55
eskiden sadece saçma tartışma programlarında çıkardı, pek sallamazdım.
sonra giderek popülerleşmeye başladı, önce magazine el attı, hoop oradan spor yorumcusu oldu.
bu kadar çok şeye katılan bir adam ve hangisi onun asıl mesleği; siyaset mi, spor mu, magazin mi? bu ülke, çok medya şaklabanı gördü, bunlardan ekstra ne özelliği var ya da tek özelliği iktadara yakın olması ve saldırgan tavırlarıyla karşısındakini ve söylediğini önemsizleştiren tarzı mı?
ben onu ilk "deniz gezmiş darbeciydi" gibi sözleriyle tanıdım. tarihi yeniden yazma iddiasındaydı fakat yazan kim? rasim ozan kütahyalı diye bir adam; o güne kadar pek duyan olmamış. "bir lafa bakarım laf mı bir de söyleyene bakarım adam mı" sözü aklıma gelmişti. sahi tarihi yeniden yazma iddiasında olan insanların biraz nitelikli olması gerekir değil mi? sonuç şu oldu; kütahyalı ortalığı bulandırabildi ve devrimci değerleri karalama yoluyla biraz daha ünlendi.
o yüzdendir ki insanlar buralara nasıl geldiler bir bakmakta fayda var. mesela araştırmacı-gazeteci-yazar diyelim bunun için; hangi araştırmayı yapmış? benim bildiğim kadarıyla, polisin servis ettiği belgeleri yayınlayarak iktidar operasyonlarına destek olmaktan başka pek bir şey yapmayan bir gazetede yazıyor. (ha bir de muhsin yazıcıoğlu'nun helikopterini mirgün cabas'ın düşürdüğünü ortaya çıkarmışlardı değil mi?)
ne zamandan beri aynasızların belli politik çıkarlar nedeniyle servis ettiği belgeleri manşet yapmak gazetecilik oldu? rasim ozan kütahyalı'nın sadece iğrenç bir sesi ve polis dostları var ve bu önemli bir şey olsaydı, gazetecilik bir meslek değil, emniyet müdürlüğü içinde bir şube olurdu.
sonra giderek popülerleşmeye başladı, önce magazine el attı, hoop oradan spor yorumcusu oldu.
bu kadar çok şeye katılan bir adam ve hangisi onun asıl mesleği; siyaset mi, spor mu, magazin mi? bu ülke, çok medya şaklabanı gördü, bunlardan ekstra ne özelliği var ya da tek özelliği iktadara yakın olması ve saldırgan tavırlarıyla karşısındakini ve söylediğini önemsizleştiren tarzı mı?
ben onu ilk "deniz gezmiş darbeciydi" gibi sözleriyle tanıdım. tarihi yeniden yazma iddiasındaydı fakat yazan kim? rasim ozan kütahyalı diye bir adam; o güne kadar pek duyan olmamış. "bir lafa bakarım laf mı bir de söyleyene bakarım adam mı" sözü aklıma gelmişti. sahi tarihi yeniden yazma iddiasında olan insanların biraz nitelikli olması gerekir değil mi? sonuç şu oldu; kütahyalı ortalığı bulandırabildi ve devrimci değerleri karalama yoluyla biraz daha ünlendi.
o yüzdendir ki insanlar buralara nasıl geldiler bir bakmakta fayda var. mesela araştırmacı-gazeteci-yazar diyelim bunun için; hangi araştırmayı yapmış? benim bildiğim kadarıyla, polisin servis ettiği belgeleri yayınlayarak iktidar operasyonlarına destek olmaktan başka pek bir şey yapmayan bir gazetede yazıyor. (ha bir de muhsin yazıcıoğlu'nun helikopterini mirgün cabas'ın düşürdüğünü ortaya çıkarmışlardı değil mi?)
ne zamandan beri aynasızların belli politik çıkarlar nedeniyle servis ettiği belgeleri manşet yapmak gazetecilik oldu? rasim ozan kütahyalı'nın sadece iğrenç bir sesi ve polis dostları var ve bu önemli bir şey olsaydı, gazetecilik bir meslek değil, emniyet müdürlüğü içinde bir şube olurdu.