30
camia içinde nerede ipe sapa gelmez, kendini monsieur zanneden, "lisecilik" namı altında "kafatascılık" görünümlü abuk sabuk işler yapıp birilerinin ayağını kaydırmaya meraklı/meyilli bir insan varsa hemen hepsinin "yönetici" ya da "yönetime yakın kişi" sıfatıyla at koşturduğu; üç beş senede bir çıkıp da taraftarın yüzünü güldüren bir takımın büyük bir istikrarla azami 2 sene içinde taraftarın midesini kaldıran bir hale getirildiği şube. herkese ve herşeye rağmen hala daha ayakta kalmasının yegane nedeni galatasaray'daki basketbol kültürü ve geleneğinin sağlamlığıdır. böylesine köklü bir basketbol kültür ve geleneğine sahip galatasaray'ın her seferinde inatla böylesine boktan bir şube yönetimine sahip olabilmesi başlı başına bir paradoks olup; "galatasaray geleneği" adı altında açıklanamayacak kadar derin bir sorundur.