• 157
    altay başkanı hızlıok’un sözlerinin altına imzamı atıyorum, sadece tek bir itirazım var…

    dün ankara’da yapılan ibret verici tff kongresi’ni birçoğunuz gibi ben de televizyondan izledim. sanırım tv başındaki sizlerden tek farkım, bu futbol ailesinin ufak ve önemsiz de olsa bir parçası olmanın verdiği utançtı.

    birçokları gibi ben de sadece iki kişinin konuşması sırasında bu ülkeyle ilgili tekrar umutlandım; birisi trabzon’un hocası şenol güneş, diğeri de altay başkanı ömer hızlıok’tu. özellikle hızlıok’un konuşması başladıktan bir-iki dakika sonra televizyonun sesini biraz daha açtım, hatta hemen kayıt tuşuna bastım; bir şeyler kaçırırsam tekrar izleyebilmek umuduyla… o anda kayıt tuşuna basarken bu hamlenin akşam benim için çok önemli olacağını düşünmemiştim; zira gece bilgisayar başına oturup hızlıok’un konuşmasını haber sitelerinden aradığımda yaşayacağım hayal kırıklığından tabii ki haberim yoktu.

    hemen hemen bütün haber sitelerinde aydınlar’ın, güneş’in, koç’un, özdemir’in, demirören’in konuşmaları vardı, cavcav’ın mikrofonsuz müdahaleleri bile kaydedilmişti ama hızlıok’un tek bir cümlesi dahi metinlere eklenmemişti. tv arşiv sitelerini taradım, görüntüler de kayıptı! hızlıok konuşmuş, sözleri aynı hızla buharlaşmıştı!
    belli ki medya (bilerek veya bilmeyerek) hızlıok’un konuşmalarını es geçmiş; ama ben bu tarihi sözcükleri tekrar okumak isteyenler olacağını düşündüm ve aşağıya ekledim…

    hızlıok’un yaklaşık 15 dakikalık konuşmasının ilk 2-3 dakikası (kayıt tuşuna geç bastığım için) bende de tam değil. ama ilk paragraftan sonrasını kelimesi kelimesine dinledim, imla ile ilgili çok ufak düzeltmeler haricinde herhangi bir müdahalede bulunmadım. hızlıok’un tarihi konuşması şöyle:

    …şu anda cezaevinde tutulan insanlar var. önce etik kurulu raporu beklenecek dediler. sonra iddianame, uefa, derken şimdi kongre… ligler sakat olarak başladi. olaylar görmezden gelindi. sorunlar halinin altina süpürüldü. neredeyse şike serbest birakildi. bazi kulüpler siyasete yakin olmalari nedeniyle derin yapilanmalariyla gemileri yürüttü. sözde marka değeri kurtarilacak. ancak cumhuriyet savciliği tekere çomak soktu.

    (…)

    yarin bir hakem bir sefere mahsus para alarak haksiz penalti karari verse, bir kaleci bir sefere mahsus para alarak topu içeri atsa, nasil davranacağimizi düşünmeden, liglerimizin sözde marka değerini düşürmemek adina yapilan bu işlemleri akliselim ile tartmaya hepinizi davet ediyorum. bugün herhangi bir gerekçeyle veremediğimiz cezalarin, yarin benzer durumlarda karşimiza emsal olarak çikacağini; bazen tüm bedenin sağliği için gangren olan uzvun kesilmesi gerekliliğini unutmayalim.

    insanlar sadece söyledikleri sözlerle değil yaptiklariyla da değerlendirilir. bu salon içinde bulunan kişilerin bundan yillar sonra verdikleri oy ile değerlendirileceklerini, çocuklari ve torunlarina “biz futboldaki ahlaksizliğa karşi duran yöneticilerdik” diyeceklerine inanmak istiyoruz.
    futbol ailesi bugüne kadar spordaki çirkinlikleri kendi kurallari içerisinde halletmedi, halletmeye gerek duymadi. ama artik yol bitti ve duvara dayandik. bundan sonra ya uygar memleketlerde olduğu gibi çirkinliğe tolerans göstermeden gerekeni yapacağiz ya da global futbol kamuoyunun önünde üçüncü dünya ülkeleri gibi davranip liderlerinin ölümünde abartili histeri krizine giren kuzey kore gibi aşağilanacağiz.

    ancak olağanüstü genel kurul gündemine bakilinca en azindan futbol ailesinin hedefinin uygar ülkeler olmadiği, zira suçun mağdurlarinin akla dahi gelmediği ve zararlarinin karşilanmasi için düşünce anlaminda dahi çaba olmadiği ortadadir. yani tek derdimiz suçun faillerini kurtarmaktir. ne için? sözde ligimizin marka değeri için…

    peki neymiş marka değerimiz? 3 milyon vatandaşimizin yaşadiği avrupa ülkelerinde lisansli türk futbolcu sayimiz, ülkemizin üzerinde. maçlarimizin televizyondan seyredildiği ülke sayisi yok gibi. müsabakalari seyreden ortalama seyirci sayisi bati avrupa ülkelerinin beşte biri kadar. uluslar arasi ciddi organizasyonlara katilmamiz tamamen tesadüflere bağli. iki hakemimiz dişinda yillardir uluslar arasi alanda başarili üçüncü bir hakem çikaramadik. birçok kulübümüz, altyapisinda beslenme-sağlik-saha gibi en basit gereksinimleri bile karşilayamamaktadir. amatör müsabakalarda saha içinde kalp krizi geçiren oyunculara müdahale edecek sağlik hizmeti dahi verilememektedir. ama buna rağmen herkesin dilinde bir marka değeri lafi! hileli malin değersiz sayilacağini, uzun vadede kaybedenin futbol ailesi olacağini dikkatinize sunuyorum.

    türk futbol ailesi olarak sorumluluğunuz suçun failini korumak değil, mağdurlari korumaktir. eğer yaptilar ise, şikecileri ve teşvikçileri korumak için gösterilen bu çabanin çok az bir kisminin son maçta küme düşen kulüplerin maddi ve manevi haklarinin tazmini için gösterilmesini beklemek hakkimizdir.

    bu kongrede alinacak kararin, ülkemiz futbolunu uluslar arasi kuruluşlar önünde zor duruma düşürmemesini temenni ediyorum. ancak altay kulübü olarak daha önce olduğu gibi ahlak mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğimizi, hakkimizi sonuna kadar arayacağimizi, ülkemizde hukukun egemen kilinasiya kadar konuyla ilgili yurt içi ve yurt dişinda her türlü girişimde bulunacağimizi, görevini yapmayan ilgililer hakkinda suç duyurusunda bulunma hakkimizi sakli tuttuğumuzu türk spor kamuoyuna bildiririz.
    şimdi birkaç tane de saptamada bulunmak istiyorum müsaadenizle. samimi olmak gerekirse ben aydinlar’in ve tff’nin bu karari alma konusunda tam kararli olmadiklarini en azindan yüz ifadelerinden anliyorum. bu benim fikrim. kendi vicdanlarinda bu konuda çarpiştiklarini görüyorum. ancak tff’nin mağduriyet doğurabilecek kulüplerle ilgili kafa yorarken, mağdur olabilecek kulüplerle ilgili hiçbirşey yapmamasi bizi çok üzmektedir. ve aklima takilan birkaç soru var:
    -fb’den kupa alinip diğer takimlara verilecekse, bu ligde şikeyi tescil etmek değil midir?
    -eğer bu uygulama gerçekleşirse, puan silme cezasinin 2010-2011 sezonuna uygulanmasi gerekmez mi? çünkü buradan mağdur olan kulüpler avrupa kupalarina gidememişlerdir, bazilari da ligden düşmüşlerdir. bunu bu seneye uygulamak demek, bu sene sportif başarisizliği olan takimlara avantaj sağlamak demektir.
    -benim bildiğim lig statüsü lig başlamadan önce hazirlanir ve lig sonuna kadar ayni talimatnamelerle devam eder. yani gs başkaninin söylediği gibi oyun oynanirken kurallar değişmez.

    futbol ailesinin bana göre babasi tff’dir. ama benim bildiğim baba evlatlari arasinda ayrim yapmaz. eğer evlatlarini düzgün ilişkilerle, adil olarak büyütürse kardeşler arasinda kavga çikmaz. ama bugün alinacak karar tff’nin istediği gibi çikarsa kardeşler önümüzdeki yillarda birbirinin kuyusunu kazar ve iş içinden çikilmaz hale gelir.
    bir de bizim ülkemizde kulüpler birliği var. aralarinda birkaç tanesini de özellikle tenzih ediyorum. sizler koca koca kulüplerin başkanlarisiniz. hepiniz önemli ailelerin mensuplarisiniz. birçoğunuz holding sahibisiniz. bizler sizlerin türk futbolu hakkinda söyleyeceklerinizi televizyondan ağzinizin içine bakarak seyrediyoruz. siz türk gençliğine para ve ahlak konusunda ders verme firsatini elinizden kaçirdiniz, yani sinifta kaldiniz. bunu birakin türk toplumuna anlatmayi, kendi çocuklariniza bile nasil anlatacağinizi düşünemiyorum. bu arada 4 büyükleri tebrik etmek lazim, aralarindan birine bir şey olma ihtimali olduğu anda diğer kulüplerimizin yöneticilik konusunda hiçbir işlevlerinin olmadiği ortaya çikmiştir. yani 4 büyük kulübümüzün sirtina yapişmişlar, hiçbir şey üretememişler ve bu şekilde yürümüşler.

    divan başkani: lütfen bitiriniz.
    hizliok: saygisizlik olarak algiladiysaniz çok özür diliyorum.
    salon: kimseye ahlak dersi vermeyiniz.
    divan başkani: sayin hizliok, lütfen bitiriniz.
    hizliok: bir şey söyleyip, konuşmayi bitireceğim. zaten bir daha bizim konuşma hakkimiz olacağini zannetmiyorum.

    şu anda cezaevinde bulunan giresunspor başkani ömer ülkü’nün kartal-giresun maçiyla alakali e.kalender isimli şahisla maçtan bir gün sonra görüşmesinde “biz bu maçi sizin için verdik” ifadesi vardir. bu ifadenin üstüne tff’nin ne düşüneceğini merak ediyorum. bir kereye mahsus şike yapma hakkini iddianamede yer almayan diğer kulüplere de tanimak zorunda mi kalacak?

    kulüp başkanlarindan bir kez daha özür diliyorum. saygilar sunuyorum.

    ***

    hızlıok’un konuşmasının (detaylarını bilmediğim hukuki konular hariç) hemen her satırının altına imzamı atıyorum… onunla uyuşmadığım tek bir cümlesi var, o da son bölümde süper lig kulüp başkanlarından özür dilediği kısım… o süper lig kulüp başkanları, ta ağustos’taki kulüpler birliği toplantısının sonunda, o günkü sözcü cavcav’ın ağzından “hep birlikteyiz. hep birlikte hareket ediyoruz” açıklaması yapmadılar mı? şimdi hızlıok’un konuşmasını engelleyen muhterem başkanlara soruyorum: o gün hangi konuda birlik kararı aldınız acaba? eğer birileri şike yaptıysa siz de mi onlarla birliktesiniz? o gün o açıklamayı okuyan başkan cavcav’ın, dün hızlıok’un konuşmasını bitirmek için elinden geleni yapması manidar değil mi?

    ***

    ayrıca benim dünkü tff genel kurulu’nda anlayamadığım bir detay var. kurulda tüm futbol ailesinin görüşlerinin dillendirildiği söyleniyor. allah aşkına türk futbol ailesi kifayetsiz kulüp yöneticileri artı şenol güneş’ten mi ibaret? türk futbol ailesinin içinde futbolcuların, antrenörlerin, hakemlerin temsil hakkı 100’de 1’e filan mı tekabül ediyor?
    tff genel kurulu’na girmek için bilmem kaç defa milli olma şartı konduğu için 283 kişi içine (rüştü, hakan gibi) yalnızca 2-3 futbolcu girebiliyor. milli takım çalıştırma şartı olduğu için antrenörlerin temsil hakkı da 5-6’yı geçmiyor! dün şenol güneş de konuşmasa türk futboluyla ilgili bu denli kritik bir karar alınırken sesi çıkanlar sadece kerametleri kendilerinden menkul kulüp yöneticileri olacak! el insaf! sayın erzik, sayın aydınlar; siz şimdi dün bu kritik kararı türk futbol ailesine mi danıştınız gerçekten?

    ***

    bu uzun yazıyı okuma sabrı gösterdiğiniz için teşekkür ediyor, konuyu sayın hızlıok’a bir çağrıyla bitiriyorum: sayın başkan… dün, “3 dakika daha konuşayım, zaten bize bir daha söz hakkı vermezler” gibi bir laf ettiniz. benim sizden ricam, siz türk futbolu üstüne kafa yormaya devam ediniz. eğer size orada söz hakkı verilmezse; bu kırık dökük sütun, her zaman sizin gibilerin aydın görüşlerine açık olacaktır…
App Store'dan indirin Google Play'den alın