17
hiç çile çekmemiş taraftardır. öğleden sonra oynanacak maç için sabahın köründe stat önünde kuyruğa girmek, sıranın uzunluğunu görünce acaba maça girebilecek miyim endişesi yaşamak, içeri girdikten sonra açık tribünlerde akşama kadar güneş altında perişan olmak, tribünde yiyecek olarak sadece naylon poşette satılan kokmuş su, ve içine 10 gram peynir koyulmuş ve adına her ne hikmetse pide denilen ucubeleri yemek gibi şartları yaşamamıştır. maça 10 dakika kala tribüne giren, devre arasında en azından yeme içme alternatifleri olan, cep telefonuyla arkadaşlarını arayıp tezahürat dinleten yeni nesillere bu söylediklerim çok garip gelecektir.