431
sevgili arda turan;
sen doğmazdan önce tam 14 sene biz şampiyon olamamıştık. sen 1 günlükken ali sami yen'de diyarbakırspor'u yenip, o zamanlar ki devlet takımı beşiktaş'a bir sezon önce averajla kaybettiğimiz şampiyonluğu almak için amansız bir savaşı sürdürmüştük. devamında unutulmaz bir mucize gerçekleşti ve biz şampiyon olmuştuk.
şimdi galatasaray tarih sayfalarını karıştırdığımızda anlıyoruz ki o yıl asıl mucize senin doğumun olmuş bizim için. şampiyonluk kupasıyla hoş gelmişsin sipsi.
arda, galatasaray tarihini çok büyük futbolcular yazdı. ve ben metin oktay'dan sonrakileri bizzat gördüm. metin oktay'dan öncekiler de vardı kuşkusuz, ancak 40 yıllık tribün hayatımda sahada olmasa bile bağırılan çok az futbolcu gördüm. hatta tek metin oktay'ı sayarım. diğerlerinin sürekliliği olmuyor. ne zaman galatasaray kötü top oynasa, biz metin oktay'ı salarız sahaya.
uzun yıllar geçti, galatasaray'ın adı dünya'nın her tarafında sayıklanır oldu. mazlum ülkeler futbolseverleri bizden yana oldu avrupa kupalarında boğuşurken. hanry'le gırtlak gırtlağa büyük kaptan, parlour'la yumruk yumruğa hagi, casillas'la burun buruna jardel kupaları getirmiştik hep beraber. hep o yüksek galatasaray'lılık karakterimizdi bizi yücelten duygu.
ancak bir şeyler hep eksik kalıyordu arda turan. o büyük futbolcular bir türlü metin oktay olamıyorlardı. işin içine profosyonellik giriyordu. yani para, lanet olası para o büyük galatasaray'lı futbolcuların metin oktay olmasını engelliyordu. biri gidiyor başka takıma yardımcı hoca oluyor, birileri gazeteci, televizyoncu olup bizi üzüyorlardı. bırakıp kaçanlar, bırakmak istemeyip bıraktırılanlar, küsenler, ne sayarsan say ama bizim istediğimiz coşku tribünlere uzun soluklu yansıyamıyordu. dolayısıyla sahaya da gerekli enerjiyi veremiyorduk.
ve sen içimize bir güneş gibi doğdun arda turan. önce futbolculuğunla geldin, sonra adamlığınla. ama artık en çok galatasaray'lılığınla. ve bu sene tavan yaptı duygular, artık sen bizim metin oktay'ımızsın. bundan sonraki nesiller senin adınla, şanınla yaşayacak, büyüyeceklerdir.
arda turan; bu pazar büyük bir maça çıkacaksın. takımın kaptanı, önderi, herşeyi olarak gözbebeğimiz olacaksın. beklentilerimiz çok büyük arda, fenerbahçe'yi yenmek inan kesmiyor bizi. şöyle bir kıstırın, evire çevire yenin. çok yük var sırtında be çocuk, ama dedik işte metin oktay kolay olunmuyor.
arda, senden bir ricamız olacak. nasıl yaparsan yap, ne bahane uydurursan uydur, şu emre belözoğlu'yla takılmaktan vazgeç. özellikle maçtan önce samimi olma. büyük taraftarın senden beklentisi sosyal yaşantında da seni bağlıyor. adam geçmişinde galatasaray'da oynadığını bile söylemeye utanıyor, cebi para dolu ama kalbi bomboş. seveni yok, sen galatasaray'sın, seni sevmeyeni sen niye seversin ki?
bu gece kızlarımız, basketbolda avrupa şampiyonu oldular, sende taraftarlığını yaptın, takım arkadaşlarınla birlikte. biz buyuz arda turan, biz bu yüzden büyüğüz.
ne mutlu bize ki senin gibi bir evladımız var. arda sen bizim herşeyimizsin.
sen doğmazdan önce tam 14 sene biz şampiyon olamamıştık. sen 1 günlükken ali sami yen'de diyarbakırspor'u yenip, o zamanlar ki devlet takımı beşiktaş'a bir sezon önce averajla kaybettiğimiz şampiyonluğu almak için amansız bir savaşı sürdürmüştük. devamında unutulmaz bir mucize gerçekleşti ve biz şampiyon olmuştuk.
şimdi galatasaray tarih sayfalarını karıştırdığımızda anlıyoruz ki o yıl asıl mucize senin doğumun olmuş bizim için. şampiyonluk kupasıyla hoş gelmişsin sipsi.
arda, galatasaray tarihini çok büyük futbolcular yazdı. ve ben metin oktay'dan sonrakileri bizzat gördüm. metin oktay'dan öncekiler de vardı kuşkusuz, ancak 40 yıllık tribün hayatımda sahada olmasa bile bağırılan çok az futbolcu gördüm. hatta tek metin oktay'ı sayarım. diğerlerinin sürekliliği olmuyor. ne zaman galatasaray kötü top oynasa, biz metin oktay'ı salarız sahaya.
uzun yıllar geçti, galatasaray'ın adı dünya'nın her tarafında sayıklanır oldu. mazlum ülkeler futbolseverleri bizden yana oldu avrupa kupalarında boğuşurken. hanry'le gırtlak gırtlağa büyük kaptan, parlour'la yumruk yumruğa hagi, casillas'la burun buruna jardel kupaları getirmiştik hep beraber. hep o yüksek galatasaray'lılık karakterimizdi bizi yücelten duygu.
ancak bir şeyler hep eksik kalıyordu arda turan. o büyük futbolcular bir türlü metin oktay olamıyorlardı. işin içine profosyonellik giriyordu. yani para, lanet olası para o büyük galatasaray'lı futbolcuların metin oktay olmasını engelliyordu. biri gidiyor başka takıma yardımcı hoca oluyor, birileri gazeteci, televizyoncu olup bizi üzüyorlardı. bırakıp kaçanlar, bırakmak istemeyip bıraktırılanlar, küsenler, ne sayarsan say ama bizim istediğimiz coşku tribünlere uzun soluklu yansıyamıyordu. dolayısıyla sahaya da gerekli enerjiyi veremiyorduk.
ve sen içimize bir güneş gibi doğdun arda turan. önce futbolculuğunla geldin, sonra adamlığınla. ama artık en çok galatasaray'lılığınla. ve bu sene tavan yaptı duygular, artık sen bizim metin oktay'ımızsın. bundan sonraki nesiller senin adınla, şanınla yaşayacak, büyüyeceklerdir.
arda turan; bu pazar büyük bir maça çıkacaksın. takımın kaptanı, önderi, herşeyi olarak gözbebeğimiz olacaksın. beklentilerimiz çok büyük arda, fenerbahçe'yi yenmek inan kesmiyor bizi. şöyle bir kıstırın, evire çevire yenin. çok yük var sırtında be çocuk, ama dedik işte metin oktay kolay olunmuyor.
arda, senden bir ricamız olacak. nasıl yaparsan yap, ne bahane uydurursan uydur, şu emre belözoğlu'yla takılmaktan vazgeç. özellikle maçtan önce samimi olma. büyük taraftarın senden beklentisi sosyal yaşantında da seni bağlıyor. adam geçmişinde galatasaray'da oynadığını bile söylemeye utanıyor, cebi para dolu ama kalbi bomboş. seveni yok, sen galatasaray'sın, seni sevmeyeni sen niye seversin ki?
bu gece kızlarımız, basketbolda avrupa şampiyonu oldular, sende taraftarlığını yaptın, takım arkadaşlarınla birlikte. biz buyuz arda turan, biz bu yüzden büyüğüz.
ne mutlu bize ki senin gibi bir evladımız var. arda sen bizim herşeyimizsin.