5153
bu sezon(2011-2012) neredeyse tamamen yeni bir kadro olduğumuz gerçeği zaman zaman unutularak özellikle de yedek kulübesinden dolayı eleştirilen takım.
şimdi bu yenilik apaçık ortadayken kadro derinliğine dair zaaflarımızın eleştirilmesine anlam veremiyorum. çünkü elinizde başta teknik direktör olmak üzere, geçen birkaç sezondan kalan yıllanmış bir kaleci problemi ve onun önündeki savunma göbeğinden, en uçtaki golcüye kadar bir iskelet problemini olabildiğince hızlı çözüp hatta üzerine yine yıllanmış sağ bek problemini de eboue'yi alarak çözmüş bir takım varken haksızlık ediliyor. üstelik normal sezonu da 3 hafta önceden lider bitirmişken, hiç değilse taraftar olarak bizlerin daha sağduyulu konuşması gerekiyor. düşünün ki rakiplerin çoğu yıllardır birbirini tanıyan orta sahalarının, kalecileriyle uyum sağlamış defanslarının üzerine transferlerini yapıyorken siz yepyeni bir 11 kurup lider oluyorsunuz, büyük maçların hiçbirinde yenilmiyorsunuz ve buna rağmen eleştiriye maruz kalıyorsunuz. unutmayın ki geçen yıl bizi ikilemlerde bırakan "hangi mevkiye öncelikli transfer yapılmalı?" gibi cesaret kırıcı abuklukta anket soruları sorulup altına 4-5 seçenekli cevaplar döşeniyordu spor gazetelerinde!
bunun dışında, asıl güzel olan ve gelecek sezonla ilgili bana en çok umut veren şey 25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçı'nın ardından fatih terim ve ali dürüst'ün demeçlerinde gizliydi. puan kaybıyla biten maçtan sonra rakip tebrik etmek, rakibin oyununu, kadrosunu övmek zaten bir futbol klişesi; ama bu her iki deneyimli futbol adamı tarafından 1-1'lik skorun sebepleri sıralanırken, özellikle rakibin yedek kulübesinden oyuna giren futbolcularına vurgu yapılıyorsa, önümüzdeki sezon transferde yedeklerin de ciddiyetle düşünüleceği bir takım bizi bekliyor demektir. şu an ligde 17 puan fark attığımız ve 3. sırada yer alan trabzonspor'da oyuna halil altıntop, adrian ve henrique gibi isimler dahil olurken, bizde mehmet batdal, yiğit gökoğlan ve sabri sarıoğlu giriyorsa ve yönetici gözüyle bunun farkına varılıp inceden dikkat çekiliyorsa gayet umut vericidir.
şimdi bu yenilik apaçık ortadayken kadro derinliğine dair zaaflarımızın eleştirilmesine anlam veremiyorum. çünkü elinizde başta teknik direktör olmak üzere, geçen birkaç sezondan kalan yıllanmış bir kaleci problemi ve onun önündeki savunma göbeğinden, en uçtaki golcüye kadar bir iskelet problemini olabildiğince hızlı çözüp hatta üzerine yine yıllanmış sağ bek problemini de eboue'yi alarak çözmüş bir takım varken haksızlık ediliyor. üstelik normal sezonu da 3 hafta önceden lider bitirmişken, hiç değilse taraftar olarak bizlerin daha sağduyulu konuşması gerekiyor. düşünün ki rakiplerin çoğu yıllardır birbirini tanıyan orta sahalarının, kalecileriyle uyum sağlamış defanslarının üzerine transferlerini yapıyorken siz yepyeni bir 11 kurup lider oluyorsunuz, büyük maçların hiçbirinde yenilmiyorsunuz ve buna rağmen eleştiriye maruz kalıyorsunuz. unutmayın ki geçen yıl bizi ikilemlerde bırakan "hangi mevkiye öncelikli transfer yapılmalı?" gibi cesaret kırıcı abuklukta anket soruları sorulup altına 4-5 seçenekli cevaplar döşeniyordu spor gazetelerinde!
bunun dışında, asıl güzel olan ve gelecek sezonla ilgili bana en çok umut veren şey 25 mart 2012 galatasaray trabzonspor maçı'nın ardından fatih terim ve ali dürüst'ün demeçlerinde gizliydi. puan kaybıyla biten maçtan sonra rakip tebrik etmek, rakibin oyununu, kadrosunu övmek zaten bir futbol klişesi; ama bu her iki deneyimli futbol adamı tarafından 1-1'lik skorun sebepleri sıralanırken, özellikle rakibin yedek kulübesinden oyuna giren futbolcularına vurgu yapılıyorsa, önümüzdeki sezon transferde yedeklerin de ciddiyetle düşünüleceği bir takım bizi bekliyor demektir. şu an ligde 17 puan fark attığımız ve 3. sırada yer alan trabzonspor'da oyuna halil altıntop, adrian ve henrique gibi isimler dahil olurken, bizde mehmet batdal, yiğit gökoğlan ve sabri sarıoğlu giriyorsa ve yönetici gözüyle bunun farkına varılıp inceden dikkat çekiliyorsa gayet umut vericidir.