341
the sydney morning herald'da 15 mart 2009 tarihli bir ropörtajı yayınlanmıştır. elimden geldiği kadarıyla harry'nın dediklerini çevirmeye çalıştım. afiyet olsun. *
--- alıntı ---
'istanbuldaki tarihi yerleri gezip görmek istiyorum fakat zamanım yok. çok fazla maç yapıyoruz ve zamanımız hep antrenmanlar ve dinlenmelerle geçiyor.makineler gibi yaşadığımız söylenebilir. '
istanbulda kişisel fizyoterapisti les gelis'le aynı evi paylaşan harry les hakkında şöyle demiş;
' les benim istanbuldaki ailem. burda hep birlikteyiz ve zamanımız yemek yemek, uyumak ve arada bir xbox oynamakla geçiyor. bunların dışında ben devamlı çalışıyorum zaten. '
' burada çok mutluyum, hava harika. artık güneşde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı, bronzlaşma üzerine biraz çalışmam lazım. biraz türkçe'de konuşabiliyorum. 'merhaba' diyebiliyorum ve... sanırım bu kadar' *
'oyuncular çok iyi. hepsi az biraz ingilizce konuşabiliyor fakat sahada hepimizin konuştuğu ortak bir futbol dili var.'
' eğer bir galatasaray taraftarına takımları ülkedeki ilk 4 kulüpten biri mi diye sorarsanız, sizi vurabilirler. onlar için türkiye'de tek bir kulüp var o yüzden bu kulübün bir parçası olmak muthiş bir şey.'
' oyuncuların üstünde çok fazla baskı var. ikinciliği kabul etmiyorlar. taraftarlar için ikinci olmak sonuncu olmakla eşdeğer. ancak birinci olursan mutlu oluyorlar. '
' evet çok baskı var ama bir açıdan bu harika. tabi bu saçlar için pek iyi değil, saçlarımda beyaz teller görmeye başladım ama sanırım futbolda biraz baskıya ihtiyacınız var. eğer baskı olmazsa rahatlayıp, baştansavma bir moda girebiliyorsunuz. '
' herkes bir maçta 10 gol görmek ister ve bende onların 9'unu atmak isterim fakat böyle birşey olamıyor çünkü artık herkes defans yapıyor. bu yüzden kontra atak oynamak zorundayız fakat ben bu tarz oyundan hoşlanmıyorum.
--- alıntı ---
ropörtajın tamamı ;
http://www.smh.com.au/...4/1236919631369.html
* *
--- alıntı ---
'istanbuldaki tarihi yerleri gezip görmek istiyorum fakat zamanım yok. çok fazla maç yapıyoruz ve zamanımız hep antrenmanlar ve dinlenmelerle geçiyor.makineler gibi yaşadığımız söylenebilir. '
istanbulda kişisel fizyoterapisti les gelis'le aynı evi paylaşan harry les hakkında şöyle demiş;
' les benim istanbuldaki ailem. burda hep birlikteyiz ve zamanımız yemek yemek, uyumak ve arada bir xbox oynamakla geçiyor. bunların dışında ben devamlı çalışıyorum zaten. '
' burada çok mutluyum, hava harika. artık güneşde yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı, bronzlaşma üzerine biraz çalışmam lazım. biraz türkçe'de konuşabiliyorum. 'merhaba' diyebiliyorum ve... sanırım bu kadar' *
'oyuncular çok iyi. hepsi az biraz ingilizce konuşabiliyor fakat sahada hepimizin konuştuğu ortak bir futbol dili var.'
' eğer bir galatasaray taraftarına takımları ülkedeki ilk 4 kulüpten biri mi diye sorarsanız, sizi vurabilirler. onlar için türkiye'de tek bir kulüp var o yüzden bu kulübün bir parçası olmak muthiş bir şey.'
' oyuncuların üstünde çok fazla baskı var. ikinciliği kabul etmiyorlar. taraftarlar için ikinci olmak sonuncu olmakla eşdeğer. ancak birinci olursan mutlu oluyorlar. '
' evet çok baskı var ama bir açıdan bu harika. tabi bu saçlar için pek iyi değil, saçlarımda beyaz teller görmeye başladım ama sanırım futbolda biraz baskıya ihtiyacınız var. eğer baskı olmazsa rahatlayıp, baştansavma bir moda girebiliyorsunuz. '
' herkes bir maçta 10 gol görmek ister ve bende onların 9'unu atmak isterim fakat böyle birşey olamıyor çünkü artık herkes defans yapıyor. bu yüzden kontra atak oynamak zorundayız fakat ben bu tarz oyundan hoşlanmıyorum.
--- alıntı ---
ropörtajın tamamı ;
http://www.smh.com.au/...4/1236919631369.html
* *