• 157
    bazen takdir ettiğim, bazen çok kızdığım fakat hep sevdiğim basketbolcumuzdu andric. zaman zaman çabuk ayaklarının verdiği avantajla bulduğu sayılar bizi ihya etti, zaman zaman da -sokakta oynadığımız futbol ya da basketbol maçlarında- mahallenin sevilen ama yeteneksiz abisinin iyi bir şeyler yapayım derken çuvallaması gibi çuvallayıp bizi çileden çıkarttı.

    andric günden güne geliştiğini bizlere gösteriyordu. göstere göstere yaptığı hücum fauller ya da devamlı deneyip de kaçırdığı orta mesafeli atışları pek de gözümüze batmıyordu. önce savunmada direncini arttırdı, ribaundlarda kıpırdadı ve euroleaguede pota altından bulduğu sayılarla parlamaya başladı. shipp'ten sonra düşen savunma direncimizde andric'in bir kaç maçta alamadığı ribaundlar göze batmaya başlayınca kredisi düştü, taraftar "gönderilebilir" gözüyle bakar oldu.

    bence hatadır andric'in sözleşmesinin uzatılmaması. oturtmaya başladığımızı düşündüğümüz kadro iskeletinin değişmez isimlerinden biri olarak görüyordum onu. gordon, shipp ve andric uzun yıllar takımımızın formasını giymesi gereken yabancılardı benim için. bu bakımdan, ayrılık haberini aldığımda çok üzüldüm.

    resmi sitede transfer haberini gördüğümde "luka modric'e ne kadar çok benziyomuş lan ismi" şeklindeki tepkimi hatırlıyorum. çoğumuz tanımıyorduk ve nasıl katkı vereceğini bilmiyorduk. ama andric çoğunlukla yüzümüzü güldürdü, unutulmaz maçlarımızda gerek savunmada gerek hücumda başarılı performanslara imza attı.

    kirilenko'nun yanından rüzgar gibi geçip bulduğun sayıyı ve cumhurbaşkanlığı kupası finalinde müthiş oynadıktan sonra fb ülker'i nakavt eden smacını hiç unutmayacağım.

    yolun açık olsun andric.
App Store'dan indirin Google Play'den alın