5454
bilimum kez silip tekrar başladım yazıya, nasıl, hangi konudan başlasam bir türlü tutturamadım. 'eski futbolcumuz' demeye dilim varmıyor arda için. sanki, hiç gitmeyecek gibiydin be..
çok uzamıştı mesele. gitti, gidecek, gitmeyecek; galatasaray için de arda için de en hayırlısı buydu bana kalırsa. fakat tek negatif nokta, transferin zamanı, sezon sonunda gitse tepkiler biraz daha az olurdu sanki; niye bu kadar bekledi? niye gitmeyeceğim deyip, arkasından gitti? gibi sorular olmazdı mesela. olan oldu tabi..
bakıyorum da, arda'ya hala sallayanlar, galatasaraylılığını tartışanlar falan var. arda bu yüzden gitti işte en başta. iyi ki de gitti, kendisine daha fazla yıpratmadı. kimse kusura bakmasın, arda'yı koruyamadık, galatasaray taraftarı olarak sahiplenemedik adam akıllı arda'yı. çoğu kez, çoğu olaydan sonra hep yalnız kaldı arda. arkasında durulacağı en zor günlerinde sırtını çevirdi kimi kesim. sinema peşinde, galatasaray ruhu yok diye tezahürat yapıldı 90 dakika ötesi var mı? jo ile bir tutuldu. keita, lincoln deniliyor hala, fakat arda, takımın kaptanı en ufak bir olaydan sonra; tü, kaka! keita'ya, lincoln'e verilen destek bile verilmedi çoğu zaman arda'ya. medyaya yem oldu. çocukluğundan beri galatasaray ile yatıp kalkmış birinden bahsediyorum. yüzü gülmüyordu resmen son zamanlarında, zorla gülüyordu..
inanıyorum ki, arda ister real madrid'e gitsin ister chelsea'ye, hiç bir kulüpte galatasaray'da oynadığı kadar içten, mutluluk ve heyecanla oynayamayacaktır her şeye rağmen. burası onun evi. insan başka bir evde, her ne kadar lüks bir ev olursa olsun, kendi evindeki huzuru, mutluluğu bulabilir mi? imkansız..
arda'nın buralardan uzaklaşması gerekiyordu, uzaklaştı. olay bu. para için falan da satmadı takımını kimileri gibi, çocukluğundan beri en büyük hayali olan avrupa hedefini gerçekleştirdi. galatasaray'ın çocuğu olarak avrupa'da ismini duyuracak şimdi, neden gurur duymak yerine arkasından sallanıyor?
gönül isterdi ki bu sene de kalsın, takımı karanlıktan çıkaracakların içinde, takım kaptanı olarak takımın başında bulunsun ama şöyle de bir şey var ki, galatasaray ola ki önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi'ne gitti, o zaman 25 yaşında olacak arda için avrupa'ya gitmek daha da zor olurdu. o sene de kalsa, yaşı gelecek 26'ya. gitmesi gerekiyordu, gitti. madrid de yabancılık çekmez hem, nuri, mesut, hamit de orada.
tereyağından kıl çeker gibi top çalışların, çalımların, gülümsemen, forma aşkın falan..
çok koydu bu ayrılık be..
yolun açık olsun sipsi, yolun açık olsun koca kafa, yolun açık olsun kaptan..
sanmasınlar seni yalnız, biz hep buralardayız..
fotoğrafını yolla oralardan, arkasında 'mutluyum' yazsın yeter..
http://jaimelesport.blogspot.com/...cek-gibiydin-be.html
çok uzamıştı mesele. gitti, gidecek, gitmeyecek; galatasaray için de arda için de en hayırlısı buydu bana kalırsa. fakat tek negatif nokta, transferin zamanı, sezon sonunda gitse tepkiler biraz daha az olurdu sanki; niye bu kadar bekledi? niye gitmeyeceğim deyip, arkasından gitti? gibi sorular olmazdı mesela. olan oldu tabi..
bakıyorum da, arda'ya hala sallayanlar, galatasaraylılığını tartışanlar falan var. arda bu yüzden gitti işte en başta. iyi ki de gitti, kendisine daha fazla yıpratmadı. kimse kusura bakmasın, arda'yı koruyamadık, galatasaray taraftarı olarak sahiplenemedik adam akıllı arda'yı. çoğu kez, çoğu olaydan sonra hep yalnız kaldı arda. arkasında durulacağı en zor günlerinde sırtını çevirdi kimi kesim. sinema peşinde, galatasaray ruhu yok diye tezahürat yapıldı 90 dakika ötesi var mı? jo ile bir tutuldu. keita, lincoln deniliyor hala, fakat arda, takımın kaptanı en ufak bir olaydan sonra; tü, kaka! keita'ya, lincoln'e verilen destek bile verilmedi çoğu zaman arda'ya. medyaya yem oldu. çocukluğundan beri galatasaray ile yatıp kalkmış birinden bahsediyorum. yüzü gülmüyordu resmen son zamanlarında, zorla gülüyordu..
inanıyorum ki, arda ister real madrid'e gitsin ister chelsea'ye, hiç bir kulüpte galatasaray'da oynadığı kadar içten, mutluluk ve heyecanla oynayamayacaktır her şeye rağmen. burası onun evi. insan başka bir evde, her ne kadar lüks bir ev olursa olsun, kendi evindeki huzuru, mutluluğu bulabilir mi? imkansız..
arda'nın buralardan uzaklaşması gerekiyordu, uzaklaştı. olay bu. para için falan da satmadı takımını kimileri gibi, çocukluğundan beri en büyük hayali olan avrupa hedefini gerçekleştirdi. galatasaray'ın çocuğu olarak avrupa'da ismini duyuracak şimdi, neden gurur duymak yerine arkasından sallanıyor?
gönül isterdi ki bu sene de kalsın, takımı karanlıktan çıkaracakların içinde, takım kaptanı olarak takımın başında bulunsun ama şöyle de bir şey var ki, galatasaray ola ki önümüzdeki sezon şampiyonlar ligi'ne gitti, o zaman 25 yaşında olacak arda için avrupa'ya gitmek daha da zor olurdu. o sene de kalsa, yaşı gelecek 26'ya. gitmesi gerekiyordu, gitti. madrid de yabancılık çekmez hem, nuri, mesut, hamit de orada.
tereyağından kıl çeker gibi top çalışların, çalımların, gülümsemen, forma aşkın falan..
çok koydu bu ayrılık be..
yolun açık olsun sipsi, yolun açık olsun koca kafa, yolun açık olsun kaptan..
sanmasınlar seni yalnız, biz hep buralardayız..
fotoğrafını yolla oralardan, arkasında 'mutluyum' yazsın yeter..
http://jaimelesport.blogspot.com/...cek-gibiydin-be.html
