https://gss.gs/NJv.png öncelikle bu fotoğraf olmasa değil euro 2020, futbolun anlamını yitirdiği bir döneme girmiş olacaktık. büyük geçmiş olsun.
turnuvanın ilk maçları geride kaldı. kenara kayın tespit yapacak balkabağı...
en dikkat çeken durum artık oyunu futbolcular üzerinden değil taktiksel anlayışlar üzerinden okumamız gerektiği bir döneme girdiğimizi anlamamızdır. 2010 dünya kupasından beridir yavaş yavaş kendini hissettiren; futbolun yıldızlarının değil, toplu bir futbol oyununun varlığının yükselişini kabul etmemiz gerektiğidir.
premier ligin toplu bir kalkınma hareketi başlatması, tek tek takımların veya yıldızların değil ligin ön plana çıkarılması bu işe ilk uyananın veya bu işe öncülük edenin onlar olduğunu gösteriyor.
bunun sebepleri var elbette. öncelikle yayınların her yere ulaşması, hiçbir futbolcuyu bilinmez kılmıyor. artık futbolcular bilinmez değil. ön görülebilir, durdurulabilir ve hatta onlu yaşlarından itibaren yediği yiyeceğe kadar bütün futbol camiasının bildiği figürler haline geldi. bu durum 4 yılda bir toplanan dünya kupası, avrupa şampiyonası organizasyonlarının çekiciliğini bir nebze azaltmış görünüyor. buna önlem almak için artık tek tek futbolcu merkezli oyunlar değil; bir ekol, bir sistem, bir yöntem oyunu izletmek istiyor takımlar. mbappe ne oynarı merak etmekten çok, fransa yapısı içerisinde nasıl oynarı merak eder hale gelmeye başlıyoruz.
bizim gibi "çağ dışı kalmış liglerde" hala o oyuncu oynar mı bu oyuncu kötü tartışmaları devam ededursun, diğer önemli liglerde sistemler, sistemlerin hangi oyuncuyu hangi seviyeye getirdiği konuşulur hale geldi. bütün okumalar da bu yönde yapılıyor. premier lig messi, ronaldo gibi yıldızları lige getirmek yerine kaynaklarını guardiola, klopp, mourinho gibi hocaları getirmeye ayırıyor örneğin.
biz ise hala oyuncular üzerinden yorum yapmaya, tespit kasmaya devam ediyoruz. bunu daha ilk maçını oynadığımız italya maçından
* örneklemek istiyorum. hepimizin bayıla bayıla izlediği spinazolla yı düşünelim. insigne'nin sol kenarı içe kat ederek ona bırakması, ve sürekli ters topların oraya doğru atılması orada kurulan üçgenler derken spinazolla kendi solunu bizim sağımızı felç etti. ve maçın yıldızı oldu. yalnız şöyle de bir durum var. spinazolla oyunu 20-30 metrede oynadı. ve biz hiçbir tehdit oluşturamadığımız için chiellini de dahil olmak üzere oraya yığabildiler oyunu ve tam spinazolla'nın özelliklerine göre bir senaryo gerçekleşti. ve dünyanın en iyi sol beki oluverdi...
tersi bir senaryo düşünelim. eğer biz spinazolla'nın bunları yapabildiğini gözlemleyerek, bütün kontra organizasyonumuzu kendi sağımıza atılan paralel toplara göre kurabilseydik; spinazolla'nın zaaflarını görebilecektik. belki de helva gibi dağılıp dünyanın en kötü sol beki olacaktı.
yani oyunu oyuncular üzerinden okumanın yersizleştiği bir dönem bu. her oyuncuya göre bir oyun anlayışı mümkündür ve her oyuncunun performansının kalibresi ölçüde arttığı bir oyun anlayışı icat etmek mümkündür.
yine örnek gasperini hocamın atalantasının euro 2020'nin her yerine dağılan oyuncularına bakalım. malinovski ukrayna'da, gossens almanya'da vs... atalanta'daki özel rollerinin aksine ikisi de hiçbir varlık gösteremedi ilk maçlarda. evet gossens yine 3'lü savunmanın sağ kanat bekiydi almanya fransa maçında
*. yani pozisyon aynı pozisyon gibi görünse de oyun anlayışı çok çok farklıydı. keza malinovski örneğinde hollanda ukrayna maçı
*...
veya bielsa hocamın aliovskisi... veya ingiliz kalvin phillips. aliovski makedonya'da benzer bir rolle ve taktik anlayışla oynadı ve oyununu tıpkı bielsa'nın leeds'indeki kadar gösterdi. keza southgate kelvin phillips'in bir ön liberodan box to box oyuncuya evrilişine saygı duymuş olacak ki ingiltere hırvatistan maçında
* rice ile birlikte oynattı ve ona verdiği rol tıpkı bielsa'nın onu dönüştürdüğü roldü. ve meyvesini de yaptığı asistle aldı.
burayı çok uzattım ama her gs maçında oyuncuların tek tek gömülmesinden veya övülmesinden bıktım sanırım biraz. sanki bir maç önce off ne top oynadı dediğimiz adam bir maç sonra çöpmüş meğer... tıpkı dünyanın futbolda gittiği yön gibi bizim de bazı şeyleri değiştirmemiz gerekiyor.
gelelim turnuvadaki diğer dikkat çekici unsura. 3'lü savunmalar... sanırım yeni dönemin yükselen yıldızı bu diziliş olacak. yalnııııız. diziliş farklı şey anlayış farklı. örneğin hollanda'nın oynadığı 3 5 2 ile almanyanın oynadığı (gerçi onlar 3 4 3 gibi oynadı) çok farklıydı. 3'lüler içerisinde en iyi uygulama ilk maçlar itibariyle hollanda gibi gözüktü. bir önceki konuya bir örnek de dumfries aslında. 1.88 boyunda stoper özellikli bekin nasıl da uçak gibi, uçan kaçan bir beke dönüştüğünü görebiliriz hollanda ukrayna maçında. neyse...
3 lü savunmaya mecbur kalmış görünen löw oynanabilecek en mantıksız maçta
* 3 4 3 oynadı. fransa zaten 4 3 3 oynuyor ve mbappe ile griezmann içeri kat ediyor. yani sen 2 kanat beki kullanır (kimmich ve gossens) önde de 3 lü kullanırsan (müller-gnabry-havertz) mbappe'nin geriye gelmesine beki kovalamasına gerek kalmaz
*. üstelik mbappe'yi tek oyuncuyla karşılamak zorunda kalırsın, zira kimmich top almanya'da kaldığı için önde oyun kurma işiyle meşgul oluyor. e mbappe'ye kala kala ağır hummels kalıyor. çünkü almanya orta sahası da ilkay kroos mbappe'yi kovalamaya namzet değil. e noldu? mbappe neredeyse hat trick yapıyordu santimlerle facia önlendi.
3 lü oynayan italya ve hollanda'nın farkına gelelim biraz da. hollanda çok klasik bir 3 5 2 oynamak arzusundaydı. dumfries ve van aanholt'u kullanmak isterken ortada wijnaldum oyunu yönlendirdi ve fizikli forvet weghorst ve gezici depay da savunmayı yıprattı. dikkat çekici olan ilk yarıda 2 defa ikinci yarıda gol de dahil 3 4 bindirmeyle devam eden dumfries'a sheva'nın hiçbir önlem alamamasıydı.
italya ise biraz almanya'nın oynamak istediği 3 4 3 modelini iyi uygulayan takım oldu. ancak öndeki üçlüden insigne içe kat ederek bekine alan açabildi ve türkiye savunmasını darmadağın ettiler. ve gegenpress'i en iyi yapan takım gibi gözüktü ilk maçlar itibariyle. mancini hocam'ın insignesini izlerken sneijder'imi de yudumladım bir anlamda...
edit: italya 3 lü diziliş oynamıyor 4 3 3 oynuyor bu benim büyük bir hatam olmuş. formasyon olarak 2 5 3 oynuyorlar onu da belirteyim. ama saha ortalamalarına bakarsak jorginho ile 3 lü bir yapı gibi düşünülebilir.
bahsedecek çok takım var. old school iskoçya bunlardan biri değil maalesef. ve at dzuyuba'ya golovin şenlensin adlı perde de kapandı benim için. 2014'te okey de yıl olmuş 2021...
bence makedonya'nın heyecanlı futbolu izlemeye değer geldi. hırvatistan azıcık pörsümüş geldi. ispanya topu vermeden 3 0 kaybedebilirdi. temposuz pas oyununu bize 2010 barçası diye yediremezsiniz. portekiz winner göründü. o iki savunmacı orta sahayı dürünüz bükünüz kulübeye sokunuz fernando santos bey.. önde üç azman var nasılsa işi yaparım mantığıyla avrupa şampiyonu olursunuz ama adam olamazsınız... abarttıysam da yazının uzun ve sıkıcı olmasındandır:) sonu eğlenceli lan valla. tabi bunu başa yazmadığım için kimse burayı görmeyecek. olsun.
bir ara da belçika ve ingiltere'yi konuşuruz. kendi yazımdan kendim sıkıldım. kalın sağlıcakla...