142
uğur meleke'nin 22 ekim 2011 tarihli yazısı:
--- alıntı ---
yıldırım’ın çalmadığı düdükler
antalya’da bu sezonun açık ara en kötü maçı oynandı. hasan şaş futbolculuğu döneminde böyle temposuz maçları hareketlendirmek için bazen sahada arıza çıkararak müsabakanın tansiyonunu artırırdı; dün mardan’da öyle sıkıcı bir karşılaşma oynandı ki sanırım şaş bile kulübede uyuyakaldı (!)
* * *
gecenin futbol eziyetinde sahada dikkat çeken iki enteresan detay vardı sadece...
birincisi, yunus yıldırım’ın birçok faul beklentisini boşa çıkarması... herkes yıldırım’ın (az penaltı vermesinden mütevellit) kolay düdük çalmayan bir hakem olduğunu iddia ediyor. kesinlikle doğru değil. böyle bir iddiası olanlar istatistikleri incelesinler, yıldırım maç başına 30 üstü düdük ortalamasıyla her daim ligin çok faul çalan hakemleri içinde yer almıştır. zaten az penaltı çalmasının bu istatistiğiyle tezat bir durum olduğunu son yıllarda bu sütunda sıkça okudunuz (hatta bir yerde karşılaştığımızda bizzat kendisine de söyledim!)... belli ki yıldırım, artık ceza alanı dışında da faullere (ceza alanı içinde yaptığı gibi) daha fazla şüpheyle bakıyor. kararları doğrudur/yanlıştır tartışmıyorum; ama bu tavrı en azından daha tutarlı...
maçtaki ikinci dikkat çekici detaysa, ilk yarının ortalarında selçuk’un (bir futbolcunun sakat olduğunu zannedip) taca bıraktığı topu, mehmet eren’in nazikçe iade etmesiydi. tabii ki (basit bir taç atışı için bile göz göre göre yalan söyleyen futbolcuların var olduğu bu ligde) böylesine bir adamlık yaptığı için m.eren’e bravo... üstelik de bütün dünya, hafta içinde keita-niang işbirliğiyle böyle bir pozisyonda gelen golü tartışmışken... ama selçuk’un (ve diğer tüm futbolcuların) şunu da bilmesi gerek: özellikle mourinho’nun (chelsea’deyken) oyuncularına aksi yöndeki talimatı sonrası bu tarz pozisyonlarda artık pek kimse topu dışarı atmıyor. fifa, hakemlerinden (oyuncu sağlığıyla ilgili bir sorun varsa) oyunu ivedilikle durdurmasını (yani futbolcuların topu taca atmasını beklememesini) istiyor. yani orada m.eren (aynen keita-niang gibi) oynamaya devam etse ve antalya garip bir gol atsa kimsenin söyleyecek pek bir şeyi olamazdı.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
yıldırım’ın çalmadığı düdükler
antalya’da bu sezonun açık ara en kötü maçı oynandı. hasan şaş futbolculuğu döneminde böyle temposuz maçları hareketlendirmek için bazen sahada arıza çıkararak müsabakanın tansiyonunu artırırdı; dün mardan’da öyle sıkıcı bir karşılaşma oynandı ki sanırım şaş bile kulübede uyuyakaldı (!)
* * *
gecenin futbol eziyetinde sahada dikkat çeken iki enteresan detay vardı sadece...
birincisi, yunus yıldırım’ın birçok faul beklentisini boşa çıkarması... herkes yıldırım’ın (az penaltı vermesinden mütevellit) kolay düdük çalmayan bir hakem olduğunu iddia ediyor. kesinlikle doğru değil. böyle bir iddiası olanlar istatistikleri incelesinler, yıldırım maç başına 30 üstü düdük ortalamasıyla her daim ligin çok faul çalan hakemleri içinde yer almıştır. zaten az penaltı çalmasının bu istatistiğiyle tezat bir durum olduğunu son yıllarda bu sütunda sıkça okudunuz (hatta bir yerde karşılaştığımızda bizzat kendisine de söyledim!)... belli ki yıldırım, artık ceza alanı dışında da faullere (ceza alanı içinde yaptığı gibi) daha fazla şüpheyle bakıyor. kararları doğrudur/yanlıştır tartışmıyorum; ama bu tavrı en azından daha tutarlı...
maçtaki ikinci dikkat çekici detaysa, ilk yarının ortalarında selçuk’un (bir futbolcunun sakat olduğunu zannedip) taca bıraktığı topu, mehmet eren’in nazikçe iade etmesiydi. tabii ki (basit bir taç atışı için bile göz göre göre yalan söyleyen futbolcuların var olduğu bu ligde) böylesine bir adamlık yaptığı için m.eren’e bravo... üstelik de bütün dünya, hafta içinde keita-niang işbirliğiyle böyle bir pozisyonda gelen golü tartışmışken... ama selçuk’un (ve diğer tüm futbolcuların) şunu da bilmesi gerek: özellikle mourinho’nun (chelsea’deyken) oyuncularına aksi yöndeki talimatı sonrası bu tarz pozisyonlarda artık pek kimse topu dışarı atmıyor. fifa, hakemlerinden (oyuncu sağlığıyla ilgili bir sorun varsa) oyunu ivedilikle durdurmasını (yani futbolcuların topu taca atmasını beklememesini) istiyor. yani orada m.eren (aynen keita-niang gibi) oynamaya devam etse ve antalya garip bir gol atsa kimsenin söyleyecek pek bir şeyi olamazdı.
--- alıntı ---