• 1087
    sene 2000, günlerden çarşamba, devamsızlıktan yediğimiz bir başka gün, okula gitmemişiz. saat öğlen 1 suları. katlı otopark tarafındaki tekelden en ucuz şarabı alıyoruz ve şimdilerde halı saha olan, eski basketbol sahasına giderek demlenmeye başlıyoruz. bir arkadaş en azından bu maçlık dengeli oynamamızın daha uygun olacağından, leeds'in tehlikeli takım olduğundan, hagi-hakan-arif üçlüsü yerine hagi-hakan'la başlamamız gerektiğinden dem vuruyor. bir başka arkadaş susturuyor onu; "saçma sapan konuşma, burası ali sami yen."

    2 saat boyunca içiliyor, taktik konuşuluyor, tartışılıyor. artık zamanı. yavaş yavaş toparlanıyoruz. maça saatler var ama yeni açığın kapıları maçtan 6 saat öncesinde açılıyor. sona kalan dona kalır. katlı otoparkın yanından stada inen yokuşa doğru hareketleniyoruz.

    sokağa vardığımızda tam karşımızda beliren ali sami yen stadı tabelası bize kollarını açıyor. attığımız her adımda çerçeve biraz daha genişliyor, ali sami yen stadı adeta kucaklıyor bizi.

    evimizdeyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın