4763
son 9 maçta;
26 kasım 2011 galatasaray sivasspor maçında 1 gol,
7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında 1 gol
olmak üzere 2 gol yemiştir.
bu 9 maçın başlangıç maçı 30 ekim 2011 kayserispor galatasaray maçıdır ki bu maçla birlikte semih kaya forma giymeye başlamış ve 3 aralık 2011 gençlerbirliği galatasaray maçı ile 21 aralık galatasaray manisaspor maçı hariç geri kalan 7 maçta forma giymiştir.
geriye kalan 7 maçta 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı hariç semih kaya tomas ujfalusi ikilisi pek aksamamış ve muslera'ya iş düşürmemişlerdir.
son 9 maçta yenen 2 gol hakkında da semih kaya kendi hatasından dolayı bu golleri yediğimizi söylemiştir; ama canı sağolsundur. ayrıca bu 9 maç üzerinden gol yiyeceğimiz hususunda en çok korktuğum maç 3 aralık gençlerbirliği galatasaray maçı ve 21 aralık 2011 galatasaray manisaspor maçıdır. bu iki maçın ortak noktası ise maçlarda servet çetin'in oynamış olmasıdır.
buna göre ujfalusi'nin partnerinin gökhan zan ya da servet çetin olduğu 9 maçta 9 gol yemişiz. bu da demek oluyor ki maç başına 1 gol yemişiz.
ancak ujfalusi'nin partnerinin semih kaya olduğu 7 maçta 2 gol yemişiz. bu da maç başına 0.28 gol oluyor. buradan stoperlerin her ikisinin birden uyumlu olmasının ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
ayrıca toplamda 17 maçta 11 gol yemişiz ki, bu da maç başına 0.64'lük bir maç başı gol yeme oranına tekabül ediyor. geride kalan 17 haftada gol yediğimiz 7, yemediğimiz 10 maç var. gol yemediğimiz 10 maçın 7'sini kazanmışız, 3'ü ise berabere bitmiş. gol yediğimiz 7 karşılaşmada ise 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 4 galibiyet almışız. gol yediğimiz 7 maçta maç başına gol yeme oranı 1.57, gol yiyip kazandığımız maçlarda bu oran ise maç başına 1 gol. gol yemiş olup kazandığımız tüm maçlar ali sami yen spor kompleksi tt arena'da oynanmış. mağlup olduğumuz maçlarda maç başına gol yeme oranımız 3. dış sahada oynadığımız maçlarda maç başına gol yeme oranı 0.33. içerdeki maçlarda ise bu oran 1.
2010-2011 sezonunda ise ilk 17 maçlık kısımdan sonra, 21 gol yemişiz ki bu da maç başı 1,23'e denktir. yani geçen senenin ilk yarısına göre yediğimiz gollerde %47.61'lik düşüş olmuş. geçen sene ilk 17 maçın sonunda iç sahada 8 maçta 14 gol yemişiz. bu bize maç başına 1.75 gol yediğimizi gösterir. bu seneyle kıyaslarsak iç sahada yenen gollerde %42.85'lik düşüş göstererek hatrı sayılır bir ilerleme yapmışız. dış sahada ise 9 maçta 7 gol yemişiz, ki bu da maç başına 0.77 gol eder. geçen seneye kıyasla %44.4'lük bir gelişim göstermişiz.
galatasaray futbol takımı babalar gibi defans yapmayı öğrenmiştir. buradan şu sonuçlara varılabilir :
1- fatih terim adam etmiştir.
2- ujfalusi'nin gelişiyle defans bir kendine gelmiş, semih kaya şamda kayısı olmuştur.
3- felipe melo bize ön libero mevkinin barış özbek, mustafa sarp gibi karşı yakaya bilgi sızdıran yeteneksizlerden ya da trilyonlar kazanıp o parayı biriktiremeyen futbol fakirlerinden oluşmasının ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamıştır.
4- selçuk inan defansif görevlerini de ofansif görevleriyle birlikte sessiz ve derinden iyi yapmıştır.
5- muslera'nın elleri o kadar da küçük değilmiş.
26 kasım 2011 galatasaray sivasspor maçında 1 gol,
7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçında 1 gol
olmak üzere 2 gol yemiştir.
bu 9 maçın başlangıç maçı 30 ekim 2011 kayserispor galatasaray maçıdır ki bu maçla birlikte semih kaya forma giymeye başlamış ve 3 aralık 2011 gençlerbirliği galatasaray maçı ile 21 aralık galatasaray manisaspor maçı hariç geri kalan 7 maçta forma giymiştir.
geriye kalan 7 maçta 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı hariç semih kaya tomas ujfalusi ikilisi pek aksamamış ve muslera'ya iş düşürmemişlerdir.
son 9 maçta yenen 2 gol hakkında da semih kaya kendi hatasından dolayı bu golleri yediğimizi söylemiştir; ama canı sağolsundur. ayrıca bu 9 maç üzerinden gol yiyeceğimiz hususunda en çok korktuğum maç 3 aralık gençlerbirliği galatasaray maçı ve 21 aralık 2011 galatasaray manisaspor maçıdır. bu iki maçın ortak noktası ise maçlarda servet çetin'in oynamış olmasıdır.
buna göre ujfalusi'nin partnerinin gökhan zan ya da servet çetin olduğu 9 maçta 9 gol yemişiz. bu da demek oluyor ki maç başına 1 gol yemişiz.
ancak ujfalusi'nin partnerinin semih kaya olduğu 7 maçta 2 gol yemişiz. bu da maç başına 0.28 gol oluyor. buradan stoperlerin her ikisinin birden uyumlu olmasının ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
ayrıca toplamda 17 maçta 11 gol yemişiz ki, bu da maç başına 0.64'lük bir maç başı gol yeme oranına tekabül ediyor. geride kalan 17 haftada gol yediğimiz 7, yemediğimiz 10 maç var. gol yemediğimiz 10 maçın 7'sini kazanmışız, 3'ü ise berabere bitmiş. gol yediğimiz 7 karşılaşmada ise 2 mağlubiyet, 1 beraberlik ve 4 galibiyet almışız. gol yediğimiz 7 maçta maç başına gol yeme oranı 1.57, gol yiyip kazandığımız maçlarda bu oran ise maç başına 1 gol. gol yemiş olup kazandığımız tüm maçlar ali sami yen spor kompleksi tt arena'da oynanmış. mağlup olduğumuz maçlarda maç başına gol yeme oranımız 3. dış sahada oynadığımız maçlarda maç başına gol yeme oranı 0.33. içerdeki maçlarda ise bu oran 1.
2010-2011 sezonunda ise ilk 17 maçlık kısımdan sonra, 21 gol yemişiz ki bu da maç başı 1,23'e denktir. yani geçen senenin ilk yarısına göre yediğimiz gollerde %47.61'lik düşüş olmuş. geçen sene ilk 17 maçın sonunda iç sahada 8 maçta 14 gol yemişiz. bu bize maç başına 1.75 gol yediğimizi gösterir. bu seneyle kıyaslarsak iç sahada yenen gollerde %42.85'lik düşüş göstererek hatrı sayılır bir ilerleme yapmışız. dış sahada ise 9 maçta 7 gol yemişiz, ki bu da maç başına 0.77 gol eder. geçen seneye kıyasla %44.4'lük bir gelişim göstermişiz.
galatasaray futbol takımı babalar gibi defans yapmayı öğrenmiştir. buradan şu sonuçlara varılabilir :
1- fatih terim adam etmiştir.
2- ujfalusi'nin gelişiyle defans bir kendine gelmiş, semih kaya şamda kayısı olmuştur.
3- felipe melo bize ön libero mevkinin barış özbek, mustafa sarp gibi karşı yakaya bilgi sızdıran yeteneksizlerden ya da trilyonlar kazanıp o parayı biriktiremeyen futbol fakirlerinden oluşmasının ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamıştır.
4- selçuk inan defansif görevlerini de ofansif görevleriyle birlikte sessiz ve derinden iyi yapmıştır.
5- muslera'nın elleri o kadar da küçük değilmiş.