dayak olayı ve fatih terim ile ilgili bugun söyle bir yazı yazmıştır.
"bursaspor başkanı ibrahim yazıcı ve adamları tarafından uğradığım çirkin saldırının üzerinden tam bir hafta geçti... bu yazıyı yazabilmek için kendime biraz zaman tanıyıp, sakinleşmeyi bekledim açıkçası...
öncelikle, 'geçmiş olsun' dileklerini gerek yazdıkları yazılarla, gerekse mesajlarıyla bana ileten tüm meslektaşlarıma ve arkadaşlarıma teşekkür ediyorum... sizlerin desteğini hissetmek, gerçekten benim için çok anlamlıydı... bir teşekkür de, türkiye spor yazarları derneği'ne tabiki. üyesi olduğum derneğimizin konuya olan duyarlılığı, beni daha da çok sevindirdi. umarım, bu tip saldırıların kurbanı olan son gazeteci ben olurum...
ancak bu olay sonrasında, beni derinden yaralayan bazı hadiselerde oldu ne yazık ki...
örneğin, milliyet gazetesinden sevgili cemal ersen'in köşesinde isim vermeden yazdığı başkan gibi... beni tanımadan ve ne yazdığımı bile bilmeden, 'iyi yapmış ibrahim' demiş o başkan... ve başka bir kaynaktan öğrendiğime göre bir başkan daha var ki, o da telefon açmış istanbul'dan büyük bir keyifle bursa'daki arkadaşına...
'eline sağlık' demiş... sonra da kahkahalar eşliğinde, benim nasıl dayak yediğimi büyük bir zevkle dinlemiş...
bu iki başkana sesleniyorum şimdi...
yarın öbür gün sizin de bir yakınınız herhangi bir şekilde şiddete mahruz kalırsa, benim ve ailemin neler hissettiğini anlarsınız belki. tabii, birazcık vicdanınız varsa...
bir başka sözüm de, tanıdığım ilk günden bu yana büyük bir saygı duyduğum fatih hocaya...
düzenlediğin basın toplantısında, beni medyaya soktuğuna dair bir laf söyledin hocam. bense, sadece senin veda toplantını başka bir yöne çekmemek ve kendi olayımı hatırlatıp dikkatleri dağıtmamak için, cevap vermedim sana... saygımdan ve sevgimden...
birincisi, beni medyaya sen sokmadın hocam. ben 1996 yılında galatasaray muhabirliğine stajer bir öğrenci olarak başlarken, senin de galatasaray'daki ilk senendi. florya'daki antrenmanda kendimi sana tanıttım ve başladım. bugüne kadar da karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde, gazeteci - teknik adam ilişkisinin dışına çıkmadan, beraber olduk acı - tatlı günlerde... bana verdiğin röpörtajları kastederek onlarla gazetecilikte yükseldiğimi söylüyorsan, 'olabilir' der anlarım. ancak... umarım beni iş bulduğunu söylediğin başka kimselerle karıştırmıyorsundur. çünkü ben torpille bir yere gelmedim...
ve ikincisi... basın toplantısında 'gazetelerin hepsini okuyorum' dedin ya hocam... herhalde bana yapılan saldırıyı ya okumadın, ya da kimse sana söylemedi... çünkü ben hala senin 'geçmiş olsun erhan' dediğini duymadım. inşallah bay yazıcı'nın yakın dostun olması, senin de vicdanını köreltmemiştir hocam...
çünkü haberde yazdıklarımdan sonra, yazıcı adamlarıyla bana saldırsa da....
senin bunları söylediğini, sen de, ben de, o da... çok çok iyi biliyoruz!
"
http://www.sporyazarlari.com/...-edenler/157456.aspx