9
bu sezon kesfettigim ''televizyon karsisinda kenardaki teknik direktör gibi davranmak''. tipki playstation oynar gibi, tek fark tuslarla degil de sesle yönetmek. ''ver meloya....geri dön...bosa cik melo...emre top istiyo...neyse eboueye at...engin kacti...dur tamam dön selcuga...dön iste ya her yer kapali...kapatkapatkapat....kaciyo stoch kaciyo....aferim olum aferim basbasbas...'' gibi vecizeler hafif sesli sekilde kahvede ucusur.
totem degil de daha cok bir sadaka ya da ne biliyim bir borc olarak görüyorum ben bunu. eger sen bu takimi tutuyosan biseyler yapacaksin arkadas. bos bos oturup sevinmek olmuyo.
''sen sahadaki biz biz tribündeki sen'' diye bosuna demiyoruz. lisansli ürün de alacaksin, takimi motive de edeceksin yöneteceksin de.
bu mactan bir önceki besiktas macini bizim kahvede ayakta sakin sakin, yarim yarim izledik. ön taraftaki fener maci daha heycanli. tabi kalbimiz trabzondan gelecek gol haberi icin carpiyor, bizim takim 2 farkli önde, besiktas zaten bitmis. rahat rahat bir mac izleyelim dedik, adamlar beraberligi yakaladi. is basa düstü son dakikalarda bu totemi uygulayarak beraberligi zor kurtardik gene.
totem degil de daha cok bir sadaka ya da ne biliyim bir borc olarak görüyorum ben bunu. eger sen bu takimi tutuyosan biseyler yapacaksin arkadas. bos bos oturup sevinmek olmuyo.
''sen sahadaki biz biz tribündeki sen'' diye bosuna demiyoruz. lisansli ürün de alacaksin, takimi motive de edeceksin yöneteceksin de.
bu mactan bir önceki besiktas macini bizim kahvede ayakta sakin sakin, yarim yarim izledik. ön taraftaki fener maci daha heycanli. tabi kalbimiz trabzondan gelecek gol haberi icin carpiyor, bizim takim 2 farkli önde, besiktas zaten bitmis. rahat rahat bir mac izleyelim dedik, adamlar beraberligi yakaladi. is basa düstü son dakikalarda bu totemi uygulayarak beraberligi zor kurtardik gene.