resim
Selçuk İnan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Gaziantep FK
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 856
    son zamanlarda en mantıklı şekilde kariyerini şekillendiren türk futbolcu. manisa'da parladığında hemen istanbul takımlarıyla ilgili haberler çıkmaya başlamıştı. 2008 yazı yaklaşırken transferi garanti gibiydi artık. o zaman da en çok adı geçen takım galatasaray'dı. o dönemki selçuk şimdiki gibi de değildi tabii. hala hamdı oyunu. yetenekleri barizdi ama şimdiki oyun aklına sahip değildi. o dönemki galatasaray'sa yeni şampiyon olmuş olsa da teknik direktörlüğe skibbe'yi getirmiş, milli takıma verdiği 10 oyuncu yaz boyu yıpranmış ve büyük yönetimsel zaafiyetlerle sezona giren bi galatasaray'dı. eğer galatasaray'a gelse büyük ihtimal barış ve mehmet topal'ın arkasında kalacak, oynadığı zamanlarda da iki üç maçla asılıp sezon sonu başka bi yere postalanacaktı. trabzon'a gitmesi bu açıdan en doğrusu oldu. yine baskının yoğun olduğu bir yere gidiyordu ama en azından banko oyuncu olarak transfer edilmişti. şansı yaver gitti, colman gibi bi partnere sahip oldu. galatasaray'da olsa ayhan, barış ve topal'la oynayacaktı. başka bir şansı da onu çok iyi tanıyan ersun yanal'la çalışmasıydı tabii. daha sonra yine şanslıydı ki şenol güneş gibi bi adamla çalışmaya başladı. colman'la da düzenli şekilde oynamanın avantajıyla en iyi sezonunu geçirdi. 23 yaşında trabzon'a gittiğinde yetenekli bi dolu yerli oyuncudan biriydi. geçirdiği üç senenin sonundaysa ligin en iyi üç yerlisinden birine dönüştü. bu hale galatasaray ya da diğer istanbul takımlarında gelmesinin imkanı yoktu.

    bu açıdan ligdeki diğer yetenekli genç yerlilere bakışı değiştirmesini umuyorum selçuk'un. özellikle rijkaard ve wenger'in önderliğinde 2000'lerin ortasında iyice değişen "genç futbolcu" algısının bizi yanlış yönlendirdiği inancındayım. tabii bunda genç semih geyiğinin de etkisi var. her 20 yaşını geçmiş bi futbolcudan bahsederken mehmet demirkol ses tonuyla "yahu adamlar 18 yaşındaki topçuya genç demiyor artık biz kimlere genç diyoz" deniliyor. messi, krkiç, giovani ya da ramsey, wilshere, lukaku gibi ekstrem örneklerden yola çıkarak oluşturulan bu algıdan kurtulmak gerekiyor. selçuk örneği bunu kanıtlıyor. 23 gibi "geçkin" bi yaşta ilk büyük transferini yapan bi adam 26 yaşına geldiğinde elit bi oyuncuya dönüşmüşse ve hala önünde üst düzey futbol oynayacak 6-7 senesi varsa yeni parlayan topçuların üzerindeki baskıyı hafifletmek lazım. "iyi topçuysa 18'inde de belli olur kardeşim" diye kestirip atmanın veya "şans bulmaları lazım ille de gençler oynasın" diye tutturmanın kimseye faydası yok. misal değil süper lig'de, bank asya'da bile düzenli 11 futbolcusu olamayacağına inandığım emre çolak veya aydın yılmaz son üç senenin galatasaray'ında her son 30 maça çıksalar şimdikinden daha iyi futbolcular olacaklarını sanmıyorum. çünkü düzenli oynamaktan ziyade doğru yapının içinde şans bulmak önemli. selçuk'un dardanel - manisa - trabzon - galatasaray şeklindeki yolculuğu bu yüzden mühim. inşallah selçuk bütün bu algıların değişmesinde önemli bi figür olur, hem biz izleyenler hem de yeni parlayan topçular için.

    ha, kendini bu kadar kanıtlamış olmasına rağmen geriye verdiği pasların, yaptığı pas hatalarının çetelesini tutan, henüz 6 resmi maça çıktığı melo'yla 3 sene yanyana oynadığı colman'la aynı uyumu göstermesini bekleyen bi kitle de var galatasaray taraftarının içinde. işler kötü gittiği an ilk günah keçisi ilan edecekleri adam da selçuk olacaktır. umarım oyun olarak gösterdiği olgunluğu zihinsel olarak da gösterir o zaman. çünkü bu takımın aklı ve kalbi selçuk inan, herşeye hazırlıklı olmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın