resim
Erman Toroğlu
Görev:Eski Hakem
Yaş:76
Uyruk:Türkiye
Görev Aldığı Maçlar
  • 1143
    https://www.sabah.com.tr/...gi-dizayn-mi-ettiniz

    yazının tamamı,

    --- alıntı ---
    tarih 5 aralık, günlerden perşembe saat 16.50, yer zorlu center nihat özdemir'in bürosu. ağır misafirler ayrı ayrı gelmeye başlıyorlar. peki, nereye? nihat özdemir'in bürosuna. ağır misafirler kimler mi? ikisi ali koç ile semih özsoy. diğeri kim? bence size 5 isim sorsam yine bilemezsiniz. neden? haydi, onlar f.bahçe'de yönetici. arkadaşlar, dostlar. diğeri kim? mhk başkanı zekeriya alp. haydaaa. buyurun cenaze namazına.

    toplantı 2.5 saat sürüyor. arkadaşlar bu toplantıyı neden nihat özdemir'in özel bürosunda yapıyorsunuz? nihat özdemir tff başkanı, gidersiniz futbol federasyonuna açıkça konuşursunuz. neden gizli gizli, kaçak girip görüşüyorsunuz?
    size bu toplantıyla ilgili herhalde 50 tane soru yöneltebilirim. isterseniz başlayalım. birinci soruyu zaten yönelttim, neden nihat özdemir'in özel bürosu?

    ikinci soru, kulüplerin federasyonla ilgili olan dertlerini mi konuştunuz?
    yoksa fenerbahçe'nin bazı dertleri sıkıntıları vardı onu mu federasyon başkanına ilettiniz? fenerbahçe'nin hakem hatalarından dolayı kaybettiği puanlardan mı bahsettiniz? başka takımların sorunlarını veya rahatsızlıklarını mı nihat özdemir'e söylediniz?
    kulübünüzün mali durumunu nihat özdemir'e mi anlattınız? transfer yasaklama oranının çok düşük olduğunu, yükseltilmesini mi istediniz? gibi gibi sorular… peki, zekeriya alp'in bunlarla ne alakası var? zekeriya alp'e "şu hakemi fenerbahçe maçına vermeyin, şu hakemleri fenerbahçe maçlarına verebilirsiniz"i mi sorup tartıştınız? hem kendi takımınızın hem de rakiplerinizin maçlarına hangi hakemlerin tayin edilip, edilmeyeceğini mi tartıştınız zekeriya alp ile veya bazı hakemleri veto ettiğinizi mi söylediniz zekeriya alp'e?

    yahu beyler siz değil misiniz beni ve zeki uzundurukan'ı 6222'den cumhuriyet savcılığına şikâyet eden? üstelik de gerekçesini sporda şiddet olarak göstererek. yoksa lig dizayn ediliyor diye şikâyet ettiğiniz insanlara karşılık ligi dizayn mı etmeye kalktınız? bu toplantıda 2.5 saat ne yaptınız? neden gizli toplandınız? bunun hesabını kamuoyuna nasıl vereceksiniz? fenerbahçe bu hafta lider sivas'a gidiyor. haftaya ise beşiktaş ile oynayacak. beyler ateşle oynadınız! futbolun altına dinamit koydunuz!

    bundan sonra ayyuka çıkacak laflara ne cevap vereceksiniz? yahu kardeşim siz nasıl acemi insanlarsınız. siz bugün bu işlere girerseniz nasıl dedikoduların önüne geçeceksiniz?

    yıllardır zekeriya alp, koç grubuna yedek parça yaptı. burada yedek parça masraflarını mı konuştunuz? zekeriya alp'e, "niye bu parçaları pahalı yaptınız?" mı dediniz.
    bunu dediyseniz neden futbol federasyonu başkanı nihat özdemir'in odasında yaptınız?
    yazıklar olsun hepinize.

    ali koç ve ekibi savcılığa yine şikâyet ederler herhalde. bakarsınız bazı taraftarlar bazı televizyon binalarını ve gazeteleri basar, meşale yakıp küfürler ederler.

    beyler bu yaptığınız işlerle türk futbolunu öldürüyorsunuz. yazının başında buyurun cenaze namazına demiştim.
    şimdi kamuoyu bu sorduğum soruları yarın nasıl çoğaltacaktır göreceksiniz.

    hesabı bana değil türk halkına vereceksiniz, hepinize hayırlı işler…

    --- alıntı ---

    çok ciddi bir haberle karşımıza çıkan yorumcu.

    tff bu konuda acilen bir açıklama yayınlamalıdır. böyle rezillik olmaz.
  • 1167
    doksanların sonunda bir ankaragücü maçındaydık. erman hoca'yı tribünde gören ankaragücü taraftarı sık sık "yine i....leşti erman toroğlu, zaten hep i...ydi erman toroğlu" şeklinde tezahürat yapmıştı.

    ertesi hafta okulda epey dilime dolanmıştı bu tezahürat. tenefüste söylerken hoca yakalamıştı ama muhtemelen orjinal hali olan "yine yeşillendi fındık dalları" şeklinde algıladığı için, "çok severim bu türküyü, bizim oralara aittir" demişti. tabi ben ufacık çocuğum türküden falan haberim yok, hoca yakaladığı için tırsmış vaziyetteyim. orjinal halini seneler sonra duydum. :)
  • 1348
    an itibarıyla aspor’da “şu iki hafta öyle değişik şeylere şahit olabilirsiniz ki, şaşırıp kalırsınız” dedi. teşvik primi vs bakın neler olur dedi. ayrıca bir takımın sahibi ya da başkanı başka bir klübün kongre üyesi olmayacak arkadaş!” dedi. bu teşvik primi alacak takım olarak kimi kastetti bilmiyorum ama verecek olan belli. ayrıca büyük klübe yakın olan başkan kim sanırım o da belli. günah almayı sevmem. erman toroğlu olabilecek ihtimallerden dolayı ters manyel mi? yapıyor bilemem.
  • 1327
    helal olsun. bu adam kimseden korkmadan doğru bildiklerini söylemeye devam ediyor.
    bu yazısından sonra şeytan ve çetesinin erman toroğluna karşı nasıl bir cephe alacaklarını merak ediyorum.
    ilerleyen günlerde erman toroğlu'nun üstüne saldırmak için her türlü envanteri kullanacaklarına şüphem yok.

    https://www.sabah.com.tr/...u-cok-acik-oynaniyor
  • 1096
    medya olarak terim'i karşılarına alırlarsa ne olacağını merak eden spor yorumcusu. bein sports'a sor onlar söylesin ne olacağını yavrucum. sonra zarardayız diye ağlamayın ama.

    ayrıca ''terim'i terim yapan bu medyadır'' iddiasında bulunmuş. yanlış! terim'i terim yapan dişi, tırnağı ve alın teridir. asıl erman'ı erman yapan o söylediği lağım çukurudur.

    he şunu da belirteyim karşınıza almazsanız adam değilsiniz bu laflardan sonra hadi bakalım!

    #yelkayadanancaktozalır
  • 1304
    20 şubat 2021 alanyaspor galatasaray maçı sonrası yaptığı yorumları. maçın ertesi sabahı sakin kafayla tekrar dinledim. her şeyin özeti şeklinde konuşmuş. aklımda kalan satır başları şöyle;

    “fatih terim dört defa kenara gelip el kol işareti yaptı. neden atamadın? atamazsın zorbay. çünkü kafana şeytanlık girmiş. başka şeylerin telafisini yapıyorsun.”

    “2 tanesi ceza sahasında, 1 tanesi önünde 3 tane olmayan faulu verdin. alanyaspor ‘lu oyuncular faul yapmamışlardı. alakasız yerlerde bunları veriyor ki, bakın ben sizin lehinize de karar veriyorum diyecek”

    “haftanın en zor maçı, zorbay ‘ı vermişsin, tamam anladık. bu var hakemi kim. daha önce süper ligde maç yönetmemiş. araştırdım kötü hakem dediler. kötü hakem, iyi varmış o nasıl oluyorsa. işte böyle olur. dördüncü hakemi ben tanımıyorum. zorbay ‘a bişey olsa maçı o yönetecek yani. arkadaşlar yapmayın, benim kafam karışıyor, benim kafanı karıştırmayın”

    “fatih cin gibi adam. yapılan şeyi görmüyor mu sanıyorsunuz. futbolcu anlar, yürüşünden anlar. fatih maç sonunda bu tuzaktan kurtulduk dedi. burda bir mesaj gönderiyor.
  • 1333
    türk futbolu ile ilgili verdiği karanlık bilgilerin neredeyse hiçbiri boş çıkmayan yorumcu.

    tak "serdar tatlı - rıdvan dilmen ilişkisine daha fazla dikkat etmeliyim" dedi ve yüz yıldır yorumculuk ayağına fener amigoluğu yapan, arkasındaki siyasi destek ile ligi dizayn etmeye çalışan adam birkaç gün sonra yorumculuğu bıraktı. kendisi en az 100 kere mhk başkanı olabilirdi ancak hem tff'de hem mhk'daki düzeni bildiğinden asla o görevi almıyor. zaten her yorumunda orada kirli bir ağın olduğunu, babadan oğula geçen bir sistemin örümcek ağı gibi tüm ülke futbolunu sardığını biliyor. sürekli de bu sistemin temelinden yıkılması gerektiğini her fırsatta söylüyor.

    hiçbir kulübe yamanma derdi olmadı. bizimle ilgili de çokça kez karşısında durduğumuz şeyler söyledi ancak bu adamdaki en temel durum "fenere yaranıyor", "bjk'ye yaranıyor" tarzı bir algıyı oluşturmaması. doğru bildiğini söylüyor. ahmet çakar gibi işi sadece şovmenliğe dökmüyor. üstelik kendisi sanırım tüm medyada fatih terim'e, fatih diyebilen tek kişi *. tabii onu uzun yıllara dayanan tanışıklık vesilesiyle söylüyor. her neyse. rıdvan'ı bizim yönetimlerin yapamadığı şekilde o "ulusal kanaldaki fener algı uzmanlığı" pozisyonundan el çektirilmesindeki tüm payı için şahsım adına teşekkür ederim.
  • 1301
    --- alıntı ---
    erman toroğlu: "zorbay küçük'ün de kafasına şeytan girdi."*

    --- alıntı ---

    saha içi yorumlarını, tarzını beğenip beğenmezsiniz ayrı ancak ülkede saha dışındaki bir numaralı adamdır. bugüne kadar boşa konuştuğunu duymadım. (bkz: zorlu center)

    geçtiğimiz haftalarda bazı eski futbol adamlarının -bunlar yorumcu olabilir dedi- mhk'ya bazı hakemlerin daha fazla maç alması konusunda telkinde bulunduğunu söylemişti. dün akşam da* zorbay'ın kafasına şeytan girmiş derken neyi kastettiği çok açık.
  • 1337
    düşündüğümden daha da etkili bir adam. kaynakları çok kuvvetli, verdiği kritik bilgilerin hiçbiri boş değil. acayip gerçekten.

    geçen sene zorlu çetesini ifşa etmişti, bugün de serdar tatlı-rıdvan dilmen kirli ilişkilerini ortaya döktü. birkaç saat sonra rıdvan dilmen'in yorumculuğu bırakması da gayet manidar.

    iyi ki varsın erman. sayende öğreniyoruz bazı şeyleri.
  • 1141
    --- alıntı ---

    kulübümüz, 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun kapsamında, zeki uzundurukan ve erman toroğlu isimli spor yorumcuları hakkında istanbul cumhuriyet başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştur.

    fenerbahçe spor kulübü

    --- alıntı ---

    https://www.fenerbahce.org/...i_VjcLDxjzbfS91gUqpA

    söylediği bazı sözler birilerinin canını yakmış. hemen karşı atağa geçilmiş. doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.

    susma erman toroğlu! sen konustukça eyyama alışık bu medya ve kurumlar daha da kuduracak.
  • 1223
    kendisiyle ilgili oldukça ilginç ve hüzünlü bir anım var. müsaadenizle anlatmak isterim değerli sözlüktaşlarım.

    vaktiyle asmalımescit taraflarında babamın pazarları uğradığı bir meyhana vardı. herhalde eski bir rum meyhanesiydi de sahibi el değiştirmişti, geçmiş zaman adı aklımdan çıkmış. zati meyhane de artık kapanmış gitmiş. bu bahsettiğim senesi 2011 veya 12. bir defasında ankara'dan üniversite arkadaşım osman istanbul'a gelmişti ve birkaç gün bizde kalmıştı. babam da gelin sizi bir yere götüreyim diye bizi alıp bu meyhaneye götürmüştü.

    meyhanede bütün masalar dolu, bir tanesi boş. masanın müdavimi, her pazar gelip orada ufak ufak demlenen "başkan" lakaplı bir abi. her pazar aynı yere oturuyor, onun masasını da başka kimseye vermiyorlar. ulan filmde miyiz diyor osman, sen diyorum angara bebesisin, anlamazsın, eski istanbul adetleri bunlar. neyse efendim, bu başkan'ın babamın da yakın arkadaşı olduğunu o anda öğreniyorum. babam da pazarlaraı başkan'ın yanına uğruyor bu meyhaneye. başkan'ın lakabı vaktinde bir dönem amatör bir spor kulübünün başkanlığını yapmış, oradan geliyor.

    o zamanlar kapalı mekanda sigara yasağı diye bir şey yok tabii, sigara dumanından ne mezeleri seçebiliyorum ne de duvarın köşesine, üst tarafa koyulmuş küçük televizyondaki maçta kimin oynadığını. tatsız bir süper lig gündüz maçı belli ki. zemin futbol oynamaya hiç müsait değil.

    başkan ilginç bir adam. bazı insanlar vardır, öylesine büyük bir sıkıntının içine düşmüşlerdir ki, hiçbir şey onları bu sıkıntıdan uzaklaştıracak kadar ilgilerini çekmez. başkan da öyle birine benziyor. gülümsemeyi unutmuş birine... konuşmaktansa rakısını yudumlamayı tercih ediyor. biz kim bilir hangi çocukça derdimizi anlatırken de dinliyor, dinliyor dinlemesine de aklı başka yerde sanki. bir ara müsaade isteyip ufak su dökmeye gidiyor. o sırada babama soruyorum, nesi var? torunu diyor, çok hasta, birkaç defa ameliyat da olmuş ama pek bir şey değişmemiş. gelsin de o anlatsın, diyor. demeye kalmadan geliyor başkan da. osman soruyor, abi sanki bir derdiniz varmış gibi, paylaşmak ister miydiniz? başkan derin bir off çekip anlatmaya başlayacakken küçük televizyondan "goooool" sesi. samsunspor öne geçiyor, gol bance. o sırada yan masalardan birinden tanıdık bir ses "s.kicem sizin oynayacağınız topu" diye haykırıyor. lan diyorum içimden, kim ankaragücü-samsunspor maçında sinirlenir ki? diğer masalardakiler maça bakmıyor bile. düşüncemi dağıtıp tekrar başkana odaklanıyorum.

    başkanın anlattığına göre torununda doğuştan gelen bir genetik hastalık var. çocuğu günden güne eriten bir hastalık, ameliyatlar tedaviler fayda etmiyor. bütün aile perişan, gözlerinin önünde çocuk ölüyor. babam bir sigara daha yakıyor, birer tane de osman'la bana uzatıyor. yok diyorum baba ya, içmiyoruz biz. lan diyor, başlatma babana, çocuk mu kandırıyosunuz? utana sıkıla birer sigara da biz yakıyoruz. babamın yanında ilk defa sigara içişim. derken bir "goool" sesi daha. samsunspor ikiyi buluyor, gol ekigho. ardından aynı tanıdık ses ve bir küfür daha: "sizi topçu diye oynatanın a. koyim". sesin geldiği yöne doğru bakıyorum, dumanlar içinde iri yarı bir silüet. yanında gençten, bizim yaşlarda bir çocuk, bira içiyorlar. osman'a bakıyorum, şüpheli gözlerle bana bakıyor o da. bu adamı kesin tanıyoruz. başkan hikayesine devam ediyor.

    çocuk hasta ama dertler bununla da bitmiyor. bir gün bir yere gitmek için başkan'ın oğlu arabasını istiyor, yanında başkan'ın damadı da var, hasta olan çocuğun babası. başkan ben bırakırım sizi oğlum, diyor. oğlu üsteliyor, yok baba diyor, ben süreyim. hem biraz pratik olsun bana da. sarıyer taraflarında bir yerlerde giderlerken oğlan direksiyonun kontrolünü kaybediyor. şaranpole yuvarlanıyorlar... ikisi de hakk'ın rahmetine kavuşuyorlar. hem oğlunu hem damadını kaybediyor başkan. evlat kaybının acısının tarifi yok gençler, diyor. alkol de etkisini yavaş yavaş göstermeye başlamışken, biz artık gözyaşlarımızı tutamıyoruz tabii. bu nasıl hayat böyle? bu nasıl hikaye böyle? bu adam ayakta kalacak gücü nasıl buluyor? babama bakıyorum, gözlerini kaçırıyor, maçı izlemeye çalışıyor. başkanın gözler de nemli haliyle. o esnada 3. golü de buluyor samsun, öbür masadaki ankarügüçlü artık iyice zıvanadan çıkıyor: "hakem gibi senin de g.tüne girsin!". bir yandan başkanın hikayesiyle çökmüş, bir yandan bu tanıdık sesin sahibini çıkarmakla meşgul halde büyük bir yudum alıyorum rakımdan.

    derken osman, hafif çakırkeyf, hafif çekingen, beni diyor, babam küçük yaşta terk etmiş. baba sevgisi nedir bilmeden büyüdüm. şimdi almanya'da, ara sıra konuşuyoruz, ama konuşmak da istemiyorum pek. ben eminim, oğlunuz sizin gibi onu seven, ona sahip çıkan bir babası olduğu için gurur duyardı. ulan diyorum içimden, osman, sanki halimiz yeteri kadar harap değilmiş gibi, bir de sen bitirdin bizi. başkan osman'ın sözlerini duyunca daha bir içli içli ağlıyor. babamsa öte yanda gözyaşlarını bir peçeteye silmeye çalışıyor. benle osman zaten hepten su koyuvermiş haldeyiz artık. o esnada rakının kalanını dikip başlıyorum konuşmaya. yıllar, diyorum, yıllar oldu babama bir tarafa sarılmadım. bir defa bile iyi ki varsın babam, beni okutuyorsun, beni adam ediyorsun demedim. tutuyorum dönüp babama sarılıyorum. başkan diyor, sarıl oğlum, hala fırsatın varken sarıl tabii, keşke ben de bir kere daha sarılabilsem oğluma. biz dört adam rakı sofrasında salya sümük ağlarken garson çekinerek yaklaşıyor, abi diyor, bir arzunuz var mıydı? başkan diyor, çocuklara köfte möfte bir şeyler getir.

    o sırada maçta devre arası olmuş, osman kulağıma eğiliyor, aga diyor gel bir dışarı çıkıp hava alalım, giderken de şu yan masadaki adamın kim olduğuna bakarız. evet, şimdiye dek tahmin etmiş olduğunuz gibi erman toroğlu. biz geçerken sanki bir tanıdığı görmüşüz gibi küçük bir kafa hareketiyle selam veriyoruz. o, iki tane genç adamın niye ağladığına anlam verememiş halde selamımızı alıyor, yanındaki çocuğa dönüyor. bak, şunlardan da ye, oğlum diyor.

    dışarda ciğerlerimize biraz oksijen çekerken osman, ulan olaya bak be, diyor, gel de unut unutabilirsen.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)