resim
Eren Derdiyok
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:FC Schaffhausen
Yaş:36
Uyruk:İsviçre
  • 402
    kap bildiriminden sonra pazarlıklara başlanması ayrı saçmalık. ertesi günün sabahında, kahvaltıda pazarlık yapıyorsun. bu ne iş bilmezlik yarabbim. daha sonra oyuncu geliyor istanbul'a, açıklamalarda bulunuyor. bu saatten sonra 'vazgeçtik' diyemezsin. kasımpaşa ne isterse vermek zorundasın.

    en temizi serdar aziz transferiydi sanırım. hiç sorun olmadı. çünkü ne isterlerse verdik:(
  • 403
    dün sinirimden teknik analizini yapamadığım, bunun yerine transferi gerçekleştiren dursun özbek yönetimine, verilen bonservis ve umut-donk takasının gerçekleşmemesi sebebiyle giydirmeyi uygun gördüğüm (bkz: #1997438) entry'sinin ardından bugün teknik analizini yapmayı uygun gördüğüm yeni tranferimiz...

    eren derdiyok...!!! fiat egea gibi bir şey bizim için... yani reklam olarak.
    çok bildiğin bir markanın * * tutma ihtimali olan modelinin erdal beşikçioğlu tarafından güzellenen reklamı sanki.

    eren 30'a merdiven dayadı, ismi duyulalı 8 sene var, o 8 senenin tamamında türkiye'deki 3 büyüklerle adı anılmış.
    aslında bu güzel bir durum. demek ki bu potansiyele erişmiş ancak kinetiğe döndürememiş bir türlü...
    gelelim tekniğine taktiğine mantığına...

    kimdir eren derdiyok? nedir onu kallavi yapan? galatasaray'a transferi doğru mudur?

    kafa topları:

    - öncelikle unutmadan, bu entry'nin üstündeki entry'lerde bahsedilen bir duruma cevap vereyim. hava toplarındaki üstünlük özelliğine ithafen "abi hava toplarında üstün olan adam topu topu 2 kafa golü atmış" şeklinde bir eleştiri okudum. eren derdiyok dediğimiz adam 1.91 boyunda bir santrfor. aslında orijini santrfor olmasa da cf'den dönme santrfor. yani teknik santrfor dediğimiz adamlardan. ancak aslında 1.91 boyla futbol zaten santfor ya da stoper başlamalıymış.

    demek ki bu abimizin direk santrfor başlamasını engelleyecek kadar top tekniği, sürme ve kontrol yeteneği de var. bu ayrı mesele. ama neden kafayla çok gol atmamış sorusuna şöyle cevap verelim:

    * "eren kafa topu üstünlüğünü kaleye gole gitmek yönünde değil yanındakilere top indirme ve servis etme yönünde kullanan bir oyuncudur."

    hmmm, bence açıklayıcı oldu. eren'in kafa topunda topa temas yüzdesi %82. aynı mevkide 3 sene boyunca ter döken eski santrforumuz burak için bu rakam %52... eren kafa toplarının %12'sini kaleye göndermiş, %88'lik kısmını takım arkadaşlarına servis etmiş. burak için ise bu rakam %54. yani burak gelen her topun yarısını kaleye yönlendirmeye çalışmış. özetle, kafa topundaki hakimiyet kısmında sıkıntınız olmasın. evet üstün, ama kullanma amacı farklı. (belirtelim, kafa topunda üstün olmak çok menem bişey değil, ali lukunku'nun galatasaray'a geldiğinde kafa topu alma yüzdesi %87)

    - teknik, yetenek:

    eren, daha önce de bahsettiğimiz üzere aslında cf, yani pivot santrorun ekürisi pozisyonundan son 2-3 senede santrfor'a evrilen bir isim. sözlükte hiç anlatmadıysam 20-30 entry'de santfor ve forvet kavramlarının farkından bahsetmiş olmalıyım. her santrfor forvettir, ama her forvet santrfor değildir özetle.

    eren'i santrfor'a eviren olay ise şüphesiz 1.91 olan devasa cüssesi. ancak cüssesine rağmen gayet de atletik bir vücudu var. işin ilginç yanı, bir santrfordan beklemeyeceğiniz derecede "flair" özelliği olan, yetenekli ve estetik bir oyuncu. yani şöyle betimleyelim; futbola güzellik, görsellik katan top hakimiyeti, bilek hareketleri, artistik bitirici son vuruşlar hususunda eren hiç boş değil.

