• 146
    6 kasım 2011 tarihli milliyet gazetesindeki yazısı

    --- alıntı ---

    davala, culio, einstein

    seyrantepe’de ikinci yarıda hareketli ve eğlenceli bir maç izledi sporseverler... sekiz yenili, elmander’li, melo’lu galatasaray’ın iç sahada eğlendirmesi tarihi gereğidir; ama bu kısıtlı kadrosuyla müsabaka estetiğine ciddi katkı yapan mersin’e kocaman tebrikler. istanbul’da, galatasaray ve mersin oynarken, sarı-kırmızılıların en iyi üç oyuncusu kalecisi, stoperi ve sağ bekiyse; golsüz maçın en net 3 pozisyonundan ikisini (moritz ve nduka’yla) misafir ekip, yakaladıysa kredinin yarıdan fazlasını nurullah sağlam’a vermek gerek.
    aslında terim için de kötü bir gün sayılmazdı dün... sezon başından beri oturtmak istediği (benim 2-3-2-3 diye tarif ettiğim) beklerin hücum organizasyonuna sık katıldığı düzenini en iyi uyguladığı günlerden biriydi. muslera, semih ve eboue’nin, galatasaray kariyerlerinin en iyi gününde fildişili’nin sağ bek performansına ayrı bir parantez açmak gerek. eboue, dün bazen aşırı özgüveni nedeniyle kritik top kayıpları yapsa da ileriye çıkışlarının hemen hepsinde etkili oldu ve orijinal pozisyonunu bir anlamda terim’e hatırlattı.
    dün terim’e gelen bir başka önemli uyarıya da kulak kesilmek gerek: gerek sabri, gerek eboue mecbur kalındığında farklı yerlerde oynayabilirler; ama her ikisi de multi-pozisyon oyuncular değiller. galatasaray’da şu anda farklı pozisyonlarda aynı verimi alabileceğiniz tek bir sağ bek var: o da terim’in yardımcılığını yapan ümit davala! sabri’yi ilk 45’te orta sahada kullanmak galatasaray’a bir devre kaybettirdi; ikinci yarıdaki değişikliğin ardından hem selçuk’un hem de ayhan’ın performansları (galibiyete yetmese de) gayet iyiydi.
    * * *
    maçta cevabını bulamadığım birkaç soruysa şöyle:
    1) dünkü riera’yı izlerken acaba herkes gibi terim’in aklına da culio gelmiş midir?
    2) oyun kurmada zaten çok iyi olan semih’in bir de ligin en yüksek fizik kalitesine sahip forvetlerinden nobre’ye karşı performansı (2 sene önce kewell’ı stoperde tercih eden) bülent korkmaz’a neler hissettirmiştir?
    3) aynen (samsun önündeki) fenerbahçe gibi dünkü galatasaray’ın da 10’un üstünde korner ve kenar frikiği kazandığı halde bu atışların hiçbirinde önceden çalışılmış bir organizasyon denememeleri garip değil midir? bütün bu topların ısrarla penaltı noktası üstüne atılması akla einstein’ın “aptallığın kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp, farklı sonuç almayı ummaktır” sözünü getirmiyor mu?

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın