2558
sözlükteki sevgi pıtırcıklarını görmemizi sağlamıştır.
muhtemelen ''2008 şampiyonluğunda büyük payı vardı, aslanlar gibi savaştı, saygıyı hakediyor'' diyen kişiler çubuklu tosun için de aynı düşüncelere sahiptir (?). nitekim o da altyapı dönemi de dahil 9 sene boyunca sarı-kırmızı renkler için oynadı ve sayısız başarı kazandı. fakat avrupa macerasından sonra türkiye'ye döndüğünde gerek tercihleri, gerek söylemleri, gerekse davranışları ile bizim gözümüzdeki imajını tamamen tersine çevirdi. servet de aynı hesap, 2008 yılındaki şampiyonluğumuzda verdiği katkının karşılığını kat be kat almıştır ve hak etmemesine rağmen halen almaktadır. bu süreç zarfında hepimizin malumu olan hal ve hareketleri tarafından da zerre saygı hakkı yoktur.
sabri ile karşılaştırılmasına ise diyecek söz bulamıyorum. sabri ve servet ha, random gülerdim de telif hakkı doktor'a ait, tatsızlık çıkmasın sonra aramızda. samsunspor maçı sonrası zaten fatih hoca ''sabri'yi oynatmak benim hatamdı'' diyerek sabri için yöneltilen haklı - haksız tüm eleştirileri geçersiz kılmıştı. kaldı ki sözlükte sabri'nin savunulmasının temel noktası da uzun bir sakatlığı henüz atlatıp hazır olmadan sahaya çıkması ve hatalarından ötürü sorumlu tutulmaması gerektiği yönündeydi. tüm hepsini bir kenara bırakalım, sabri bu renklere her zaman saygıyla hizmet etmiştir ve etmektedir. kendisine forma vermeyen hocasının ayağını kaydırmayı düşünmemiştir, takım içi huzuru bozmamıştır. saygı, ahlak ve terbiyesini hiçbir zaman kaybetmemiştir. sabri - servet kıyaslaması birçok açıdan mantıksız, anlamsız, saçma ötesidir. bu kıyaslamayı ortaya atanlara, doktora görünmelerini öneriyorum.
özet geç lan piç diyenler için son sözüm; başıma bir şey gelecekse de umrumda değil, servet'in bu takımdan bir an önce defolup gitmesi gerektiğini düşünüyorum.
muhtemelen ''2008 şampiyonluğunda büyük payı vardı, aslanlar gibi savaştı, saygıyı hakediyor'' diyen kişiler çubuklu tosun için de aynı düşüncelere sahiptir (?). nitekim o da altyapı dönemi de dahil 9 sene boyunca sarı-kırmızı renkler için oynadı ve sayısız başarı kazandı. fakat avrupa macerasından sonra türkiye'ye döndüğünde gerek tercihleri, gerek söylemleri, gerekse davranışları ile bizim gözümüzdeki imajını tamamen tersine çevirdi. servet de aynı hesap, 2008 yılındaki şampiyonluğumuzda verdiği katkının karşılığını kat be kat almıştır ve hak etmemesine rağmen halen almaktadır. bu süreç zarfında hepimizin malumu olan hal ve hareketleri tarafından da zerre saygı hakkı yoktur.
sabri ile karşılaştırılmasına ise diyecek söz bulamıyorum. sabri ve servet ha, random gülerdim de telif hakkı doktor'a ait, tatsızlık çıkmasın sonra aramızda. samsunspor maçı sonrası zaten fatih hoca ''sabri'yi oynatmak benim hatamdı'' diyerek sabri için yöneltilen haklı - haksız tüm eleştirileri geçersiz kılmıştı. kaldı ki sözlükte sabri'nin savunulmasının temel noktası da uzun bir sakatlığı henüz atlatıp hazır olmadan sahaya çıkması ve hatalarından ötürü sorumlu tutulmaması gerektiği yönündeydi. tüm hepsini bir kenara bırakalım, sabri bu renklere her zaman saygıyla hizmet etmiştir ve etmektedir. kendisine forma vermeyen hocasının ayağını kaydırmayı düşünmemiştir, takım içi huzuru bozmamıştır. saygı, ahlak ve terbiyesini hiçbir zaman kaybetmemiştir. sabri - servet kıyaslaması birçok açıdan mantıksız, anlamsız, saçma ötesidir. bu kıyaslamayı ortaya atanlara, doktora görünmelerini öneriyorum.
özet geç lan piç diyenler için son sözüm; başıma bir şey gelecekse de umrumda değil, servet'in bu takımdan bir an önce defolup gitmesi gerektiğini düşünüyorum.
