861
öncelikle yeteneğini veya kalecilik özelliklerinden ziyade ne denli etiket düşkünü ve yabancı sempatizanı olduğumuzu gözler önüne sermiş olan kalecidir. yeteneğine veya kariyerine asla lafım yok. bana da düşmez zaten, italya'da oynamış, milli takımı ile kupa(lar) kaldırmış bir kaleciyi eleştirmek. fakat olayın özü şu ki adı "muslera" değil de "mustafa" olsaydı boku tömeğinden yemişti. tekrar vurgulamakta yarar görüyorum kaleciliğini falan eleştirdiğim yok elbette hata yapacak, sabretmek lazım falan ama farkında mısınız bu toleransı hiç bir türk'e ya da ismi duyulmamış ama potansiyel sahibi olan futbolculara göstermiyoruz. olayı ufuk-aykut-muslera kıyaslaması olarak ele almayın, sadece objektif olarak mevcut ön yargılarımızı görmeye çalışın. yabancıların iyi alt yapı eğitimi aldıkları, gençlerinin ise çoğu zaman daha tecrübeli oldukları bir gerçek ama bu derece taraflı ve bu derece ilahlaştırıcasına olayları yorumlamak ve hatalarını görmezden gelmemek lazım. örneğin bu senenin başında muslera değilde takıma birinci ligde düzenli olarak forma giyen, ismi çok duyulmamış ama potansiyeli olan bir isim getirilseydi ve ilk maçında topu elinden kaçırıp akabinde ki maçlarda da yine benzer hatalar yaparak takımının puan kaybetmesine yol açsaydı ne olurdu? adamı arenaya asardık herhalde yaa! ya da teknik heyet transferin son dönemlerinde yeteneklerine inandığı ama ismi olmayan bir futbolcuyu alıp takıma monte etmeye çalışsaydı ne olurdu. cevap çok basit (bkz: emmanuel culio). daha transferi açıklanır açıklanmaz, yemediği hakaret kalmamıştı. sonra iyi performans sergileyince de "afiyetle yedirdi bana entrymi, helal olsun", "sen yeter ki oyna aslanım yanılan biz olalım" şeklinde ifadeler aldı yürüdü. culio olayında aksi bir durum yaşansaydı zaten kimse bugün musleraya olduğu gibi bu denli romantik tavırlar içerisinde olmazdı. öyle "bekleyin arkadaşlar zımba gibi adam bu", " hişş hemen karar vermeyin beyler"... tarzı destekleyici tavırlar falan da göremezdik haliyle. işte benin anlamadığım nokta da bu! özetle renkdaşlarım feci şekilde yabancı sempatizanı ve etiket meraklısıyız. - bunu culio ve eboue başlıklarını kronolojik olarak incelerseniz de çok rahat anlayacaksınızdır zaten- evet kardeşim burası galatasaray, burası marka bir kulüp gelen futbolcu da öyle olacak diyenleriniz de mutlaka olacaktır ama o zaman çoğumuzun da dile getirdiği "ulan bu x takımı nereden getiriyor bu adamları da biz bulamıyor tee allahım yaa" havalarını bırakacağız, yok öyle tekkeyi beklemeden pilav yemek falan...
