• 381
    avrupa basketbolundaki en üst düzey kupadır. buna kimse itiraz edemez zaten. asıl sorulması gereken soru şu. tarih baştan yazılabilecek, fenerbahçe 2000 yılında uefa kupasını alabilecek, galatasaray ise 2017 yılında euroleague şampiyonu olabilecek deseler kim, hangisini tercih eder. fenerbahçe taraftarı ile galatasaray taraftarının bu soruya bakış açısı nasıl olur? bence fenerbahçe taraftarı tarihin baştan yazılmasını ister ama galatasaray taraftarı böyle kalsın, biz mutluyuz der. işte hangi kupanın daha büyük olduğu da buradan ortaya çıkıyor.
  • 391
    nba çakması, avrupa'da 5-6 ülkenin ve birkaç takımın elinde oyuncak olmuş sığ organizasyon. a lisansı saçmalığı nedir. burada nba sistemi işlemez. 2000 yılından önce olduğu gibi fiba çatısı altında lig derecelerine göre hak edenin katıldığı ciddi bir turnuva olsaydı o zaman çok daha cazip ve adil bir turnuva olurdu.

    bir gün galatasaray a lisansı alsa bile bu fikirlerim değişmeyecektir. 30 milyon avro bütçeli takımların şampiyon olunca komik paralar kazandığı garip oluşum. bu kafayla yerinde saymaya mahkumdur. temeli paraya dayanan, katılımcı takımlarda para bitince aşkın da bittiği bu yapay turnuva elbette bir gün son bulacaktır.

    umarım fiba şampiyonlar daha da güçlenir. avrupa basketbolu için daha adil ve gelişime açık olacağı kanaatindeyim.
  • 395
    en çok covid-19 vakasının görüldüğü takımlar arasında başı çeska moskova, himki ve zenit üçlüsü çekiyor olmasına rağmen rusya'daki maçları -belli oranda- seyircili oynatan; pandemi konusunda kağıt üstünde rusya'ya nazaran çok daha iyi durumda olan ülkelere ise seyirci izni vermeyen bir organizasyon.

    dursun aydın özbek'in kafasındakilerden çok daha kötü bir yönetim anlayışı, signed by jordi bartomeu. euroleague yönetimi ve ceo'su avrupa basketbolunun prangasıdır.
  • 229
    aramızda rahat rahat fener şampiyon yazabilenlerin olduğu organizasyon. oğlum mide yerine ne taşıyorsunuz siz? tamam favorisi olabilir de sanki temenni oymuş gibi, gökten cebrail aleyhisselam vahiy getirmiş gibi fener şampiyon bu sene rahat olun yazmak da neyin nesidir? ben anlamıyorum bu kafayı.

    2016'da inşallah şanlı cska'mızın alacağı, bizim eurocup'ın da en az 1 sene daha anlamını yitirmeyeceği organizasyondur. siz allah bilir ülke puanı için de fener'i destekliyorsunuzdur avrupa'da.
  • 415
    fenerbahçe'nin kazandığı euroleauge finalinden sonra ismail şenol bu şampiyonluğu takım sporlarındaki basketbol ve futboldaki en büyük başarımız olarak ulusal kanaldan anons etmişti.

    hakikaten bir tane adam da çıkıp ne saçmalıyorsun demedi muhtemelen kendisine, hala maç anlatmakta çünkü. euroleague'in son oynanan 5 finalinde de bir türk takımı var en az. bu kadar zor bir başarı olsa her sene her sene yaşamayız herhalde.

    uefa kupasını ise galatasaray'ın 2000'de kazanmasının ardından en yakın başarı yarı final gören fenerbahçe oldu 2013'te. 2021'e geldiğimizde bizim kupayı kazanmamızdan sonraki en büyük başarı hala bu kupanın yarı finali.

    euroleauge avrupa'nın en prestijli basketbol kupasıdır doğru, ancak basketbolun en popüler olduğu coğrafya avrupa değil amerika'dır. illa bir futbol eş düşümü kupa olacaksa asya şampiyonlar ligi kupası olabilir ancak o bile daha prestijli kalacaktır, asya şampiyonlar liginin de bir altı olarak düşünülebilir.
  • 445
    avrupa'nın en büyük basketbol organizasyonu bu. bence rakibimiz başarılı oluyor diye organizasyonu küçümsemek yerine kendimize odaklanmamız daha yerinde olur.

    ergin ataman'lı sezonlardan sonra ortada galatasaray basketbol şubesi diye bir şey kalmadı. bu bilinçli bir tercih olabilir, sonuçta avrupa basketbolu büyük ölçüde bütçeye bakıyor. biz rakiplerimize oranla belki 1/8, belki 1/10 bütçeler ayırdık basketbola. ancak bu böyle oldu diye hep böyle devam edecek diye bir şey olmamalı. galatasaray bankalar birliği anlaşmasından çıktıktan sonra finansal anlamda en rahatlamış kulüp oluyor açık arayla. o zaman bir zahmet basketbol şubesine rekabetçi bir bütçe ayırıp, euroleague wild card'ı nasıl alırız diye hesaplamaya başlamanın zamanıdır.

    abdi ipekçi'de strasbourg'u yenip eurocup'ı aldığımız maç hala aklımdadır. salonun o atmosferini unutmam mümkün değil hala arada sırada "teker teker geçiyoruz turları" diye mırıldanırım evde. galatasaray taraftarı basketbolu seviyor, hatta bana göre oaka ile birlikte avrupa'nın en korkutucu atmosferini yaratıyor. biraz canlandırın şu şubeyi, zahmet olacak.
  • 275
    yavaş yavaş veda etmeye başladığımız, malesef hedefe ulaşamamış olsak da bana kalırsa kötü de bir tad bırakmadığımız avrupa basketbolunun en büyük organizasyonu. her zaman da öyle kalacak, fiba şampiyonlar ligi bunun yerini alacak diye komik hayaller kurulmasın. kombine sahibi bir basketbolsever olarak bana bu sezon çok güzel keyifler yaşattı euroleague.

    bir miktar güzel haberden konuşmak gerekirse, turnuva formatında genişleme bekleniyor. şöyle ki, 2018-2019 sezonundan itibaren 18 takım, orta vadede ise 20 takımlı bir lig oluşturulmak isteniyor. jordi bertomeu'nun açıklaması euroleague pazarını genişletmek yönünde. orta vadeyi beklememeliyiz kesinlikle. bu sezon salonumuzu yapıp, 2018-2019 sezonunda tekrar ve bu sefer kalıcı olarak euroleague'de yer alıyor olmalıyız.

    bunun için de en büyük rol yönetime ve galatasaray'ın yapacağı pr çalışmalarına düşüyor. bana kalırsa çok da kötü bir izlenim bırakmadık bu sene. olympiakos, barcelona, real madrid gibi takımları yenmeyi başardık. gerekirse önümüzdeki sezon, ki eurocup oynayacağımız söyleniyor, bu sezondan itibaren euroleague yönetimi ile irtibat halinde olup o ekstradan gelecek 2 sandalyeden 1 tanesini kesinlikle almamız lazım. doğuş'un fenerbahçe'ye destek vereceği belli olduğundan darüşşafaka da elimine olduğu için bence bu bir hayal değil. özellikle de sponsorunun turkish airlines olduğu bir ligde. turkish airlines da gerekirse baskıya alınmalı ve bu iş bir şekilde halledilmeli, yeni salonumuz euroleague ile şenlenmeli.

    ama tüm bu saydıklarım yönetimin aklına gelir mi, gelse de önemser mi, önemsese de uygular mı emin değilim dostlar. fenerbahçe'nin fırtına gibi estiği lige ağzımız sulana sulana uzaktan bakmak galatasaray taraftarına yetmemeli ve bu konuda baskı unsuru olmalıyız.
  • 332
    avrupa basketbolunun en üst düzey turnuvasıdır. orası ayrı konu. ancak şampiyonuna verdikleri para ödülü kulüplerin tamamını zarar ettirecek seviyededir. bu sezon sağolsunlar batıkları oynayan galatasaray erkek basketbol takımı bile o kadar küçük bütçe vs. dedik ama kazansa zarar ediyordu o şekilde düşünebilirsiniz.

    ayrıca turnuvalarda dağıtılan para ödülleri sponsorlardan sağlanır. 1 mn eur şampiyonluk ödülü verilmesinin sebebi ise sponsorluğun ucuz olmasından kaynaklı. ucuz olmasının sebebi ise yayın gelirleri ve toplam izleyici sayısı sebepli. toplam izleyici sayısı çok düşük olan bir turnuvaya kimse çok büyük paralarla sponsor olmaz ve dağıtılan para ödülleri düşük olur.

    demem şu ki, evet zor bir kupa. evet avrupa arenasının kulüpler bazında en üst düzey seviyesi. ancak batmış bir platform. fiba zaten şampiyonlar ligi'ne önem vermeye başladı. katılımın daha adil olduğu, turnuvanın yarısının ispanyollardan oluşmadığı, sadece türk firmaların sponsor olmadığı bir turnuva olacaktır diye tahmin ediyorum.
  • 333
    şampiyonlar ligi muadili değildir. onun muadili nba’dir. nba’e oyuncu yetiştirir veya oyuncular form tutsun bi sonraki sene nba’de oynasın maksatlıdır. bu turnuvayı küçümsediğim anlamına gelmesin. nba ‘de maaşlar çok yüksek o yüzden burada eskisi kadar kaliteli oyuncu grubu göremiyoruz. nba’de iş yapabilecek oyuncularda bi şekilde hemen gidiyorlar. euroleague'in 5-6 yıl öncesi cazibesi yok. aidiyet duygusu olan oyuncuları da ayrı tutmak lazım keza onlar da takımlarını bırakmıyor ama sayıları az. bu tür etkenler euroleague seviyesini malesef aşağıya çekiyor. yine de avrupanın basketboldaki zirvesi.
  • 476
    hakem hataları yüzünden herkese gına gelmesinin ardından yönetim tarafından hakemlere sezon başı "takıldığınız pozisyonda monitöre gelmekten çekinmeyin, geldiğinizde de süreye takılmadan emin olana kadar rahat rahat izleyin" talimatı verilen lig.

    17 ekim 2024 bayern münih paris basketbol maçını izliyorum. ilija belosevic denen hakem olacak kımıl zararlısı maçı benden çok izledi. sürekli monitör başında olması sebebiyle maç iki dakika önce anca bitebildi. 3 saat maç izlemek istesek nba izlerdik abi. dünyanın en kötü organizasyonuna sahip ligisiniz.
  • 394
    zenit'in 8 oyuncusu, 4 antrenörü ve 1 masöründe covid-19 çıktığı için bu hafta oynanacak 2 maça* çıkamayacağı organizasyon. maçların hükmen rakiplerin galibiyeti ile sonuçlanması bekleniyormuş ama henüz kesin bir şey yok. bu olması beklenen bir şeydi ve verecekleri karar emsal niteliğinde olacak. zenit de lige 2'de 2 ile başlamıştı.*

    aynı zamanda asvel ve khimki de covid-19 nedeniyle çok fazla eksik ile mücadele etmek zorunda kalıyor. özellikle rus takımlarında çok fazla vaka çıkmaya başladı.
  • 471
    izlemesi nba'dan daha keyifli olan organizasyon. ancak bu saçma dışa kapalı sistemle devam ederse eriyerek bitecek. her sene aynı takımlarla oynayarak kendi ayağına sıkıyor. ne olursa olsun takımlar değişmiyor. bu da bence avrupa basketbolundaki rekabeti zedeliyor. lig açık olmalı. ülkelerin ligleri ile bağlı olmalı ve verilecek kotalara göre katılım sağlanmalı. hatta öncesinde eleme turları olursa farklı takımlar ve şehirlerin katılımıyla daha renkli bir lig olabilir. ancak saçma sisteme devam ediyorlar. canları isterse ya da paranın sıcak yüzünü görürlerse arada bir yeni takım alıyorlar. bu, bir süre sonra insanları sıkacaktır. rekabetin daha da artması için kapalı lig olayını mutlaka değiştirmeliler.
  • 223
    galatasaray' ın en az 5 sene daha kazanamayacağı kupadır. gerçek bir basketbol izleyicisi de bunu bilir zaten. kaldı ki eurocup zaferi sonrasında ergin ataman da röportaj verirken kendisine sorulan ''hocam bir tek eurolig kaldı'' sorusuna ''o bitraz zor'' cevabını vermiştir. çünkü çok zordur. öyle gaza gelmekle seyirci desteğiyle falan kazanılacak bir kupa değil. çok iyi kadro, iyi bir uyum, sağlam destek, tecrübe ve ekol gerek. üzerine koya koya gitmek gerek. futbol üzerinden düşünelim; psg ve manchester city hayvan gibi para harcadılar ama daha final göremediler. yani para harcamakla olmuyor bu iş sadece. dahası zaten hedef kupa olmamalı. önce bu ligde kalıcı olmalısın, sonra sürekli gruptan çıkmak gerek. bunları başardıktan sonra sürekli f4' e kalmaya başladığında artık o kupa zaten bir gün gelir ama gelmese de çok önemli değil. önemli olan sürekli f4 zorlamak, orada olabilmektir. bu bir keyif, bir şölen çünkü.

    eurocup büyük bir zafer ancak şu an f4' te olan üstelik de bunu geçen sene de başarmış olan fenerbahçe' yi bu kupa ile kızdırmaya falan kalkmak komiklik olur. fener' in f4' teki herhangi bir rakibi ya da kendisi bugün eurocup oynasa mutlak favori olur çünkü. elbette bütçeler vs. ama şampiyonlar ligi finali oynayan barcelona' ya, real madrid' e ''bizde uefa kupası var, sizdeki para bizde olsa ohooo'' vs. diyemeyiz sonuçta. bu da öyle işte.

    fener' in bu ligi kazanmasını da istiyorum ben. çünkü ülkedeki rekabet arttıkça, basketbola ilgi arttıkça, bütçeler arttıkça galatasaray güçlenir. benim başarımın kriteri fener' in başarısızlığı olmamalı. ben yaptıklarımla başarılı bir fenerbahçe' yi geçebiliyorsam ancak kıymet arz eder o başarım. ergin hocamın dediğim gibi şimdi sıra fenerbahçe' de. sonrasında da biz bütçemizle, ilgimizle, desteğimizle, mücadelemizle eurolig' in en iyi 3 4 takımından biri olan fenerbahçe seviyesine çıkmalı ve hedef olarak da onu geçmeyi koymalıyız kendimize. bugün eurocup şampiyonluğunda fener' in de, efes' in de, karşıyaka' nın da, daçka' nın da payı var inanın. onların kadrolayıla mücadele edebilmek için ona göre bir kadro kuruyorsun sen de. eurocup' a katılmak için ligi belli bir sıralamanın üzerinde bitirmen gerekiyor, o sıralama için de banvit' i, daçka' yı falan geçmen gerekiyor.

    galatasaraylı olarak mutlu ve gururluyum ama aynı zamanda bir basketbolsever olarak da çok mutluyum bu olanlardan dolayı. umarım futbolun çirkin tarafları, holiganları bulaşmaz basketbola da zevkli maçlar, mücadeleler izleriz.
  • 267
    bu sene ispanya liginin şampiyonu muhtemelen real madrid olacak ve 1 kişilik yer olacak. onu da daçka'dan yana kullanacaktır euroleague.

    gelin ben size daha uç ama komik bir örnek vereyim. gelin ispanya ligi şampiyonu a lisansı olmayan biri olsun ve biz veya daçka da euroleague'i bu sene kazansın. önümüzdeki sene euroleague şampiyonu euroleague'e katılamıyor. ahajfkakdlfs.

    yaşanmış örneği ise geçen sene kuban eurolegue'de final four yaptı. hatta üçüncü oldu. bu sene katılmaya hak kazanamadı. böyle sikko böyle saçmalıklar silsilesi bir organizasyon.
  • 105
    nba'leştirilmeye çalışılan lig. böyle oldukça taraftarları azalıyor.

    sözlükte nba başlığına girdiğinizde "taraftar yok, şova dayalı basketbol, stepsler çalınmıyor" şeklinde eleştiriler görüyorsunuz ki bana göre bu eleştiriler kısmen de olsa doğru. ancak nba vs. euroleague şeklinde bakacaksak olaya, gün geçtikte nba'leşmeye başlayan euroleague bu konuda geride diyebiliriz.

    bu karşılaştırmada nba'de olay göz zevkine dayalı, atletik basketbol ve işin biraz da show business denen paraya bakan kısmı önde olduğu için eleştiriliyor. nba'de şunu görebilirsiniz mesela, atıyorum tarihinin en büyük kapışmalarından biri celtics - lakers'tır. fakat td garden'da bir lakerslı veya staples center'da bir celticsli takımının formasıyla maç izleyebilir. olması gereken bu belki ama bize biraz ters geliyor. düşünün yani partizan formasıyla kızılyıldız'ın sahasında maç izlediğinizi. veya olympiacos formasıyla oaka'da, fenerbahçe formasıyla abdi ipekçi'de. zor.

    olayın bir diğer kısmı, nba'de normal sezonda pek fazla basketbol oynanmaz. savunmalar, önemli maçlar dışında sert değildir. şuta dayalı bir oyun oynanır. bu da eleştiri alır avrupalılar tarafından.

    fakat sıkıntı şu ki euroleague de bu konuda çok hızlı adımlarla ilerliyor. nba gibi sırf biraz daha fazla para dönsün işin içinde diye top16 aşaması çok saçma bir hal aldı. adam gibi maç izleyemez olduk top8'e kadar. fenerbahçe, beşiktaş gibi takımlar boşu boşuna oynuyor bence bu aşamada. chalon, roma, alba berlin, brose basket, cedevita, union olympia falan euroleague takımları değiller. kaldı ki bu tür takımların bulunduğu organizasyonda her basketbolsever kafadan ilk 16 takımı söyler size. bir partizan ile cantu sürpriz oldu, onların gruplarından çıkan türklerin durumu da ortada.

    taraftar diyorsunuz, inanın ki birkaç takımın taraftarı dışında avrupa basketbolunda da taraftar yok. maccabi, olympiacos, partizan, panathinaikos, cantu, zalgris, rytas falan var taraftarları hep canlı olan. efes, barça, real, laboral, fenerbahçe falan da arada öyle takım ritim yakalarsa bağıran kitleler. bu durum da ortadayken thunder, pacers, arada nuggets, heat, spurs, celtics, hatta ve hatta lakers şehirlerinin play-off performansları da ortada. taraftar konusunda da nba kötü diyemeyiz. nba kötüyse euroleague de kötü çünkü.

    benim için avrupa basketbolu savunmadır. 24 saniye sert ve agresif savunma olmalı euroleague'de. bloklar havada uçuşmalı, kolay hücum ribaundu verilmemeli. bir top için yerde sürünülmeli gerekiyorsa, hücumun son saniyesinde yenen basket can yakmalı. ama hiç biri yok şimdi euroleague'de. bir maç erken kopmuşsa 200 sayı oluyor maçta. kopmamışsa 160 sayıyı buluyor. dakikada 4 sayı demek bu. bir dakikada 2,5 set hücumu oynandığını düşünülürse takımların geriye boş dönmemesi demek. sıkıntı yok mu ?

    ben avrupa basketbolunda taktik savaşlarını özledim. geçen sene top8'deki blatt - obradovic kapışmasını mesela. eşleşmeli alan savunmasıyla ilk maçta 30 sayı yediği rakibini yenen blatt'a obradovic'in aynı savunmayla üçüncü maçta karşılık vermesini özledim. kazlauskas*'ın ilk çeyrekte 10 sayı fark yediği obradovic'e kirilenko'yu 3'e çekerek verdiği cevabı özledim. ivkovic'in finalde "şu an final oynuyorsunuz. eğer sahada ağlamaya devam edecekseniz ikinci yarıya çıkmamakta özgürsünüz" dediği takımının tarihin en pahalı kadrosunu yenmesini özledim. teodosic'in ipekçi'de, siskauskas'ın sinan erdem'de titreyen ellerini özledim. özledim yani. bunlar sırf geçen seneden özlediklerim, oaka'da oynanan efsane pao-oly finalini, papaloukaslı teodosicli spanoulisli olympiacos'un nasıl sıfırlandığını görmeyi özledim.

    özetle, euroleague nba'leşme yolunda çok hızlı adımlarla gidiyor. euroleague'i euroleague yapan değerler ortada. onları bırakıp nba olmak istersen sadece nba'i yüceltirsin. burada işin şov kısmının ön plana çıktığını görmek hoş değil. avrupa basketbolunun nba karşısındaki tek silahı kendine ait değerleri, sistemin ve organizasyonun değeri. bunları da kaybederse yapacağı tek şey parlayan yıldızlarını nba'e yollayıp orada kontrat bulamayan elemanları burada yıldız yapmak olur.
  • 361
    marketing, nba ile entegrasyon, popülarite, oyun vb. noktalarda son yıllarda olumlu yönde ciddi şekilde ivmelenen organizasyon, bu yaz pozitif anlamda bir kırılma yaşıyor.

    havuz bu sezon artısıyla eksisiyle ~600 milyon dolar bandına yükseldi. kur dalgalanması gibi kesin öngörülemeyen bir kıstasın cirit attığı türk basketbolunu saymaz isek, euroleague katılımcıları ekonomik açıdan güçlenmeye devam ediyor. gelir artışı ve pazar payı sayesinde düşük portföylü takımlar bile yüksek maaş ödemelerine çıkabiliyor artık. hele bir de söz konusu kulüp kendi iç dinamiklerinde zaten mali sıkıntısız bir yapıya sahipse (barca gibi) olay bambaşka bir noktaya gidiyor.

    barca'nın abrines'e, davies'e, heurtel'e (örtel ya örtel!), higgins'e, mirotic'e vadettiği paralar inanılmaz.
    efes'in larkin için ayırdığı maaş bütçesi 2,5-2,75 milyon dolar civarında söylenenlere göre.
    fb beko'nun kur farkına rağmen de colo'ya akıtacağı para 3-3,25 milyon dolar civarında.
    takımın başına messina'yı getiren milano'nun yeni sezon bütçesi (en güçlü 4-5 bütçeden biri) everest'e ulaşmış durumda.
    yeni ekiplerden asvel ile zenit yine aynı şekilde sert girecek lige...

    bunlar işin ekonomik boyutu. bir de tercih kısmı var tabii.

    nba ile euroleague'i az çok takip ediyorsanız duruma hakimsinizdir; nba'de takım rotasyonu için yeterli düzeyde olan bir oyuncu nba'de pozisyonunda 3. tercih olmaktansa euroleague'in iddialı ekiplerinden birinde forma giymeyi seçiyor artık. hatta larkin örneği; adam "ya 1. guard olurum, en kötü de tepe takımlardan birinde 2. guard ya da efes'te kalırım" kafasında. geçtiğimiz sezonu bayern'de geçiren ve bu sezon için efes'in de kovaladığı williams* benzer düşüncede. abrines, mirotic, şved (avrupa'nın en çok kazananı değil artık, unvan mirotic'e geçti), tavares* (nba'den teklif almasına rağmen madrid'te kalmayı tercih etti) gibi örnekler için euroleague tercih oldu. çeska'nın henüz kontratını yenilemediği rodriguez'e* hakeza nba'den ilgi var ancak oyuncu avrupa'da kalmayı yeğliyor...

    örnek bol.

    bir de şu detay; çin basketbol liginde yeni bir düzenlemeye gidildi. yabancı oyuncu sayısına bir kota kondu ve ilaveten maaş skalasına sınırlama getirildi. çin, euroleague'in elinden çalıyordu bazı iyi isimeri; beasley gibi, delaney gibi... yeni düzenlemeyle birlikte euroleague takımları daha bir cezbedici hale geldi, özellikle birleşik amerikalı oyuncular için.

    yunanistan 2. liginden nba'e giden yunan giannis, nba'de sezon mvp'si oldu.
    real madrid'ten nba'e giden sloven doncic, nba'de yılın çaylağı seçildi.
    cholet'den nba'e giden fransız gobert, nba'de yılın savunmacısı seçildi.

    avrupa basketbolunun ve avrupalı sporcuların ağırlığı artık daha fazla hissediliyor. nba yönetimi ile euroleague yönetimi entegrasyon konusundaki çalışmalarına aynı şekilde devam etmekteler, fark kapanıyor. sakin ol ey euroleague gömücü! bahsi geçen fark kapanışı "euroleague nba'i yakalayacak hatta geçecek" anlamına gelmiyor, böyle bir şey mümkün değil. ancak uçurumun eskisi gibi olmadığı da bir gerçek. bizzat ekonomi ve matematik söylüyor zaten bunu.

    organizasyon iyi yolda. nba'in de bu pazarı o biçim önemsediği hatta dünya basketbolunda tek dengi olarak gördüğü yaklaşımı da bir realite. düz eleştirimsiler dillendiriledursun, ekonomi-koç-oyuncu üçgenindeki geçişler devam ediyor nba ile euroleague arasında.
  • 24
    sevgili yürolig;

    en fazla seyirci ortalamasına sahip takımları açıkladın, ilk beşte 2 türk takımı var. adının önünde turkish airliness yazıyor. ana sponsorlarından biri efes pilsener. bu isim arka planda gözükmeden kimse röportaj bile yapamıyor. türkiye ligi ispanya liginin hemen arkasında yunan ligiyle birlikte ki çoğu kimseye göre yunanistan liginin de üzerinde en iyi 2. lig olarak kabul ediliyor. yine bu iki türk takımının aldığı başarılı sonuçlar ortada. ama sen hala bu ülke için 2 takım kontenjanı belirliyorsun. şimdi, federasyon başkanınız biraz kulis yapsa bu iş olur dediğinizi duyar gibiyim ancak siz ona aldırmayın. onun takımı zaten sizde oynadığı için gerisine pek karışmıyor. ama bir düşünün hacılar; yeri geldiğinde 15 bin kişilik salonu doldurabilecek, sen kabul ettiğinde "seve seve" o takımı yürolig seviyesine çıkaracak takımımız şeyy.. takımlarımız mevcut.

    bir dost.
  • 423
    avrupa basketbolunun zirvesinde bulunan sirkin adıdır.

    rus takımlarının turnuvanın dışında bırakılması sonucu yeni sıralamanın nasıl olacağına dair iki seçenek üzerinde duruluyordu, biri şuana kadar oynanmış tüm maçların iptal edilip sayılmaması, diğeri ise oynanmış tüm maçların sayılıp sezon sonunda nba usulü galibiyet yüzdesine bakılarak sıralamanın oluşturulması yönündeydi. yönetimde söz ve oy hakkı sahibi takımların yaptığı oylama sonucu herkesin kendi işine göre oy kullanması(çok doğal) sonucu oynanmış tüm maçların iptali yönünde karar çıktı ve sıralama inanılmaz düzeyde değişti.

    bu kararla rus takımlarına karşı yaptıkları maçlarda +3 galibiyet durumunda olan monaco ve fener play-off için tehlikeli duruma düşerken maccabi kendini birden play-off'un içinde buldu ve kızılyıldız da durduk yere umutlandı. ruslara karşı 2 galibiyet 4 mağlubiyetle -2 durumunda olan efes ise kendini ilk 4 yapıp saha avantajını alabilecek konumda buldu. işin ilginç yanı oylama 7-6 şeklinde sonuçlandı ve tüm maçların iptali yönünde oy verenler arasında cska'da var, yani cska sayesinde tüm maçlar geçersiz sayıldı ve bu seçenek seçildi de diyebiliriz.*

    böyle bir kararı nasıl takımlara bırakırlar akıl alır gibi değil. doğal olarak herkes kendi işine gelen tablonun oluşmasını göz önüne alarak oy kullandı ve böyle bir sonuç ortaya çıktı. umarım o yok sayılan maçlardan dolayı bahiste para kaybeden birileri işi hukuk mücadelesine götürür de euroleague yönetimi altından kalkamayacağı tazminatlara mahkum kalır. ayrıca yok sayılan maçlarda kırılan rekorlar, ya da yakın zamanda turnuva tarihinde en çok asist yapan oyuncu konumuna erişen nick calathes'in iptal edilen maçlarda yaptığı istatistiklere ne olacak belli değil, ağır saçmalık.

    ayrıca oluşan bu yeni tablo sonucu playoff potasının dışında kalma korkusunu çok ciddi bir biçimde hisseden fenerbahçe için durum çok komik, tek başlarına bir turnuvaya katılsalar ikinci olurlar.*

    güncel tablo: https://pbs.twimg.com/...jpg&name=900x900
  • 338
    katılımcıları lisansına göre belirleyen, şampiyonlar ligi seviyesiyle uzaktan yakından alakası olmayan vasat turnuva. bir turnuvanın büyük bir olabilmesi katılımcıların belli kriterler dahilinde adil bir biçimde belirlenmesi gerekir. bir sonraki sezon kimlerin katılacağı belli olan turnuva nasıl büyük bir turnuva olabilir?

    real madrid'in la liga'da 10. olup aynı sezon şampiyonlar liginden de gruplarda elendiğini düşünün. seneye yine direkt katılsa çok saçma olur değil mi? hah işte eğer lisansınız varsa her sene bu şekilde katılabiliyorsunuz bu boktan turnuvaya. öyle 1-2 takımda olan bir lisanstan da bahsetmiyoruz üstelik, 16 katılımcının 11 tanesi bu lisansla katılıyor.

    bu yazdıklarımın fenerbahçe'nin başarısıyla bir gram alakası yok. lisans alıp önümüzdeki seneden itibaren arka arkaya 5 kere kazansak da euroleague'in boktan bir turnuva olmasıyla ilgili fikrim değişmeyecek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın