• 3779
    burası galatasaray sözlük, amatör bir ruhla kurulmuş, sadece galatasaraylı bir takım kişiler tarafından yönetilen ve yine sadece galatasaraylı taraftarların "bireysel" olarak, belli bir format dahilinde, çeşitli konular üzerinde bilgi ve düşüncelerini paylaştıkları sosyal bir platform ya da öyle bi'şey.

    hal böyle olunca, doğal olarak içerik sistemi de dinamik. bu durumda içeriği devamlı surette artarak değişen bir platformun yönetimi söz konusu olunca, başarı kavramı da göreceli hale geliyor ister istemez. çünkü tüm bu içeriği oluşturan ve yöneten sözlük yazarlarının (buna herkes dahildir; yazar, muhbir, mod vs.) her biri farklı bir beyne dolayısıyla da farklı bir düşünce yapısına sahip. bu sebeple, sözlük yönetimi konusunda arzu eden her yazar, "hatalılar, yanlış yapıyorlar, tamamen başarısızdır, fiyaskodur, eh işte idare eder, gördüğüm en kötü, en berbat yönetimdir" filan gibi söylemler ile başarı konusundaki düşüncelerini istediği şekilde değerlendirir ve dile getirebilir. ha bunu iğrenç, rezil, bok gibi filan diye tanımlamakta var tabii ama o ayrı konu.

    işin yönetim kısmına gelince, sol üst köşedeki logoya tıklayınca bazı kullanıcı adları göreceksiniz. iyidir, kötüdür filan diye başarı seviyelerini ölçtüğünüz kişiler de onlar. işte bu kişiler sözlükte rahat rahat yazan, istediği vakit sözlüğe girip, yazacağını yazıp, okuyacağını okuyup ardından misler gibi hayatlarına devam ederken bir şekilde moderasyon denen bu belaya bulaştılar veya bulaştırıldılar. bunu yapanları bilhassa esefle kınamadan da geçemeyeğim (!) .
    ancak yazarken çok daha mutlu oldukları konusunda sadece kanaate değil ciddi belgelere ve delillere de sahibim. bu belaya bulaşan kişiler, yazar oldukları için öncelikle yazma zevkinden mahrum kalıyorlar. az yazıp okumayı daha fazla seven bir yazar ise belki eskisinden daha fazla entry okuyor olmasına rağmen bu zevkinden de feragat etmek durumunda kalıyor, çünkü bir süre sonra sadece formata odaklı entry okuma moduna geçtikleri için bi'çeşit robotlaşma durumu oluşuyor bünyelerde. yedikleri onca laf, hakaret ve hatta küfürler de üstüne bonus olduğu gibi işinden, gücünden, ailesinden kısaca hayatından bir bölümü buraya ayırıp, maddi manevi hiçbir karşılık beklemeden elinden geldiğince birşeyler yapmaya gayret gösteriyorlar. zira başta sözlükler olmak üzere benzeri platformların olayı da budur zaten.

    artık o günler geçti, eskisi gibi bir mail hesabı açıp o hesapla herhangi bir siteye üye olup aldığın nick'in arkasına saklanarak istediğin kişi ya da kuruma hakaret etme, istediğin gibi sallama dönemleri geride kaldı. evet, belki doksanlarda böyle bir durum vardı ama bugün artık internet eskisi gibi sadece sanal bir dünya değil. istersen yazılımcının kralı, donanım, iletişim konularında aşmış biri ol, ama unutma ki o günler çoktan bitti. kabul etsen de, etmesen de artık internet eskisi gibi bir yer değil. "vay ben uzmanım, her saniye ip değiştiriyorum, proxy'lerin kralını, internet üzerinde iz bırakmamı sağlayacak programların şahını yazıp kullanıyorum, feriştahı gelse beni bulamaz" filan diye düşünüyorsan sadece kendini kandırırsın. internet üzerinde yaptığın/yazdığın her şeyden bizzat ve de şahsen sen sorumlusun. eğer hukuka aykırı bir eylemde bulunursan ve devletin ilgili kurumları da seni bulmak isterse tahmin edemeyeceğin kadar kısa sürede gelip bulurlar ki buna sen bile inanamazsın. kısaca normal yaşantında her kim isen burada da o kişisin.

    sonuç olarak burası yoğurt satılan bir yer değil. öyle olsa "ulan bu ne iğrenç işletme, bu ne rezil yönetim, daha demin yoğurt aldım bozuk çıktı, aha bak küflenmiş" dersin ki sonuna kadar da haklısındır, o zaman yönetim de senden özür diler ve yapması gereken neyse onu yapar.

    yazardı, yönetimdi, yoğurttu bi'acayip yazı oldu sanırım, bir de üstüne yazının sonunu bi'türlü bağlayamadım gitti. hem anlat anlat nereye kadar. aha da bağlıyorum. bitti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın