16
maalesef bugün genç bir kayakçı antrenman sırasında yaşamını yitirmiş. * ailesine ve tüm kayak camiasına geçmiş olsun diyorum öncelikle.
az önce ibrahim seten twitter'dan şöyle bir ileti yazdı; 'boynu kırılan milli kayakçı aslı nemutlu'nun (18) ölümünü öğrenince ilk aklıma gelen: "aileler bu kadar tehlikeli spora nasıl izin veriyor?" 'söylemek istediğim birkaç şey var bunun üzerine.
7 8 yaşımdan beri kayak yapıyorum. 10 11 sene kadar da profesyonel olarak yaptım, il ve türkiye çapında yarışlara katıldım, madalyalar aldım vs. şunu açıkça söyleyebilirim ki, kayağa başladığımdan beri ne benim başıma böyle bir kaza geldi, ne de bir başkasından duydum. yani kayak sporu yaparken yaşamını kaybeden * kimse olmadı aslı'dan başka. olay tam olarak nasıl gerçekleşti bilmiyorum ama duyduğum kadarıyla kask takıyormuş kendisi antrenman sırasında, ki takmasaydı bile hocaları mutlaka uyarırdı kendisini.
dışarıdan bakıldığında bu sporun ne kadar tehlikeli gözüktüğünün farkındayım, yüksek hızla kayıyorsunuz, pistte oluşan her bir tümsek ya da çukurun kontrolünüzü kaybettirme riski var vs. ancak sporcuların kullandığı ekipman ve aldıkları eğitim, kaza riskini ya da olası bir kaza durumunda alacağınız riski azaltmak için gayet yeterli. sporcular kendileri için gereken önlemi alıyorlar, fakat federasyon ve organizatörler sporcu sağlığına ne kadar dikkat ediyor? bu tartışılır.
bir keresinde batı grubu yarışları için kayseri’deydik. yarışların son günü super g yapılacaktı, şu eurosport ta gördüğünüz yüksek hızda, az kapıyla yapılan yarışlar. bu yarışlara normalde büyükler ve gençler kategorisindeki yarışçılar alınır, minik ve çocuk 1 kategorisindeki yarışçılar alınmaz. çocuk 2 kategorisindeki yarışçılar ise pistin, karın ve havanın durumuna göre alınırlar ya da alınmazlar. hava koşulları ve pistin durumu kötü olduğunda ise bu yarış iptal edilir. o yarış sırasında çıkışa bir yarışmacı geldi, kaskı yoktu çocuğun sadece bereyle kayacaktı. bunu gören çıkış hakemi hocamız seni böyle yarıştırmam, kask bul birisinden dedi ve bir başka yarışçının kaskıyla yarışa girdi çocuk. pistin sağ tarafında irili ufaklı kayalıklar var, kapılar biraz uzak dikilmiş oradan ama yine de alan dar olduğu için bir risk söz konusu. bahsettiğim çocuk yarış başladığından 30 sn sora hızlı bir şekilde o kayalıklara girdi. hemen yarış durduruldu, yanına gidildi, sağlık ekipleri vs çağırıldı. sağlık ekipleri dediğim arkasında sedye bağlı bir jet ski’ye binen jandarmalar oluyor tabi. şunu açıkça söyleyebilirim ki eğer o gün o çocukta kask olmasaydı, şu an yaşamıyor olurdu. bu durumda sorulacak soru, 1- pistin etrafında niye ağ yok ya da bu kadar darsa kayılacak alan ve koruyucu önlem alamıyorsan neden yarışı iptal etmiyorsun? 2- neden yarış sırasında eğitimli acil yardım personeli bulundurmuyorsun?
spor ne kadar tehlikeli görünürse görünsün, onu tehlikeli yapan bizleriz aslında. sporcu açısından söyleyebileceğim şey yüzde 90’ı gerekli önlemleri alıyor, en azından kaskını takıyor – ki en gerekli ve etkili önlem budur -. eğitimciler de bu konuda bilinçliler. fakat federasyon ve özel yarışlar yapan organizatörler maalesef bu konuyu pek takıyor gibi değiller. türkiye şampiyonası gibi büyük organizasyonlarda daha çok güvenlik önlemi olsa bile il yarışları sırasında göstermelik önlemler dışında hiçbir şey yok. daha geçen şubat uludağ’da özel bir yarışa girdim, finish’i geçtikten sonra durmanız gereken alan 5 10 mt arası bir şey. yani orada durdunuz durdunuz, duramazsanız yandan gelen başka bir kayakçıya çarpma ihtimaliniz yüksek. *
özetle, gerekli önlemler ve yeterli eğitim alındığı ve koruyucu malzeme kullanıldığı sürece kayak sporu çok büyük ölçüde risksiz ve tehlikesiz, çok da zevkli bir spordur.
tekrardan geçmiş olsun tüm spor ve kayak camiasına. bir daha böyle kazaların yaşanmaması dileğiyle…
az önce ibrahim seten twitter'dan şöyle bir ileti yazdı; 'boynu kırılan milli kayakçı aslı nemutlu'nun (18) ölümünü öğrenince ilk aklıma gelen: "aileler bu kadar tehlikeli spora nasıl izin veriyor?" 'söylemek istediğim birkaç şey var bunun üzerine.
7 8 yaşımdan beri kayak yapıyorum. 10 11 sene kadar da profesyonel olarak yaptım, il ve türkiye çapında yarışlara katıldım, madalyalar aldım vs. şunu açıkça söyleyebilirim ki, kayağa başladığımdan beri ne benim başıma böyle bir kaza geldi, ne de bir başkasından duydum. yani kayak sporu yaparken yaşamını kaybeden * kimse olmadı aslı'dan başka. olay tam olarak nasıl gerçekleşti bilmiyorum ama duyduğum kadarıyla kask takıyormuş kendisi antrenman sırasında, ki takmasaydı bile hocaları mutlaka uyarırdı kendisini.
dışarıdan bakıldığında bu sporun ne kadar tehlikeli gözüktüğünün farkındayım, yüksek hızla kayıyorsunuz, pistte oluşan her bir tümsek ya da çukurun kontrolünüzü kaybettirme riski var vs. ancak sporcuların kullandığı ekipman ve aldıkları eğitim, kaza riskini ya da olası bir kaza durumunda alacağınız riski azaltmak için gayet yeterli. sporcular kendileri için gereken önlemi alıyorlar, fakat federasyon ve organizatörler sporcu sağlığına ne kadar dikkat ediyor? bu tartışılır.
bir keresinde batı grubu yarışları için kayseri’deydik. yarışların son günü super g yapılacaktı, şu eurosport ta gördüğünüz yüksek hızda, az kapıyla yapılan yarışlar. bu yarışlara normalde büyükler ve gençler kategorisindeki yarışçılar alınır, minik ve çocuk 1 kategorisindeki yarışçılar alınmaz. çocuk 2 kategorisindeki yarışçılar ise pistin, karın ve havanın durumuna göre alınırlar ya da alınmazlar. hava koşulları ve pistin durumu kötü olduğunda ise bu yarış iptal edilir. o yarış sırasında çıkışa bir yarışmacı geldi, kaskı yoktu çocuğun sadece bereyle kayacaktı. bunu gören çıkış hakemi hocamız seni böyle yarıştırmam, kask bul birisinden dedi ve bir başka yarışçının kaskıyla yarışa girdi çocuk. pistin sağ tarafında irili ufaklı kayalıklar var, kapılar biraz uzak dikilmiş oradan ama yine de alan dar olduğu için bir risk söz konusu. bahsettiğim çocuk yarış başladığından 30 sn sora hızlı bir şekilde o kayalıklara girdi. hemen yarış durduruldu, yanına gidildi, sağlık ekipleri vs çağırıldı. sağlık ekipleri dediğim arkasında sedye bağlı bir jet ski’ye binen jandarmalar oluyor tabi. şunu açıkça söyleyebilirim ki eğer o gün o çocukta kask olmasaydı, şu an yaşamıyor olurdu. bu durumda sorulacak soru, 1- pistin etrafında niye ağ yok ya da bu kadar darsa kayılacak alan ve koruyucu önlem alamıyorsan neden yarışı iptal etmiyorsun? 2- neden yarış sırasında eğitimli acil yardım personeli bulundurmuyorsun?
spor ne kadar tehlikeli görünürse görünsün, onu tehlikeli yapan bizleriz aslında. sporcu açısından söyleyebileceğim şey yüzde 90’ı gerekli önlemleri alıyor, en azından kaskını takıyor – ki en gerekli ve etkili önlem budur -. eğitimciler de bu konuda bilinçliler. fakat federasyon ve özel yarışlar yapan organizatörler maalesef bu konuyu pek takıyor gibi değiller. türkiye şampiyonası gibi büyük organizasyonlarda daha çok güvenlik önlemi olsa bile il yarışları sırasında göstermelik önlemler dışında hiçbir şey yok. daha geçen şubat uludağ’da özel bir yarışa girdim, finish’i geçtikten sonra durmanız gereken alan 5 10 mt arası bir şey. yani orada durdunuz durdunuz, duramazsanız yandan gelen başka bir kayakçıya çarpma ihtimaliniz yüksek. *
özetle, gerekli önlemler ve yeterli eğitim alındığı ve koruyucu malzeme kullanıldığı sürece kayak sporu çok büyük ölçüde risksiz ve tehlikesiz, çok da zevkli bir spordur.
tekrardan geçmiş olsun tüm spor ve kayak camiasına. bir daha böyle kazaların yaşanmaması dileğiyle…