380
sene başında pahalı denilip, ağız bükülüp alınmayan güçlü ve bitirici forvetin(bakın sadece "bir" ekstra oyuncu) acısını çektiğimiz maçtır. istediğimiz kadar şansla, balla açıklayabiliriz(bu demek değil ki fenerbahçe balı diye bir şey yok) ama selçuk hariç bütün topçuların şutlarını kalecinin üstüne veya dışarıya vuruyorsa orada bir yanlış vardır.
necati olayına hiç girmeyeceğim, verdiği katkı ortada ama derbi maçlardaki performansı da ortada... baros'un en azından play-off'larda 11 başlaması gerektiğini sanırım çoğumuz düşünüyorduk. imparator'a tek hayıflanabileceğimiz husus bence budur. bir de belki emre'nin 11 başlamasıdır. takım ne gerekiyorsa onu yaptı, pozisyon buldu, bastı, pas yaptırmadı, top aldı, dağıttı vs... ama bir adam kaçıramadı sağdan soldan. gelen topları bitiremedi. gol atamadı...
aydın'a bok atmak da yersiz bence... maça girdiği itibaren getirdiği canlılık ve hız da ortada. gol kaçmış olabilir, kaçar. oralarda bulunup kaçırması bile nasıl bir gelişim sürecinde olduğunun göstergesidir. selçuğun müthiş golünden sonra daha gol anonsu yapılmadan şu an hatırlayamadım sanırım elmander'di, soldan yerden kestiği top biraz daha kavisli gitse, belki 1 cm ileride olmuş olsa şu an kendisi kraldı. o gol olsaydı şu maç belki de tarihi fark ile bitecekti. ama olmayınca olmuyor. bu adamların öncelikli hedefi gol atmak değil. tabii ki gol atacak ama asıl olayı pozisyon hazırlamak, pozisyona girmek ve bazen de o pozisyonların sonucunda yer almak. bugün atamadı ama ben ondan eminim, bu yaz kendini iyice geliştirecek ve son vuruşlarını da adam gibi yapmayı öğrenecek.
bunların dışında takım ile alakalı eleştirebileceğimiz diğer husus da defansın biraz uyuyor olmasıydı. daha hazır olmalıydılar bu tarz pozisyonlara çünkü geleceği belliydi. sürekli ilerideydik, bir top dönüp sekse ters bir yere düşse boktan beleşten bir tehlike yaratacağı belliydi. ama olsun, biz biliyoruz ki bu takım yeni. daha yeni beyler, çoğunun birlikte oynadığı daha ilk senesi ve yıllardır birlikte oynayan fenerbahçe takımını ne hale soktukları ortada.
velhasılıkelam, bu maç güçlü ve bitiriciliği yüksek bir forvetin eksikliğini gözümüze tekrar, tekrar ve tekrar sokmuştur... ve sanırım bu mesajı alması gerekenler zaten çoktan almışlardır. benim de bu boktan yenilgi sonrası moralim çok bozuldu ama yapacak bir şey yok. tek yapmamız gereken takımımıza güvenmek ve desteğimizi en son ana kadar sürdürmek. biz de, aslanlarımız da elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. galatasaray'a yaraşan budur. biraz dağınık bir yazı oldu sanırım ama benim kafam da dağınık kusura bakılmasın... herkeslere eyvallah.
necati olayına hiç girmeyeceğim, verdiği katkı ortada ama derbi maçlardaki performansı da ortada... baros'un en azından play-off'larda 11 başlaması gerektiğini sanırım çoğumuz düşünüyorduk. imparator'a tek hayıflanabileceğimiz husus bence budur. bir de belki emre'nin 11 başlamasıdır. takım ne gerekiyorsa onu yaptı, pozisyon buldu, bastı, pas yaptırmadı, top aldı, dağıttı vs... ama bir adam kaçıramadı sağdan soldan. gelen topları bitiremedi. gol atamadı...
aydın'a bok atmak da yersiz bence... maça girdiği itibaren getirdiği canlılık ve hız da ortada. gol kaçmış olabilir, kaçar. oralarda bulunup kaçırması bile nasıl bir gelişim sürecinde olduğunun göstergesidir. selçuğun müthiş golünden sonra daha gol anonsu yapılmadan şu an hatırlayamadım sanırım elmander'di, soldan yerden kestiği top biraz daha kavisli gitse, belki 1 cm ileride olmuş olsa şu an kendisi kraldı. o gol olsaydı şu maç belki de tarihi fark ile bitecekti. ama olmayınca olmuyor. bu adamların öncelikli hedefi gol atmak değil. tabii ki gol atacak ama asıl olayı pozisyon hazırlamak, pozisyona girmek ve bazen de o pozisyonların sonucunda yer almak. bugün atamadı ama ben ondan eminim, bu yaz kendini iyice geliştirecek ve son vuruşlarını da adam gibi yapmayı öğrenecek.
bunların dışında takım ile alakalı eleştirebileceğimiz diğer husus da defansın biraz uyuyor olmasıydı. daha hazır olmalıydılar bu tarz pozisyonlara çünkü geleceği belliydi. sürekli ilerideydik, bir top dönüp sekse ters bir yere düşse boktan beleşten bir tehlike yaratacağı belliydi. ama olsun, biz biliyoruz ki bu takım yeni. daha yeni beyler, çoğunun birlikte oynadığı daha ilk senesi ve yıllardır birlikte oynayan fenerbahçe takımını ne hale soktukları ortada.
velhasılıkelam, bu maç güçlü ve bitiriciliği yüksek bir forvetin eksikliğini gözümüze tekrar, tekrar ve tekrar sokmuştur... ve sanırım bu mesajı alması gerekenler zaten çoktan almışlardır. benim de bu boktan yenilgi sonrası moralim çok bozuldu ama yapacak bir şey yok. tek yapmamız gereken takımımıza güvenmek ve desteğimizi en son ana kadar sürdürmek. biz de, aslanlarımız da elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız. galatasaray'a yaraşan budur. biraz dağınık bir yazı oldu sanırım ama benim kafam da dağınık kusura bakılmasın... herkeslere eyvallah.