5406
şimdi kendi açımdan sağ salim bir değerlendirme yapmam gerekirse gidişi hem üzmüş, hem de sevindirmiştir.
şöyle bir bakınca biz millet olarak bir şeyleri abartmayı o kadar çok seviyoruz ki, sevdiğimiz-önemsediğimiz birine, bir şeye bile zarar vermeye başlıyoruz. aynı şeyi ayhan için de söyledim, ya işte 10 yıldır galatasarayda nasıl ıslıklanır? abicim öyle bir ıslıklanır ki eğer o adamın takımda kalması, benim sevdiğim takima zararsa ıslıklarım. aynı şey arda için de geçerli, bir adamın aklına ayrılık cümlesi bir kere girdiği an, o ilişkiden bir daha bir bok olmaz. iş, aşk, aile hayatında zihninden bir kere ayrılırsam ne olur acaba diye geçirirsen artık ayrılmaya hazırlarsın kendini ve arda daha 2 sene önce ayrıldı galatasaraydan ama bizim haberimiz yeni oldu.
arda'nın gidişine sevinmem onun adına iyi olduğundandır. çünkü biz birini sevdiğimiz zaman bokunu çıkararak severiz, kafası kopsa da oynasın, galatasarayla yatsın, galatasarayla kalksın isteriz. yok öyle bir dünya kardeşim, herkesin kendi derdi , kendi hayatı var. söylerken kolay galatasaray benim hayatımın merkezi ama öyle olmuyor işte, hayatının merkezinde önce sen varsın, ondan sonra yan etmenler. al işte dangalak fenerbahçe taraftarını görüyorsunuz aziz yıldırım sevgileri ile ne hale geldiler. hala da peşinden gidiyorlar. fenerbahçe taraftarlığını bıraktılar, aziz yıldırım taraftarlığı peşine koştular. konuyu yine dağıttım galiba heh sevindim gidişine, bu iki yüzlü medyadan, taraftardan vs vs diğer etmenlerden kaçışına sevindim. inşallah çok iyi olur onun için..
gidişine üzüldüm çünkü galatasaray futbol takımı türk statüsünde oynayacak yetenekli bir kanat adamını kaybetmiştir. bundan daha da fazla üzülmemi kimse beklemesin çünkü bu taraftarla politik oyunlar oynayan bir adamın arkasından büyük kaptan diye bağırmamı beklemeyin benden. ben buradaki bir çok yazardan daha az duygusal bakıyorum olaylara. mesela şimdi sabri'yi liverpool transfer etse çok üzülürüm. galatasaray kaliteli bir türk kaybetti diye değil, galatasaray cidden büyük bir galatasaraylı kaybetti diye üzülürüm. arda'nın ilk çıktığı zamanlarda yaptığı açıklamaları ve son 2 yıldır yaptığı açıklamaları bir okuyalım bakalım neler değişmiş göreceğiz. bir arkadaş demiş ya ''galatasaray'ın sözleşmeli futbolcusuyum'' dediği an zaten bitti gibisinden. eğer arda ben galatasarayın sözleşmeli futbolcusuyum diyorsa , kusura bakmasın ben de ona giderken galatasarayın sözleşmeli bir futbolcusunu göndermiş gibi davranırım.
arif'in, hakan'ın, sabri'nin, bülent'in ve nicelerinin görmediği sevgiyi gördü arda bu kulüpten, yıllarca bülent'in arkasında kaptanlık bekledi hakan şükür, arif ise son yılları hariç kaptanlık görmedi bu takımda.. arda ? daha 20 yaşında posta koydu kulübe, e sabrinin günahı neydi.. ben sabri'ye bu taraftarın ana avrat sövdüğünü ve sabri'nin bunu duyup , oyundan çıkarken taraftarı alkışladığını gördüm. maç sonu demeç verdiğinde taraftar döver de , sever de dediğini gördüm. ben en baştan beri arda'ya büyük anlamlar yüklenmesine karşıydım. evet iyi bir galatasaraylıydı, çok çok yetenekli bir futbolcuydu ama onu daha hiç bir şey yapmadan efsane kategorisine sokmak taraftar ve dönemin yönetiminin iş güzarlığıdır.
son bir cümle de ünal aysal için geliyor. gerçekten yaptıkları ile git gide sevmeye başladım ünal aysal'ı, arda turan'ı yalvar yakar takımda tutmak yerine, gitmek isteyenin yolu açık olsun demesi ne bileyim benim çok hoşuma gitti. adnan polat bir kere bu hataya düştü arda turan'ın o zaman ki hal ve hareketlerini hatırlıyoruz.
neyse efendim velhasıl galatasaray çok yetenekli bir futbolcusunu kaybetti hepsi bu, bu taraftar çok büyük kaptanlar, çok büyük efsaneler gördü ve daha da görecek. o yüzden inşallah bundan sonra gelecek yeteneklerde aynı hatalara düşmeyiz.