    örnek: bayer leverkusen formasıyla yanlış hatırlamıyorsam 2011 yılında wolfsburg'a atmış olduğu bir rövaşata var eren'in. youtube'da rahatlıkla bulunup izlenebilir. bu tip bir golü atmak her yiğidin harcı değildir. kaldı ki halen bundesliga tarihinin de en güzel gollerinden birisi kabul edilir. rövaşata atmak sanıldığı kadar zor bir olay değil. hatta eğer düzgün bir eğiticiniz varsa * betonda bile rövaşata atabilirsiniz. ancak asıl olay, topu rövaşataya hazırlamaktır. günümüzde genelde rövaşataya topu hazırlayan asist oyuncusu olduğundan bu duruma çok şahit olmayız, ancak bazen topu kendini hazırlamak durumunda kalır, rövaşatayı sıfırdan yaratırsınız. barcelona valenci arasında oynanan ve 4-3 biten, son dakikasında rivaldo'nun çerçeveletilecek rövaşatası sıfırdan yaratılmış bir rövaşatadır misal, kendi göğsüyle kaldırıp kendi rövaşata kararı vermiştir.

    işte eren'in wolfsburg'a attığı gol, aslında onun hakkında bize çok fazla bilgi verecek nitelikte. futbolun estetik tarafından feyz almış, güzel gol atma hususunda korkusu olmayan ve buna yeteneği de olan bir adamdan bahsediyoruz yani. ayağında topu tutuş şekline, çoğu zaman çizgiye inebilerek açtığı ortalara da bakarsak, santrfor değil de forvet olarak oynadığı dönemin ekmeğini hala yiyebildiğini söyleyebiliriz.

    yani özetle, eren aslında teknik ve yetenek açısından da galatasaray açısından gayet güzel bir seçim gibi görünüyor.

    - fizik, kondisyon, mevcut durum:

    ay ay ay... geldik en cancanlı kısıma. yukarıda bir kaç cümle bahsetmiş olmama rağmen belirteyim tekrar. 1.91 boyunda devasa cüsseye sahip ancak atletik, zayıf ancak çelimsiz olmayan, forvet nitelikli, cf orijinli ancak santrfora evrilmiş bir oyuncudan bahsediyoruz. attığı golleri izleyenler farkedecektir, fiziği gayet güçlü... şutları cılız değil, şut attığı mesafeler öyle çok uzak olmasa da yakın da değil. yani bacakları falan gayet olması gereken kas düzeyinde görünüyor.

    ani çıkış hususunda biraz ağır gibi. bunda cüssesinin çok büyük etkisi var. yani patlayıcı koşular beklemek biraz hayalcilik olur. cüsse ve sürat dezavantajı sebebiyle burak yılmazın savunma arkasına sarkarak attığı gol tipinde goller beklememek gerekiyor.

    birebirlerde yıkılmadığını söyleyebiliriz. zaten galatasaray'da en büyük faydayı burada sağlayacak gibi. kasımpaşa gibi "doldur boşalt" oynamayı çok seven (scarione) bir takımda şişirilen topları rakip stoperle kafaya çıkarak arkadaşlarına indirme hususunda çok başarılı bir dönem geçirmiş görünüyor. galatasaray'ın böyle bir adama ihtiyacı senelerdir belirgin. drogba'dan sonra ceza sahası çevresinde kafayla top indiren adamımız olmadı. bu en büyük artısı. bu özelliği dolayısıyla da ondan çok sayıda kafa golü değil çok sayıda kafa asisti beklemek en mantıklısı.

    eren derdiyok'un transfer süreci ve verilen para hususunda yorum yapmak istemiyorum şu aşamada, verilen verilmiş, olan olmuş.
    bu adamdan yararlanabilecek miyiz sorusunun cevabını aramak şuan önemli olan.

    fizibilite tarafına bakılınca gayet olumlu ve uyumlu bir transfer gibi görünüyor.
    lige aşina oluşu, nitelikleri, türkçe bilmesi, avrupa tecrübesi, leverkusen gibi bir devde havayı solumuş olması pozitif etmenler.

    kariyerine bakınca sakatlık ya da maç sayısı devamsızlığı hususunda göze çarpan bir negatiflik yok.
    yaklaşık 2 sene önce çapraz bağlarını yırtarak bir 5 ay sahalardan uzak kalmış.
    ancak geçen sene performansına bakılırsa sakatlığının etkisi kalmamış.

    özetle, bu sene 10-15 gol ve 5-10 asist arası bir arası katkı bekliyorum.
  • 407
    kendisinin adı türkçe olabilir, kökeni de türk olabilir ama kendisi isviçreli bir futbolcudur. hammaddesi avrupa'dır o yüzden ona burak yılmaz muamelesi yapılmamalıdır. son 10 senede eren derdiyok'un oynadığı şampiyonlar ligi karşılaşmaları muhtemelen beşiktaş'ın falan iki katıdır. kasımpaşa'ya gelmesi tamamen "asla eskisi gibi olamama" riski bulunan bir sakatlığının olmasıydı ama kasımpaşa bu riski aldı oyuncuyu transfer etti, biraz boşa para ödedi ama tekrar sağlığına kavuşunca kasımpaşa'nın en iyi oyuncusu konumuna 1 senede geliverdi zaten. bugün ne büyük santrforlar 1 senede bu kadar gelişme sağlayamıyorlar bu ligde. o sakatlıktan çıkıp dirayetle yeniden kendini bulması bile takdire şayan. eren derdiyok'u yerli bir santrfor gibi değerlendirmemek lazım.
  • 409
    geçen dönemlerde galatasaray'ın en önemli sıkıntılarından biri de, ileriye oynanan topların burak yılmaz tarafından bir türlü kontrol edilememesi ya da kontrol altına alınsa bile kısa sürede topun kaybedilmesiydi. genellikle, bu top kayıpları o esnada hücum hattına desteğe gelmeye çalışan oyuncuların yerlerini kaybetmeleriyle sonuçlanıyordu. dolayısıyla da rakip takımlar bu boşaltılan alanlardan çokça yararlandılar. ileride topu tutup takımın rakip yarı sahaya yerleşmesini, set hücumu yapabilmesini sağlayacak ileri uç eleman eksikliğini çok çekti galatasaray. özellikle deplasman maçlarında takımın sahaya yayılamamasının, ne idüğü belirsiz oyunun nedenlerinden biri de buydu.

    galatasaray'ın şu anda ihtiyaç duyduğu forvet tipinin, topun kontrolünü sağlayıp, belirli bi' süre topu kaybetmeden hakimiyetinde tutabilmesi, geriden desteğe gelecek takım arkadaşlarına topu servis edebilmesi ve en önemlisi de oyun zekası ve görüşüne sahip olması gerekiyor.

    eren'in bu özelliklere sahip olup-olmadığı konusunda net bi' fikrim oluşmadı ama görebildiğim kadarıyla düz bir oyuncu kesinlikle değil. içinde bulunduğu pozisyon ne istiyorsa ona göre hareket etmeye çalışan bir oyuncu. eveleyip-gevelemeden topa vurması gereken durumda bunu yapıyor. çalım atması gereken pozisyonda ise çalım atmaya çalışıyor. buradan da futbolu bildiği , altyapısının sağlam olduğu sonucunu çıkarabiliriz. bu, özellikle bizim lig için çok önemli bir meziyet.

    futbolu bildiğini, hava hakimiyeti olduğunu, arkasında sneijder, poldi, bruma üçlüsü ile oynayacağını hesaba katarsak 2016-2017 sezonunda tatminkar bir performans göstereceğini düşünüyorum.
  • 414
    eren derdiyok'a ödenen bonservis bedeli gerçekten fazla.

    lukas leiva ile eren derdiyok hemen aynı yaştalar. lukas leiva yıllardır epl'de oynuyor ve eren'den bir level daha yukarıda. buna rağmen leiva'nın bonservisi 2,5 m €, eren'in bonservisi 4 m €.

    eğer umut'u alırsa kasımpaşa biraz dengelenir olay.

    şimdi galatasaray'a bir santrafor daha lazım diyen spor yorumcuları var. bunlar galatasaray'ı izlemiyorlar zannımca. eren derdiyok ile galatasaray'ın forvet sayısı 3'e çıktı. podolski, sinan gümüş ve eren derdiyok. başka bir forvet'e asla ihtiyacımız yoktur.

    bundan sonra lukas leiva'nın transferinin bitirilmesi gerekiyor. en önemli eksiğimiz defansif önlibero. leiva alınmazsa hiçbir transferin değeri olmayacak gözümde.
  • 415
    bence isimden kaybeden oyuncu. kasimpasa kendisini cok kotu gecen bir sezonunun ardindan 2.5 milyon euro bonservis verip aldi. gayet iyi bir performans gosterdikten sonra ne kadara almayi dusunuyorsun ki? ha sen 4 milyona daha iyisini alirim dersen eyvallah ona kesinlikle bir sey diyemem. hatta kimi alacagini soyle beraber uzulelim ama kendisine verilecek 4 milyon euro bonservis cok degildir. mesela serdar'a verilen cok ama eren'e verilen degil. cunku adamin piyasasi bu zaten. insallah parcali forma altinda cok basarili olur da bu hesap, kitap islerini daha fazla dert etmeyiz.

    leiva'yla karsilatirmak cok dogru degil. buyuk takimlar bu tur oyunculari ellerinden iyi bir parayla cikarmakta zorlaniyor. onun bonservisinin dusuklugu ile kasimpasa'nin 40 yilda bir kazanacagi para ne yazik ki bir degil. gel gelelim l'pool taraftarlari da zaten bonservis dusuklugunden sikayetci. biz nasil anadolu kuluplerinde cok is yapabilecek adamlari yok pahasina gondermek istiyorsak bu devler de gelecek paraya cok onem vermiyor. ne kadar buyuk kulupseniz istenmeyen oyuncunuz degeri o kadar dusuk oluyor ne yazik ki.
  • 421
    geçen sezonki istatistiklerini leverkusen'de yapıp gelseydi zaten 4 milyon euroya alamazdık. biz biraz da kasımpaşa ve donk muhabbetinden dolayı bu kadar tepki veriyoruz. aslında eren türk ama isviçre vatandaşı ve uluslararası bir oyuncu. yani diğer arkadaşların dediği gibi serdar aziz'e verilen ne kadar fazla ise biraz düşününce eren'inki o kadar normal. hatta ben inşallah sakatlık yaşamazsa bizden sonra, tekrar isviçre milli takımında 11 oynayacağı kanaatindeyim.
  • 425
    iş imza törenine kaldı ise transferi bitmiştir; bildiğim kadarıyla bu basın bildirisi ya geceden ya sabah hazırlanıyor, dolayısıyla muhtemelen dün kulüpler arası ve eren ile bütün anlaşma koşulları sağlandı.

    üstte yer alan gereksiz bilgiyi verme sebebime gelelim; madem her konuda anlaşıldı ve iş şov kısmına kaldı neden hala kap bildirimi yapılmadı arkadaş? aynı şeyi serdar aziz ile ilgili de söylemiş ve "muhtemelen bizlere sövdürecek bir rakamda anlaşıldı" demiştim. korkum o ki, yine umut ve donk'un maaşları dahil takas + 4-5 bandında bir rakam çıkacak galatasaray'ın kasasından, bu da eren'e önyargı ile yaklaşılması sonucu doğuracak.

    yanlış anlaşılmasın, eren kötü topçu değil. hatta geçen seneye göre bizim rezalet forvet hattına sınıf atlatabilir (umut/eren kıyaslaması) ama kendisi için kulübün cebinden çıkacak paranın 2.5, bilemedin 3 olması durumunda iyi transferdir. eğer 4.5 - 5 m eurolara (2.5 m + (800k - 1m euro arası umut) + (700-800 k donk maaşı) çıkıyorsa yine dursun özbek yönetimine yakışan bir transfer başarısızlığıdır.

    şu an umut ve donk gibi gitmek istemeyen adamlara o kadar kin ve nefret doluyum ki gerekirse 2 bileklik kampanyası yapar, florya'dan içeri sokmaz kurtköy'de toprak sahada antrenman programı verirdim. bu adamları gönderirken dahi para vereceğimiz düzenin içine sıçayım çok affedersiniz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın