149
12.12.2011 tarihli milliyet gazetesindeki yazısı.
--- alıntı ---
fatih terim’in adaleti
belki bu maçı kaybetti; ama bana bu ligin ilk devresinin en iyi hocası kim derseniz, cevabım yine de şenol güneş olur. geçen yıl kendi elleriyle kurduğu harika takımın savunmasının merkezini (egemen’i), orta sahasının merkezini (selçuk’u) ve hücumunun merkezini (jaja ve umut’u) yitirmesine rağmen çok seri bir tedavi yaptı. savunmanın liderliğini glowacki’ye, orta sahanın anahtarını colman’a verdi. eğer hücumda da burak’ın yükünü biraz paylaştırabilseydi; muhtemelen şu anda ligde zirve ortaklığını sürdürecek, devler ligi’nde de son 16 kurasını bekliyor olacaktı.
trabzon’un 4 aydır bütün skor yükü burak’ın üstünde ve o durduğunda hayat durdu, her şey durdu. adrian ya da alanzinho, jaja gibi skor yapamıyorlar. defanstan egemen gibi duran top golcüsü çıkmıyor. burak’ın üstündeki baskı bu denli artmışken henrique (umut gibi) göbeğe kaydırılıp golcünün üstündeki yük de paylaştırılamıyor. bir takım da bir oyuncunun üstünde ancak bu kadar yol alabiliyor.
güneş’in kadrosu da o denli dar ki, dün kötü giden maçta bir şeyler değiştirmek için kulübesine baktığında sadece alanzinho’yu görebiliyordu (çünkü kalan 6 adam defansif oyunculardı)! şenol güneş, (bırakın umut’u ya da jaja’yı), dün galatasaray’ın yedek kulübesinde olan ceyhun-engin’e dahi sahip olsa eminim daha farklı varyasyonlar üretebilirdi.
* * *
terim’in de malzemesi güneş’ten beş kat iyi değil; ama tecrübeli teknik adam elindeki listeyi altyapıdan iki takviyeyle geliştirmeyi bildi. genç stoper semih, nobre, almeida ve rasmussen’le yaptığı kuvvet yarışını kazanmış, hızlı pedriel’e karşı zorlanmıştı. dün burak sınavından da alnının akıyla çıkarak hocasının yüzünü ağarttı, gökhan zan’a da bir süre daha tribünün yolunu gösterdi! emre belki harika bir gün geçirmedi; ama kazım’ın dünkü defansif çabasında (ve cech’e üstünlük kurup maçın kaderini değiştirmesinde) onun katkısını yadsımamak lazım. artık kazım, baros veya engin çok iyi biliyorlar ki, görevlerini eksik yaparlarsa florya’dan emre çolak’ın bir başka arkadaşı gelip rahatlıkla onların formasını da teslim alabilir!
galatasaray’daki bu gelişimde tabii ki çok farklı parametreler rol oynadı, ama dünün manşeti bence “terim’in adaleti” idi. eğer bir takımda (semih’inden riera’sına) herkes gerçekten eşit olduğuna inanırsa, birileri “daha eşit” değilse, işin yarısını bitirmiş oluyorsunuz. kalan yarısını da zaten futbolcular hallediyorlar.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
fatih terim’in adaleti
belki bu maçı kaybetti; ama bana bu ligin ilk devresinin en iyi hocası kim derseniz, cevabım yine de şenol güneş olur. geçen yıl kendi elleriyle kurduğu harika takımın savunmasının merkezini (egemen’i), orta sahasının merkezini (selçuk’u) ve hücumunun merkezini (jaja ve umut’u) yitirmesine rağmen çok seri bir tedavi yaptı. savunmanın liderliğini glowacki’ye, orta sahanın anahtarını colman’a verdi. eğer hücumda da burak’ın yükünü biraz paylaştırabilseydi; muhtemelen şu anda ligde zirve ortaklığını sürdürecek, devler ligi’nde de son 16 kurasını bekliyor olacaktı.
trabzon’un 4 aydır bütün skor yükü burak’ın üstünde ve o durduğunda hayat durdu, her şey durdu. adrian ya da alanzinho, jaja gibi skor yapamıyorlar. defanstan egemen gibi duran top golcüsü çıkmıyor. burak’ın üstündeki baskı bu denli artmışken henrique (umut gibi) göbeğe kaydırılıp golcünün üstündeki yük de paylaştırılamıyor. bir takım da bir oyuncunun üstünde ancak bu kadar yol alabiliyor.
güneş’in kadrosu da o denli dar ki, dün kötü giden maçta bir şeyler değiştirmek için kulübesine baktığında sadece alanzinho’yu görebiliyordu (çünkü kalan 6 adam defansif oyunculardı)! şenol güneş, (bırakın umut’u ya da jaja’yı), dün galatasaray’ın yedek kulübesinde olan ceyhun-engin’e dahi sahip olsa eminim daha farklı varyasyonlar üretebilirdi.
* * *
terim’in de malzemesi güneş’ten beş kat iyi değil; ama tecrübeli teknik adam elindeki listeyi altyapıdan iki takviyeyle geliştirmeyi bildi. genç stoper semih, nobre, almeida ve rasmussen’le yaptığı kuvvet yarışını kazanmış, hızlı pedriel’e karşı zorlanmıştı. dün burak sınavından da alnının akıyla çıkarak hocasının yüzünü ağarttı, gökhan zan’a da bir süre daha tribünün yolunu gösterdi! emre belki harika bir gün geçirmedi; ama kazım’ın dünkü defansif çabasında (ve cech’e üstünlük kurup maçın kaderini değiştirmesinde) onun katkısını yadsımamak lazım. artık kazım, baros veya engin çok iyi biliyorlar ki, görevlerini eksik yaparlarsa florya’dan emre çolak’ın bir başka arkadaşı gelip rahatlıkla onların formasını da teslim alabilir!
galatasaray’daki bu gelişimde tabii ki çok farklı parametreler rol oynadı, ama dünün manşeti bence “terim’in adaleti” idi. eğer bir takımda (semih’inden riera’sına) herkes gerçekten eşit olduğuna inanırsa, birileri “daha eşit” değilse, işin yarısını bitirmiş oluyorsunuz. kalan yarısını da zaten futbolcular hallediyorlar.
--- alıntı ---