• 2268
    çocukluk aşkıydı bizimkisi, mahalle aralarında maç yaparken üstümde sürekli avea sponsorlu hakan şükür forması olurdu. boyumunu uzun olmasından dolayı kendimi hakan şükür'e çok benzetirdim, tekniğim de fena değildi aslında neyse. tromso maçları, bordeaux maçları, liverpool maçları. işte bunlar galatasaraylılığı bana öğreten maçlar.

    tromso maçlarında, ne olursa olsun galatasarayı sevmeyi iyi günde yanında olduğum kadar kötü günde de yanında olmayı öğrendim. liverpool maçlarında, kaybetsek bile o ingilizlere son dakikalarda ecel terleri döktürmenin verdiği gururu ve ''kaybedeceksek de böyle kaybedelim'' demeyi gurur duymayı öğrendim.

    bordeaux maçlarında sevinçten ağlamayı öğrendim. yabancı kanaldan izliyordum maçı ve üst üste goller yiyince o kadar dağıldım ki artık bakamıyordum televizyona gol yiyeceğiz diye, 1 gol yetiyordu bize ve o 1 gol de kaptanımız, canımız sabri sarıoğlu'nun ayağından geldi ve o ana dair sadece gooooool diye bağırıp ağladığımı hatırlıyorum ve ömrüm boyunca da unutmayacağım bir olaydı.

    sonuç olarak galatasaray bana galibiyetlerde sevinmeyi mağlubiyetlerde takımı takip etmeyi bırakmayı öğretmedi, gerçek hayatta bir hüzün bir kötü olay yaşadığımda bile ''her karanlığın sonu aydınlıktır'' diyebilmeyi öğretti. galatasaray bana durum ne olursa olsun sonuna kadar mücadele etmeyi, pes etmemeyi öğretti.

    galatasaray bana 17 mayıs 2000'de sabaha kadar babamla tüm mahalleleri dolaşıp tanımadığım insanlarla muhabbet etmeyi öğretti (ki normalde utangacımdır kimseyle konuşamam doğru düzgün)

    son olarak, türkiye'dir galatasaray !
App Store'dan indirin Google Play'den alın