dün sinirimden teknik analizini yapamadığım, bunun yerine transferi gerçekleştiren dursun özbek yönetimine, verilen bonservis ve umut-donk takasının gerçekleşmemesi sebebiyle giydirmeyi uygun gördüğüm (bkz:
#1997438) entry'sinin ardından bugün teknik analizini yapmayı uygun gördüğüm yeni tranferimiz...
eren derdiyok...!!! fiat egea gibi bir şey bizim için... yani reklam olarak.
çok bildiğin bir markanın
* * tutma ihtimali olan modelinin
erdal beşikçioğlu tarafından güzellenen reklamı sanki.
eren 30'a merdiven dayadı, ismi duyulalı 8 sene var, o 8 senenin tamamında türkiye'deki 3 büyüklerle adı anılmış.
aslında bu güzel bir durum. demek ki bu potansiyele erişmiş ancak kinetiğe döndürememiş bir türlü...
gelelim tekniğine taktiğine mantığına...
kimdir eren derdiyok? nedir onu kallavi yapan? galatasaray'a transferi doğru mudur?
kafa topları:
- öncelikle unutmadan, bu entry'nin üstündeki entry'lerde bahsedilen bir duruma cevap vereyim. hava toplarındaki üstünlük özelliğine ithafen "abi hava toplarında üstün olan adam topu topu 2 kafa golü atmış" şeklinde bir eleştiri okudum. eren derdiyok dediğimiz adam 1.91 boyunda bir santrfor. aslında orijini santrfor olmasa da cf'den dönme santrfor. yani teknik santrfor dediğimiz adamlardan. ancak aslında 1.91 boyla futbol zaten santfor ya da stoper başlamalıymış.
demek ki bu abimizin direk santrfor başlamasını engelleyecek kadar top tekniği, sürme ve kontrol yeteneği de var. bu ayrı mesele. ama neden kafayla çok gol atmamış sorusuna şöyle cevap verelim:
* "eren kafa topu üstünlüğünü kaleye gole gitmek yönünde değil yanındakilere top indirme ve servis etme yönünde kullanan bir oyuncudur."
hmmm, bence açıklayıcı oldu. eren'in kafa topunda topa temas yüzdesi %82. aynı mevkide 3 sene boyunca ter döken eski santrforumuz burak için bu rakam %52... eren kafa toplarının %12'sini kaleye göndermiş, %88'lik kısmını takım arkadaşlarına servis etmiş. burak için ise bu rakam %54. yani burak gelen her topun yarısını kaleye yönlendirmeye çalışmış. özetle, kafa topundaki hakimiyet kısmında sıkıntınız olmasın. evet üstün, ama kullanma amacı farklı. (belirtelim, kafa topunda üstün olmak çok menem bişey değil, ali lukunku'nun galatasaray'a geldiğinde kafa topu alma yüzdesi %87)
-
teknik, yetenek:
eren, daha önce de bahsettiğimiz üzere aslında cf, yani pivot santrorun ekürisi pozisyonundan son 2-3 senede santrfor'a evrilen bir isim. sözlükte hiç anlatmadıysam 20-30 entry'de santfor ve forvet kavramlarının farkından bahsetmiş olmalıyım. her santrfor forvettir, ama her forvet santrfor değildir özetle.
eren'i santrfor'a eviren olay ise şüphesiz 1.91 olan devasa cüssesi. ancak cüssesine rağmen gayet de atletik bir vücudu var. işin ilginç yanı, bir santrfordan beklemeyeceğiniz derecede "flair" özelliği olan, yetenekli ve estetik bir oyuncu. yani şöyle betimleyelim; futbola güzellik, görsellik katan top hakimiyeti, bilek hareketleri, artistik bitirici son vuruşlar hususunda eren hiç boş değil.
örnek: bayer leverkusen formasıyla yanlış hatırlamıyorsam 2011 yılında wolfsburg'a atmış olduğu bir rövaşata var eren'in. youtube'da rahatlıkla bulunup izlenebilir. bu tip bir golü atmak her yiğidin harcı değildir. kaldı ki halen bundesliga tarihinin de en güzel gollerinden birisi kabul edilir. rövaşata atmak sanıldığı kadar zor bir olay değil. hatta eğer düzgün bir eğiticiniz varsa
* betonda bile rövaşata atabilirsiniz. ancak asıl olay, topu rövaşataya hazırlamaktır. günümüzde genelde rövaşataya topu hazırlayan asist oyuncusu olduğundan bu duruma çok şahit olmayız, ancak bazen topu kendini hazırlamak durumunda kalır, rövaşatayı sıfırdan yaratırsınız. barcelona valenci arasında oynanan ve 4-3 biten, son dakikasında rivaldo'nun çerçeveletilecek rövaşatası sıfırdan yaratılmış bir rövaşatadır misal, kendi göğsüyle kaldırıp kendi rövaşata kararı vermiştir.
işte eren'in wolfsburg'a attığı gol, aslında onun hakkında bize çok fazla bilgi verecek nitelikte. futbolun estetik tarafından feyz almış, güzel gol atma hususunda korkusu olmayan ve buna yeteneği de olan bir adamdan bahsediyoruz yani. ayağında topu tutuş şekline, çoğu zaman çizgiye inebilerek açtığı ortalara da bakarsak, santrfor değil de forvet olarak oynadığı dönemin ekmeğini hala yiyebildiğini söyleyebiliriz.
yani özetle, eren aslında teknik ve yetenek açısından da galatasaray açısından gayet güzel bir seçim gibi görünüyor.
-
fizik, kondisyon, mevcut durum:
ay ay ay... geldik en cancanlı kısıma. yukarıda bir kaç cümle bahsetmiş olmama rağmen belirteyim tekrar. 1.91 boyunda devasa cüsseye sahip ancak atletik, zayıf ancak çelimsiz olmayan, forvet nitelikli, cf orijinli ancak santrfora evrilmiş bir oyuncudan bahsediyoruz. attığı golleri izleyenler farkedecektir, fiziği gayet güçlü... şutları cılız değil, şut attığı mesafeler öyle çok uzak olmasa da yakın da değil. yani bacakları falan gayet olması gereken kas düzeyinde görünüyor.
ani çıkış hususunda biraz ağır gibi. bunda cüssesinin çok büyük etkisi var. yani patlayıcı koşular beklemek biraz hayalcilik olur. cüsse ve sürat dezavantajı sebebiyle
burak yılmazın savunma arkasına sarkarak attığı gol tipinde goller beklememek gerekiyor.
birebirlerde yıkılmadığını söyleyebiliriz. zaten galatasaray'da en büyük faydayı burada sağlayacak gibi. kasımpaşa gibi "doldur boşalt" oynamayı çok seven (scarione) bir takımda şişirilen topları rakip stoperle kafaya çıkarak arkadaşlarına indirme hususunda çok başarılı bir dönem geçirmiş görünüyor. galatasaray'ın böyle bir adama ihtiyacı senelerdir belirgin. drogba'dan sonra ceza sahası çevresinde kafayla top indiren adamımız olmadı. bu en büyük artısı. bu özelliği dolayısıyla da ondan çok sayıda kafa golü değil çok sayıda kafa asisti beklemek en mantıklısı.
eren derdiyok'un transfer süreci ve verilen para hususunda yorum yapmak istemiyorum şu aşamada, verilen verilmiş, olan olmuş.
bu adamdan yararlanabilecek miyiz sorusunun cevabını aramak şuan önemli olan.
fizibilite tarafına bakılınca gayet olumlu ve uyumlu bir transfer gibi görünüyor.
lige aşina oluşu, nitelikleri, türkçe bilmesi, avrupa tecrübesi, leverkusen gibi bir devde havayı solumuş olması pozitif etmenler.
kariyerine bakınca sakatlık ya da maç sayısı devamsızlığı hususunda göze çarpan bir negatiflik yok.
yaklaşık 2 sene önce çapraz bağlarını yırtarak bir 5 ay sahalardan uzak kalmış.
ancak geçen sene performansına bakılırsa sakatlığının etkisi kalmamış.
özetle, bu sene 10-15 gol ve 5-10 asist arası bir arası katkı bekliyorum.