197
gerçek anlamda sonucu malum organımda bile olmayan maç.
bu sene uygulanan politikalar adım adım hazırlanan ve hayata geçirilen senaryolar bizi buralara kadar getirdi. kendisiyle zerre ilgisi olmayan bir konu nedeniyle 34 haftanın sonunda en yakın rakibine 9 puan fark atan bir takımı nedenini hala kesinlikle anlayamadığım şekilde puan farkını yarıya indirerek her sonuca açık 6 tane derbi maçı oynamaya zorlamak biraz klasik olacak ama dünyanın hiçbir yerinde görülmüş şey değildir. buna en başından ses çıkarılmalıydı eyvallah, iş son maça kalınca yöneticilerin çıkıp serzenişte bulunmaları doğru değil ona da eyvallah ama sırf birilerinin rant elde etmeleri için, birilerinin zararlarını karşılamak için saçma sapan bir sistem kurarak ve bu sistem içinde eyyamın türlü türlüsünü yaparak sözde 'heyecan' yaratılması, aslında futbolun ve ligin kalitesinin daha da ayaklar altına düşmesini sağlanmıştır. bir de tabii birileri para kazanmıştır. asıl önemlisi yaratılan bu suni heyecan nedeniyle daha doğrusu stresten insanlar ölmüştür. sadece bu bile başlı başına bir insanlık ayıbıdır.
10 aydır üzerimize geliyorlar diye kendileri için oluşturulan motivasyon ortamından yararlanarak günahlarından hep ev sahibini bastırarak kurtulan fenerbahçe camiası türk sporunun yargı organları nezdinde yine aklanmış ve yaptığı onca şey yine meşru kılınmıştır. en nihayetinde birkaç yöneticisi hak mahrumiyeti almış ve davalarla adliyelerle iddianamelerle geçilen sürecin sonunda biraz da şansının yardımıyla ve yüksek motivasyonla şampiyonluğu son maça üstelik kadıköy'e kadar taşımıştır.
maç günleri bile futboldan başka her şeyin konuşulduğu bu ortamda her zamanki gibi süreçle alakası olmayan, masum olanlar zarar görmüşlerdir. suçluya hak ettiği cezayı veremediğin* zaman suçluların kölesi birer piyonu olursun. bu oyuna saygın yoksa futbol kalitesi ve marka değeri değil eline geçen veya kaybettiğin meblağ seni daha çok ilgilendiriyorsa ne kimseyi memnun etmen mümkün olur ne de adaleti uygulaman.
fener'in küme düşürülmesi gerekliliği ile şu maçın hiçbir ilgisi yok. iş buraya kadar geldikten sonra söylenmenin de hiç kimseye bir katkısı yok. zaten şu saatten sonra fener ceza alıp küme düşse dahi şampiyon ilan edilecek ve ülkenin gündemine yine 'altın yaldızıyla' oturmayı başaracaktır.
tekrar söylüyorum şu maçın benim için hiçbir önemi yok. sonucu fenerbahçe lehine olursa mevcut ruh halim devam edecek ve zerre üzüntü duymayacağım. bizim lehimize sonuçlanırsa 34 haftalık süreci 9 puan önde tamamlayıp sezonun genelinde en iyi futbolu oynayan, kadro istikrarını sağlayan, gelecek için umut veren galatasaray'ımın şampiyonluğuna sevineceğim. hepsi bu kadar. aynı şeyler fenerbahçe için geçerli olsa, yani sezonu 9 puan önde tamamlasalar ve bu maçta galip gelerek şampiyon biz olsak kesinlikle sevinmezdim.
ırkçılığın cezasının bile korkarak tanım değiştirilerek ve yarım yamalak verilebildiği şu ortamda, indirime gideceği ön görülerek fatih terim'e kadıköy'e gelememesi için ona göre yani ırkçılıkla aynı cezanın verildiği şu sistemde, 6 derbinin 4'ünü kazanmışsın 5'ini kaybetmişsin hiçbir önemi yok. şu ortamda oyuncunun çıkıp maça konsantre olması bile çok zordur. zaten futbolsuz geçen ligden kalite beklemek de imkansızdır. belirli bir standardın olmadığı sistemin adalet dağıtmasını istemek de anlamsızdır. 29 nisan 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı'nda sahaya giren taraftar gündeme bile gelmedi. bırak cezai yaptırımı tartışılmadı bile. örtbas edildi. neden? çünkü bir sonraki iç saha maçı bu maçtı. ülke ayağa kalkardı. mümkün müydü hiç öyle şey? sadece bu örnek bile bu ülkede işlerin, dolayısıyla futbolun nasıl idare edildiğini* açıklamaya yeterlidir. dahası kulüpleri kurtarmak için talimatların değiştirilmesi, ilkokul seviyesinde abuk maddeler eklenmesi bile bizi şaşırtmamıştır. sözün bittiği yer olmuştur.
hayır heyecanlanmıyorum. gerçekten şu maçta neler olacağı umurumda bile değil. şu ortamda gözüme gözüme sokulan, işin keyfi işin cilvesi adı altında tamamıyla yapay bir heyecanın parçası olmak istemiyorum. keşke bir an önce bitse sonucu belli olsa da avrupa kupaları'nda oynayacağımız maçları izlesem. tabi uefa'nın vereceği olası cezalar sonucu yine masum olan taraf olarak cezanın aslan payını alan taraf biz olmazsak.
bu sene uygulanan politikalar adım adım hazırlanan ve hayata geçirilen senaryolar bizi buralara kadar getirdi. kendisiyle zerre ilgisi olmayan bir konu nedeniyle 34 haftanın sonunda en yakın rakibine 9 puan fark atan bir takımı nedenini hala kesinlikle anlayamadığım şekilde puan farkını yarıya indirerek her sonuca açık 6 tane derbi maçı oynamaya zorlamak biraz klasik olacak ama dünyanın hiçbir yerinde görülmüş şey değildir. buna en başından ses çıkarılmalıydı eyvallah, iş son maça kalınca yöneticilerin çıkıp serzenişte bulunmaları doğru değil ona da eyvallah ama sırf birilerinin rant elde etmeleri için, birilerinin zararlarını karşılamak için saçma sapan bir sistem kurarak ve bu sistem içinde eyyamın türlü türlüsünü yaparak sözde 'heyecan' yaratılması, aslında futbolun ve ligin kalitesinin daha da ayaklar altına düşmesini sağlanmıştır. bir de tabii birileri para kazanmıştır. asıl önemlisi yaratılan bu suni heyecan nedeniyle daha doğrusu stresten insanlar ölmüştür. sadece bu bile başlı başına bir insanlık ayıbıdır.
10 aydır üzerimize geliyorlar diye kendileri için oluşturulan motivasyon ortamından yararlanarak günahlarından hep ev sahibini bastırarak kurtulan fenerbahçe camiası türk sporunun yargı organları nezdinde yine aklanmış ve yaptığı onca şey yine meşru kılınmıştır. en nihayetinde birkaç yöneticisi hak mahrumiyeti almış ve davalarla adliyelerle iddianamelerle geçilen sürecin sonunda biraz da şansının yardımıyla ve yüksek motivasyonla şampiyonluğu son maça üstelik kadıköy'e kadar taşımıştır.
maç günleri bile futboldan başka her şeyin konuşulduğu bu ortamda her zamanki gibi süreçle alakası olmayan, masum olanlar zarar görmüşlerdir. suçluya hak ettiği cezayı veremediğin* zaman suçluların kölesi birer piyonu olursun. bu oyuna saygın yoksa futbol kalitesi ve marka değeri değil eline geçen veya kaybettiğin meblağ seni daha çok ilgilendiriyorsa ne kimseyi memnun etmen mümkün olur ne de adaleti uygulaman.
fener'in küme düşürülmesi gerekliliği ile şu maçın hiçbir ilgisi yok. iş buraya kadar geldikten sonra söylenmenin de hiç kimseye bir katkısı yok. zaten şu saatten sonra fener ceza alıp küme düşse dahi şampiyon ilan edilecek ve ülkenin gündemine yine 'altın yaldızıyla' oturmayı başaracaktır.
tekrar söylüyorum şu maçın benim için hiçbir önemi yok. sonucu fenerbahçe lehine olursa mevcut ruh halim devam edecek ve zerre üzüntü duymayacağım. bizim lehimize sonuçlanırsa 34 haftalık süreci 9 puan önde tamamlayıp sezonun genelinde en iyi futbolu oynayan, kadro istikrarını sağlayan, gelecek için umut veren galatasaray'ımın şampiyonluğuna sevineceğim. hepsi bu kadar. aynı şeyler fenerbahçe için geçerli olsa, yani sezonu 9 puan önde tamamlasalar ve bu maçta galip gelerek şampiyon biz olsak kesinlikle sevinmezdim.
ırkçılığın cezasının bile korkarak tanım değiştirilerek ve yarım yamalak verilebildiği şu ortamda, indirime gideceği ön görülerek fatih terim'e kadıköy'e gelememesi için ona göre yani ırkçılıkla aynı cezanın verildiği şu sistemde, 6 derbinin 4'ünü kazanmışsın 5'ini kaybetmişsin hiçbir önemi yok. şu ortamda oyuncunun çıkıp maça konsantre olması bile çok zordur. zaten futbolsuz geçen ligden kalite beklemek de imkansızdır. belirli bir standardın olmadığı sistemin adalet dağıtmasını istemek de anlamsızdır. 29 nisan 2012 fenerbahçe beşiktaş maçı'nda sahaya giren taraftar gündeme bile gelmedi. bırak cezai yaptırımı tartışılmadı bile. örtbas edildi. neden? çünkü bir sonraki iç saha maçı bu maçtı. ülke ayağa kalkardı. mümkün müydü hiç öyle şey? sadece bu örnek bile bu ülkede işlerin, dolayısıyla futbolun nasıl idare edildiğini* açıklamaya yeterlidir. dahası kulüpleri kurtarmak için talimatların değiştirilmesi, ilkokul seviyesinde abuk maddeler eklenmesi bile bizi şaşırtmamıştır. sözün bittiği yer olmuştur.
hayır heyecanlanmıyorum. gerçekten şu maçta neler olacağı umurumda bile değil. şu ortamda gözüme gözüme sokulan, işin keyfi işin cilvesi adı altında tamamıyla yapay bir heyecanın parçası olmak istemiyorum. keşke bir an önce bitse sonucu belli olsa da avrupa kupaları'nda oynayacağımız maçları izlesem. tabi uefa'nın vereceği olası cezalar sonucu yine masum olan taraf olarak cezanın aslan payını alan taraf biz olmazsak.