• 838
    hem suçlu hem güçlü – yukarıda allah var

    türkçemizdeki güzel sözlerden biridir. yüzsüz ve utanmazlar bu sözdeki “güçlü” lafını severler de “suçlu” kısmının üstünü örtmeye çalışırlar. ama yine de ne olursa olsun güçlü olmakla övünürler. kanun, kural, ahlak tanımazlıktan rahatsız olmazlar.
    genellikle, gücü elinde bulunduran herkes, her kurum bu yolda ilerlemiştir memlekette.

    bir suç olduğunda, eğer güçlü taraftalarsa sorumlu kişilerin istifa ettiğini veya ceza aldığını göremezsiniz. mesela trenler devrilir, insanlar ölür bakan sanki kendisiyle ilgisi yokmuş gibi davranır. mesela belediyede yolsuzluk bulunur belediye başkanı çalışma arkadaşlarını kurban verir, kendi koltuktan ayrılmayı düşünmez bile. ve işin acıklı tarafı suçüstü bile yapılmış olsa aradan aylar geçince verilen bilirkişi, polis raporu, tanık ifadesi gibi her done bu adamları suçsuz gösterir.
    ya da bürokrat ve şehrin ileri gelenlerinden oluşan bir ordu küçücük bir kızın aylarca ırzına geçer. raporlar gelir, o küçücük kız çocuğunun kendi isteğiyle ilişkiye girdiği yazar.
    70 yaşında bir gazetecinin küçük kızları taciz ettiği ortaya çıkar, tacizci yeteri kadar ceza almaz. ya da tarihin en büyük yolsuzluklarından biri yapılır, kendilerine para verenlerin gözlerindeki fener söner ama bu işe bulaşanların hepsi serbest kalır.
    gelgelelim bir öğrenci yumurta atar ya da hakaret, küfür içermeyen pankart açar aylarca içeride kalır. ya da gazeteci bir kitap yazar, piyasaya çıkmadan içeri atılır, aylarca içeride kalır.
    ya da zengin bir ailenin çocuğu sevgilisini testereyle keserek öldürür, kendisini kurtarmak için türlü çeşitli numaralar çekilir.
    ya da bir otel dolusu aydın yakılarak öldürülür, sanıkların bir kısmı zaman aşımından yırtar.

    bu örneklerin hepsinde vicdanı olan, aklı başında olan insanlar isyan eder.

    bunlar neden olur? çünkü gücü elinde bulunduranlar öyle ister. kamu vicdanında suçlu olduklarını herkes bilir ama onlar ellerini kollarını sallaya ortalıkta dolaşırlar. hem suçlu, hem güçlü.

    fenerbahçeliler içinde yukarıda yazdığım bütün örnekleri herkesten ateşli eleştirenler var. hem de nasıl. fakat işin içinde fener olunca bu arkadaşların kafaları gidiyor, bir algılama körlüğü geliyor. çünkü fenerbahçe kurtarılmak isteniyor. yaptıklarının çifte standart olduğunu, çifte standardın en büyük ahlaksızlık olduğunu unutuyorlar.

    şike soruşturmasında yaşananları tek tek yazmayacağım. gerçi fenerli yöneticiler ve fenerin sanal alemdeki goygoycuları bütün yaşananları çarpıtarak yansıtıyor ama şimdi bu detaya girmenin sırası değil. sadece mehmet ali aydınlar’ın ali koç’a söylediği “yukarıda allah var” sözü yeter.

    bu kadar şeye rağmen fenerbahçe ceza almazsa, buna onay veren hiç bir fenerbahçeli bana gelip herhangi bir konuda haktan, adaletten, dürüstlükten, ahlaktan bahsetmesin. ne hükümetten, ne medyadan, ne hakemlerden, ne rakiplerden, ne uefa’dan, ne dersten geçirmeyen hocadan, ne zam yapmayan patrondan, ne de hayatta başlarına gelecek herhangi bir haksızlıktan şikayet etmesin. asla kaale almayacağım. eğer kendilerinden güçlü biri tarafından haksızca eziliyorlarsa asla yardımcı olmayacağım.

    ve artık galatasaray dışında türk futboluyla ilgili kalem oynatmaya gerek kalmayacak gibi görünüyor. umarım tersi olur, zorla da olsa, istemeye istemeye de olsa hak yerini bulur.

    kendime not : sakin ol, hayat senin
    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın