aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 51
    söyleyeceklerimi başakşehir maçından hemen sonra yapacağımız yayına saklıyordum ama bize verdiğiniz değerle beraber yazdığınız şeylere yönelik birkaç bir şey karalamak isterim.

    öncelikle kızdığınız ya da sinirlendiğiniz konuları sonuna kadar anlıyorum ve buna karşı zaten söylenecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. yalnız şunu da belirtmek isterim ki senelerdir bu kanal bünyesinde galatasaray programı yapıyorum. genellikle kimseye sataşmadan, toksikleşmeden ve hep yapıcı bir program yapmaya çalıştım ama mecburen sivrilmek durumundan kaldığımız anlar da oldu.

    bundan 2 sene önce bir murat aşık mevzusu olmuştu ki hatırlayan o olayı hatırlar. yaptığım bir konuşma yüzünden kanal 2 gecede 10bin fenerli abone kaybetmişti tepkiler sebebiyle ve bu olay da dahil olmak üzere söylediğim tek bir şey için "girmesek mi bu toplara" tadında bir şey duymadım. zaten böyle bir uyarıyı yapmaya yeltenecek herhangi bir yerde durmam mümkün değil. tv 8,5'ta da yayın yaparken aynı şeyleri duydum hep "tabii acun'un kanalındasın konuşamazsın" tadında şeyler. alanyaspor maçından sonra yaptığımız yayın hala tv8,5 youtube hesabında duruyor, izleyebilirsiniz.

    tv 8,5'ta yaptığımız yayın öncesi acun ılıcalı'ya bizzat sorduğum soru şuydu: "yeri gelecek tabii ki hakaret ve aşağılama olmadan sivrileceğimiz durumlar olacak. burada editoryel bir müdahale söz konusu olacak mı? eğer olursa bu programı yapmamızın hiçbir anlamı yok" kendisi de bana asla böyle bir şeyin yaşanmayacağını garanti etmişti ki yaşanmamıştı da.

    sözün özü şu ki yayın yaptığım ya da yapacağım herhangi bir yerde en azından kendi söyleyeceklerime müdahale edebilecek tek bir kişi yok çünkü kimseyle göbek bağım yok, maddı kazancımı elde ettiğim yer burası değil. kanalın patronuymuş, türkiye'nin en zengin adamlarından biriymiş beni bağlamaz. yeri geldiğinde herkese verilecek bir cevap vardır. benim için sorun verilecek bir cevap varken bana bu ortamın sağlanmadığı anda başlar. değer verip burada hakkımızda karalayan tüm sözlük yazarlarına teşekkür ederim.
  • 52
    üç tane ailecek takip ettiğimiz galatasaraylının yaptığı program. izlediğim hiçbir an kendilerinden rahatsızlık duymadım, duyacağımı da sanmıyorum çünkü senin benim gibiler.
    gerek duyduklarında müdahale ederler. her fenerli sıçmığına cevap yetiştirmeye kalkarlarsa yaptıkları program futbol programı olmaz çünkü fenerbahçe camiası tüm unsurlarıyla sporun dışındaki her şeyle mütemadiyen meşgul. fenerleşmenin alemi yok bence.
  • 53
    uzun zamandır takip ettiğim tek galatasaray programı. özellikle günün beyin hoşafını atmak amacıyla çıktığım gece yürüyüşlerimde kulaklığı takıp gerçek trio'ya (lale orta'nın müdahale edemediği) kulak vermek nefis keyifli aktivite, önerimdir naçizane. yalnız olay kesinlikle üçlüde; olaylara bakış açıları ve futbola yaklaşımları rafine olan bu üç insan adres neresi olursa olsun dinlenir.

    (bkz: tanrım ne olur kesilmesin devam etsin)
  • 55
    06.04.2023 tarihli yayınlarında gerek sami yen arazisi , gerek florya arazisi gerekse sports digitale programı hususundaki konuşmalarına harfiyen katılıyorum. kendilerine rahat bir konuşma ortamı sağlayan bir yayın platformunda program yaptıklarını konuşmalarından anladım.

    yalnız sinan yılmaz'ın açıklamalarının satır aralarında kanalın iki önemli programının yayın kalitesindeki farklılıklardan huzursuz olduğunu sezdim. adam açık açık söylemesede biz burada galatasaray programında seviyeyi ilber ortaylı noktasında tutuyoruz ama fenerbahçe programında seviye rambo okan demek istedi. kanalın daha iyi yerlere gelmesi içinde iki programın aynı tutarlılıkta olması gerektiğini ifade etti.

    velhasıl kelam ben programı izlemekten zevk alıyorum. ara ara super chattende soru sorduğum oluyor. açık ara kazan dairesi ile birlikte en kaliteli galatasaray yayını diyebilirim.
  • 56
    son yayınları ile erinç bilican'ın dertlerini gayet iyi anlattığını düşünüyorum. kerem övet ise bu konulara biraz kenarından dahil oldu. ondan biraz daha sert bir tepki beklemiştim. beni en çok şaşırtan ise sinan yılmaz'ın yaptığı eleştiri oldu. gerçekten az ve öz konuştu ama gereken yerlere gerekli mesajları gönderdi. son yaşanılanlardan oldukça huzursuz olduğunu hatta tekrarlaması durumunda kanaldan ayrılacağını hissettim. sinan'ın söyledikleri ve ile iki kulübün medyası arasında ciddi farklılıklar olduğunu tekrar gösterdi. bende buna kesinlikle katılıyorum.

    (bkz: galatasaray medyası/#3579700)
  • 57
    (bkz: #3579345) daha önce kendilerine destek verilmesini ve bu medya çöplüğünden kurtarılması gerektiğini ifade etmiştim.

    programı yapan ağabeyleri sever ve desteklerim. oyun falan oynarken mutlaka alttan açar dinlerim.
    desteklemeye ve izlemeye de devam edeceğim ama isteğim bu tip medya oluşumlarından kurtulup kendi kanallarını kurmasıdır.
    hiç kimse kusura bakmasın bu konuda galatasaray yönetimi ve taraftarının elini taşın altına koyması gerekiyor.
    bu adamlar fener medyasında çalışmaya mecbur kalıyor. koca galatasaray camiasından bir tane bile youtube kanalı çıkmıyorsa vah halimize... hiç burda mhk başkanını değiştiremedik, gücümüz yetmedi demeye gerek bile yok.

    galatasaray yönetiminin ilk işi lale orta sonraki işi medya yapılanması olmalıdır.
  • 58
    kaçta başlarsa başlasın severek izlediğim programdı. ta ki, kanalın sahibi ve aynı zamanda programcı zorlu'nun galatasaray'a dönük düşmanlığını alenen açık ettiğinden beri. konu galatasaray düşmanlığı olunca babamı tanımam. o bakımdan artık maalesef aynı platformda kalmayı devam ettirdikleri sürece bu programı izleyebilmem mümkün değil.
  • 61
    erinç bilican'ın haftalardır ısrarlara rağmen aşkın olayım şarkısını söylemediği program. kardeşim nedir bu düğüne zorla gelip kalk oyna diyenlere kafa çeviren insan nazları. çık iki kuple söyle millet sevinsin. hayır türkçe bilmeyen mauro icardi bile söyledi şu şarkıyı.şakası bir yana galatasaray taraftarları için güzel geçen sezonun sosyal medyada lider programı oldu.
  • 63
    bugün ilk defa sinan yılmaz'sız orhan uluca ile program yaptılar. bence uyumlu üçlü oldu ve inşallah böyle devam ederler. ancak orhan uluca bile olmasa erinç bilican ve kerem övet'in enerjileri çok güzel. yani onlar olduğu müddetçe bir çok galatasaraylı programı izler. inşallah moralleri düşmez ve programa devam ederler, zira bence her saniyesi güzel programın.
  • 69
    yıl boyunca her maçtan sonra açıp izlemekten çok keyif aldığım bir program oldu. hem enerjik, hem doğal, hem bizdenler. ama hiç bir şekilde öfkelenip de kontrolü kaybetmiyorlar. oyunculara karşı saçmasapan takıntıları yok. düzeyli şekilde yorumlarını yapıyorlar. orhan uluca da zaten başarılı bir taktik-yorumcu ve gayet iyi oturmuş ekibe. başarılarının devamını diliyorum.
  • 71
    peşkeş çekme muhabbetinden beri izlemiyordum. murat zorlu ve yağız sabuncuoğlu'na faydam dokunsun istemem.

    dün orhan uluca'nın da olduğu bölüm önüme düştü ve merak edip izledim.
    çok sevdiğin bir dizinin başrolünü oynayan oyuncusu değişmiş gibi hissettim*
    ilk bölüm itibariyle ne yazık ki olmamış.
    sinan yılmaz varken; 3 arkadaşın kendi aralarında yaptığı samimi galatasaray sohbeti hissi verirdi. herkes hemen hemen eşit sürelerde konuşurdu.

    fakat dünkü yayında, o samimi sohbet değil de, bir röportaj yapılıyor gibi oldu. erinç ve kerem soruyor, orhan uluca uzun uzun cevaplıyor, bundesliga'dan örnekler veriyor vs vs.
    zaten kendisi de program sonunda "çok konuştum" diye özeleştiri yaptı.
    yanlış anlaşılmasın, orhan uluca'nın analiz videolarını da çok seviyorum. fakat eski açık programının formatını, asist analiz'e çevirip erinç ve kerem'i ekinsu rolüne sokması iyi olmaz.

    tabii ki ilk bölüm olduğu için olabilir, fakat bu durum bu şekilde devam ederse eski açığın eski tadı kalmaz.
    kendilerine yeni sezonda başarılar.
  • 74
    4 senedir önce kerem'le sonra sinan'la ve son olarak da orhan abi ile yaptığım programdır.

    tanımı yaptıysak şimdi dertleşmeye başlayabiliriz. dertleşme yeri olarak burayı seçtim çünkü youtube, twitter'dan önce galatasaray'la alakalı kimi tanıdıysam hepsini burada buldum. yani televizyona kadar uzanan yayıncılık hikayemin başlangıcı bende yeri her zaman çok ayrı olacak galatasaray sözlük'tür.

    şimdi gelelim kanalın durumuna ve çok yakındığınız konulara. kişilere ve söylemlere kızmanızı ya da öfkelenmenizi gerçekten anlıyorum ve bu konudaki tüm değerlendirmelerinizi size bırakıyorum. ben size burada biraz kanalın yayın politikasından, içerde yaşadıklarımızdan ve nasıl bir ortamda çalıştığımızdan bahsediyor olucam.

    öncelikle kanalın takımlara özel program yapmakla aslında ince bir çizginin üstünde sürekli gittiğini söyleyebilirim. böyle programlar her zaman bir youtube kanalı için risktir çünkü yapılan programlar emin olun her takımın yöneticileri tarafından takip ediliyor. kanala ilk program yapmaya başladığımızda fenerbahçe özelinde yapılan "sadece fenerbahçe" programı o kadar çok izleniyordu ki diğer programlar fazlasıyla gölgesinde kaldığı için haliyle kanal tam bir fenerbahçe kanalı izlenimi veriyordu. kanalın ortaklarından biri olan murat zorlu ile yaptığımız görüşmede tam olarak "ben bir fenerbahçeliyim ama bu kanalın fenerbahçe kanalı olarak anılmasını istemiyorum" demişti. sonrasında ise hem programa verdiği değer hem programın izlenmelerini arttırmak için bizimle beraber bu konuya fazlaca kafa yorması ise bu söylemin benim için boş olmadığını ispatladı. işin bu boyutunu geçiyorum ve kendi programımız özelinde birkaç örnekle gitmek istiyorum.

    sizin nasıl fenerbahçe programını izleyerek kızdığınız şeyler oluyorsa biz de eski açık'ta konuştuğumuz bazı şeylerle fenerbahçelileri kızdırabiliyoruz. programda da anlattım bunu ama hatırlatmakta yine de fayda görüyorum. kanalın bünyesinde çalışan başka bir yorumcu ile ufak bir atışma yaşamıştık ve kendisi bunu kanala çok büyük bir linç kampanyasına dönüştürmüştü. aynı gece o zaman 60-70bin olan abone sayısı 2 günde 10bin civarı düştü. bu olayın üstüne kanalı daha fazla zor durumda bırakmamak adına ben ayrılmak istedim ve murat zorlu'dan aldığım cevap "burası her takım için yayın yapan bir kanal ve söylediklerinde hiçbir şey yok. kendisi ayrılmak isterse kendi bilir. iş nereye varırsa varsın benim isteğim seni bu kanalda tutmak" oldu. yine aynı dönemde metin sipahioğlu'na(murat zorlu'nun arkadaşıdır kendisi) programda çok sert bir cevabımdan dolayı yine benzer sorunları yaşadık ve aramızda tek bir kelime dahi bu konu konuşulmadı. bir kez olsun "erinç şu toplara girmesek mi? aman dikkat et" gibi bir cümle duymadım. ben kendimi bu konuma koyuyorum ve benim kanalımda arkadaşıma gerçekten ağır şeyler söyleyen bir yayıncıya bu tavrı takınamayabilirdim.

    yakın tarihe gelelim. kerem'in programda ahmet nur çebi için söylediği bir atasözü vardı hatırlarsınız:) "yaprağı yerken kıtır kıtır" diye başlayan. o programdan sonra bjk yönetiminden kanala gelen kerem övet'i kovun baskısını da size muhtemelen ilk defa söylüyorum. az önce anlattığım olaylardaki gibi yine kanal her zamanki tavrını takındı. bu piyasada ottan sebeplere hangi insanlar işinden oldu bunu da bir düşündüğünüzde bu anlattıklarım daha değerli olacaktır diye tahmin ediyorum.

    sözün özü; bir galatasaraylı kardeşiniz olarak sadece şunu söyleyebilirim hatta temin edebilirim. programlarda kızdığınız birkaç söylem dışında içerde asla tahmin ettiğiniz gibi bir işleyiş yok. zaten olduğu yerde de bizim adımızın olması imkansız.

    tv 8,5'ta yayın yapmaya başlamadan önce acun ılıcalı ile yaptığım bire bir toplantıda bizzat kendisine "bu programa herhangi bir editoryel müdahale gelmeyeceğini bize temin edebilir misiniz? aksi taktirde programın bir anlamı kalmayacaktır" diye sormuş ve teminatını almış biri olarak yazdım bütün bunları. umarım biraz olsun durumu anlatabilmişimdir.

    çok uzun bir yazı oldu farkındayım ama ufak bir dertleşmeye ihtiyacım vardı. galatasaray sözlük'ün düşünceleri ve entry'leri benim için önemli bu yüzden kanalda yaptığım tüm içeriklerde de mutlaka buradan okuduklarımı kullanmaya çalışıyorum. hakkımızda yazdığınız olumlu ya da olumsuz fark etmez her şey için de teşekkür ederim.

    not: akşam canlı yayın var:)
App Store'dan indirin Google Play'den alın