73
eğer ki yanlış hatırlamıyorsam bu maç o zamanlar yeni bir kanal olan tgrt' nin, bir türk takımının hem ulusal hem uluslararası anlamda yayınladığı ilk maçıydı. kura çekiminde united çıktığı andan itibaren galatasaray' ın şansını hemen tüm otoriteler sıfır olarak görmüşlerdi. manchester şöyle manchester böyle, o kadar çok anlatılır olmuştu ki, maç saatinde sahaya space jam filmindeki gibi canavarlar falan çıkacak sanmıştık. normal senin benim gibi adamlar çıktı sahaya. tabi o zamanlar bosman kuralları yok. o yüzden sahaya çıkan oyuncuların büyük kısmı ingiliz yıldızlardan oluşuyor. totalde de kadroda kimler yok ki; giggs, ince, cantona, schmeichel, hughes vs vs.
işte bu şartlar altında başlayan maçta ilk 7 dakikada iki gol yiyince bizleri aldı derin bir düşünce. maç sekize mi gidiyor ona mı gidiyor nedir. üstelik united öyle bir oynuyor ki bizim oyuncular yanlarında futbol olarak cüccük gibi kalmaya başladılar. ilk 20 dakika böyle geçtikten sonra bi şey oldu. ne oldu; arif erdem yaklaşık 30 metreden topu kalecinin üstünden ağlara bıraktı. ve inanamayacaksınız ama biz bu golü asla canlı olarak seyredemedik. neden derseniz o zamanlar naklen yayınların arasında reklam alınıyordu. öyle bant reklam falan değil, bildiğin reklam girip çıkıyor, sonra maç devam ediyordu. ve tgrt bu maçta reklam işini öyle bir abarttı ki maçın yarısı sizlere ömür. işte arif' in golünü böyle göremedik biz, sevincini gördük. anladık ki maç 2-1 olmuş. bu dakikadan sonra sahadaki takımlar arasındaki her tür fark sıfıra indi. galatasaray sağdan soldan ortadan gelmeye, manchester' i per perişan etmeye başladı. arada pozisyon da veriyordu ama önemli değil. çünkü kalede 3 gol yemesine rağmen devleşen bir hayrettin vardı.
çok uzatmayayım, maç önce 2-2 ye sonra 2-3 e ve sonunda da 3-3 e geldi. resmi olarak ortada bir beraberlik vardı ama kazanan tamamıyla galatasaray' dı.
işte bu şartlar altında başlayan maçta ilk 7 dakikada iki gol yiyince bizleri aldı derin bir düşünce. maç sekize mi gidiyor ona mı gidiyor nedir. üstelik united öyle bir oynuyor ki bizim oyuncular yanlarında futbol olarak cüccük gibi kalmaya başladılar. ilk 20 dakika böyle geçtikten sonra bi şey oldu. ne oldu; arif erdem yaklaşık 30 metreden topu kalecinin üstünden ağlara bıraktı. ve inanamayacaksınız ama biz bu golü asla canlı olarak seyredemedik. neden derseniz o zamanlar naklen yayınların arasında reklam alınıyordu. öyle bant reklam falan değil, bildiğin reklam girip çıkıyor, sonra maç devam ediyordu. ve tgrt bu maçta reklam işini öyle bir abarttı ki maçın yarısı sizlere ömür. işte arif' in golünü böyle göremedik biz, sevincini gördük. anladık ki maç 2-1 olmuş. bu dakikadan sonra sahadaki takımlar arasındaki her tür fark sıfıra indi. galatasaray sağdan soldan ortadan gelmeye, manchester' i per perişan etmeye başladı. arada pozisyon da veriyordu ama önemli değil. çünkü kalede 3 gol yemesine rağmen devleşen bir hayrettin vardı.
çok uzatmayayım, maç önce 2-2 ye sonra 2-3 e ve sonunda da 3-3 e geldi. resmi olarak ortada bir beraberlik vardı ama kazanan tamamıyla galatasaray' dı.