4922
hoşgörüsüzlüğün, tahammülsüzlüğün, sabırsızlığın, sevgisiziliğin; hatta nefretin ve arsızlığın tavan yaptığı sözlük. insanların birilerine veya birbirine beslediğin kin ve intikam duygularından bahsetmiyorum bile; o zaten ayrı bir yazı konusu olacak boyutlarda. işin daha da trajik tarafı ise bu ruh halinin "sözlük" adı verilen sitelerinin hepsine; daha da kötüsü bizzat yaşadığımız toplumun tamamına sıçramış olması. bilgi sahibi olmadan fikir yürütmeye çalışan, bilgi sahibi olsa da onu doğru şekilde yorumlayacak değer ve kriterlerden yoksun olan; kritik yapmayı itin götüne sokmaktan ibaret sanan, bir kişi ya da konu hakkında olumlu görüş beyan etmeyi dilencilik diye tanımlayan, kendisi dahil kimseye ve hiçbirşeye tahammülü olmayan bir nesil olarak yetişiyoruz ne yazık-ki dışarı çıkıp insanların yüzüne karşı iki kelimeyi bir araya getiremeyecek derecede asosyal yetişen bireylerin sayısındaki korkunç artıştan bahsetmedim bile-...
sabahtan akşama, hatta genellikle akşamdan sabaha klavye ve ekran başında ömür çürütüyoruz. herşeyi yorumlamaya, daha doğrusu herşeye bir kulp takmaya çalışıyoruz. insanları kırmaktan, hatta düşmanlık beslemekten sanki ayrıca bir keyif alıyoruz. abuk sabuk kelime oyunlarına bile karşılıklı olarak ağzımızdan salyalar saçacak kadar deliriyoruz...
uzunca bir süre kendini bu alemin içine kaptırmış- kendini buldu sanırken aslında kendisi dahil herşeyi ıskalamış- biri olarak sormak istiyorum aslında, millet nereye gidiyoruz?
sabahtan akşama, hatta genellikle akşamdan sabaha klavye ve ekran başında ömür çürütüyoruz. herşeyi yorumlamaya, daha doğrusu herşeye bir kulp takmaya çalışıyoruz. insanları kırmaktan, hatta düşmanlık beslemekten sanki ayrıca bir keyif alıyoruz. abuk sabuk kelime oyunlarına bile karşılıklı olarak ağzımızdan salyalar saçacak kadar deliriyoruz...
uzunca bir süre kendini bu alemin içine kaptırmış- kendini buldu sanırken aslında kendisi dahil herşeyi ıskalamış- biri olarak sormak istiyorum aslında, millet nereye gidiyoruz?