• 146
    kadıköy'e götürdüğümüz en iyi iki kadrodan farklı olarak bu sefer defansımızın da iyi olduğu maçtır. kewell-arda-lincoln-baros dörtlüsü hücum oynadığı zaman geride kalanlarımız barış, mehmet topal, meira, servet gibi adamlar olunca kadıköy'de deli danalar gibi koşan takım bu defansif zaaftan faydalanıyor.

    keza elano-keita-arda-baros dörtlüsünün de arkasında oynayan defansçılar çok zayıftı. gökhan-servet stoper ikilisiyle kadıköy'e çıkmak intihar oldu. milli stoperlermiş. peh. onlar milli olduğu için hiçbir uluslararası turnuvaya katılamıyoruz zaten. bu laf kalabalığını da geçtikten sonra orta sahamızın da tek yönlü ve o yönü de ne kadar oynadığını belirtelim.

    yani hücumcularımızın iyi olması belki sene genelinde türkiye ligi için fazlasıyla yeterli olabilir; ama önemli maçlarda defans zaafiyetimiz ortaya çıkıyordu. bu sene ise sağ bekte eboue gibi hem ofansif hem defansif anlamda mevkisinin türkiye'de açık ara birincisi, stoperde kazmalıktan eser bırakmayan semih kaya - tomas ujfalusi ikilisi ve kalede de muslera var. orta sahada kanatlar defansa yardım eden oyuncular, iç oyuncuları ise oyunun iki yönünü de çok iyi oynamaktalar.

    uzun lafın kısası, ben kadıköy'e en iyi kadrolarla gittiğimizde de rahat değildim, çünkü şaşaalı hücum hattımız her seferinde defansın ne kadar kötü olduğunun görülmesine engeldi. lakin bu sefer, tam anlamıyla bir takım var. forvetler önde basıyor, orta saha desen defansif oynarken birer pique, ofansif oynarken ise birer xavi olabiliyorlar*.

    hiçbir zaman bu sene o sene demedim, yine de kesin konuşmayı sevmem ama bildiğim bir şey var ki bu sene kafamın en rahat olduğu sene.
App Store'dan indirin Google Play'den alın

Güvenlik hatası! (Ref)