şöyle bir bakınca biz millet olarak bir şeyleri abartmayı o kadar çok seviyoruz ki, sevdiğimiz-önemsediğimiz birine, bir şeye bile zarar vermeye başlıyoruz. aynı şeyi ayhan için de söyledim, ya işte 10 yıldır galatasarayda nasıl ıslıklanır? abicim öyle bir ıslıklanır ki eğer o adamın takımda kalması, benim sevdiğim takima zararsa ıslıklarım. aynı şey arda için de geçerli, bir adamın aklına ayrılık cümlesi bir kere girdiği an, o ilişkiden bir daha bir bok olmaz. iş, aşk, aile hayatında zihninden bir kere ayrılırsam ne olur acaba diye geçirirsen artık ayrılmaya hazırlarsın kendini ve arda daha 2 sene önce ayrıldı galatasaraydan ama bizim haberimiz yeni oldu.
arda'nın gidişine sevinmem onun adına iyi olduğundandır. çünkü biz birini sevdiğimiz zaman bokunu çıkararak severiz, kafası kopsa da oynasın, galatasarayla yatsın, galatasarayla kalksın isteriz. yok öyle bir dünya kardeşim, herkesin kendi derdi , kendi hayatı var. söylerken kolay galatasaray benim hayatımın merkezi ama öyle olmuyor işte, hayatının merkezinde önce sen varsın, ondan sonra yan etmenler. al işte dangalak fenerbahçe taraftarını görüyorsunuz aziz yıldırım sevgileri ile ne hale geldiler. hala da peşinden gidiyorlar. fenerbahçe taraftarlığını bıraktılar, aziz yıldırım taraftarlığı peşine koştular. konuyu yine dağıttım galiba heh sevindim gidişine, bu iki yüzlü medyadan, taraftardan vs vs diğer etmenlerden kaçışına sevindim. inşallah çok iyi olur onun için..
gidişine üzüldüm çünkü galatasaray futbol takımı türk statüsünde oynayacak yetenekli bir kanat adamını kaybetmiştir. bundan daha da fazla üzülmemi kimse beklemesin çünkü bu taraftarla politik oyunlar oynayan bir adamın arkasından büyük kaptan diye bağırmamı beklemeyin benden. ben buradaki bir çok yazardan daha az duygusal bakıyorum olaylara. mesela şimdi sabri'yi liverpool transfer etse çok üzülürüm. galatasaray kaliteli bir türk kaybetti diye değil, galatasaray cidden büyük bir galatasaraylı kaybetti diye üzülürüm. arda'nın ilk çıktığı zamanlarda yaptığı açıklamaları ve son 2 yıldır yaptığı açıklamaları bir okuyalım bakalım neler değişmiş göreceğiz. bir arkadaş demiş ya ''galatasaray'ın sözleşmeli futbolcusuyum'' dediği an zaten bitti gibisinden. eğer arda ben galatasarayın sözleşmeli futbolcusuyum diyorsa , kusura bakmasın ben de ona giderken galatasarayın sözleşmeli bir futbolcusunu göndermiş gibi davranırım.
arif'in, hakan'ın, sabri'nin, bülent'in ve nicelerinin görmediği sevgiyi gördü arda bu kulüpten, yıllarca bülent'in arkasında kaptanlık bekledi hakan şükür, arif ise son yılları hariç kaptanlık görmedi bu takımda.. arda ? daha 20 yaşında posta koydu kulübe, e sabrinin günahı neydi.. ben sabri'ye bu taraftarın ana avrat sövdüğünü ve sabri'nin bunu duyup , oyundan çıkarken taraftarı alkışladığını gördüm. maç sonu demeç verdiğinde taraftar döver de , sever de dediğini gördüm. ben en baştan beri arda'ya büyük anlamlar yüklenmesine karşıydım. evet iyi bir galatasaraylıydı, çok çok yetenekli bir futbolcuydu ama onu daha hiç bir şey yapmadan efsane kategorisine sokmak taraftar ve dönemin yönetiminin iş güzarlığıdır.
son bir cümle de ünal aysal için geliyor. gerçekten yaptıkları ile git gide sevmeye başladım ünal aysal'ı, arda turan'ı yalvar yakar takımda tutmak yerine, gitmek isteyenin yolu açık olsun demesi ne bileyim benim çok hoşuma gitti. adnan polat bir kere bu hataya düştü arda turan'ın o zaman ki hal ve hareketlerini hatırlıyoruz.
neyse efendim velhasıl galatasaray çok yetenekli bir futbolcusunu kaybetti hepsi bu, bu taraftar çok büyük kaptanlar, çok büyük efsaneler gördü ve daha da görecek. o yüzden inşallah bundan sonra gelecek yeteneklerde aynı hatalara düşmeyiz.