selçuk inan

	Selçuk İnan
	Görev	:	Teknik Direktör
	Takım	:	Gaziantep FK
	Yaş	:	39
	Uyruk	:	Türkiye

• 851

  şu ana kadar galatasaray forması altında etkili bir oyun sergileyememesinin en önemli nedeni kesinlikle yanlış yerde oynatılmasıdır. selçuk inan bu takımda forvet arkası oynamaz. eğer oyun kurucumuz selçuk inan değilse kim? eğer selçuk inan oyun kurucumuz değilse ne?
  
  tanım: defans ile orta saha arası bağlantıda melo'yla birlikte yükü sırtlanması gereken oyuncumuz. hücum bölgesinde ayağına top gelsin diye beklersek daha çok ağlarız.
• 852

  maçlarda çok yoruluyor. kendisi pas dağıtan, duran top kullanan bir adam ancak bize geldiğinden beri deliler gibi koşuyor. yükünü hafifletebilirsek, performansı gözle görülür şekilde artacaktır.
• 853

  savunmadan topu alıp oyunu kurması gerekirken topu rakip savunmanın önünde alıyor. o öldürücü paslarını atması için markajsız durumda, şöyle bi kafasını kaldırıp bakması lazım. yani başka bi deyişle ofansif orta saha değil, iki ön liberodan sağdaki olmalıdır. soldaki zaten belli.*
  ha şu anki durumu kötü mü kesinlike değil. zaten çaktırmadan fena da istatistik yapmadı.
• 854

  türkiye'nin en iyi orta saha oyuncusudur, her maçta süper oynuyor gibi geliyor ne bileyim, büyülü, efsunlu sanki...
  
  mübalağa bir yana zamanla iyice kaynayacaktır kadroya, zira kendisi olmazsa yerine gelecek bir başkası daha yok...
• 855

  selçuk'un daha geriden gelip top çıkarması lazım, ilk yarı forvet arkası oynadı hiçbir şey yapamadı doğal olarak.terim'in anlaması gerekir artık selçuk'tan 10 numara olmaz!.nitekim ikinci yarı biraz daha geride oynamaya başlayınca, hem takım daha organize olmaya başladı, hem kendisi daha pozitifti.takımda riera'yı hatta melo'yu 10 numara oynatalım ama selçuk olmaz olmuyor işte.sene başından beri daha önde oynatmaya çalışıyoruz, sonuç hep olumsuz ne zaman ki hazırlık paslarını yapmaya başlıyor biraz daha geride kalıyor o zaman kendini buluyor selçuk.
• 856

  son zamanlarda en mantıklı şekilde kariyerini şekillendiren türk futbolcu. manisa'da parladığında hemen istanbul takımlarıyla ilgili haberler çıkmaya başlamıştı. 2008 yazı yaklaşırken transferi garanti gibiydi artık. o zaman da en çok adı geçen takım galatasaray'dı. o dönemki selçuk şimdiki gibi de değildi tabii. hala hamdı oyunu. yetenekleri barizdi ama şimdiki oyun aklına sahip değildi. o dönemki galatasaray'sa yeni şampiyon olmuş olsa da teknik direktörlüğe skibbe'yi getirmiş, milli takıma verdiği 10 oyuncu yaz boyu yıpranmış ve büyük yönetimsel zaafiyetlerle sezona giren bi galatasaray'dı. eğer galatasaray'a gelse büyük ihtimal barış ve mehmet topal'ın arkasında kalacak, oynadığı zamanlarda da iki üç maçla asılıp sezon sonu başka bi yere postalanacaktı. trabzon'a gitmesi bu açıdan en doğrusu oldu. yine baskının yoğun olduğu bir yere gidiyordu ama en azından banko oyuncu olarak transfer edilmişti. şansı yaver gitti, colman gibi bi partnere sahip oldu. galatasaray'da olsa ayhan, barış ve topal'la oynayacaktı. başka bir şansı da onu çok iyi tanıyan ersun yanal'la çalışmasıydı tabii. daha sonra yine şanslıydı ki şenol güneş gibi bi adamla çalışmaya başladı. colman'la da düzenli şekilde oynamanın avantajıyla en iyi sezonunu geçirdi. 23 yaşında trabzon'a gittiğinde yetenekli bi dolu yerli oyuncudan biriydi. geçirdiği üç senenin sonundaysa ligin en iyi üç yerlisinden birine dönüştü. bu hale galatasaray ya da diğer istanbul takımlarında gelmesinin imkanı yoktu.
  
  bu açıdan ligdeki diğer yetenekli genç yerlilere bakışı değiştirmesini umuyorum selçuk'un. özellikle rijkaard ve wenger'in önderliğinde 2000'lerin ortasında iyice değişen "genç futbolcu" algısının bizi yanlış yönlendirdiği inancındayım. tabii bunda genç semih geyiğinin de etkisi var. her 20 yaşını geçmiş bi futbolcudan bahsederken mehmet demirkol ses tonuyla "yahu adamlar 18 yaşındaki topçuya genç demiyor artık biz kimlere genç diyoz" deniliyor. messi, krkiç, giovani ya da ramsey, wilshere, lukaku gibi ekstrem örneklerden yola çıkarak oluşturulan bu algıdan kurtulmak gerekiyor. selçuk örneği bunu kanıtlıyor. 23 gibi "geçkin" bi yaşta ilk büyük transferini yapan bi adam 26 yaşına geldiğinde elit bi oyuncuya dönüşmüşse ve hala önünde üst düzey futbol oynayacak 6-7 senesi varsa yeni parlayan topçuların üzerindeki baskıyı hafifletmek lazım. "iyi topçuysa 18'inde de belli olur kardeşim" diye kestirip atmanın veya "şans bulmaları lazım ille de gençler oynasın" diye tutturmanın kimseye faydası yok. misal değil süper lig'de, bank asya'da bile düzenli 11 futbolcusu olamayacağına inandığım emre çolak veya aydın yılmaz son üç senenin galatasaray'ında her son 30 maça çıksalar şimdikinden daha iyi futbolcular olacaklarını sanmıyorum. çünkü düzenli oynamaktan ziyade doğru yapının içinde şans bulmak önemli. selçuk'un dardanel - manisa - trabzon - galatasaray şeklindeki yolculuğu bu yüzden mühim. inşallah selçuk bütün bu algıların değişmesinde önemli bi figür olur, hem biz izleyenler hem de yeni parlayan topçular için.
  
  ha, kendini bu kadar kanıtlamış olmasına rağmen geriye verdiği pasların, yaptığı pas hatalarının çetelesini tutan, henüz 6 resmi maça çıktığı melo'yla 3 sene yanyana oynadığı colman'la aynı uyumu göstermesini bekleyen bi kitle de var galatasaray taraftarının içinde. işler kötü gittiği an ilk günah keçisi ilan edecekleri adam da selçuk olacaktır. umarım oyun olarak gösterdiği olgunluğu zihinsel olarak da gösterir o zaman. çünkü bu takımın aklı ve kalbi selçuk inan, herşeye hazırlıklı olmalı.
• 857

  milli takımdaki kötü performansını yanında oynayan kötü topçulara bağlayabiliriz.
• 858

  galatasaray'da ne ara kötü performans gösterdiğini anlamadığım futbolcu. mevzu bahis kırk metreden gol atması,frikik atması falan mı? takımının şu anda asist kralı ve beyni konumundadır. insaf.
• 859

  türkiye milli takımında topa ayağını uzatmayan emre'nin yanında orta sahada mücadele etmektedir.. 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçının büyük kısmında defansif bir görev üstlenmiştir ve başarıyla da yerine getirmiştir bu görevi.. gökhan gönül şahsının açıklarını kapatmak için canı çıkmıştır..
• 860

  11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçında egemen ile girayın arasında oynatılan oyuncu. kötü oynamış, sözlükte farkettim.
• 861

  geriden çıkardığı topları görmemek için kör olmak lazım heralde. nasıl kötü oynuyormuş bu adam, aynı maçları mı izliyoruz ben anlayamıyorum. bizde adettir, görünmez kahramanlar sevilmez. göze batman lazım illa. topu alıp 2-3 kişiyi çalımlaman, 30 metreden gol atman, peş peşe ara pasları vermen, uçarak rakibin topunu kesmen falan gerek.
  
  bu adamın değerini anlamak için sakat veya cezalı olduğu bir maça denk gelmemiz gerek sanırım. bakalım geriden o topları kim çıkartıyor; takım ayağında nasıl top tutuyor... fundamenteli ve oyun görüşüyle nuri şahin'le birlikte mevkisindeki en iyi yerli oyuncudur. futbolu bıraktığında adı galatasaray efsaneleri arasında anılacaktır.
• 862

  gayet başarılıydı 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçında, defansif bir görevi vardı ve elinden geleni yaptı.bu adam xavi değil beyler kendinize gelin.
• 863

  11 kasım türkiye hırvatistan maçından sonra soyunma odasına giderken volkan demirel' in galatasaray taraftarına aleni küfür etmesi sonucunda sabri ve hakan balta' yı yalnız bırakmamış koridorda ki kavgaya dahil olmuş futbolcu. *
  
  (bkz: bildirildi tarzı habercilik)
• 864

  yanına aldığı 2 arkadaşı ile birlikte her maç sahada üçgen yapmayı öğretiyor. şükür namazı kıldırır taraftara.
• 865

  20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'nda attığı serbest vuruş sanırım 4-5 santim ile auta çıktı. eğer o girseydi kral'dı şimdi. olsun selçuk böyle devam aslan'ım.
• 866

  belirli bir standartı olan benim için enfes oyuncu.her maçta gereğini yapıyor.zaman ilerledikçe daha da iyi olacaktır.
• 867

  20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçının takımımız adına en iyi oyuncusudur. zaten tartışılacak bir tarafı yok kendisi büyük topçu.
• 868

  uzun zaman sonra, kazanılan frikiklerde heyecanlanma sebebidir.
• 869

  20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçı'nda attığı frikik direkten dışarı çıkmıştır. yavaş çekimde görülebilir.
• 870

  20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçında geçmiş maçlara oranla daha bir toparlanmış gözüken 8 numaramız.
• 871

  20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçında direği yalayan bir şutu olan futbolcumuz. eğer o top girseydi şu an kendisinden bu kadar az mı bahsedilirdi bilmiyorum ama maçın en iyilerinden biriydi. çalıştı didindi ve galatasaray'a geldiği günden beri baya yol katettiğini gösterdi.
• 872

  süperligde en çok markaj altında bulunan ve hocalar tarafından en çok dikkat edilmeli dediği futbolcudur. böylesine istim üzerindeyken bile mükemmel oynuyor.
• 873

  yanında melo oynayıp önüne lincoln gibi birisini koysak hem ofansif anlamda kafası daha rahat olur hem de daha fazla defansta kalır, performansı daha da artar.
• 874

  oyun stili olarak bana andrea pirlo'yu andıran orta saha oyuncumuz. fizik olarak aralarında fark var ama ortanın ortasında daha çok pozisyon bilgisi ve sezgisiyle savunma yapmaları, oyun kurarken yakalarsam derinlemesine pası atarım havaları, duran topları kullanma biçimlerini vs. düşününce nedense benzer oyun yapıları var diye düşünüyorum. umarım selçuk inan da andrea pirlo gibi üst düzey bir kariyer geçirir ve dünya çapında bir yıldız olur.
• 875

  topu ayağına aldığında otomatikman rakibi 8 kişi bırakmaktadır ve buna rağmen pas çıkarabilmektedir. eğer bu durumu lehimize çevirebilecek süratli, hızlı düşünebilen oyuncumuz olsaydı düşünemiyorum galatasaray futbol takımının rakiplerinin halini.