    galatasaray sozlukte futbolu arastirip, isin teknik taktik yonunu ogrenip ve nasil gozlemleyecegini ogrendikten sonra burada yorum yapan cok az insan var ve extensor da onlardan biri. kim oldugu onemli degil, fikri benimkinin tamamen zitti biri de olsa, eger bigiyle, dayanaklarini anlatarak, sadece kanatsiziz kanat alalim, macta su kadar kosmu bak cok iyi, sut cekmis iyi, calim atmis super seviyesinde degil, sebeplerini ortaya koyarak taktik ve teknikten bahsederek yorum yapan herkesin yazisini keyifle okuyorum. cunku %90 hatali da olsa geri kalan %10 bana deger katar. diger tarafta kahvedeki dayinin agziyla, ya da ridvan gibi yorum yapan hakli da olsa yorumunun bir anlami yok cunku tutanagi ve sebebi yok.

    kisacasi, sen yazmaya devam et, dogrular yanlislarla mesrulasir.

    gunahlar haklarimiz, hatalar kusursuzlugumuzdur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın