2142
"takım dengesi :( :( :(" denerek kendisiyle anlaşılmazsa çok pis küfredeceğim oyuncu.
eğer sadece futbolcuları sayarsak, 11/12 sezonu şampiyonluğumuzda en az %70 pay sahibi bir oyuncudur. neden %70 gibi yüksek bir yüzde ? çünkü eğer selçuk inan ligi çift hanelerde gol - asist istatistiğiyle bitirdiyse bu, felipe melo sayesindedir. eğer semih kaya gibi bir genci kazandıysak bu, ona gelene kadar felipe melo'nun olaya müdahele ettiği ve semih'in sadece kritik hamlelerde ön plana çıkması sayesindedir. eğer fernando muslera 20 küsür maçta gol yemediyse bu, felipe melo sayesindedir. bir kere bu adam sadece attığı gollerden bize kafadan 10 puan kazandırmıştır arkadaş. daha ne istiyoruz ?
yukarıda bazı arkadaşlar "mevkiisinin en iyi 3 oyuncusundan biridir." demiş. ama eksik demiş. 4-4-2 sisteminde defansif orta saha olarak değerlendirirsek melo'yu, mevkiisinin en iyisidir dünyada. eşi benzeri yoktur. mesela selçuk inan vazgeçilmez değildir. nasıl değildir ? selçuk'tan vazgeçtiğin an koyarsın cebine 100 milyon euro, gidersin xabi alonso'ya, xavi hernandez'e, andres iniesta'ya sulanırsın. ama melo'nun yerine birine sulanamazsın. yok çünkü. dünyada ondan iyisi yok bu sistemde.
bazı arkadaşlar lassana diarra, xabi alonso gibi isimler zikretmiş ama melo'nun boşluğunu onlarla dolduramazsın. neden dolduramazsın ? çünkü bu adamları getirip o mevkiiye koyarsan, sadece pas yapan ve gerektiğinde top kesen; bunları da çok iyi yapan oyuncuları o mevkiiye koymuş olursun ve selçuk inan'ın verimini düşürürsün. çünkü selçuk bunları zaten yapıyor. eğer bir tane daha aynı tipte adam koyarsan oraya; rakip selçuk'a 2, yanına gelecek adama da 1 kişi verir orta sahanı kitler. ama melo olduğu zaman böyle olmuyor işte. melo ileri gidip defansif orta saha olarak 10 gol atıyor mesela. adam eksiltiyor mesela. oyunun yönünü 180 derece değiştiriyor mesela. orta sahada direnç düştü mü iki üç hamleyle yükseltiyor mesela. top tekniği yüksek mesela. en önemlisi de rakibi çok iyi sindiriyor mesela, vücut dengesi mükemmele yakın olduğu için yaptığı bir hamle; aslında rakibe buldozerle mücadele edermiş gibi hissettiriyor ve yıldırıyor yani.
şimdi melo'nun saha içindeki sorunları ne ? kritik alanda topla fazla oynaması ve bir anda parlayıp kırmızı kart görme olasılığı.
öncelikle kritik alanda topla fazla oynuyorsa, kulağını çeker ve bunu yapmaması gerektiğini söylersin. nitekim aynı şeyi yeni transferimiz dany de yapıyor ve yine aynı ihtarlar ona da yapılacak. topla fazla oynama; kaptırma ihtimalin yüksek, denecek ve o da buna uyacak. melo için de aynısı geçerli.
saha içinde parlama olayına gelirsek, öncelikle melo için parlama olasılığı var demek yanlış. çünkü her oyuncunun parlama ihtimali oluyor öyle. mesela canımız ciğerimiz elmander 20 mart 2012 galatasaray sivasspor maçında rakibinin ayağına bir anlık öfkeyle basması sonucu kırmızı kart görebilirdi. hakem göstermedi. ya da selçuk inan gibi oyun içinde soğukkanlı bir adam 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçında rakibini dövdü resmen. zidane gibi adam 2006 dünya kupası finalinde rakibini dövdü lan daha ne olsun. musut özıl gibi dünyayı skine takmayan bir adam 17 ağustos 2011 barcelona real madrid maçında david villa'ya yumruk attı. bunlar olağan şeyler. bu ihtimal melo için de var ama başımıza iş açmadı şu ana kadar. bundan sonra da açma ihtimali, açmama ihtimali kadar şu an için.
eğer melo, takım içi denge diye yıllık ücreti nedeniye alınmazsa ayıptır. milan baros ve albert riera gibi bütün sezon yatarak para kazanan adamların yerine bu adama "ama sen 2,5 al :( :( :(" dersek ayıp olur. melo 3 mü istiyor, baros ile riera'nın yıllıklarının toplamını teklif et, hakeder çünkü. sercanların, aydınların, yiğitlerin, çağlarların, serkanların falan maç başı ücretlerini toplayıp yine melo'ya ver, hakeder çünkü. ama onca oyuncumuz hala maça çıkmadan para kazanıyorsa o zaman melo'ya "ama denge ? :(" deyip pazarlık yapma. kul hakkına girer bu.
özetle, sitey vit as melo. sayn dı kontrakt vit melo galatasaray pirezidınt, ünal aysal :(
eğer sadece futbolcuları sayarsak, 11/12 sezonu şampiyonluğumuzda en az %70 pay sahibi bir oyuncudur. neden %70 gibi yüksek bir yüzde ? çünkü eğer selçuk inan ligi çift hanelerde gol - asist istatistiğiyle bitirdiyse bu, felipe melo sayesindedir. eğer semih kaya gibi bir genci kazandıysak bu, ona gelene kadar felipe melo'nun olaya müdahele ettiği ve semih'in sadece kritik hamlelerde ön plana çıkması sayesindedir. eğer fernando muslera 20 küsür maçta gol yemediyse bu, felipe melo sayesindedir. bir kere bu adam sadece attığı gollerden bize kafadan 10 puan kazandırmıştır arkadaş. daha ne istiyoruz ?
yukarıda bazı arkadaşlar "mevkiisinin en iyi 3 oyuncusundan biridir." demiş. ama eksik demiş. 4-4-2 sisteminde defansif orta saha olarak değerlendirirsek melo'yu, mevkiisinin en iyisidir dünyada. eşi benzeri yoktur. mesela selçuk inan vazgeçilmez değildir. nasıl değildir ? selçuk'tan vazgeçtiğin an koyarsın cebine 100 milyon euro, gidersin xabi alonso'ya, xavi hernandez'e, andres iniesta'ya sulanırsın. ama melo'nun yerine birine sulanamazsın. yok çünkü. dünyada ondan iyisi yok bu sistemde.
bazı arkadaşlar lassana diarra, xabi alonso gibi isimler zikretmiş ama melo'nun boşluğunu onlarla dolduramazsın. neden dolduramazsın ? çünkü bu adamları getirip o mevkiiye koyarsan, sadece pas yapan ve gerektiğinde top kesen; bunları da çok iyi yapan oyuncuları o mevkiiye koymuş olursun ve selçuk inan'ın verimini düşürürsün. çünkü selçuk bunları zaten yapıyor. eğer bir tane daha aynı tipte adam koyarsan oraya; rakip selçuk'a 2, yanına gelecek adama da 1 kişi verir orta sahanı kitler. ama melo olduğu zaman böyle olmuyor işte. melo ileri gidip defansif orta saha olarak 10 gol atıyor mesela. adam eksiltiyor mesela. oyunun yönünü 180 derece değiştiriyor mesela. orta sahada direnç düştü mü iki üç hamleyle yükseltiyor mesela. top tekniği yüksek mesela. en önemlisi de rakibi çok iyi sindiriyor mesela, vücut dengesi mükemmele yakın olduğu için yaptığı bir hamle; aslında rakibe buldozerle mücadele edermiş gibi hissettiriyor ve yıldırıyor yani.
şimdi melo'nun saha içindeki sorunları ne ? kritik alanda topla fazla oynaması ve bir anda parlayıp kırmızı kart görme olasılığı.
öncelikle kritik alanda topla fazla oynuyorsa, kulağını çeker ve bunu yapmaması gerektiğini söylersin. nitekim aynı şeyi yeni transferimiz dany de yapıyor ve yine aynı ihtarlar ona da yapılacak. topla fazla oynama; kaptırma ihtimalin yüksek, denecek ve o da buna uyacak. melo için de aynısı geçerli.
saha içinde parlama olayına gelirsek, öncelikle melo için parlama olasılığı var demek yanlış. çünkü her oyuncunun parlama ihtimali oluyor öyle. mesela canımız ciğerimiz elmander 20 mart 2012 galatasaray sivasspor maçında rakibinin ayağına bir anlık öfkeyle basması sonucu kırmızı kart görebilirdi. hakem göstermedi. ya da selçuk inan gibi oyun içinde soğukkanlı bir adam 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçında rakibini dövdü resmen. zidane gibi adam 2006 dünya kupası finalinde rakibini dövdü lan daha ne olsun. musut özıl gibi dünyayı skine takmayan bir adam 17 ağustos 2011 barcelona real madrid maçında david villa'ya yumruk attı. bunlar olağan şeyler. bu ihtimal melo için de var ama başımıza iş açmadı şu ana kadar. bundan sonra da açma ihtimali, açmama ihtimali kadar şu an için.
eğer melo, takım içi denge diye yıllık ücreti nedeniye alınmazsa ayıptır. milan baros ve albert riera gibi bütün sezon yatarak para kazanan adamların yerine bu adama "ama sen 2,5 al :( :( :(" dersek ayıp olur. melo 3 mü istiyor, baros ile riera'nın yıllıklarının toplamını teklif et, hakeder çünkü. sercanların, aydınların, yiğitlerin, çağlarların, serkanların falan maç başı ücretlerini toplayıp yine melo'ya ver, hakeder çünkü. ama onca oyuncumuz hala maça çıkmadan para kazanıyorsa o zaman melo'ya "ama denge ? :(" deyip pazarlık yapma. kul hakkına girer bu.
özetle, sitey vit as melo. sayn dı kontrakt vit melo galatasaray pirezidınt, ünal aysal :(